Paris Patlaması
LİNDA: Kırmızı Çember'de bu özel bölüme hoş geldiniz. Ben Linda Benyo Hoppe, Geoffrey Hoppe ile birlikte Adamus Saint Germain'e kanal olmak için hazırız. Kırmızı Çember'de böyle bir bölüm Paris'te meydana gelen olaylar, patlamalar ve yaşanan trajedi nedeni ile yapılmıştır. Bize, Adamus'un bu durum ile ilgili iç görülerini merak edenler tarafından çok talep geldi. Biz Paris'te olanlara dair daha geniş bir perspektif sunabilmek için o nedenle bu özel bölümü yarattık. Hoş geldin Adamus. Seni dinlemek bizim çok hoşumuza gidecek. Senin bakış açın nedir? ADAMUS: Elbette. Ben Egemen Alan'dan Adamus. Bana Paris'te yaşanan patlamalar ile ilgili durumu sordunuz. Ben sizin önce benim son yaşamımda St. Germain Kontu olarak Fransa'da çok uzun yıllar geçirdiğimi bilmenizi isterim. Orası gezegendeki en enfes yerlerden birisi idi ve ben artık bu dünyada insan formunda yaşamasam da - ben çoğunun Yükselmiş Üstat dediği biriyim - ben hala Fransa'daki insanlara ve ülkeye derin bir sevgi duyuyorum. Ama ben bu durumun Fransa sınırlarının, hatta Avrupa'nın dışından kaynaklandığını da anlıyorum. Bu global bir durum. O neden ile ben bugün bu konuyu ele almaya geldim. O neden ile benim bir grubun veya başka bir şeyin tarafını tutmadığımı anlayın. Ben bu trajediden hemen sonra bu olaydan etkilenen herkese önerilerimi, sevgimi ve desteğimi sunmak için Paris'e geldim. Ben enerjilerimi özellikle Paris'e odaklıyorum ama ben onları aynı zamanda tüm dünyada korku içinde olanlar ve şu anda neler olduğunu merak edenler için de ulaşılabilir kıldım, sadece saldırıda kurban olanlar için değil, sadece terörist olmayanlar diye nitelendirdikleriniz için değil ama herkes için. Bana başka çok sayıda melek tarafından eşlik ediliyor. Bu meleksi varlıklar daha önce Dünya üzerinde yürüdüler ve onlar şimdi birer Yükselmiş Üstat. İnsanlara diğer realitelerden hizmet eden bu meleksi varlıklar, onların bu gezegendeki yolculuklarına yardım ediyorlar. O nedenle ben bu konuyu tamamen açıklığa kavuşturmak istiyorum, ben Fransa'ya ve Fransa ile ilgili her şeye muazzam bir sevgi besliyorum ve ben başka birçok varlık gibi şimdi aynı zamanda burada tüm gezegene, tüm insanlığa hizmet veriyorum. LİNDA: Teşekkür ederim. Ocak 2015'te gerçekleştirdiğimiz ProGnost çalışmamızda sen bize 2015'in son aylarında bazı olayların meydana geleceğini ve bunun dünya liderlerini bu gezegenin geleceği, gerçek özgürlük ve barış konularında bir arada toplanmaya iteceğini söylemiştin. Senin Ocak ayında kastettiğin şey bu muydu? ADAMUS: Hiçbir varlık, insan olsun ya da olmasın, aslında meydana gelecek olayların ne olacağını tam olarak öngöremez. Biz dünyanın gittiği yöne bakıyoruz ve sen bizim bu yılın başında gerçekleştirdiğimiz yıllık toplantımızda dünyanın eğilimlerini konuştuğumuz bölüme işaret ediyorsun. Ben o zaman 2015'in birbiri ardına gelecek çeşitli olayların yılı olacağını söylemiştim. Bunlar belki tek başına olağanüstü olaylar olmayabilirdi ama bunlar insanlığı çok yoran olaylar olacaktı çünkü siz yeniden rahat hissetmeye başladığınızda aniden Paris'te olduğu gibi olaylar meydana geldi; tam olaylar yatışmışken bir yenisi meydana geldi. Yani o Paris'te bir bombalama olayı olacağının bilişi değildi ama gezegeni şu an sarmış olan huzursuzluğa dair bir bilişti. Tüm gezegende yükselen bu huzursuzluk özgürlük eğilimi ve arzusundan kaynaklanıyor. Tüm dünyada insanlar uyanışa geçtiler. Gerçek özgürlük için giderek daha çok, daha çok arzu oluşuyor. Bu aynı zamanda ters bir tepki, karşı bir tepki de yaratıyor çünkü geri gitmek isteyenler var - zamanda geri gitmek isteyenler, eski değerlere geri dönmek isteyenler, eski geleneklere dönmek isteyenler var. Onlar kendilerinin ve başkalarının özgür olmasından korkuyor. Onlar insanlığın bu uyanışından korkuyorlar, bu nedenle onların yaptığı şey geri tutmaya ve özgürlüğü tamamen kısıtlamaya çalışmak oluyor. Ama burada oyuna önemli bir unsur katılıyor çünkü şimdi olduğu gibi Yeni Enerjiye, yeni bilince geçiş yaşanan böyle zamanlarda, gezegende birçok güç oyunu meydana geliyor. Muazzam bir güç arayışı var ve sizin o terörist diye adlandırdıklarınız sadece bu nedenle hareket etmiyorlar, onlar bunun gücü çekmek için müthiş bir yol olduğunu keşfettiler. Ama sonuçta, en sonunda, özgürlük arzusu, güç arzusuna baskın çıkacak ve onun yerine geçecek. Önümüzdeki yıllarda veya önümüzdeki on yıllarda da olacak olsa, bu dünya, gücün gerçekten bir illizyon olduğunu fark edecektir. Güç eski bir insan oyunudur ve onun bu gezegende artık yeri yok. LİNDA: Bu dini bir savaş mı? ADAMUS: Bu dini bir örtü veya maske altında gerçekleşiyor. Tabii ki burada dini gruplaşmalar rol oynuyor ama bu sonuçta her şeyden çok güç ile ilgili; ama bu, bu dini görüntü, bu dini maske ile gücü elde etmenin müthiş bir yolu. Ama sonuçta bu bir din savaşı değil ama kılıç seslerini duyurmak, insanları teşvik etmek, adam toplamak için harika bir yol. Ama hayır, aslında din savaşı değil. Şimdi kastedilen o varlığın dinlerde, Hıristiyanlıkta, İslam inancında ve diğer dini unsurlarda kökenleri var. Sizin bu gezegende, Paris'te olduğu gibi, gördüğünüz olayların tarihi on yıl öncesine veya yüzyıl öncesine dayanmıyor. Bunların kökeni binlerce, binlerce, binlerce yıl öncesinde yatıyor. Örneğin Paris'teki bombalamalar cuma günü ayın 13'ünde meydana geldi. Bunun böyle olması oldukça senkronize bir şey çünkü bunun 700 yıl önce Kudüs'te kurulan Tapınak Şövalyeleri ile alakalı olan asıl 13'ü cuma günü olayı ile ilgisi var. Tapınak Şövalyeleri, Kudüs'e giden hacıları yolda soygunculardan, hırsızlardan korumak için kurulmuş olan bir birlikti ama sonuçta Tapınak Şövalyeleri de papanın otoritesinde muazzan güç ve zenginlik kazandılar. Fransa'da Kudüs Şövalyeleri'nin yaptıkları hoşuna gitmeyen bir kral vardı, onların göreceli olarak egemen olması onun hoşuna gitmedi. O, bu nedenle Avrupa'nın çeşitli yerlerindeki Şövalyeleri bir cuma günü ayın 13'ünde kendi himayesindeki bir toplantıya, bir ziyafete çağrdı ki bu aslında bir infazdı. Siz bunların eski dini olaylar ile bağı ve birçok bağlantısı olduğunu görebilirsiniz çünkü o günden sonra cuma 13 batıl bir inanca dönüştü. Çoğu insan cuma 13'ün kökeninin nereden kaynaklandığını bile bilmez ama o bilinçten kaynaklanır, insanların batıl inançlarından kaynaklanır. Ve evet bu çok, çok eski olay bir kez daha din maskesi altında bu gezegende meydana geliyor. LİNDA: Birçok insan gezegen için şimdi dua etme zamanı olup olmadığını bilmek istiyor. ADAMUS: Bu çok ilginç bir soru ve şimdi gezegende neler olduğunun bilincinde olma zamanı. Şimdi dengenizin farkında olmanız gereken bir zaman. Şimdi şeylerin neden meydana geldiğinin farkında olma zamanı, sadece haber başlıklarına bakmak değil, yorumcuların ne anlattıklarını dinlemek değil ama olanların altında yatan sebeplerin farkına varmak. Ve yeniden söylüyorum, ben bu olanların altında yatan şeyin basitçe özgürlük unsurundan, insanların özgür olma arzusundan, gezegende mevcut olan güç unsurundan özgürleşme isteğinden kaynaklandığını söylüyorum. Ama kaç kişi bunun ne olduğunu gerçekten anlıyor ve kaçı gerçekten özgürlük için hazır? Şimdi dünya barışı için dua etme zamanı mı? Açık söylemek gerekirse, benim diğer realitelerdeki bakış açıma göre orada dua eden insanlar var ama onlar gerçekte ne için veya kime dua ettiklerinin farkında değiller. Onlar Tanrı'ya mı dua ediyorlar? Tanrı gerçekten gezegendeki olayları düzenleyip gözlemliyor mu? Onlar gerçekten kedi gündemlerine göre mi dua ediyorlar? Onlar kurbanlara şefkat duydukları için mi dua ediyorlar? Onlar kendi güvenlikleri için mi dua ediyorlar? Yani bu bir duanın ne olduğuna dair büyük soruyu da beraberinde getiriyor. Ben bu nedenle bizi dinleyen herkesi bunu gerçekten kendi Özü, kendi bilinci ve anlayışı ile anlaması için cesaretlendiriyorum. Bu gezegen için en büyük hizmetin, kendinize hizmet olduğu anlayışına gelin. Meydana gelen olayların ardından bu dediğim kulağa çok garip gelebilir ama eğer siz kendi aydınlanmanıza izin verirseniz - karanlığınızı ve ışığınızı, dişil ve eril yanınızı, bütün parçalarınızı bedeninizde kalarak bütünleştirirseniz - bunun gezegendeki bilince çok derin bir etkisi olur. Bunun gezegenin gelecek ile ilgili potansiyellerine çok derin bir etkisi olur çünkü bu gezegenin şu anda gerçekte ihtiyacı olan şey yaşayan, bedenli, aydınlanmış Üstatlar; sizin gibi bu son derece fiziksel olan ve bazen çok yoğun ve kaba olan 3B ortamda tanrısallığa izin verenler. Bu gezegenin artık gurulara, duacılara, spritüel öğretmenlere ihtiyacı yok, onun gerçekten, gerçekten aydınlamış olanlara ihtiyacı var. Onlar diğerlerine bir örnek teşkil ederler. Paris patlamasındaki insanlar için şefkat ve anlayış beslemek, dünya için şimdi şefkat beslemek güzel ama asıl ihtiyaç arz eden şey bunu kendi aydınlanmanıza izin vermeniz için bir fırsat olarak kullanmanızdır. LİNDA: Ah, teşekkürler. Bu gerçekten hoş bir öneri. Öne çıkan başka bir soru da Ortadoğu'da ve başka ülkelerde benzer şeyler olduğunda neden Batı'da olduğu kadar yoğun dikkat çekmiyor? Bu konuda hemen hemen hiç haber yapılmıyor. İnsanlar neden bundan daha çok etkileniyorlar? ADAMUS: Işıklar Şehri olarak, romantik bir yer olarak, iyi şarabın ve yemeğin olduğu bir yer olarak bilinen Paris gibi bir yeri düşünün; burası bütün dünyanın farkında olan bir yer. Nerede yaşanırsa yaşansın, hangi kültürden olursa olsun herkesin cazibesinin farkında olduğu bir yer. Böyle bir olay bir anlamda bir farkındalık getirir. Bilinç getirir. Tüm dünyaya şok dalgaları yayar ve insanların bilinçlenmesine neden olur. Onlar sadece kendi yaşam yollarını izleyip çevrelerindeki dünya konusunda oldukça bilinçsiz olmak yerine bir anlığına çok daha bilinçli hale gelirler. Ve onlar kendilerine, "Ben hayattan ne istiyorum?" diye sorarlar. Onlar insanlığın potansiyeline bakarlar ve "Biz ne istiyoruz? Hangi değişiklikleri istiyoruz?" diye sorup kendi içlerinde çok derine inerler. Teröristlerin gerçekten korku salmak istedikleri böyle durumlarda, onlar yaşama sevincini almaya çalıştıklarında, insanları dar görüşlülüğe hapsetmek istediği zamanlarda ki aslında olan bu, onlar bilinçli insanların daha da bilinçlenmesine neden oluyorlar, iyi insanlar daha da iyi insanlara dönüşüyorlar. Onlar insanların durup ailelerine bakarak, "Benim için önemli olan bu." demelerine neden oluyor. Bu, onların çevrelerine bakıp, "Bu bizim gezegenimiz." demelerine yol açıyor, insanlığa bakıp, "Tüm dünyadaki bu sevgili ruhlar özgürlük, şefkat ve bolluk istiyorlar." demelerine neden oluyorlar. Yani bu aslında teröristlerin korku salma, şeyleri yeniden küçük hale getirme amacına zarar veriyor. Bu bilincin daha bilinçli hale gelmesine neden oluyor. Ben hiçbir şekilde bunun yolunun bu olduğunu söylemiyorum ama ben teröristlerin olacaklarını düşündükleri şeyin aksinin meydana geldiğini söylüyorum, onlar insanları sokaklardan uzakta tutacaklardı, yaşamı kutlamaktan alıkoyacaklardı, özgürlüğü onların istedikleri dini veya ruhsal değerler çerçevesinde tutacaklardı. Bu aslında nihai özgürlüğe daha çok odaklanılmasına neden oluyor. Bu gezegende olan şey özgürlüğe doğru bir değişim. Ve tekrarlıyorum, ben insanların gerçek özgürlüğü anlamadığını söyledim ama onların daha fazla özgürlük için yürekten bir arzuları var. Bu gezegen çapındaki büyük değişim özgürlüğü bastıran, insanları kendi küçük insan dünyalarında tutan enstitüler, organizasyonlar ve inanç sistemlerinde meydana geliyor. Bunun böye olması gerekiyordu da. Ben bunların içinde kötüler ve fesatlar var demiyorum. İnsanlık sadece çağlardır bu şekilde büyüyor. Şimdi çağ dışı olan banka sistemleri var; bu banka sistemleri gücü gerçekten elinde tutarak onun gezegende özgürce akmasını engelliyorlar. Ben burada para vermekten bahsetmiyorum, ben finans alanındaki enerjinin sadece birkaç kişiye değil tüm dünyaya açılıp herkes için bir potansiyel haline gelmesinden bahsediyorum. Gezegendeki mevcut bankacılık sistemi çok, çok eski. Sadece geçtiğimiz 30-40 yıl içerisinde teknolojinin nasıl geliştiğine bir baktığınızda bankacılık sisteminin beş, altı, yedi yüzyıl öncesinde olduğu gibi kaldığını görürsünüz. Aslında mevcut bankacılık sistemi kelimenin tam anlamıyla 1200, 1300'lerdeki Tapınak Şövalyeleri ve hatta bir dereceye kadar ondan da öncesine dayanır. Bunun değişmesine ihtiyaç var. Gezegendeki en gelişmiş denilen ülkerinki de dahil olmak üzere politikanın, politik sistemin de değişime ihtiyacı var. Bunlar gerçekten özgür sistemler değiller. İnsanlar demokrasi hakkında konuşuyorlar ve oy verme hakları olduğu için özgür olduklarını, bunun demokratik bir süreç olduğunu sanıyorlar. Ama bu çok az sayıda insan tarafından yapılan çok kontrollü bir süreç ve siz onların karar verdiği iki ya da üç kişiye oy veriyorsunuz. Tüm bunlar değişiyor. Tüm bunların değişime ihtiyacı var. Ve tekrarlıyorum ben burada herhangi bir komplo olduğunu söylemiyorum. Sadece insanlığın on yıllardır, yüz yıllardır evrilme şekli böyle. İş dünyasının şimdiki işleme ve organize olma şekli. İş dünyası inanılmaz bir iş yapıyor - ben politikacılar yerine iş adamlarının bir ülkeyi yönetmesini tercih ederdim - ama iş dünyası da hala bilançolara bağlı. Şimdi iş dünyasında bir değişim var. Onlardan çoğu daha bilinçli hale geliyor - çevreleri, müşterileri, ürünlerinin verdiği fayda konusunda daha bilinçli oluyorlar - ama bilançolara, hissedarlara odaklı olanlar geri gidiyorlar. Ve gelecek yıllarda, çok da uzak olmayan bir gelecekte siz bunlara uzak olan bir değişim ile karşılaşacaksınız. Siz bunun artık iş görmediğini keşfedeceksiniz. Sadece kar ve zarara odaklanmış olan şirketler daha önce hiç düşünmedikleri sorunlara batacaklar. Bu onların ya gitmesine ya da bilinçlenmesine neden olacak. Gelecekte hayatta kalacak olan iş dünyasının bir kalp çizgisi olacak onlar sadece kendi işlerinin ekonomisini düşündükleri bir anlayışa sahip olmayacaklar ama bunun gezegene nasıl hizmet ettiğine, doğanın varlığını sürdürmesi ve korunmasına ve bunun nihai olarak istismar etmeden ve güç kullanmadan insanlara nasıl özgürlük sağladığına bakacaklar. LİNDA: İnsanların düşünmekte bile zorlandıkları şey, nasıl oluyor da insanlar yüzyıllardır rastlanmayan merhametten yoksun bu uç şiddet davranışını sergileyebiliyorlar, bir insan nasıl davranışlarında o kadar eskiye gidebiliyor? ADAMUS: Sen temel olarak bir varlığın nasıl o kadar şiddet dolu olabildiğini, insan yaşamını ve insan özgürlüğünü nasıl bu kadar hiçe saydığını soruyorsun. Bunun nedeni onların kendi yaptıklarına inanmaları. Onlar gayelerinin güç güdümlü ve korku güdümlü olduğunu anlamıyorlar. Onlar Allah'ın, Tanrı'nın bunu kendilerinden yapmalarını istediğini söylüyorlar ve bilinçli varlıklar bunun doğru olmadığını biliyorlar. Tanrı'nın bir dini tercihi yok. Tanrı senin ateist mi yoksa sadık bir kilise müdavimi olup olmadığını umursamaz ama güce sahip olanlar var ve onlar diğer insanları kontrol etmek için güç kullanmayı sürdürüyorlar. Onlar güçten besleniyorlar ve yine söylüyorum onlar din veya iş maskesi altına saklanıyorlar ve onlar bunun için her şey yaparlar. Onlar, "Tanrı'nın isteği böyle" diyerek kendilerini haklı çıkartıyorlar ama gerçekten böyle değil. Yani onlar o kadar sınırlı, dar bir bilince sahipler ki şiddeti haklı çıkartıyorlar. Ama bu artık gezegende daha fazla bu şekilde devam etmeyecek. Bunu daha fazla tolore etmeyecek olanlar var onlar teröristlere karşı silahlanmayacaklar, onların yapacağı şey kendi içlerinde bilinçlenmek olacak. Bilinç düşünce ve inançtan çok farklı bir şeydir - çok, çok farklı. Bilinç nihai olarak her şeyi yaratan ışıktır. Bilinç enerjiyi tasarlayan ve tezahür ettiren şeydir; o realiteyi yaratır. Bilinç şimdi insanların getirdiği ışıktır, bu çok geniş bir grup insan değil ama gezegende yaşayan böyle yeterli sayıda insan var. Onlar bu tarzda bir şiddeti tolore etmeyeceklerdir. Bunun agresif bir şekilde olması gerekmiyor. Teröristler ile savaşılması gerekmiyor çünkü bilincin ışığı herkesin üzerinde o kadar güçlü bir biçimde parlar ki - bir gündem olmadan, onları değiştirmeye çalışmadan ama o basitçe bir potansiyeldir, bir ışık - ve bu durumda ne olur, diyelim yaşamı hiçe sayan, gerçekten güç arayışına çıkmış olan bir terörist grup var. Ama bilinç onların ortasına geldiğinde bu kendi kendilerine karşı savaşmaya, kendilerinin içeriden yıkılmalarına neden olacaktır. Gezegeni değiştirecek o ışık bilinçtir. Ve lütfen anlayın, bilinç din değildir. O, Yeni çağ (New Age) değildir. O, spritüellik değildir. O, Ben'imin Mevcudiyetidir. O, enerjiye, paraya veya herhangi bir şeye ihtiyaç duymayan tam farkındalıktır. O sadece farkındalıktır ve bu gezegende bireyler ona giderek daha çok izin vermekteler. Gezegeni değiştirecek olan şey odur. LİNDA: Vay, bunun soru listemde bulunan her şeyi kapsadığını söylemem gerek. Senin eklemek istediğin başka bir şey var mı? ADAMUS: Başka realitelerde bulunanlar, sizin meleksi realiteler diye adlandırdıklarınızda bulunanlar, insan yolculuğu yapmış olanlar, daha önce burada fizksel beden içerisinde olan bizler çok üzülüyoruz çünkü biz buna gerek olmadığını biliyoruz. Biz orada masumların hayatlarını kaybettiğini biliyoruz ve ben orada bulunanların bunu bir şekilde kendi yolundaki bir seçim olarak yaşadığı teorisine katılmıyorum. Ben buna basitçe katılmıyorum çünkü bu belki onların yollarında bir unsur bir potansiyel olsa da onların bu vahşetin öznesi olmayı gerektirmeyen başka potansiyeller de var. Yani diğer realitelerde üzüntü var ama bu bizim özgürlük için çalışan, gücün bir illizyon olduğunu fark etmiş insanlara çekilmemize yol açıyor ve nerede güç varsa orada istismar vardır. Ve biz şimdi yaşamlarında bilince, Ben'imliklerine izin veren herkes ile daha yakın çalışıyoruz. Bu olaylar önümüzdeki 5 ya da 10 yıl devam edecek çünkü şimdi gezegende temelde bir karmaşa var. Dinlerde ve iş dünyasında ve hükümetlerde öyle bir bir dengesizlik var ki. O kadar çok kontrol ve aldatma var ki. İnternet gibi şeyler bunların ortaya çıkmasını, saklanan şeylerin deşifre olmasını olanaklı kılıyor. Bu nedenle insanlar güç istismarına karşı, dengesiz politikalara karşı, tüm dünyada meydana gelen savaşlara karşı giderek daha da toleranssız hale geliyorlar. Yani bu nedenden dolayı biz bir gecede şiddeti bitiren mucizeler ile karşılaşmayacağız ama eğer şiddet artarsa bu insanların isteği doğrultusunda farkındalığın, bilincin yükselmesine yol açacak. Bu sayede güce ve güç istismarına dikkat çekilecek ve bu, gezegendeki insanların, "Özgürlük için hazır mısın?" sorusu ile yüzleşmesini sağlayacak. Ve bu soru sizin önünüze gelip de sizin soruya açıkça yanıt vermeniz halinde - "Özgürlük için hazır mısın?" Sorumluluk için hazır mısın?" - başkalarını suçlama son bulacak. Siz geçmişinizi bile artık suçlamayacaksınız. Siz gelecekten daha fazla korkmayacaksınız çünkü siz gelecekte karşınıza çıkan şeyin kesinlikle uygun olduğunu bileceksiniz çünkü onu yaratan sizsiniz. O halde, sizin o soru ile karşılaştığınızda - "Özgürlük için hazır mısın?" - açık bir yanıta bile ihtiyacınız yok çünkü o muazzam derecede sorumluluk ister. O, sizin yaratıcı olarak tanınmanızı ister. Yaşamınızn yaratıcısı sizsiniz. Yani bu şekilde bu gece, yarın gece, ondan sonraki gece tüm dünyada bu soru ortaya çıkacak. Bu, bilinçli insanları daha bilinçli yapacak ve bu kurban olan ya da kurban rolü oynayan insanların daha çok kurban bilincine düşmesine neden olacak. Bu gezegende 5 yıl ya da 10 yıl veya belki bundan da uzun yıllar sonra egemenliklerine, özgürlüklerine izin verenler ile hala din, iş, politika, kurban görüntüsü altında eski güç oyunlarını oynayanlar arasında daha büyük bir uçurum veya ayırım olacak. O halde ben şimdi hepinizden ve her birinizden kendinize şefkatli bir şekilde bakmanızı istiyorum. Kendi yaşamınıza ve kendiniz için seçtiklerinize bir bakın - gezegendekiler için, aileniz için, içinde bulunduğunuz toplum için seçtiklerinize değil ama kendi yaşamınızda aradıklarınıza - şimdi olduğu gibi enerjiler yüksek iken böyle bir fırsatı kullanın, medyada bu kadar çok hikaye varken, hatta böyle dramatik bir olay konusunda hikayeler varken fırsatı kullanın; korku olduğu zaman fırsatı kullanın - evet korku var; çoğu insan bir daha bir uçağa binip binmeyeceğini, bir sinemaya veya gece kulübüne gitmenin güvenli olup olmadığını merak ediyor - siz bu fırsatı içinize dönüp siz hangi seçimi yapıyorsunuz ve kendi hayatınız için neler istiyorsunuz buna bakmak için kullanın çünkü içinizde keşfedeceğiniz ışık sonunda bu gezeneni değiştirecek şeydir. Bunun ile birlikte, ben burada birkaç soruya yanıt vermekten onur duydum. Ben belki bu olanların mantığını anlatmadım, bu durum ile ilgili gerçekçi bir şeyler söylemedim ama siz şimdi lütfen bu Dünya Gezegeni'nde çok şaşırtıcı ama hala çok meydan okuyucu bir zamanda yaşadığınızı anlayın. Ve lütfen tüm bu şeylerin içinde yalnız olmadığınızı da bilin. Bu gezegende sizin gibi hisseden, sizin gibi iç görüleri olan varlıklar, benzer ruhlar var. Ve burada, bu karanlık saatlerde bile sevgisini ve şefkatini yayan çok sayıda meleksi varlık bulunduğunu anlayın, çoğumuz daha önce insan olduk. Bunun ile birlikte, ben Egemen Alan'dan Adamus. LİNDA: Teşekkürler Adamus. Biz senin bakış açını ve desteğini takdir ediyoruz. Sana çok teşekkür ederiz. Adamus'a kanallık yaptığın için sana da teşekkürler Geoffrey. Daha fazla bilgi için lütfen Kırmızı Çember'e bakın - www.kirmizicember.com - Bu zamanda bizim ile birlikte olduğunuz için teşekkürler. Çeviren: Meltem Taban |
4276 kez okundu
|