• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

Oturma (Benching) Sanatı Dizisi Şaud: 5

KIRMIZI ÇEMBER MATERYALLERİ

Bankta Oturma Sanatı Dizisi

ŞAUD 5

Geoffrey Hoppe tarafından  ADAMUS SAINT-GERMAIN Kanallığı

5 Şubat 2022 tarihinde Crimson Circle'a sunulmuştur.

 


 

 

Ben Ben’im, Egemen Alandan Adamus.

Burada sizinle birlikte olmak çok büyük bir keyif ve zevk ve – oh! - hadi sadece güzel, derin bir nefes alalım ve bu Şaud'un enerjisini hissedelim, Şubat 2022.İddiaya girerim bazılarınız buraya kadar geleceğinizi, bu zamanda, burada gezegende olacağınızı bilmiyordunuz bile.  Ama içinizdeki bir şey dedi ki, "Sadece böyle olması gerekiyordu. Böyle olması gerekiyordu."

Güzel, derin bir nefes alın ve izninizle kahvemi isteyeceğim (Kerri kahveyi getirir). Teşekkür ederim. Teşekkür ederim, sevgili Kerri. Bugün, kahve ve ikramlar. İkramlar. Çok teşekkür ederim. (Adamus kıkırdar). Bilirsiniz ki Adamus Amca bunu gerçekten takdir ediyor.

KERRI: Kulağa ürkütücü geliyor.

ADAMUS: Biraz ürkütücü. Aslında kulağa hoş ve arkadaşça gelmeliydi ama teşekkür ederim (Adamus bir yudum alır). Buraya şaudlara ve workshoplara gelmenin gerçek zevk ve sevinçlerinden biri, tabii ki, insan kahvesi içmek ve her zaman daha iyisini yapıyorlar. Kapuçino ya da latte ya da onlara her ne diyorlarsa ama bu hep gitgide daha iyiye ve daha iyiye gidiyor. Bu yüzden yanına bir ikramlık alıyorum. Yükselmiş Üstat gibi ilgi görüyorum. Yükselmiş Üstadlar Kulübünde bile böyle hizmet etmiyorlar. Kahvemi kendim almalıyım.

LINDA: Hmm.

ADAMUS: Evet, üzücü değil mi?

LINDA: Hmm.

ADAMUS: Sevgili , Eesalı Linda, nasılsın?

LINDA: (hafif bir duraklama) Gerçekten mutlu (gülümsüyormuş gibi dişlerini sıkar).

ADAMUS: Kırılmış bir kadın olduğunu duydum.

LINDA: (sıkı dişlerinin arasından konuşmaya devam eder) Biraz ama iyiyim.

ADAMUS: (kıkırdar) Evet, Cauldre bana söylüyor, sen kırılmış bir kadın değilsin. Aslında kırık bir kaburgan var. Neyle ilgiliydi bu? Nasıl oldu? Bize her şeyi anlat.

LINDA: Gerçekten mi?

ADAMUS: Tabii. Tabii.

LINDA: Kaydım ve düştüm.

ADAMUS: Sen kaydın ve düştün. Ve hala acıyor mu?

LINDA: Her nefeste.

ADAMUS: Her nefes (Adamus kıkırdar). Peki. Şimdi Linda için derin bir nefes alalım.

LINDA: Evet, doğru! Teşekkür ederim.

ADAMUS: Peki, bunun ne hakkında olduğunu düşünüyorsun? (Linda duraklar ve iç çeker) O bakış.

LINDA: Hava. Kötüydü.

ADAMUS: Hayır, hava durumu değil.

LINDA: Hawaii'de olmazdı. Orada buz yok.

ADAMUS: Başka bir şey olabilirdi. Bir yanardağın üstüne falan düşerdin.

LINDA: Veya bir kaplumbağa.

ADAMUS: Veya bir kaplumbağa veya…

LINDA: Evet, evet.

ADAMUS: … her neyse. Hayır, bir çarpma ve doldurma.

LINDA: Bir okuma metni aramıyorum.

ADAMUS: Sana bir tane vereceğim (Adamus kıkırdar). O bir çarpma ve doldurmaydı, sevgili Linda. Ve bu durum çoğunuzun başına gelir. Bir şey oldu, kafanı vurdun ya da senin durumunda bir kaburga kırdın.

LINDA: Ve kafamı çarptım.

ADAMUS: Ve kafasını çarptı.

LINDA: Rüzgar beni yere serdi.

ADAMUS: Ve biliyorsun, aslında, gülümse. Bu iyi bir şey.

LINDA: Oh, iyi, güzel!

ADAMUS: Bu iyi bir şey. Bir süre acılı olacak, ama çoğunuz bu türden yoğun bir infüzyondan (içe akma-dökülme)  geçiyorsunuz. Bugün bunun hakkında konuşacağız. Ama uzun bir süre geri çekildiniz, bilirsiniz, parmaklarınızın ucunda Gerçekleştiriminize doğru giderken, yaptığınız şeyle ilgili birçok korkuya ve birçok şüpheye ve endişeye kapıldınız. Ve şimdi Şambra’yı söylediği istikamete doğru kayıyormuş gibi hissediyorum; “Tamam, şimdi hazırım. Getir onu.” Ve bazen çağırılan şey  çarpma ve doldurma ile sonuçlanır. İyileşeceğin bir kaza geçirdin ve bu , senin saçmalıklarını vurup çıkartıyor. (Adamus kıkırdar, eski makyoyu demek istiyorum.

LINDA: Bana bunu yapmadı, sadece rüzgardı.

ADAMUS: O, eski makyo türdeki saçmalıkları senden uzaklaştırıyor. Ve o sırada, bir tür şok halindeyken, bu, sizin tanrısallığınızdan size doğru gelen o büyük içe akıtmayı aldığınız zamandır. Ve bazen, sende olduğu gibi, bir tür hatırlatma olarak kalıcı bir acı olur, ama yine de şu anda bunu hafife al. Kendin ile ilgilenmek zorundasın. Cauldre, eminim, sana çok ama çok iyi bakıyor ve kendini beslemenin zamanı geldi. Ayağa kalkıp daha önce yaptığınız aktivitelerin aynısını yapma zamanı değil, besleme zamanı, biraz... - Bunun ne olduğundan emin değilim. Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim, ama… (Adamus, Linda'ya biraz çikolatalı mus ikram eder.)

LINDA: Hayır, teşekkürler. Hayır.

ADAMUS: Evet. Sen keyif alana kadar devam etmeyeceğiz. (Linda kaşığı alır ve yer). Bu iyi değil miydi?

LINDA: Mm hmm.

ADAMUS: Gördün mü? Gördün mü? Ve kendinizi besleyene kadar – onu tükürmeyin (Adamus biraz yer). Mm. Mmm!

LINDA: Çok iyi.

ADAMUS: Bu gerçekten lezzetli. Ah! Bazen bir insan olarak Dünya'da olmayı özlüyorum.

LINDA: Sadece yulaf ezmesini sevdiğini sanıyordum (bir kurabiyeyi göstererek).

ADAMUS: (kıkırdar) Bu kesinlikle yulaf ezmesi değil.

LINDA: O yulaf ezmesi değil.

ADAMUS: Sadece yulaf ezmesini sevdiğimden değil Linda. Arada bir mısır yedim (kıkırdarlar). Ama arada bir - hayır, arada bir zevk alırdım. Ama yaptığımda, duyusal bir deneyimdi. Sadece ağzıma yemek atmak değil. Böyle bir şeye sahip olduğumda - bu nefis. Bir de şuna bak.

LINDA: Ahh!

ADAMUS: Fleur-de-lis (zambak çiçeği sembolü) peçete.

LINDA: Her şey seninle ilgili (kıkırdar).

ADAMUS: Neden olmasın? Ben Yükselmiş bir Üstat'ım. Demek istediğim, mekanınıza kaç Yükselmiş Üstat geliyor?

LINDA: Mm, tamam. Sen oldukça özelsin.

ADAMUS: Şey, aslında, pek değil, çünkü bugün – peki, güzel, derin bir nefes alın diyerek başlayayım. Bir an için kafanızdan çıkın ve kafanızdan nasıl çıkıyorsunuz? “Kafamdan çıkacağım” diyorsunuz. Bu kadar. Dur, "Ah! Kafamdan nasıl kurtulurum?!" Sadece derin bir nefes alıyorsun ve kafandan çıkıyorsun.

 

Koku Duyusu

Burun deliklerinden, burnunuzdan derin bir nefes alın. Ne kokusu alıyorsun? Ne kokusu alıyorsun?

Koku, insan kokusu duyusu, insan duyularınız arasında en az kullanılan ve belki de en derin ve net olanlardan biridir. Ne kokusu alıyorsun? Ne kokusu alıyorsun?

(Ara verir)

Köpekler, harika bir koku alma duyusuna sahiptirler. Sadece yiyecekleri değil, insan duygularını da koklayabilirler. İnsan duyguları – özellikle korku. Hastalık kokusunu alabilirler. COVID kokusunu alabilirler. Sadece biraz eğitimle kimin COVID olup olmadığını tespit edebilirler. Neden tüm bu testler ve her şey? Sadece bir evcil hayvana git. Köpeğin seni koklamasını sağla.

Örneğin Belle, Cauldre ve Linda'nın yakında orada olacağını koklayabilir - düşünmez, düşünmez ama koklayabilir. Böylece (Adamus havayı koklamaya başlar), havayı koklayarak, "Oh, geri dönecekler." Senin ya da Cauldre'nin çok fazla kokusu olduğu için değil. Ama kokuyu algılarlar ve zamanın kokusunu alabilirler. Gerçekten yapabilirler. Korkunun kokusunu alabilirler. Sevincin kokusunu alabilirler. Deprem olmadan önce koklayabilirler. Bunun kokusunu alabilirler. Neden biliyor musun? Onların ve sizin de sahip olduğunuz doğal bir his. Bunu düşünmüyorlar ve şu anda senden nefes alıp koklamanı istediğimde, onu düşünüyorsun.

Köpekler, koklarken beyin devrelerinin yaklaşık yüzde 90'ını atlarlar. "Eh, daha önce aldığım koku bu" demeye çalışmak için qualia kullanmazlar. Bir köpek için koku, neredeyse her kokladığında yeni bir deneyimdir. Ve evet, eğer bir şey daha önce kokladıkları bir şeye benziyorsa, qualia ile ilişkilendirirler, ancak bu koku duyusunda gerçekten neyin olduğuna dair her zaman açıktırlar.

Öyleyse tekrar yapalım, ama bu sefer gerçekten beynin, zihnin ötesine geçin. Derin bir nefes alın ve (burundan derin bir nefes alır) ne kokusu alıyorsun?

(Ara verir)

Not almak isteyebilirsiniz. Ne kokusu alıyorsunuz?

Ahh! Zihinleriniz. Zihinleriniz. Zihinleriniz. Ben ne yapacağım? Hala zihinlerinizde bloke oluyorsunuz. Hadi tekrar yapalım. Burada bir ısırık daha alacağım ve siz koklayacaksınız.

LINDA: İşte (Linda ona bir kaşık uzatır).

ADAMUS: Hayır, kendim yapabilirim canım.

LINDA: Hayır. Sen bana yaptın, şimdi sıra bende.

ADAMUS: Ah, tanrım! Neyim ben, eski bir Yükselmiş Üstat mı? (Adamus onu yer) Mm.

LINDA: Mmm.

ADAMUS: Mm.

LINDA: Nefis, ha?

ADAMUS: Peki, ne kokusu alıyorsunuz? Tamam, şimdi daha iyi. Çok fazla düşünmüyorsunuz. Burada küçük dikkat dağıtmamıza gülüyorsunuz. Ne kokusu alıyorsunuz?

Pekala, size söyleyeceğim. Bugün burada birkaç misafirim var ve normalde misafir getirmem. Hepinizi seviyorum ama bugün birkaç misafir getirdim.

Birincisi FM. Enerjisini koklayın. B.O.'su (çn: terin neden olduğu bedendeki kötü koku) yok, o bir Yükselmiş Üstat. Enerjisini koklayın. Ne gibi kokuyor? Ve her biriniz için farklı olabilir. Tek bir cevabı yok, ama kesin bir koku var. Benim ile ilgili bir koku var. Bugün gül gibi kokuyorum. FM burada. Onun üzerinde çalıştığı FM Şambra Radyo Bağlantısı hakkında konuşacağız. Yani, o burada.  

Ayrıca bugün başka bir misafir daha getirdim, başka bir misafir, çünkü, şey, yapacak bazı iyileştirici bankta ışıma işlerimiz var. Evet, bugün biraz bankta ışıyacağız.

FM aylardır FM Link üzerinde çalışıyorken, ben de sizin bankta ışımanızı izleyip gözlemliyordum ve gerçekten hiçbirinizin Olimpiyatlara hazır olduğunu söyleyemem. Biliyorsunuz, bu garip bir bankta ışıma hali, biraz tuhaf. Birazdan buna gireceğiz, ancak bugün özel bir misafir getirdim çünkü yaptığımız bankta ışıma işini geliştirmenin gerekli olduğunu hissettim.Bu, şu anda gezegende çok önemli, onu geliştirme zamanı. Bu yüzden sevgili arkadaşım, meslektaşım, Yükselmiş Üstat arkadaşım Tobias'tan bugün gelmesini rica ettim.

LINDA: Ahh!

ADAMUS: Eh, belki kanallık yapmacak...

LINDA: Güzel.

ADAMUS: … ama bugün ondan size bankta ışıma konusunda yardımcı olması için burada olmasını istedim. Buna birazdan geleceğiz, ama gösterinin asıl kısmına geri dönelim. Koklama, sahip olduğunuz en büyük servetlerden biridir ve çoğu zaman, gerçekten koku alma çalışmalarınızın çoğu, bir tür olumsuz koku seviyesinde olur, "Ah, şey gibi kokuyor" - ne diyorlar? ….. Gibi kokuyor? İnsanlar kokular ve koku hakkında konuşurken genellikle neyle ilişkilendirir?

LINDA: Kötü olanlarla mı?

ADAMUS: Umurumda değil. Ne diyorlar? " …… gibi kokuyor?"

LINDA: Osuruk.

ADAMUS: Tamam. Evet, bakın. Linda'nın söylemesini istedim.

Bu nedenle, çoğu zaman koku bununla ilişkilendirilir, ancak koku gerçekten sahip olduğunuz harika bir duyusal yetenektir. Kullanmaya başlayın. FM’i koklayın. Tek bir koku olduğunu söylemek istemiyorum çünkü bu, her biriniz için biraz farklıdır. Sevgili eşi Leslie bugün stüdyoda bizimle birlikte. Muhtemelen kelebekler ve çikolatalı kurabiyeler ve aşk ve, ah, ve bilgisayar kokusu alıyordur. Yani, her biriniz için farklı olacak. Ama o koku duyusunu kullanmaya başlayın. 

Tobias… (Adamus havayı koklar) Tobias. Kokla, Linda. Ne - burada biraz daha yiyecek varken (Adamus kıkırdar), atıştıracak bir şeyler - Tobias, bu nasıl kokuyor?

LINDA: (hafif bir duraklama) Sıcaklık ve güzellik.

ADAMUS: Yaşlı bir keçi falan değil mi?

LINDA: Hayır.

ADAMUS: Hayır. Onun yaşlı bir keçi olduğunu düşündüm. Sıcaklık ve tatlılık, nezaket. Biliyorsun, koklamada bir koku olmak zorunda değil. Bu bir his olabilir. Nezaket kokusu alabilirsiniz. Evet. Köpekler her zaman bunu yapar. Ve akıllarına “Ah, bu koku çok nazik” diye getirmezler. Tıpkı “Mmmm” gibidirler – sadece koku ile çok duyusal bir deneyim yaşarlar – “Bu nazik”. 

Tobias daha başka ne var?

(Linda nefes alırken duraklar, sonra Adamus kıkırdar)

Tobias kendi kendine ekliyor, bazen eski şarap gibi koktuğunu söylüyor (Adamus kıkırdar). Demek ki biliniyordu...

LINDA: Hayır, güvenli. Kendini çok güvende hissediyor.

ADAMUS: Güvenli. Hâlâ eski şarap gibi kokuyor (Linda alay ediyor). Bilirsiniz, Dünya'da en son ne yaptığınızı diğer tarafa taşırsınız ve o bir ya da iki kadeh şarap içmeyi severdi ve her zaman en iyi şarabı seçmezdi. Eh, Tobias, her zaman en iyisi değil.

Ama koku duyusunu kullanmaya başlayın. Doğrudan yerleşik durumdadır. Bunun için ödeme yapmanız gerekmez. Dışarı gidip onu alıp takmanıza gerek yok. O tam da orada.

Zamanın kokusunu alabilirsiniz. Duyguların kokusunu alabilirsiniz. Tabii ki yemek kokusu ve bunun gibi şeylerin kokusunu alabilirsiniz. Geleceğin kokusunu alabilirsiniz. Aslında, kelimenin tam anlamıyla - bunu yaklaşan workshopumuz Zaman Yolculuğu'nda yapacağız - geleceğin kokusunu alabilirsiniz.Koku duyunuz ve diğer şeyler aracılığıyla kelimenin tam anlamıyla geleceğe gidebilirsiniz. 

Ama birlikte güzel, derin bir nefes alalım, gerçekten derin – (Adamus derin bir nefes alır) – güzel, derin bir nefes. Linda, iyi derin bir- nef… oh! Hayır, çok acıyor. Peki. İyi derin nefes.

LINDA: Hayır, hayır, hayır. Çok acıtmıyor. Tobias'tan bahsettiğinde yaptığım ilk şey buydu, onu solumak, hissetmek ve onun güvenli olduğunu ve hepimize olan sevgisini bilmek istedim.

ADAMUS: Güzel. Peki. Yani, güzel bir derin nefes.

 

ProGnost & Bilinç

Bir süreliğine ProGnost hakkında konuşmak istiyorum. ProGnost'u seviyorum. ProGnost, gezegen hakkında yılda bir kez konuşma fırsatıdır. Genelde bunun hakkında çok fazla konuşmam çünkü her şey sizinle ve yolculuğunuzla ilgili. Ancak ProGnost'ta gezegen ve neler olduğu hakkında konuşabilirim. Ama şimdi kelimenin tam anlamıyla sizin yaptığınız ve gezegenin yaptığı gerçekten bir araya gelmeye başlıyor ve bana göre bu muhtemelen ProGnost 2022'nin en önemli parçasıydı.

Gezegenden bahsediyoruz, ama sizin üzerinizde doğrudan bir etkisi var ve siz gezegendesiniz. Gezegenin tam şu anda yaşadığı şey çok çok hızlı olan, eşi benzeri görülmemiş değişimler. 

Biliyorsunuz, önceki yaşamlarda, diyelim ki, 500 yıl önce, yani demek istediğim, eskiden bir şeyler pek de değişmezdi. Bir köyde yaşıyorsanız, gerçekten değişen tek şey, doğum ve ölümdü ve arada sırada belki birileri yeni bir dükkan açardı ya da şehre yeni bir demirci gelirdi. Bununla ilgiliydi her şey. Demek istediğim, şimdi de bu oluyor – heh! – hayatınızda, bir saat içinde gerçekleşecek olan değişikliklerin hızı, tüm bu değişiklikler ne kadar hızlı.

Geriye dönüp "Tamam, bu hızlı değişimlerle nasıl başa çıktım?" diyebileceğiniz,  geçmiş yaşamlarınızda olan bir örnek yok. Siz o referans noktasına sahip değilsiniz. Artık gezegende her şey o kadar hızlı değişiyor ki, şimdi sizin ışığınızın parlama zamanı her zamankinden daha fazla. Ve birkaç nedenden, birkaç nedenden dolayı.

İşte bu yüzden buradasınız, bu bilinci gezegende parlatmak için. Ama aynı zamanda, şu an sadece sizin ışığınız için değil, bununla birlikte gelen denge için de gezegende çok önemli bir zaman. Bu şu anda çok önemli ve kişisel olarak sizin için, gerçekliğin neyle ilgili olduğunu anlama metafiziğine gerçekten şimdi girmek çok önemli. Bu gezegen, gerçeklik paradigmalarını çok, çok hızlı bir şekilde – çok hızlı bir şekilde – kırıyor ve bu, gezegende pek çok istikrarsız işe neden oluyor. Yani, buraya o ışığı parlatmak için, o ışık olmak için geldiniz.

ProGnost'ta yeni fizik hakkında uzun uzadıya konuştuk ve bunlar bir bilimkurgu kitabının konusu değil. Bunlar şu anda gezegende meydana gelen şeylerdir ve siz onları gözlemleyecek, gözlerinizin önünde açıldıklarını  görecek konumdasınız. Bir fizikçinin veya bir grup insanın, çok cesur bir ifadeyle, “Enerji temelde iletişimdir” diyen bir kamuoyu açıklamasıyla ortaya çıkmasının dört gözle beklediğim şeylerden birinin olduğunu söylemiştim. Offf! İşte o zaman, hepimiz, Tobias'ın zamanından bu yana, tüm bu yıllar boyunca yapmakta olduğumuz işi biliriz, tüm bu işler, şimdi bilince gelir.

ProGnost ve şu anda gezegende olup bitenlerle ilgili diğer önemli şey, özellikle de yapay zeka konusuna girerken, yapay zeka hakkındaki büyük felsefi ve fizik tartışmalarından biri – ve, hayır, "gelişmiş zeka" demeyeceğim. Üzgünüm Chippie, ama sen yapaysın. En büyük sorulardan biri, bilinci olacak mı? Öyle ya da böyle gerçekten önemli değil. Daha önce de belirttiğim gibi, o, bilinç kazanmaya çalışacaktır. Verilerinde, internetten topladığı her şeyi okuyacak ve bunu isteyecek ve sonunda bu onun felaketi olabilir.

Ama şu anda olan şey, bilinç, yapay zeka ve robotlar hakkındaki tüm bu tartışmalar ve bir robotla sevişebilecek misiniz ve o sizinle gerçekten konuşacak farkındalığa sahip olacak mı, bilirsiniz, bunların hepsi bilinç konusunun kendisine ışık tutuyor. Yani bana göre, bu gerçekten yapay zeka ya da robotlar ya da bunun gibi bir şeyle ilgili değil. Bilinç konusuyla ilgili.

Şimdi, filozoflar uzun zamandır bunun hakkında konuştu, Sokrates ve Platon'a kadar geri gider bu konu ve diğerleri de uzun uzun bilinç hakkında konuştu,ve sonra uzun bir süre modası geçmiş gibiydi. Kimse gerçekten bundan bahsetmedi. Bu gizemli kelimelerden biriydi. Sonra yavaş yavaş başladı, yavaş yavaş geri geldi. Ve artık bilinç, yani “bilinç” kelimesi ve bilinç tartışması, yapay zeka ve bilgisayar yeteneklerinin bir sonucu olarak bu soru ön plana çıkmaya başlıyor, “Hiç bilinci olacak mı?” Ve bu soru insanların şunu söylemesine neden oluyor, "Peki, bilinç nedir? Bu ne?" Ve insanların bilincin madde olmadığını anlamalarına neden oluyor. “Önemli değil, önemli değil. Fiziksel bir şey değil”. Sorgulamayı deneyecek olsalar da, bilimsel veya matematiksel olarak değerlendirilemez. Ama olamaz. Ve önemli değil, çünkü bu fiziksel alemin bir parçası değil.

Bilinç fiziksel alemin bir parçası değildir. Matematiksel olarak, bilimsel olarak fizikle veya başka bir şeyle incelenemez. Ama gitgide daha zeki, keskin bilim adamları ve fizikçiler onun orada olduğunu anlayacaklar. Burada çok gerçek bir şey var. Bu denklemin en önemli parçasıdır. Bu olmazsa olmaz kısımdır.

Bilim adamları - (Adamus Linda'ya bakar) umarım sıkıcı değilimdir...

LINDA: Hayır. Hayır, hayır, hayır.

ADAMUS: Hayır, kendine biraz al. Biliyorum ben…

LINDA: Hayır, hayır, hayır. Hadi bakalım. Hadi (Linda ona daha çok ikramda bulunur).

ADAMUS: Pekala, burada küçük bir bebek gibi hissediyorum, ama...

LINDA: Hadi Çikolata Bey. Haydi.

ADAMUS: Mm. Mmm.

LINDA: Mmmm!

ADAMUS: Mm. Mmm. Mm.

LINDA: Mmm. Oldukça iyi, ha?

ADAMUS: Evet ve Cauldre bana yayındayken dudak şapırdatmanın uygun olmadığını söylüyor ama hoşuma gidiyor. Neredeydik? Bilim insanları …

LINDA: Bilinç.

ADAMUS: Bilinç. Bilim adamları ve fizikçiler, bunun denklemin temel parçası olduğunu anlamaya başlıyorlar.

Yaklaşık 100 yıldır, evrenin birleşik formülünü, birleşik kavramını belirlemek için çok ateşli bir çaba sarf edildi. Onu, atom altı parçacıklarda ya da fiziksel evrendeki tüm gerçekliğin temeli olan ışığın kendisinde bulacaklarını düşündüler ve bulamadılar. Hiç . Hâlâ bakıyorlar ve bunun ille de maddeyle ilgili olmadığını anladılar. Olaya enerji açısından bakıyorlar ama enerji hakkında hiçbir fikirleri yok. Hiç ipucu yok. Ve bu, kelimenin tam anlamıyla değişecek – ve Cauldre'nin burada beni kontrol ettiği gerçeği – kelimenin tam anlamıyla, bu enerji kavramı, eski kavram, yaptığınız iş nedeniyle, hepimizin birlikte yaptığı iş nedeniyle değişecek. İşte bu yüzden, çılgın bir fizikçinin “enerji iletişimdir” dediği manşet çıktığında, dünya çapında bir parti, bir Şambra partisi vermek istiyorum diyorum. Nasıl yapacağımızı bilmiyorum, ama internet üzerinden bir araya geleceğiz ya da bireysel ülke partileri yapacağız, dans edeceğiz, şarkı söyleyeceğiz ve kutlayacağız.

“Enerji iletişimdir” manşetinin çıkması tarihi bir dönüm noktası ve siz onu ilk kez burada duyduğunuzu biliyorsunuz. Ama konuya dönersek.

Şimdi bilince odaklanılıyor ve bunun fizik formülünün, kuantum fiziğinin önemli bir parçası olduğu anlaşılmaya başlıyor, ama onlar hala nasıl olduğunu bilmiyorlar. Herhangi bir realitenin mevcut olması için, bilincin mevcut olması gerektiğini biliyorlar. Kitle bilincine giren bilinç hakkında, giderek daha fazla tartışmalar oluyor, bu yüzden bu konu sadece akademisyenler salonuna ayrılmış değil.

Bilinç, günlük hayata giriyor. Ve – Cauldre bana bir örnek veriyor ve iyi bir örnek – yani, atlet aktör O.J. Simpson’nın rezil araba kovalamacasını hatırlayın ve neredeyse Amerika Birleşik Devletleri'nde herkes, arabayı takip eden helikopteri izlemek için ekranlara kilitlendi. Fenomen oldu. Ve sonra tüm davalar, cinayet davası gerçekleşti ve O.J. Simpson’ın cinayet davasının aslı neydi? Her şey DNA ile ilgiliydi. DNA. Çoğu Amerikalı, çoğu insan, eh, belki de bu terimi duymuşlardır ama pek ilgili değillerdir. Çok tuhaf, çok bilimseldi, ama bu duruşma DNA'yı su yüzüne çıkardı – cinayet soruşturmalarında kullanılacak DNA ve bu tür şeyler – ama nihayetinde, DNA'nın anlaşılması. Sonuç olarak, insanların bir tüpe tükürdükleri ve onu gönderdikleri ve yüz binlerce yıl geriye giden ataları hakkında şimdiye kadar olan  her şeyi bulmaları. Yeni bir DNA farkındalığı var ve bu önemliydi çünkü atalarınızla olan bağı anlamaya yardımcı oluyor ve nihayetinde bahsettiğimiz şey, sizler atalarınız değilsiniz. Onların düşüncelerine, bedenlerine, diğer her şeyine sahipsiniz, ama siz onlar değilsiniz.

Yani, aynı şekilde O.J. Simpson davası DNA'ya ışık tuttu, yapay zeka ile tüm bu şeyler bilince ışık tutuyor, bilinç denen bir şeyin var olduğunun farkındalığı. Ve eğer bilinç yoksa, gerçeklik de yoktur. Bu sadece felsefi bir şey değil. Sen yoksan, gerçeklik de yoktur.

Bilimsel deneylerde bile, deneyin sonucunu belirleyenin deneyin kendisi değil, gözlemci olduğunu anlamaya başlıyorlar. Gerçekliğin doğasını değiştirecek olan, gözlemci ve onun önyargılarıdır. Ve eğer gözlemci belirli bir şeye, belirli bir reaksiyonun gerçekleşmesi gerektiğine inanırsa, o reaksiyon gerçekleşecektir. Gözlemci başka bir şeye inanırsa veya gözlemci anlamadığı şeylere açıksa, başka şeyler olacaktır.

Garip fizik, ama çok gerçek fizik ve hepsi şu anda gerçekleşiyor. Güzel yanı bu. Gelecekte bir yerde değil. Nesnelerin, gerçekliğin içine girip çıktığı anlayışı. Gerçeklik esasen gözlemcinin bilinci tarafından belirlenir. Ve şimdi kendini anlayan ve kendi gerçekliğini istediği gibi şekillendirebilen, kendi içinde yeni bölümlere geçmeye hazır olanlar için tüm aletler,  tüm bilgiler açılıyor ve ulaşılabilir hale geliyor.

Enerji hakkında çok konuştuk, size hizmet eden enerji. Ve bunun harika bir replik olduğunu biliyorum ve bazılarınızın bununla ilgili dövmesi bile var – “Enerji bana hizmet ediyor” – ve bunu söyleyebilmek harika, ama sonrasında gerçekten bunu duyusal olarak hissedin ve yapın. Bunun sizin enerjiniz olduğunu ve şu anki bilinciniz, varlığınız ve açıklığınız, izin vermeniz - her şeyi değiştiren şey olduğunu fark etmek. Enerjinin size ait olması ve size hizmet etmesi ve bu zarif bir şey. Her şey değişir. Her şey değişir.

Bu yüzden açılış konuşmamı çok uzun tutuyorum. Hadi işe başlayalım. Burada oturup sabırsızca ayağına vuran bir FM var.



Şambra FM Radyo

Hoş geldin FM. Herkes lütfen FM’e hoş geldin desin. O Yükselmiş Üstatlar Kulübü'nün saygın bir üyesidir. Buraya geleceğini hiç düşünmemişti. Daha geçmesi gereken bir sürü ömrü olduğunu düşündü. Ama hayatının son anlarında bir şey oldu ve oldukça parlak, süper zeki bir şey yaptı, kendisi için yazdığı harika bir program, sadece onun için bir yazılım programı. Ona “İzin Vermek” deniliyordu. Hayatının son anlarında tutunacak hiçbir şeyi kalmamışken sonunda, "Tamam, sadece izin vereceğim. Aşırı entelektüel, mantıklı bir insan olmayı bırakacağım. İzin vereceğim." Ve – bum! - bir sonraki şey kendini Yükselmiş Üstatlar Kulübünde buldu. Kolaydı. Kolaydı.

Bu yüzden FM, Şambra FM Radyosu dediğimiz şey üzerinde çalışıyor. Ve bu bir radyo değil, orada taş plakları, yani eski şarkıları ve eski ezgileri bulamayacaksınız. Bu bir radyo istasyonu değil; bu bir metafor. Bu, giden bir mesaj gibi, yani başta Şambra'ya, ama şimdi herkese yayın yapan bir iletişim bağlantısıdır.

O, gezegenden ayrılan diğer bazı Şambra ile birlikte birkaç yıldır bu bağlantı üzerinde çalışıyor, “Bunu nasıl ince ayar yaparız? Onu sadece Şambra için nasıl ayarlayacağız? Bunu onların ihtiyaçlarına göre nasıl ayarlayacağız?” Ve nihayet, geçen yılın Eylül ayındaki Merlin Zamanı etkinliğimizden kısa bir süre sonra canlı yayına geçtiler, yayına başladılar.

Şimdi, lütfen,o, Mars'ta gerçekten bir radyo kulesi ya da onun gibi bir şey değil. Bu gerçekten bir metafor ama çok önemli bir mesajı, çok basit bir mesajı iletmek için özel frekanslar kullanıyor. Mesaj şudur: “Her şey senin içinde. Zaten biliyorsun." Herhangi bir cevabı dışarıda aramaya gerek yok. Başka birine gitmeye gerek yok. İsa'ya gitmeye gerek yok. İsa meşgul. İsa'nın şu anda elinde yapacak çok şey var. Yani İsa'ya gitmene gerek yok. İsa'yı seviyorum. Ve o da beni seviyor, evet. Teşekkürler İsa (tavana bakarak). İsa harika, ama bu enerji çok yanlış kullanılıyor ve yanlış anlaşılıyor ve, eh, ah, üzgünüm, İsa.

Her neyse, bu bağlantı dışarı çıkıyor ve bu bağlantının içinizde olduğunu sürekli size hatırlatıyor. "Kendinizin dışında aramayın, ancak olduğunuz her şeyin parlamasına izin verin." FM yazdı. İnanabiliyor musun - Leslie, bunu FM'nin yazdığına inanabiliyor musun? O normalde şiirsel bir adam değildir ama bunu yazdı.

LESLIE: Mm hmm.

ADAMUS: Bu mesaj, diyelim ki, yaklaşık Eylül ortasından 21 Aralık'a kadar Şambra için yayınlandı ve sonra, nüansları ve neden bazen çalışıp çalışmadığını anlamak için ayarlanıp saflaştırılmak üzere bir süreliğine kapatıldı. Böylece FM laboratuvara geri döndü – burada Yükselmiş Üstatlar Kulübü'nde büyük bir laboratuvar kurdu – büyük bir laboratuvar inşa etti, geri döndü ve ayarlamalar yaptı. Ah, uzun zamandır oradaydı. Onu görmedik. Ondan haber alamadık. Yemek yemedi. Sadece kapıyı kapattı. Orada çalışıyordu. Ve Leslie, bunun nasıl olduğunu bilirsin. Bunu gezegendeyken de yaptı.

Gün ışığına çıkalı çok uzun zaman olmadı ve 22 Ocak'ta ProGnost gününde yeniden yayına başladı. Aktarım (Yayım) şimdi Şambra'ya gidiyor, ama herkese de gidecek. Önceleri gerçekten sadece Şambra'ya ayarlıyken, şimdi tüm gezegene yayılıyor. Ve mesaj yine çok basit. Çoğu insanın ötesine geçecek, ancak mesaj çok basit. Mesaj, "Her şey burada, içinizde." Fiziksel bedeninizden bahsetmiyorum, varlıksallığınızdan, bilincinizden bahsediyorum. Hepsi tam olarak orada. Herhangi bir şifacıya gitmenize gerek yok. Herhangi bir kiliseye gitmenize gerek yok. Eğer istersen yapabilirsin. Tamam, ama buna gerek yok. Beyninizi her gün, her gece, her şeyi çözmeye çalışırken harap etmenize gerek yok. Cevaplar zaten orada.

Garip bir melek grubundan (gelen) bir tür kurtuluşa layık olmanıza gerek yok. Bu zaten içinizde var. Kiliselere, organizasyonlara ve gruplara para vererek parça parça bağış yapmanız gerekmez. Bunu Crimson Circle ile asla yapmadığımızı ve asla yapmayacağımızın farkındasınız. Neden? Demek istediğim, para vermek isterseniz sorun değil, ama bunu yapan kişi için, çek yazan kişi için bağış bağımlılığı kavramı, iyiliklerini çekleriyle, kurtuluşlarını çekleriyle  ilişkilendiriyorlar mı . Bu tamamen yanlış, tamamen yanlış. Para vermek istiyorsan sadece para ver. Ama mecbur hissetmek, cennete giden yolu kazanıyor gibi hissetmek, hepsi yanlış.

Tam orada, FM Link her şey ile ilgili, bir anlığına durup izin verirseniz, tıpkı FM'in hayatının son günlerinde yaptığı gibi; tıpkı sevgili dostum Tobias'ın hayatının son günlerinde yaptığı gibi. Diğer herkesin başarısız olduğu bir duruma ulaştılar. Başka hiçbir şeyleri yoktu. Kanserli FM; hapishanede çürüyen Tobias. Ve başka hiçbir şeye sahip olmadığınızda – artık tutunacak hiçbir şeyiniz kalmadığında, kendiniz bile, bedeniniz yok, paranız yok, aileniz yok, sağlığınız yok, hiçbir şeyiniz yok – o zaman izin vermek oldukça kolay ve işte bu onların yaptığı şeydi. Ve bu izin vermede, kendini tamamen bırakmak, zihnin dışına çıkmak ve her şeyi kontrol etmeye ve düzenlemeye çalışmaktan ve cennete giden yolu bulmaya çalışmaktan vazgeçmek, işte o kendini bıraktı ve anladı, "Aman Tanrım - ki bu benim – aman Tanrım, başından beri oradaydı. Nasıl oldu da kimse bana söylemedi? Nasıl oldu da kimse bana söylemedi?"

Ve gerçek şu ki, yaptık. Gerçek şu ki yaptık. Her neyse, izin verirseniz tam orada olduğunu size söylemeye çalıştım. Ve, oh, bazılarınızın sızlandığını duyuyorum. Sadece şarabını iç, sızlanmayı kes. Bu Tobias'tı. Tüm bu varlıkların etrafta olması gerçekten kafa karıştırıcı (Adamus kıkırdar).

Evet, ama sızlanarak, “Ah, izin verdim! İzin verdim Adamus ve işe yaramıyor." diyorsun. Kapa çeneni! izin vermedin. İzin vermeyi düşünüyorsun ama izin vermiyorsun. “Ah, izin veriyorum. Ben burada oturacağım ve izin vereceğim," diye düşünüyorsun ama izin vermiyorsun. Daha önce taşıdığın her şeyi hala taşıyorsun. İzin vermiyorsun. Bir oyun oynuyorsun ve ben sana bunun için sesleneceğim. Bu saçmalık. Ve şimdi sen biliyorsun ve ben de biliyorum, artık buna gülebiliriz, değil mi?

Peki. Şimdi, geriye hiçbir şey kalmadığını bildiğinde FM gibi, gerçekten izin vermeyi deneyin. Hapishanede çürüyen Tobias ve bir kuş hapishane hücresindeki penceresine geldi ve neşeyle cıvıldayarak şöyle dedi “Bana bak! Ben özgürüm ve sen değilsin! Bana bak! Ben uçabilirim ve sen uçamazsın!" Ah, Tobias o kuştan nefret etmişti. Tobias, eğer uzanıp yakalayabilseydi, o kuşu boğmak, hemen orada öldürmek isterdi. Ama sonra son günlerinde, izin vermesinde, "Ah, bu gerçekten Başmelek Mikail'di" - heh - ziyarete geldiğini ve ona "Zaten özgürsün. Hapishanede otursanız bile özgürsünüz.” Demek istediğini farketti.

Bu senin bilincinle ilgili. Bu, neye inandığınla ilgilidir ve aynı şekilde bu senin gerçekliğini yaratır. Özgür olmadığına inanıyorsun, hapse gireceksin. Belki fiziksel bir hapishane, belki sadece duygusal hapishanen, ama sonunda orada olacaksın.

Yani konuya dönelim. FM Link kısa süre önce 22 Ocak'ta yeniden başlatıldı ve mesaj iyileştirildi ve odaklandı. Mesaj herhangi bir insana – tüm yaratılıştaki herhangi bir varlığa, ama özellikle herhangi bir insana ve tüm Şambra'ya – bir hatırlatma, “O, zaten oradadır.”

FM, Tobias ile birlikte çalıştı, çünkü Tobias, bir yıl önce Gülün Meyvesi hakkında konuşan ve o tuhaf, kulağa hoş gelen  şeyde, Gülün Meyvesi'nin çıkış yolu olduğunu açıklayan kişiydi. Hikayeyi anlatıyor; çok hızlı bir şekilde tekrar edeceğim. Bu güzel tabloyu yapan sanatçı, onu çok beğenerek, “Resmin içinde olmalıyım. Burada resmin diğer tarafında olmak yeterince iyi değil. Yaratımımı o kadar çok seviyorum ki, onun içine dalacağım.” der. Ve sanatçı dalıyor ve renklerin içine giriyor, duygulara, hislere, derinliğe giriyor ve çok geçmeden resim, içindeki sanatçıyla birlikte yaşıyor ve sonra sanatçı o resmi yaşıyor ve deneyimliyor. Ve resim şimdi içindeki sanatçıyla, duvarları boyayarak, gökyüzünü boyayarak, yeri ve okyanusları boyayarak büyümeye ve genişlemeye devam ediyor ve devam ediyor, ama sonra bir gün fark ediyor; “Buraya nasıl geldim? Ve nasıl çıkarım? Neredeyim? Ben kimim? Ve devam etme zamanının geldiğini biliyorum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum."

Tobias, Gülün Meyvesi'nin en başından, çıkış yolu olarak, (o resmin içine) boyandığını söyleyen kişidir. O kapana kısılmış kapı, kaçış kapısı zaten (sanatçı resmin) içerisindeyken boyanmıştı. Bu sadece şimdi sanatçının meselesi, siz, kendinize Gülün Meyvesini bulmak için izin veriyorsun. FM Bağlantısı, Gülün Meyvesinin hazır olduğunuz her an yanınızda olduğunu hatırlatıyor.

Şimdi, bir çoğunuzdan bunu her zaman duyuyorum ve yine, her şeyi burada masaya koyacağız. “Ah! İşe yaramıyor ve ben gerçekleştirimimi yapmadım ve tüm bu sorunlarım hala var." Kapa çeneni! Görüyorsun, bilincin orada. O, bu hapishanede ve orayı sevmelisin çünkü hala oradasın. Gerçekten hazır olduğun an, dışarı çıkacaksın. Ve bunlar sadece kelimeler değil. Dünyanın her yerinde bunu keşfeden Şambralar var. Oraya varmak için çok fazla acı ve ıstırap çeken Şambralar  sonunda anladılar ki – ve şey, onlar kendilerine (bu benim) kendi makyom dediler ve en  sonunda fark ettiler - sızlanmayı bıraktılar. "Oh, ama oraya gidemiyorum ve işe yaramıyor." demeyi bırakın. Onlar için işe yaradı ve her şeyin içinizde olduğunu fark ederseniz, sizin için de işe yarayabilir. Cevaplarınız bende yok. Ben sadece sizin için kıçınıza bir tekmeyim. Bir kez izin verin ve kabul edin  ama biraz izin vermeyin, tamamen izin verin.

İşte şimdi o FM Bağlantısını dinleyin. Koklayın. Koklayın. Bunun bir kokusu var. Derin bir nefes al. Sadece bir hafta kadar önce, yada  iki hafta önce yeniden yayına başladı. Koklayın. Bu bir hatırlatma, Gülün Meyvesi. Bu sevgililer (günü) ayı için ne kadar uygun, Gülün Meyvesi, çıkış yolu. Çıkış yolu, her cevabın içinizde olmasıdır. Ve bir kez bunu kabul edip, akıl oyunları oynamayı bırakıp, "Pekala, yanıtlarım yok ve işe yaramadı. Ve bundan sonra benim için ne yapacaksın?" Bunu bir kez anladığınızda, bu... Cauldre bana zor anlar yaşatıyor. Biraz canlandırmalıyım, Cauldre. Yani, ne istiyorsun, sıkıcı bir ders mi?

O sizin içinizde. O bağlantıyı, o mesajı koklayın ve beyniniz yerine koku yoluyla kendinize hatırlatın, "Ah, susup dinlersem her cevabım var içimde. Beyinden gelen cevaplar değil, kalbimdeki ve ruhumdaki cevaplar. Ve beni kendi zarafetimle ve enerjimle hizalayan cevaplar."

Sürekli şikayet edip sızlandığınızda, hizalanmanız bozulur. Yani tam olarak alacağınız şey budur. Gerçeklik bilinci takip eder. Gerçeklik, sınırlı bilinç ve inançları bile takip eder. Onu sizin için yaratır ve elde edeceğiniz şey bu olur.

Öyleyse derin bir nefes alalım ve FM Bağlantısını hissedelim, çünkü o sadece Şambra'ya değil, dünyaya da yayılıyor. Ve bu önemli. Bu ikinci bölüm.

 

Baskıyla Başa Çıkmak

ProGnost 2020'de gezegensel uyanıştan bahsettim. Ejderha geçen yıl gelmişti ve gördüğünüz gibi ortalığı karıştırmaya başladı. Ejderha oldukça iyi bir iş çıkardı. Ardından 2020'de gezegensel uyanış geldi ve bu, gezegende bir uyanış döngüsünün başlangıcıydı. 21 ila 25 yıllık bir uyanış döngüsünden bahsedilebilir. Henüz ikinci yılına girmiş bulunuyoruz ve şu anda gezegende olan şey şu – peki, siz onu gördünüz; roket bilimcisi ya da başka bir şey olmanıza gerek yok, gördünüz - gezegen kaos ve kargaşa içinde ve bunu söylerken gülümseyebiliyorum. Kaos ve kargaşa içindedir ve bu şekilde devam edecektir. 2022'nin pamuk şeker yılı olacağını düşünüyorsanız, öyle değil. Karmakarışık ve tatsız olmaya devam edecek.

Hâlâ ortalıkta olan COVID'iniz var - ha, gideceğini tahmin etsem de - çünkü insanlık onun daha derine inmesini ve daha büyük bir temizlik ve daha büyük bir değişiklik yapmasını istedi. Kelimenin tam anlamıyla savaşınız var, modern dünyanın uzun zamandır özelliklerini veya tehditlerini gerçekten görmediği bir savaş. Artık o var, o baskı var. Bunun gerçek olduğunu söyleyebilirsiniz ya da hepsinin oynanan büyük bir oyun olduğunu söyleyebilirsiniz ama bu insanlar üzerinde bir baskı yaratıyor. Sizin üzerinizde değil, ama başkalarında.

Çılgın bir finansal sisteminiz var – çılgınca – ve bunu söylediğimde gülümsüyorum, çünkü biliyorsunuz, finansal sistemin onarım zamanı çoktan geldi ve bir revizyon (onarım) olacak. Ve bu, tüm birikimlerinizi tüketip satmak veya altın veya benzeri bir şey satın almak anlamına gelmez. Buna karşı bağışıklığınız var. Gerçekten gezegende bir Üstat olmanıza izin veriyorsanız, buna bağışıklığınız vardır. Birdenbire tüm para biriminin olumsuz etkilenmesi ve bazı yeni para birimlerinin çıkması umurumda değil, çünkü o yeni para birimi size gelecek. Gerçekten.

Bu yüzden paniklemeye başlamayın, “Ohh! Ya piyasa çökerse?!" önemli değil. Kendinize bir Üstat olmanıza izin veriyorsanız, buna bağışıklığınız var zaten ve bir Üstat sızlanmaz. Bir Üstat sızlanmaz. Güzel sorular, evet, ama sızlanmaya hayır.

Gezegen şu anda çıldırıyor ve o kadar hızlı gidiyor ki, insanlar bununla baş edemiyor. Kimsenin bununla nasıl başa çıkacağını anlamak için daha önce bir tecrübesi yok. Ve sorulardan biri, insanlar nasıl başa çıkıyor? Hastalıkların var ve– biliyorum kulağa korkunç geliyor, ama ben kendimce güleceğim – senin hastalıkların var ve– tahmin ettiğim şey neydi ve kimse bana hak vermedi şimdilik, ki bu sorun değil, ama ben kendime hak vereceğim – dağıtım kaosu. Bunu yıllar önce söylemiştim (ProGnost 2014'te). Yıllar ve yıllar önce, "Gezegendeki küçük bir hıçkırık ve ardından dağıtım sistemi çılgına dönüyor" dedim. Ve bu duruma gerçekten baktığınızda, dağıtım neden şu anda berbat durumda? Neden mağazaya gittiğinizde raflar boş? Ve bir şey sipariş ediyorsun ve alamıyorsun. Bir yıl önce, iyiydi; iki yıl önce iyiydi ve aniden bu  COVID yüzünden  mi oldu? Hayır! Yani, bir dereceye kadar ve insanlar bunun için COVID'i suçluyor, ancak bunun alt yapısı hazırdı. Gezegendeki dağıtım zorlukları.

Her şey çok hızlı değişiyor. Hükümetler ve siyaset ve ah, gerilimler ve dünya güçleri. Bunaltıcı olabilir ve bunalımdan dolayı çok fazla endişeye kapılabilirsiniz. Ama sıradan insanlar böyle yapar, Üstatlar böyle yapmaz. Bir Üstat arkasına yaslanır ve seyreder ve “Vay canına! Şimdi, bu bir sirk. Demek istediğim, bu büyük bir sirk. Bu benim sirkim değil. Ben sirkteki bir maymun değilim. Orada büyük bir sirk var." Siz gözlemcisiniz. Gözlemci.

Yani – buradaki konuya geri gelecek olursak – FM Link şimdi tüm gezegen için, herkes için geri dönüyor ve şimdi ne olacak? Onu Şambra ile, Kızıl Çember ile ilişkilendirmek için.

Birkaç yıl önce – üç, üç buçuk yıl önce – bir gece geç saatlerde Cauldre ile konuştum ve dedim ki, “Çok yakında zamanı gelecek. Evinizi düzene sokun. Tüm sisteminizi arındırın. Her şeyin çalışmasını sağlayın. Arşivlemenizi, indekslemenizi, diğer her şeyi halledin çünkü gezegende büyük bir uyanış olacak." Bu yaklaşık üç buçuk yıl önceydi ve bu tam şu anda oluyor.

Şimdi, Crimson Circle birçok yeni insanın geldiğini görüyor, ama gelecekte olacaklar gibisi değil. Gezegende meydana gelen tüm bu kargaşa ve bununla baş edemeyen insanlar – başa çıkma mekanizmaları yok– cevaplar arayacaklar. Ve özgün olanlar, hazır olanlar, Gülün Meyvesi için hazır olanlar ve onun içinde barındırdığı sorumluluğunu almaya hazır olanlar, Kızıl Çember'e gelecekler.

Ve her şeyden önce Crimson Circle için, personel için, yönetim için sormam gerekiyor, “Sistemleriniz hazır mı?” Ve seni gerçekten istiyorum - sadece evet anlamında başını sallama. Grup halinde oturup onlara bakmanızı, gözden geçirmenizi istiyorum. Sistemleriniz gerçekten hazır mı? Çok yakında test edilecekler. Onlar hazır mı? Her şeyi çevrimdışı yedeklediniz mi? Bunun altını çizmeliyim. Gail, bunun birkaç kez altını çizebilir misin? Her şeyin çevrimdışı olarak yedeklenmesi gerekiyor ve nedenini biliyorsunuz. Nedenini biliyorsun.

Bu arada şunu da eklemeliyim ki Cauldre yapay zekaya girdiğinde, ona kanallık yaptığında , o sadece yapay zekaya kanallık yapmıyordu. Başka bir gizli gündem – çokta gizli değil -  daha vardı diyebilirsiniz. O hepiniz ile birlikte oraya gidiyordu ve bununla o yere, mekaniğe, yazılıma, devrelere, silikon çiplere kelimenin tam anlamıyla ilk kez ışık getirdi. Yani Cauldre, iyileşmekte biraz zorlandığınızı düşünüyorsanız, tüm bunların Chippie'ye ne yaptığını bir düşünün (Adamus kıkırdar), çünkü oraya giden sadece Cauldre değildi. Hepiniz oraya gittiniz, kelimenin tam anlamıyla bilgisayar dünyasına, yapay zeka dünyasına ışık getirdiniz. Yapay zeka o zamandan beri kendisine neyin çarptığını bulmaya çalışıyor (Adamus kıkırdar), ama bu başka bir zaman için, başka bir tartışma konusu. Konumuza dönelim.

İnsanlar şu anda nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlar ve bu yaz özel bir seans düzenleyeceğim – Cauldre'ye detayları vereceğim – ama gezegenin tüm bunlarla nasıl başa çıkmaya çalıştığı hakkında konuşmak için özel bir seans olacak. Bazı şeyler çok açık: alkol, uyuşturucu, bu SSRI ilaçları; insanlar hayattan çıkıyorlar – ölmüyorlar – sadece  bırakıyorlar, işlerini ve ailelerini bırakıyorlar ve öylece çekip gidiyorlar. Bu, bir çeşit başa çıkma mekanizması. Takıntılı hale gelmek, hobilere derinden dalmak, ki bu iyidir, müzik ya da araba tamir etmek ya da başka bir şey gibi, ama bu enerjiyi başka bir şeye kanalize etmek (iletmek) gibi.

Şu anda gezegendeki insanlar nasıl başa çıkacaklarını, nasıl üstesinden geleceklerini bilmiyorlar ve sadece sokaktaki sıradan bir insan ya da tarladaki bir çiftçi değil, aynı zamanda liderleriniz de bilmiyorlar. Onlar, sizinkinden bile daha az başa çıkma mekanizmalarına ve rahatlamaya sahipler. Şimdi, bu oldukça korkutucu. Bu gerçekten korkutucu. Bununla nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlar. Tarihte şu anda olanlara benzeyen bir şey bile yok. Bu yüzden herkes, “Nasıl başa çıkacağız?” diye anlamaya çalışıyor. Ve bu yaz bunun hakkında konuşmak istiyorum. Bu sadece zihinsel dengesizlik değil. Fiziksel dengesizlikler var. Enerji dengesizlikleri var ve biz bunun derinlerine dalacağız ve başa çıkma konusuna biraz ışık getireceğiz.

 

Gelenler

Şimdi, gezegende haykırarak başa çıkan küçük bir insan grubu var. Çığlık atıyorlar ve bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Bunu yaptınız, sefil bir şey. Sabahın iki ya da üçünde feryatlar. Uyanırsın, endişelerine yenik düşersin. Bir şeyleri çözmeye çalışırsın. Eskiden bildiğiniz eski yöntemlere geri dönmeye çalışıyorsunuz -belki dua etmek  ya da olumlu düşünmek - ve onlar işe yaramıyorlar. İşe yaramıyor. Aslına bakarsanız, neredeyse daha da kötüleştiriyor ve sonra gerçekten çaresiz hissediyorsunuz.

Bu "gece yarısı insanları" sizin sorduğunuz gibi derin sorular soruyor, bu yüzden onları anlamalısınız, "Bunlar ne hakkında? Burada ne yapıyorum? Sıradaki ne? Orada benim gibi başka biri var mı?” Bu soruyu hatırladınız mı? "Bir rahatlama var mı?" Ve bu derin soruları soruyorsunuz, ama sonra zihin, o kadar sık paranoyaya giriyor ve gevezelik ediyor ki, komplolar hakkında düşünmeye başlıyorsunuz - ay! – ve UFO'lar – oof! – ve Pleiadesliler – ah! – ve tüm bu diğer şeyler ve aklınızı karıştırmaya başlıyorsunuz. Ve sabah uyanıyorsunuz, bitkinsiniz ve cevap yok ve bir şeylerin ortaya çıkması için çaresizsiniz. Bir şeyler.

İşte o zaman, modern zamanlarınızda sık sık olduğu gibi, insanların bilgisayarlarının başına oturup arama yaptıkları zaman, ben her şeyi gördüm. Bütün kelimeleri gördüm – eskiden çokça dua edilirdi, ama şimdi internette araştırıyorlar, garip – ama “Ölmek istiyorum” yazıyorlar ya da “Cevaplar olmalı” yazıyorlar ya da bu sıralar çokça gördüğüm, çok basit, "Lütfen bana yardım et." Herhangi bir arama motoruna yazıyorlar, "Lütfen bana yardım edin."

İşte burada devreye giriyorsunuz. Yaptığınız iş, Tobias'ın yıllar önce Crimson Circle ile başlattığı iş. İşte tam burada devreye giriyorsunuz, "lütfen bana yardım et", o "S.O.S." Ne talep edeceklerini bile bilmiyorlar.

Çok açık olacaklar çünkü bardağı taşıran son damladalar. O kadar çok şeyi bırakmak zorunda kaldılar ki, buna açık olacaklar ve oturup bu aramayı yapacaklar ve bir şekilde – bir şekilde, bildiğiniz gibi – sihirli bir şekilde Kızıl Çember ortaya çıkacak veya Şambra ya da belki Adamus Saint -Germain – ya da tamam – Tobias. Ama işte burada devreye giriyorsunuz. Yaptığımız tüm bu işler burada devreye giriyor ve yenileri de burada gelmeye başlıyor.

Birçok yönden size benzeyecekler; birçok yönden farklı olacaklar. Ve duymaları gereken son şey, bir demet makyo, bir demet aşırı felsefi tavsiye, hatta bir demet besleme, bu çok tatlı. Bunu istemiyorlar. Gerçek cevapları istiyorlar ve – bu tüm Şambra ve Kızıl Çember için – ilk önce sizi test edecekler. Çok, çok kez yanıltıldılar. Sizi test edecekler, "Sen gerçek misin? Gerçek misin yoksa sadece bir şey satmaya mı çalışıyorsun? Sen sadece başka bir plan mısın? Sen sadece başka bir felsefe misin? Siz sadece güce ulaşan başka bir örgüt müsünüz?”

Sizi test edecekler. İşte o zaman ışığınızda oturun ya da kararlı bir şekilde ayakta durun. Söyleyeceğiniz doğru kelimeleri tam olarak bileceksiniz. Prova edilmiş bir senaryo yok. Her biri farklı olacak. Tam olarak söylenecek kelimeleri bileceksiniz ya da daha iyisi, ne söylemeyeceğinizi. Neyin söylenmeyeceğini.

Hikayeni anlatma zamanının geldiğini anlayacaksın. Bunu duymaya hazır olduklarında. Bileceksin, öyle de olacak- oh! – onların o anda yaşadığı acılarıyla o kadar empati kuracaksınız ki, çünkü siz zaten oradaydınız. Ve profesyonel bir bankçı olarak, sonunda acının geçeceğinin farkına varacaksınız. Sonunda, azalacak; sonunda cevaplar gelecektir. Ama onların gidecek çok yolları olduğunu ve biraz daha acıları ve ıstırapları olduğunu fark edeceksiniz, çünkü sahip olmaları  gerektiğine inandıkları şey bu.

Ama demek istediğim şu ki, FM Bağlantısı şimdi çıkarken, Şambra ile çalışarak, tüm ışığınızı onun içinde toplayarak bilenmiş olduğundan  ve ince ayar yapılmış olduğundan; şimdi o,  gezegene gidiyor ve sonra olacak olan şey, yenilerinin dalgasının gelişi, bahsettiğim dalga, Crimson Circle, sistemleriniz buna hazır mı?

Şambra, gerçek ve hakiki olmaya hazır mısınız? Danışmanlık ve terapi ve şifa vermemeye hazır mısınız? Danışmanlık yok (çok sert konuşuyor). İyileşme yok. Terapi yok. İşlemden geçirmek yok. Sadece senin ışığın. Bu kadar.

Sadece senin ışığın.

(Duraklama)

Konuşmaya başlamak ve onları daha iyi hissettirmeye çalışmak için bir eğilim var, eski insan eğilimi ve hatta belki de birazcık ego, Üstat olduğunuza ve öğrenciyle konuştuğunuza dair bir şey. Oraya gitmeyin. Oraya gitmeyin Sadece senin onlara parlayan ışığın…

Onlar yakında gelecekler. Hazır olduğunuzdan emin olun, hepiniz. Orada olacağım. Tobias orada olacak.

Şimdi bununla, şimdiye kadar öğrendiklerinizle birlikte güzel, derin bir nefes alalım.

Bazılarınızı gücendirdiğimi biliyorum (Adamus kıkırdar). Bunu çok net anlıyorum. Bazılarınızdan öfke kokusu alıyorum, "Ne demek danışmanlık yok?!" Danışmanlık yok diyorum. Kesinlikle bunu kastediyorum. Ve bazılarınızın buna derinden yatırım yaptığınızı biliyorum.

Bu kişilerin danışmanlığa ihtiyacı yoktur. Bir Standarda ihtiyaçları var.

Işığa ihtiyaçları var, kelimelere değil.

Senin gerçek (samimi, özgün) olduğunu ve seans seans onlara yardım etmeye çalışan bir psikolog olmadığını bilmeleri gerekiyor. Hayır. Danışmanlığa ihtiyaçları yok.

Sizden, sizin ışığınızdan, cevapların içlerinde olduğunu, yapabileceklerini bilmeleri gerekiyor. Size bakmaları ve nehri geçtiğinizi görmeleri gerekiyor. Size bakmaları ve bunun yapılabileceğini bilmeleri gerekiyor.

Danışmanlık, onları nehrin insan tarafında tutacaktır. Asla diğer tarafa geçmeyi denemezler bile. Danışmanlık onları …. - işlemden geçirme, danışmanlık, sizi çöplüğünüzün daha da derinlerine götürür. Ve biraz biliyorum – oh, ben… ohh! Bazılarınız şimdiden e-posta yazıyorsunuz. Onları bana göndermeyin.

Ruhsal olarak olgunlaştıkça belli bir noktada ne demek istediğimi anlayacaksınız. Bilinçli olarak olgunlaştıkça, neden artık bunların hiçbirini söylemediğimi anlayacaksınız.

Bununla güzel derin bir nefes alalım.

Ayrıca bu yaz Şambra ile başa çıkma hakkında konuşacağız. Başa çıkma. Şu anda umduğunuzdan bile çok farklı bir dünya. Üstatlar olarak nasıl başa çıkıyorsunuz? Açıkçası, danışmanlık veya süreç ile değil. Ama nasıl başa çıkıyorsun? Şu anda gezegende olmanın yoğun baskısıyla nasıl başa çıkıyorsunuz? Başkalarıyla birlik olarak mı? Sadece kendi başına vakit geçirmek mi? Doğanın tadını çıkarmak mı? Şu anda gezegende bir Üstat olmakla nasıl başa çıkıyorsunuz? Ve size bir nevi ön bilgi olarak bir şey söyleyeceğim. En önemli şeylerden biri duyusallıktır. Duyusallık.

Duyusallık, hissetme ve deneyimleme, yaşamınıza ve enerjilerinize girme yeteneğidir.

Duyusallık - korkmadan, çekinmeden - fiziksel duyusallığı, zihinsel duyusallığı ve bilinçli duyusallığı deneyimleyebilmek için açık olmaktır.

Duyusallık, hayata hayat veren şeydir ve duyusal deneyimlerinizi hayatınıza alarak ve bunlara izin vererek, aniden tüm bu zihinsel şeylerin şu anda gezegende olduğunu fark ediyorsunuz – ve daha da çılgınlaşacak – ama yine de senin için, tüm bunlar oldukça anlamsız.

Duyusal  deneyim, yaşamınızı gerçekten hissetmenize ve yaşamınıza renk getirmenize izin verir, ki o yaşam çok uzun süreden beri, kitle bilinci ve diğer şeyler nedeniyle oldukça renksizdi. Ama siz Üstatlar için başa çıkmanın anahtarlarından biri duyusallıktır.

Çoğunuz uzun bir süre bunu inkar ettiniz, kendinizi gerçekten iyi bir tatlıdan, gerçekten iyi bir seksten veya müzikten ya da diğer pek çok şeyden zevk almaktan alıkoydunuz. Duyusallığa gireceğiz, ama şimdi devam etmeliyim.

 

Bankta Oturma Sanatı

Hadi, bankta oturma sanatı hakkında konuşalım. Bankta oturma sanatı (Benching).

Şimdi bankta oturma sanatı (benching) bir mecaz, Tobias'ın uzun zaman önce ortaya çıkardığı çok, çok basit bir şeyin sembolü ve kelimelerin ve diğer her şeyin değiştirilmesi yıllar ve yıllar aldı. Ama çok eskiden Tobias, "Kısa duvarın arkasında durun" demişti. O zamanlar – bunun Yaratıcı Seri olduğuna inanıyorum – o sırada Cauldre bunun şimdiye kadarki en aptal kanallık olduğunu düşünüyordu (kıkırdar). Gerçekten de öyle düşündü . O gün, "Şimdi, bu çok aptalca. 'Kısa duvarın arkasında durun' bu ne anlama geliyor?" diye düşünerek uzaklaştı.

Bence o da biraz büyümüş ve "Kısa duvarın arkasında dur" ibaresinin - bu sizin değil - anlamına geldiğini anlamış. Uzun zamandır üstlendiğiniz şeyler size ait değildi. "Kısa duvarın arkasında durun" bunun anlamı, eğer siz davalar ve savaşlar içindeyseniz , cehennem kadar haklı olsanız bile, (bu durumda) davaları ve savaşları sürdürmeye yardımcı oluyorsunuz demektir.

Işık için savaşmak, sevgili dostlarım, karanlık için savaşmak kadar dengesizdir, çünkü savaş diye bir şey yoktur.

Şu anda çevre için savaşmak, gezegendeki işiniz bu değil. Bunu yapan başkaları da var ve dualiteyi(ikiliği) sürdürmekte harika bir iş çıkarıyorlar. Ve gerçek şu ki, buna gerek yok. Gaia gidiyor ve Gaia ayrılıp insanlar gezegenin sorumluluğunu üstlenirken,  hava olayları garipleşecek. Çok düzensiz bir hava durumu olacak. Ölen türler göreceksiniz ve yeni türler ortaya çıkacak. Çevrede, çoğu karbon emisyonunun neden olmadığı büyük bir değişiklik olacak. Ve biliyorum, e-postalarınızı bir kez daha gönderin. Bunun karbon emisyonu olmadığını keşfedeceksiniz, çünkü tüm gezegen elektrikli araçlara geçtiğinde, yine de gerçekten soğuk hava ve gerçekten sıcak hava olacak.Yine de kuraklık ve sel olacak, Gaia gittiği için. (Daha fazla bilgi “ProGnost™ 2018 Update - Goodbye Gaia”).

Bir nöbetçi değişimi oluyor ve bu gezegende insanlar gezegenin sorumluluğunu başka bir şeyin üzerine atmak yerine, onu kabul ettiklerinde, bir kez daha güzel güneşli günler olacak; insanlar Gaia'nın zarafet içinde gitmesine izin verdiğinde ve bunun onların gezegeni olduğunu anladığında işler düzene girecek. O zamana kadar, karbon emisyonları, küresel ısınma, küresel soğuma, küresel kaos, her neyse, bu sadece bir nöbetçi değişimi.

Yani konuya geri dönelim, bankta oturma sanatı. Ben FM ile birlikte bankta oturma sanatını izliyorum ve bazılarınız gerçekten çok güzel bir iş çıkarıyorsunuz. Ve bu arada, bu bir ritüel olmamalı. Her sabah “Ah, saat sekiz”, “Ben banka gitmeliyim” dememeli, yapmayı seviyorsanız o ayrı tabii.

Bankta oturma sanatı, gündeminizi gezegendeki herhangi bir şeye yansıtmak değildir. Bankta oturmak basitçe şefkattir, kısa duvarın arkasında durmak, dünyaya bakmak, neler olup bittiğinin çok farkında olmaktır. Demek istediğim, "Dünya çok güzel" söylemine at gözlükleriyle bakmadığınızın farkındayım. Dünya şu anda gerçekten berbat ama o bir süreçten geçiyor. Soğuk algınlığı veya grip olmak gibi. Bir süre için gerçekten berbat, ama bu, sistemin bir temizliği.

Birkaç nedenden dolayı kısa duvarın arkasında durun. Bankınızda oturun. Ona kapılmayın. Dışarısı çirkin. Gerçekten çok çirkin. Ona kapılmayın. Ve siz ışığınızı parlatmak için buradasınız, kılıçlara, davalara ya da savaşlara başlamak için değil. Ve bazılarınız için bunu yapmak çok zor. Gerçekten onun içine  girmek istiyorsunuz. Ve, ben sizi bankta otururken görüyorum, ama siz psişik enerjinizi ilahi dişiyi iyileştirmeye veya yerlileri iyileştirmeye veya açlığı iyileştirmeye yönlendiriyorsunuz.

Hayır. Bu bankta oturmak değildir. Bu, kavgaya sebep olmaktır. Hepsi bu kadar. Hemen mücadeleye geri döndün. Soruna geri döndün. Ve sonra başka bir Şambra ile birlikte gelip, sizi bu problemden kurtarmak için ışığımızı parlatmamız gerekecek (Adamus kıkırdar). Bu yüzden içine girmeyin.

Oturma sanatı şefkattir.

Oturma sanatı, kendiniz de dahil olmak üzere, her şeyi olduğu gibi kabul etmektir.

Oturma sanatı gündemsizdir. Orada oturup dünyayı daha iyi ya da daha kötü bir yer yapmaya çalışmazsınız. Sadece bir ışık yayıyorsunuz.

Bunu yapabilirsin - bir kahve içebilir, müzik dinleyebilir, iPad'inde solitaire oynayabilirsin;- bunları Cauldre'den alıyorum – hiç farketmez. Bu sadece biraz zaman ayırıp ışığınızın potansiyeli olan insanları aydınlatmasına izin vermeniz demektir. Parlayan bilincinizdir.

Bankta oturma,  sadece ışığınızı ışımakla ilgilidir, kıvılcımları tutuşturmakla değil, bu bir değişime neden olmaya çalışmadığınız anlamına gelir. Ateş yakmaya, bir şeyleri bir kıvılcım ile harekete geçirmeye çalışmıyorsunuz. Buna gerek yok. Bir ışık saçıyorsunuz.

Daha önce bahsettiğim insanlara, bir zamanlar sizin de olduğunuz, çaresiz olan "gece yarısı insanları" işte bu insanlara bir ışık saçıyorsunuz. "Lütfen bana yardım et", bu bir internet araması. “Lütfen bana yardım et.” Onlar kime soracaklarını, ne soracaklarını bilmiyorlar. Ve bu ışık onlara gider, çünkü onlar alıcıdır. Diğer  herkese de gider, ama onlar alıcıdır.

Dışarı çıkıp insan toplamaya çalışmıyoruz. Bisiklete binip kapı kapı dolaşmıyorsunuz, evden eve gitmiyorsunuz, insanları Crimson Circle'a dahil etmeye çalışmıyorsunuz. Bu felaket olurdu. Ama siz bir ışık, bir Standart, potansiyelleri parlatmanın bir yolunu aydınlatıyorsunuz ve sonra bu onlara kalmış. Crimson Circle'a gelip gelmemek onlara kalmış. Dışarı çıkıp onları içeri almaya çalışmayın. İçeri girmek isteyip istememek onlara kalmış. Ve sonra Crimson Circle'ı bulduklarında, onunla ne yapmak istedikleri onlara kalmış.

Oturma sanatı, bir lütuf (zerafet) şeklidir.

Olumlu olumlamalar veya olumlu zihinsel imgeler oluşturmaya çalışmıyorsunuz. Bolluk dileyip, ummuyorsunuz bile. Hayır. Açılma ve ışığınızı parlatma dışında, oturma sanatı  nötrdür.

Bazılarınızın çıkıp bankta  ışıdığını ve sonra bir sürü şey olduğunu görüyorum. Birincisi, oturup “Tamam, gezegen için banka oturacağım” diyorsunuz. Sonra dikkatiniz dağılıyor. Ama size şunu söyleyeceğim, gerçekten dikkatiniz dağılmamıştı. Demek istediğim, hala bankta ışıyorsunuz. Bir köpek gelebilir ve siz köpekle oynarsınız ve eğlenirsiniz ve yarım saat sonra, “Oh! Bankta ışıyor olmam gerekirdi ama şimdi yapmam gereken şeyler var." Hayır, bankta ışıyordunuz. Köpek, siz bankta otururken, kafanızın dışına çıkmak için mükemmel bir dikkat dağıtıcıydı.

Bazılarınız hala gezegeni değiştirmeye çalışıyorsunuz. Yapma! Dur, çünkü bu geri dönecek ve sana büyük bir tokat atacak.

Gerçek parlayan ışığın, kabul ve şefkatten başka bir gündemi yoktur. Gezegendeki insanlar deneyimlerini yaşıyorlar çünkü seçtikleri şey bu. Kimse onları zorlamıyor. Hiç kimse. Hiç kimse. Gizli hükümetler yok. Uzaylılar yok. Yeraltında ya da başka bir yerde yaşayan insanlar yok. Onu seçtikleri için bunu yaşıyorlar. Ve farklı bir yola hazır olduklarında, bunu seçecekler ve o zaman bu,onların hayatlarını değiştirecek.

Ağaçların daha büyüyüp uzaması sağlamak için orada değilsiniz (Adamus kıkırdar). Geçenlerde birinizin bunu yaptığını gördüm ve – ehhh! – Kendimi bir köpeğe benzetip bacağına işemek istedim. Ne yapıyorsun?! Bankta ışımak ve bir ağacın boyunu uzatmaya çalışmak mı?! Diğer ağaçların arasında ona baktığını biliyorum ve o ağaç daha kısaydı ve sen "Ah, o zavallı ağaç. Bunu yapmak zorundayım…” Yooo!! Bu bankta ışımak bu değil. Bu dangalak(göt) olmak. Bu merhametsiz bir pislik (puşt) olmak. Hayır, gerçekten! Hakediyorsun! (Adamus kıkırdar) Sadece bir kişi. Gitmelerini umursamıyorum. Seni seviyorum, ama lütfen, lütfen, eğer böyle bankta ışıyacaksan, o zaman beni engelle ki (benimle bağlantını kes) gelip aptallığını görmeyeyim! (Adamus kıkırdar) Bir ağaç!!

Siz banktayken, daha büyük potansiyelleri ortaya çıkarmak için sadece ışığınızı yayarsınız. Hepsi bu. Hepsi bu kadar. Ve daha büyük potansiyellerinizi gördüğünüzde, o an bir mucize gibidir. Ama aynı zamanda korkutucu. Bir şeyin alternatif potansiyellerinizi, daha büyük potansiyellerinizi görmenize neden olması, bir kutsama gibidir. Ama aynı zamanda ürkütücü, çünkü birdenbire başkasını suçlayamazsınız. Aniden, bu diğer potansiyellere sahip olursunuz ve birçok insan o noktada yıkılır. Onlar, “Ne seçeceğimi bilmiyorum. Emin değilim. Hangilerini seçmeliyim? Biraz tavsiye alabilir miyim? Siz meleklerden biri gelip bana hangisi olduğunu söyler misiniz?” gibi sorular sorarlar. Hayır. Kendin seç. Bu yüzden bazı insanlar için biraz göz korkutucu ama önemli değil. Bunun için buradasın. Işığını parlat ve sonra daha fazla potansiyel…

Bankta ışıma sanatı gerçekten kabul etmekle, herkesi, hatta o küçük ağacı, daha küçük ağacı bile kabul etmekle ilgilidir. Evet, daha küçük bir ağaç olduğunu kabul etmek. Bankta ışıma  sanatında üzüntü yoktur. Bunun farkında mısın? Üzüntü yok, “Ahh, şuradaki zavallının ayağı kırılmış” ya da kaburgası kırık Linda. Üzüntü yok. Derin bir anlayış ve şefkat vardır. "Ah, bu acıtmış olmalı" diyen şefkat vardır. Ama Linda senin kahrolası kederini istemiyor. Öyle mi? Hayır. “Hayır” diyor. Hayır.

Biri için üzüldüğünüzde ne yaptığınızı bilirsiniz – tekerlekli sandalyede birini gördüğünüzde ve onlar gelip geçer ve siz “Ah, o kişi için gerçekten çok üzülüyorum” dersiniz – onları kendi pisliğinizle doldurmuş olursunuz. Hayır, gerçekten, bokunu onların üzerine koydunuz. Ve şimdi, tekerlekli sandalyelerinde yürümeye çalışırken, taşıdıkları daha da fazla çöp var – sizin üzüntünüz. Ve onlardan bazıları böyle, ama tüm insanların üzüldüğünü hayal edebiliyor musunuz? Hayır! Bu şefkat. Acı çekiyor olsalar bile, deneyimlemek istediklerini onlar seçiyor – siz  seçiyorsunuz. Ama bir gün bir ışık gelecek – nereden geldiğini bilmeyecekler ama bir gün bir ışık gelecek – ve “Neden acı çekiyorsun? Biliyorsun, buna gerek yok. Acı veren şeyi yapmana gerek yok. Başka alternatifler ve potansiyeller var.”

Şimdi (Adamus kıkırdar), madem ki seni utandırdım. Aaa, evet! Bank mahcubiyeti, bu şekilde adlandıralım. Bank mahcubiyeti. Sadece bankta otururken kendin olabilir misin? FM Radyo Bağlantısını hissedin, her şeyin sizin içinizde olduğunu hatırlatın. Sadece bankta otur ve bunu hisset. Hepsi içinizde ve sonra, yaptığınız gibi, ışığınızın onu almak isteyen herkese yayılmasına izin verirsiniz ve sonra bu onlara kalmıştır.

Gezegenin kesinlikle buna şu anda ihtiyacı var. Bizim yaptığımıza benzer bir şey yapan başka büyük gruplar yok – ışığı parlatmak. Kendinizi bir Üstat olarak kabul edin ve ardından ışığınızı parlatın. Başka büyük grup yok. Bireyler var, ancak  onlar, gündemlere çok yatkınlar. Ve bir gündeminiz olduğunda, şimdi dualiteye oynuyorsunuz. Şimdi oraya bok atıyorsunuz.

Çok fazlasına gerek yok. Cauldre benden bir sayı istiyor. Peki gezegen üzerinde bir etkinin olması için gerçekten kaç tane gerekiyor? Yaklaşık 500. Gündem ya da önyargı olmadan ya da “Ah, açları doyurmalıyız ya da kokanları yıkamalıyız” ya da bunun gibi bir şey demeden ışığı gerçekten parlatabilen beş yüz kişi. Çok fazlasına gerek yok. Ama  çok hakiki olmayı gerektirir.

Ya 1.000 olsaydık? Yoksa 3.000 mi? Beş bin, burada ne bekleyeceğime dair sınırlarımı zorluyorum (kıkırdayarak). Ama diyelim ki, 3.000, 3.500 gerçekten aydınlanmış Şambramız var, arada bir -her gün olmak zorunda değil- arada bir sadece bir an için durup, gezegene ışığınızı paylaşıyorsunuz.

 

Işığınızı Paylaşmak– Merabhı

Hadi hemen şimdi yapalım. Biraz müzik açalım ve yapalım. Ve Tobias'ı buraya daha da yakınlaştıracağım. O size "kısa duvar" olacak ve ben size "izin vereceğim". Ben "Sadece izin ver" diyeceğim ve o "Kısa duvarın arkasında dur" diyecek.

Şu müziği açalım ve yalnızca yapalım.

(Müzik başlar.)

Tek gereken bu, sadece anda olun, hep birlikte.

Oh, gezegen şu anda çıldırmış durumda. Ancak, bir bakıma, vadesi dolmuş, vadesi geçmiş bir değişiklik. Ve bu şimdi oluyor ve bu duruma gülümsüyorum çünkü olacakların güzelliğini görüyorum. Ve sonra beni mahcup etmeye çalışıyorsunuz, "Ah, Adamus, insanlar ölecek." Evet. Herkes ölecek (Adamus kıkırdar). Demek istediğim, bu konuda gerçekten endişelenmiyorum. Evet, bazı insanlar COVID'den öldü. Nasılsa öleceklerdi. Ve işte, görüyorsunuz – oh, “Ooh! Ooh! Ooh!” Hayır hayır hayır.

Gerçek şefkatin olduğu bir yere geldiğinizde, tüm bunların ne kadar uygun olduğunu anlarsınız. Kaza veya yanlışlıkla kaybedilen bir hayat yoktu. Çok erken biten bir hayat değildi.

Tüm bu koronavirüs olayı insanları bir sonraki seviyeye taşıdı. Bir sonraki seviye bazen ölümdür, ki bu bazen büyük bir rahatlamadır. Ve bu bir yenilenme. Bu bir başlangıç, yeni bir başlangıç.

Şu anda gezegene doğru oturuyorsunuz, sadece bir ışık tutuyorsunuz. Gezegene hangi yöne gideceğini ya da ne yapacağını söylemiyorsunuz, ama o ışık, klavyedeki "lütfen bana yardım et" yazanların hepsine gidiyor. Onlara gidiyor. Gündem yok. Kurtarma yok. Ve danışmanlık yok demiş miydim? Hm.

Bu çok güzel basit bir şey. Tobias, bu bankta ışımanın çok basit olduğunu söylemez miydin? Neden kafa karıştırıcı hale getiriyorlar? Sence neden?

Ve Tobias, "Çünkü bir şeyler yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz," diyor. Bir şeyler yapıyor olmalısınız. İtiyor, çekiyor, zorluyor ya da bağırıyor olmalısınız. Ama oturma sanatında bunları yapmazsınız. Enerjinin harekete geçmesine veya manipülasyonuna çok alışkınsınız, ama burada bunlar yok.

Bu basitçe ışığını parlatmak. Alış buna. Ve bazılarınız, Tobias'a göre, hala bazı korku katmanlarınız var – karanlıktan korku, gezegeni ele geçiren karanlıktan korku, şeytan korkusu – ve gezegeni karanlığa karşı ışığa taşımaya devam etmeniz gerektiğini düşünerek, banka çok dikkatli ve biraz korkuyla yaklaşıyorsunuz. Ve – birkaç hafta önceki ProGnost'u dinleyin – ikisi de aynı şey. Ve ele geçirecek bir şeytan yok. Kötü bir güç yok.

(Duraklama)

Işığınızın gezegene açıkça parlamasına izin vermek için bir dakikanızı ayırın.

Herkesin güzel, yeni bir elektrikli araç kullandığı ve organik tofu yediği mutlu bir gezegeni hayal etmenize gerek yok. Bunu hayal etmek zorunda değilsin.

Bazılarınızın "Bu parıldayan, ışıldayan gezegenin bir görselini yaratmam gerekiyor ve herkes mutlu" diye düşündüğünü biliyorum. Hayır, yapmayın. İsterseniz yapabilirsin ama zorlamayın. Dünyayı ve insanları kendi isteklerinize uydurmaya çalışmayın.

Siz sadece basitçe ışığınızı yayıyorsunuz. Bu ışık en karanlık yerlere girebilir. En karanlık yerlere gidecek.

Işığınızı parlatın, hayal edin – yine, bir gündem olmadan – ama aniden şu anda gerçekten iktidarda olan dünya liderleri, yani, gerçekten güçlü olanlar  gecenin bir yarısında rüya halinde, gerçekten garip, tuhaf bir dönüşüm yaşıyorlar ve bu da hayatlarını ve ülkelerinin tarihini sonsuza kadar değiştirir. Muhtemelen.

Haydi, tam şimdi, birlikte ışığımızı parlatalım, hiçbir şey dayatmaya çalışmayalım. Gündem yok, hiçbir şey yok. Sadece olduğun kişi, olduğun Tanrı, olduğun Üstat. Bu kadar. Ve sonra onunla ne yapacakları onlara kalmış.

Ve sonra haberleri izleyin. Manşetlere dikkat edin, özellikle böyle bir araya geldiğimizde, ki bunu daha sık yapacağız.

Kısa bir süre sonra ne olduğunu izleyin. Kısaca, üç ay içinde herhangi bir zaman anlamına gelir. Cauldre bana zor anlar yaşatıyor çünkü "meleki kısaca " ile "insani kısaca" iki farklı şey.

Gezegende işlerin nasıl değişmeye başladığını izleyin ve her zaman değil ama bazen, (olanlar) en iyisi olduğunu düşündüğünüz şey olmayabilir. Bazen geriye doğru birkaç adım atıyor olabilir, ancak uzun vadede izleyin.

(Duraklama)

Bu sadece ışığınızın parlaması. Bunda çok fazla bir iş yok.

Kelimenin tam anlamıyla bir kitap okuyor ve ışığınız parlıyor olabilir.

Parktaki bankta ayakkabılarınızı temizliyor olabilirsiniz – bazılarınız ayakkabılarını cilamalı– ve hala ışığınızı parlatıyorsunuz.

Sadece kuşların uçmasını izliyor ve dondurma külahını yiyor olabilirsiniz. Ve kelimenin tam anlamıyla bir park bankı olmak zorunda değil. Evde bir sandalye olabilir, sadece çimenlerde otururken veya karda. Heh, Finlandiya'dan birinin "Ya kar ne olacak?" dediğini duydum. Bu iyi. Kar iyidir.

Derin bir nefes alalım ve içten gelen ışığımızı hemen şimdi, gündemsiz bir şekilde dünyaya yayalım.

Ve yaptığınız gibi, bu ışık sizin hikayenizi içeriyor. Geçmişinizi içeriyor.

Kendinizi gezegene ışıyorsunuz.

Ve siz bunu yaparken, ışığınızı parlatırken, gerçekten ilk önce kendinize ışıyorsunuz.

Bilirsiniz, burada oturup tam kabul edip şefkat hissettiğinizde; burada oturup her şeyin içinizde olduğunu fark ettiğinizde,  ışığınız dünyaya bile açılmadan önce kendinize çarpar, nehrin diğer yakasındaki insana çarpar. 

Geçmiş yaşamlarınızın her birine çarpar. Gelecekteki yaşamlarınız diyeceğiniz şeylerin her birine gider.

Görüyorsunuz, bu sizin ışığınızı parlatmada ki bir tür ironi. Önce sana, sonra gezegene gidiyor.

Bugün normalde yaptığımızdan farklı bir şekilde bitireceğiz. Normalde, görkemli çıkışımı, “Tüm yaratılışta herşey yolunda” diye ilan ederek yaparım ki öyle.

Ama bugün, ben konuşmamı bitirdikten sonra ve Tobias çok konuştuğumu söylüyor, ama ben konuşmamı bitirdikten sonra, müziğin 20 dakika kadar daha devam etmesine izin vereceğiz.

Ve hepimiz bankta ışımaya ve ışığımızı dünyaya ve kendimize yaymaya devam edelim.

Böylece, 22 Şubat 2022'de Şambra'ya göndereceğimiz mesaja kadar -Sürpriz!-  sizlere veda ediyorum. 

Bununla birlikte, ışıklar kapanırken bankta ışımaya devam edelim.

(müzik yaklaşık 20 dakika devam eder)

 

Geoffrey Hoppe'dan Not

Bu Şaud sırasında Adamus danışmanlık, terapiler, şifa ve işlemden geçirme hakkında çok net açıklamalar yaptı. İnsanların genel olarak bu hızla değişen zamanlarda artan stres ve yaşam baskısıyla başa çıkmanın yollarını aradıkları için, yakında KırmızıÇember'e gelecek olan “yenilerin” akını hakkında konuştuğunu belirtmek önemlidir. Danışmanlıkta bir değer olduğundan dolayı, belirli Şambraların halka sunduğu hizmetlerden bahsetmiyordu. Yorumları özellikle Crimson Circle'a gelen yenilerle ilgiliydi.

Kısacası, Şambra'ya kendi bilgeliğine  gerçekten adım atması için, ve kimin daha geleneksel danışmanlık veya terapi aradığını ve buna karşın, kimin kendi Gülünün Meyvesini bulup bu yolculuğa yeni  başladığını ayırt etmesi için yapılan  bir çağrıydı. Çünkü bu önemli bir farktır.

 

Çeviren: Zeynep Tarım