• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

ŞAUD 2: “Keşif 2”

ŞAUD 2: “Keşif 2”

Geoffrey Hoppe tarafından, Kırmızı Çember’ e

5.Ekim.2013 tarihinde sunulmuş olan ADAMUS kanallığı.

www.crimsoncircle.com   www.kirmizicember.com

 

Ben o benim, özgür ve egemen alandan Adamus.

Derin bir nefes alırken, ateşte yanan odunun kokusunu duyuyorum. Bir sürü hatırayı canlandırıyor, duyumları açıyor. Ve bir kez daha oradalar, hiçbir zaman tam olarak unutamazsınız. Hiç bir zaman.

Bugün dinleyiciler biraz farklı. Biraz değişikler. (Son sel baskınlarından dolayı gelemeyen izleyicilerin yerlerinde dolgu oyuncak hayvanlar bulunmaktadır.) Linda’nın dediği gibi; son felaket, son olaylar, birçok kişinin buraya gelmesine engel oldu ama gerçekte onlar buradalar. Oh,  tüm müdavimler, onlar hala buradalar. Evet, yerlerinde dolgu hayvanlar oturuyor gibi görünüyor ama öyle değil. Onlar müdavim Şambra.

Dave ‘i “Bu Edith.” (Bir hayvanı eline alır)  derken duydum. Ama hayır. Hayır! Hayır, Edith’in iskemlesi tam burada! (Kıkırdar)  Kesinlikle.

Evet, derin bir nefes alalım çünkü oda gerçekten boş değil. Oda dolu -Şambra enerjisiyle dolu, dünyanın her yerindeki Şambra’nın enerjisiyle dolu. Sizinle burada olmak ne güzel.

Derin, güzel bir nefes alalım ve herkesi bu güzel, güvenli alana toplayalım. Güzel, derin nefes.

İster internette dinliyor olun, ister burada olan bir kaçınız olsun ya da sonradan dinliyor olun, derin güzel bir nefes alın. Burada hep beraberiz.

 

Uyanış ve Aydınlanma

Linda, bugün tahtada sana ihtiyacım olacak.

LINDA: Evet, efendim.

ADAMUS:  Şununla başlayalım- ve bunu tahtaya yazabilirsin, altı çizili olsun ve ünlem işaretiyle : Uyanmayı seçtiniz ama  aydınlanmaya izin veriyorsunuz!  Evet . Devam.

LINDA: “Uyanışı mı seçtin?”

ADAMUS: Hayır, siz uyanışı seçtiniz. Ben zaten uyanığım.( Birkaç kişi kıkırdar) Siz uyanışı seçtiniz. Siz uyanışı seçtiniz - bu ne demek - “Uyanışı seçtiniz ve aydınlanmaya izin veriyorsunuz?”

Evet, bir biçimde siz uyanışınızı seçtiniz, bunun bilincinde olsanız da olmasanız da. Ama yaşamlar boyu din, ruhsallık çalıştıktan sonra onu seçtiniz. Burada bulunmaktan bezdiğiniz, artık dayanamadığınız, bir şeyler olmalı dediğiniz zamanlarda bunu seçtiniz. İşte böyle seçtiniz. Bu yaşamınızın ifadesi olarak onu seçtiniz. Onu, daha fazla isteyerek, daha çok arzulayarak seçtiniz.

Şimdi, gerçek şu ki, birinin sizi sürüklediği bir sınıfa gitmiş olabilir, benim ya da bir başkasının kitabını okumuş olabilirsiniz. Ve bunun uyanış anınız olduğunu düşündünüz. Ama hayır, o bundan çok, çok uzun zaman önce başladı.

Ve sonra, bu uyanış sürecinden geçmeye başladınız. Yol boyunca, “Hayır, bu bana göre değil, burada durdurmak istiyorum. ” – demek için birçok, birçok şansınız oldu.  O noktaya kadar. Dönüşün olmadığı o noktaya kadar.(Linda yeni kâğıt için dönüp bakar) Bugün yazmayla ilgili bir sorun mu var?

LINDA: Evet. Hayır.

ADAMUS: Evet, uyanışınızdan geçmeyi sürdürmemek için fırsatlarınız oldu diyebilirsiniz. Sadece onun bir alanında kalabilirdiniz ama devam ettiniz. Yol boyunca seçimler yaptınız. Bir şey vardı -içinizde bir itici güç - “ Hayır, daha fazlasını istiyorum. Hayır, bu yanılsamadan (illüzyondan) çıkmak istiyorum” diyordu. Yanılsama (illüzyon) dediniz, ama bu tam doğru sözcük değil.  Bunun hakkında konuşacağız. “Ben bu durumdan kurtulmak istiyorum ” Çünkü biliyordunuz - biliyorsunuz ki –çok daha fazlası var, çok daha fazlası oralarda.

Böylece, bir dizi seçim yaptınız, ya onu anladınız… … (Linda’nın yazısına bakarak) “Uyanışı seçiyorsunuz. Aydınlanmaya izin veriyorsunuz.” Mükemmel. Mükemmel.

Evet, yolda bir dizi adım vardı ve birçok kişi sevgili arkadaşlarım, birçoğu devam etmeyi seçmedi. Çoğu yolda durdu. Evet, eninde sonunda aydınlanmalarına izin verecekler ama yolda durmayı seçtiler.

Neden? Evet,  bu yoğun bir süreç. Bildiğiniz gibi, bu sizi alt-üst eder, baş aşağı eder. Bildiğiniz hayatı değiştirir. Uyanışın, içinizdeki dengesiz olan her şeyi size göstermek gibi bir tarzı vardır. Bu ilginçtir çünkü sınırlı gerçeklik halinde yaşamak - ve tekrar söylüyorum, yanılsama (illüzyon) ve gerçeklik hakkında konuşacağım -  gerçekliğin sınırlı hali içinde yaşamak, dengesizliğe neden olur.

(Linda’ya ) Bu, bir sonraki olacak. Bugün çok meşgul olacaksın.

LINDA: Oh! Ben mutluyum.

ADAMUS: Bir yardımcı ister misin?

LINDA: Hayır.

ADAMUS: Oh. Gerçekliğin sınırlı bir hali içinde yaşamak, dengesizliğe neden olur.

Ve bu dengesizlik itici güç olur çünkü kendinize, “Ben, dengesizliğin bu düzeyini artık istemiyorum ” dersiniz. Uyanıştan geçerken…

LINDA: Sınırlı bir…..yaşamak …

ADAMUS: Sınırlı bir gerçeklik içinde yaşamak… (Linda yazar) Güzel.

LINDA: Evet.

ADAMUS: … dengesizliğe neden olur.

LINDA: Oh.

ADAMUS:  Nerede kalmıştım?

LINDA: Sınırlı bir gerçeklik içinde yaşamak dengesizliğe neden olur.

ADAMUS: Evet, dengesizliğe neden olur.

Ve bu dengesizlik, doğrudan doğruya uyanışınızın her bir parçasına girer, onu açığa çıkartır ve yüzünüze vurur. Ve yine, siz bütün bunların yüzünüze vurulmasını, bilinçli olarak seçmiyorsunuz-işin doğrusu, bundan kaçmaya çabalıyorsunuz- ama bu bir çeşit temizlenme süreci.

Bu ona özgü bir doğal felaket ama bu bir bakıma ruh felaketi. Ben, bunu söylerken gülümseyin demiyorum.  Ama ben gülümseyebilirim çünkü bunun üstesinden geleceğinizi biliyorum. Eğer, tam şimdi bunu dinliyorsanız ve buradaysanız ve buna duyarlıysanız, biliyorum, halledeceksiniz.

Şimdi, seçmiş olduğunuz uyanışa direnmeye çabalamanız zaman aslında bu uyanışın; ıstıraplı, incitici ya da zor olmasına neden olur. Çünkü uyanış dengesizliği ortaya çıkartır. İster dişil-eril dengesizliği olsun, ister ışık-karanlık ya da her hangi diğer bir şey olsun, uyanış bunu ortaya çıkartır. Hayır, bu iyi. (Linda’ya).

Böylece, o, hayatınızı altüst eder, baş aşağı eder. Ve birçoğunuzun kendinize “Bu uyanışı, keşke hiç seçmemiş olsaydım “ dediğiniz zamanlar var, biliyorum. Ama uyanışta belli bir noktaya geldiniz, gerçekten geriye dönemezsiniz. Çok şey öğrendiniz. Çok şey açığa çıkardınız. Siz artık çok fazla şey biliyorsunuz. Dönülmez noktaya geldiniz.

Bu ilginç bir nokta çünkü gerçekten, bir tür boşluğa, bir uçuruma girdiğiniz bir nokta. Ve tüm yolculuğunuz boyunca, boşluğun tekrar eden yapısını fark ettiniz mi? Ama bu boşluğa giriyorsunuz çünkü geri dönemeyeceğinizi biliyorsunuz.  Ama hala, ileri gitmenin belirsizliği ya da korkusu var. İleri gitmek için daha fazla alet istiyorsunuz. İleri gitmek için daha fazla rehberlik istiyorsunuz. Ve uyanışta öyle bir yer gelir ki bunların  hiç biri yoktur ya da çoğu yoktur. Dışarda pek kimse yoktur çünkü gideceğiniz yere daha önce ancak birkaç melek gidebilmişti. Gerçekten tüm kozmosta, daha önce oraya ancak, birkaç melek gitmişti.

Biz, 10.000 den daha az yükselmiş Üstat olduğu olgusundan söz ettik ve ben, Yükselmiş Üstatlar Kulübüne girmek için bir acele görmüyorum. Birçoğunuz hala başvuru formlarını dolduruyor. Ama bulunduğunuz yere daha önce gitmiş olan pek çok meleksi varlık yok.

Öyleyse, size ne öğüt verebilirler? Ne öğüt verebilirler? En önemlisi de Yükselmiş Üstatlar, bir sürü öğüt verme işiyle gerçekten uğraşmazlar. Destek, şefkat, sevgi, cesaretlendirme, kahkaha, zaman zaman bir kaç gözyaşı.  Ama onlar,  eğer çok fazla öğüt verirlerse, size nasıl yapacağınızı söylerlerse bu artık sizin deneyiminiz olmayacaktır ve bu aydınlanmanızı aslında ve hatta daha da kaotik hala getirecektir. Bunu bilirler. Daha kaotik olarak görünebilir. Evet, gideceğiniz yere daha önce birkaç melek gitmişti. Bu da tahtaya yazmak için iyi bir tane olur. (Linda’ya). Sizi çok meşgul tutacağım. Gideceğiniz yere, birkaç melek gitmişti.

Başka bir değişle, bugünlerde dışarıda birçok mesaj var. İnternetiniz kaynak sağlıyor, inanılmaz bir bilgi ve öğüt kaynağı ve –(kameraya bakarak) merhaba tüm dinleyenler, evet – inanılmaz bilgi kaynağı sağlıyor. Bugünlerde internete bağlanıp, güzel ruhsal bilgiler veren çeşitli ve farklı olan bireylere ya da gruplara bakabilirsiniz, bir noktaya kadar. Bir noktaya kadar iyiler.

Orada, dışarıda, gerçekten nereye gittiğinizi anlayan yalnızca birkaç uzaylı ve hatta bir kaç meleksi varlık var.

Şimdi burada, insanlara rehberlik eden çok meleksi varlık var diyebiliriz. Onlar günlük hayatın akışında, özellikle yoldaşlık formunda, dostlukla, biraz sevgiyle rehberlik ediyorlar çünkü birçok insan kendilerini yalnız hissediyor. Birçok meleksi varlık, bunun nasıl yapılacağının eğitimini aldı. İnsanlarla nasıl çalışacaklarının ya da insanlar öldüğünde onlarla nasıl çalışacaklarının eğitimini aldılar. Her insan öldüğünde meleksi varlıklara erişebilir. Bu sadece, sizden önce gitmiş olan aile bireyleriniz ya da kedileriniz, köpekleriniz, filleriniz ya da her neyse onlar değildir. Orada gerçekten sizin için yardıma hazır olan meleksi varlıklar vardır. Çünkü ölüm sürecinin ne olduğunu ve yeniden doğum sürecinin ne olduğu onlar tarafından bilinir. Sınırlı bir gerçeklikte, insan olarak yaşamanın zorluk ve meydan okumaları bilinir. Ama çok azı, şimdi gittiğiniz yerin neye benzediğini, aydınlanmanın neye benzediğini anlar.

 

Aydınlanmaya İzin verme

Size, uyanışı seçtiğinizi ve aydınlanmaya izin verdiğinizi söylüyorum. Bu çok doğru. Çünkü siz bu belli noktaya geldiniz ve birçoğunuz, boşluğa girerek, hiç bir şeyliği hissederek -çevrenizde kendinizden başka kimse olmadan – ruhun karanlık gecesini deneyimlediniz ve belli bir noktada basitçe izin vermeye vardınız. Bunda hiçbir numara olmadığını anladınız. Bunda hiçbir sır yok. Artık, planlar ya da programlar yok. Sadece siz varsınız.

Siz varsınız ve bu da ona izin vermeye, kendinize izin vermeniz noktasına sizi götürüyor. Ve bunu yaptığınızda, bu ayrıca artmış farkındalık duyumuna, algının artmış duyumuna da izin veriyor. Deneyimlediğiniz her şeye izin vermek. Daha önce olduğundan çok, çok farklı bir biçimde, size gelmesine izin vermek. Kendinize, kendinizi bedenlemenize izin vermek. Bu gerçeklikte olmanıza kendinize izin vermek, enerjilerin size hizmetine izin vermek.

Bu günlerde sizinle yaptığım en büyük tartışmalardan biri –enerjinin hizmet etmesine izin vermek. Sözcükleri duyuyorsunuz ama büyük ölçüde onları gerçekten hissetmiyorsunuz. Ona izin vermiyorsunuz. Enerjinin size hizmet etmesine izin vermeye karşı hala bir direnç var. Bunun bir parçası, onun yeterli olmadığı ya da kazanmak için çok çalışmanız gerektiği ya da bazı dengesizliklerinizi yâda karmik borçlarınızı başınızdan atana kadar buna izin vermeyeceğinize dair olan, çok eski ve sınırlı bilinçtir. Ama enerjilerin size, sadece hizmet etmesine izin vereceğiniz bir noktaya gelirsiniz.

Bu güzel bir nokta, güzel nokta çünkü birdenbire çatışma, mücadele, sınırlama olduğuna dair his orada değildir. Aniden, burada size hizmete hazır bir enerji okyanusu olduğunu fark edersiniz. Gündemi yoktur. Sizin iyi mi, kötü mü olduğunuza, siyah mı beyaz mı ya da, dişi mi, eril mi olduğunuza aldırmaz. Aldırış etmez. Sadece size hizmet için buradadır. Böylece, aydınlanmaya izin verme noktasına gelirsiniz.

Ah, bu çok güzel. Bazılarınız bunun nasıl bir şey olduğunu hissetmeye başlıyorsunuz. Ona bazı kısa bakışlar atıyorsunuz. Belki her an bilinçli olarak sizinle değil ama bu izin vermenin anlık bakışlarını almaya başlıyorsunuz.

Bazılarınız gerçekte onun ne kadar kolay olduğuna şaşırmaktasınız. Ne kadar kolay ve sonra hemen bir his, yo aslında, oranın biraz daha meydan okuyucu olmasını istiyorsunuz. Ama bunu da geçeceksiniz.

Aydınlanmaya izin verme. Bu birdenbire, bir süredir sıkı sıkıya bağlanmış bir halde çok az miktarda nefes alınacak bir havayla sınırlandırılmış olmak gibi bir şey ve böylece çok baskılanmış, sıkışmış durumdasınız. Ve sonunda, bunun ötesine geçiyorsunuz ve o, bir izin vermedir. Birdenbire, hava sadece akıyor ve nefes üzerinde çalışmak zorunda bile kalmıyorsunuz. Sadece, hayat sizin için bir akışa dönüşür.

Şimdi,  bunun görüntülerini yâda hislerini yaşamış bazılarınız daha sonra biraz suçlu hissedebilirler çünkü bu sizin için çok daha kolay olmaya başlıyor ve diğer insanların hala çabaladığını görüyorsunuz. Onlar hala bağlılar, onlar hala hapishanelerindeler, onlar hala hayatın akışına gerçekten izin vermiyorlar. Ama onlarında sizin gibi bundan geçebileceklerini, uyanışı seçebileceklerini anladığınız bir noktaya geleceksiniz. İstedikleri her hangi bir anda izin vermeyi seçebilirler.

Bu yaşamda hazırlandığım şeylerden biri; bedenlenmiş aydınlanmalarına izin verenlerle, bu zorluklar ve güçlükler için birlikte çalışmak. Zorluk ve meydan okumalardan geçen insanları görmek, onları kurtarmak istemek, onları korumak istemek, onlara enerjinizi vermek istemek ki bu gerçekten iyi bir fikir değil. Gerçekten değil, onlarda, sizin gibi, kendi enerjilerine sahip olduklarını öğrenecekler. Onların kendi araçları var. Onların kendi yanıtları var.

Ve söylediğim gibi, uyanış sizin seçtiğiniz bir şeydir; aydınlanma, şimdi birçoğunuzun olduğu yer, sizin izin verdiğiniz şeydir.

Birkaç yıl önce bunu söylemek zor olurdu, çünkü çoğunuz uyanış halinde varlıklardınız. Ve ben izin vermeden söz ettiğimde, bu bir şekilde size değmiyor gibiydi. Ama şimdi, aydınlanmanın bir sonrasındaki genişlemesinde, bedenli aydınlanmada olduğunuz için, artık izin verme üzerine konuşabiliyoruz.

Bununla, güzel derin bir nefes alalım.

 

Yanılsama ve gerçeklik

Bazı filozoflar, hayatın bir yanılsama olduğunu söylemişlerdir. Ben de, sanırım bir ya da iki sefer hayat yanılsamadır demiş olabilirim. Deneyimlediğiniz şeyin mutlaka gerçek olmadığı anlamında. Ama bunu güncelleyeceğim. Bunu düzelteceğim.

Hayat gerçektir. Sizin sahip olduğunuz deneyimler gerçektir. Bu sadece birdenbire biterek, tam aydınlanma ile uyanacağınız kozmik bir rüya değildir. Hayır, içinden geçtiğiniz şey, gerçek hisler, gerçek deneyimler ve en sonunda da onların gerçek bilgelikleri. Bu nedenle, onu sadece bir yanılsama diyerek başımızdan savmayalım çünkü o çok gerçek.

Ama şimdi içinden geçtikleriniz ve içinden geçip geldikleriniz, gerçeğin sınırlı bir halidir. Diğer bir değişle, onun sadece bir kısmını görüyorsunuz. Gerçek olanın, sadece bir kısmını görüyorsunuz.

Örneğin, şimdi bu odada, bir düzine insan, bir düzine birey görebilirsiniz. Dinleyicileri kameraya çekmek için güzel bir zaman. Sadece birkaç insan görüyorsunuz. Gözleriniz size, burada oturan sadece bir kaç insan olduğunu söylüyor. Bu sınırlı gerçeklik.

Genişlemiş ya da tam gerçeklikte bu oda, buraya her zaman gelen Şambra ile dolu. Çünkü enerjileri hala burada; buraya gelmek isteyenler ama gelemeyeceği söyleyenler ve meleksi varlıklar ve bazı enkarne olmamış varlıklar, bazı hayaletler burada geziniyor. Etrafta dolanan bazı uzaylı varlıklar var ve FEMA* dan bazı insanlar da var. Bunlar sözünü ettiğim hayaletler değiller. Bu tamamen farklı bir şey.

*Federal Acil Yönetim Temsilciliği Memurları, toplantı odasının arkasındaki odada çalışıyorlar.

Evet. Ve burada felaketin ortasında olabilmemiz ve hala çok sakin olmamız şaşırtıcı değil mi? Ama bu hayat, bu aydınlanmış hayat, bu arada. Bu gerçekten iyi bir örnek. Çok fazla yıkım oldu ama Kolarado’nun bu bölgesinde gerçekte bu bir yıkım değildi, büyük bir temizlenmeydi. Bazı insanlar yıkımdan geçtiler.

Sizinle ilgili gerçek şu ki, burada yaşayanlarınız, buraya yakın olanlarınız yıkımdan geçmedi. Rahatsızlık, evet. Sinirlendirici kesinlikle. Ama siz yıkımdan geçmediniz. Bu, kaosun ortasında nasıl yaşayabileceğinizin çok güzel bir örneğiydi. Etrafınızda ki tüm bu insan dramı, karışıklığı ve kaosu sürerken, Amerikan hükümeti kepenk kapatmışken - daha önce hiç böyle kapıya kilit vurmuşlar mıydı bilmiyorum (Bazıları gülerler) –ama onun ortasında yaşayabilir ve egemen olabilirsiniz. Gülebilirsiniz. Yaşamı kutlayabilirsiniz ve paniklemediğinizde de, diğerleri için standart olabilirsiniz. Dramın içine düşmüyorsunuz.  “Ah, ne inanılmaz bir fırtına, bölgeye temizlik getirdi ”diyorsunuz ve açıkçası yaşamak için çok güzel bir yer olacak, çünkü muazzam bir temizlik oldu.

Evet, nerde kalmıştık? Yanılsama (İllüzyon) ve gerçeklik. İşin doğrusu, sınırlı insan duyumlarınızla algıladığınız realite, bu odada sadece birkaç kişi olduğunu söylüyor ve belki de bedeniniz de, fiziksel duyumlarınız da “Evet, sadece bir kaç kişi var. Burası bayağı boş gibi görünüyor” diyor. Ama sizden istiyorum, sizden gerçekten tam şimdi, derin bir nefes almanızı istiyorum ve hatta eğer canlı yayını dinliyorsanız ve bu oldukça boş odayı ve sadece benim burada oturduğumu görüyorsanız, derin güzel bir nefes alın. Çünkü gerçekte, fiziksel duyumlarınızın ötesinde, oda dolu. Varlıklarla dolu, çok dolu ve onların çoğu, duvar ve tavanları anlamıyorlar bile. Diğer bir anlatımla, onların böyle sınırlamaları yok. Burada enerjetik boyutsal bir toplanma oluyor ve o çok gerçek.

Bu benim için biraz komik çünkü benim farkındalık halimde, ben farkındayım, duyumsayabiliyorum. Ve bir an için, o hissedebilsin diye, Cauldre’nin gözlerini kapatıyorum çünkü söylediğim gibi gözler, en büyük aldatıcılardan biridir. Beyinle oldukça yakın bağlantı içindedirler.  “Evet, burada birkaç kişi var” diyeceklerdir. Ama bir an için, Ben’im den hissederseniz, içinizdeki gerçek hissin olduğu yerden hissederseniz,- duyumsal farkındalıktan-  oda aslında dolu.

Evet, olan şu ki; bir parçanız var, şimdi burada açılıyor ve aydınlanmaya izin veriyor ve oldukça çok hayal kırıklığına uğruyor çünkü fazlası olduğunu biliyorsunuz. Ama henüz insan duyumlarınız - ve matematik ve bilim ve geri kalan hepsi - “Hayır. İşte bu, tam olarak budur. ”diyor. Değil. Çok daha fazlası var.

İçinizde derin düzeyde ve sıklıkla rüya hallerinizde, daha fazlasının olduğunu biliyorsunuz ama ona nasıl geçeceğinizi bilmiyorsunuz. Diğer bir anlatımla, hangi aracı, hangi duyumu kullanacaksınız? Var olanların hepsinin bu olduğu inancıyla zihinsel engeli nasıl geçeceksiniz? Açılmak için ne yapacaksınız?

Pekâlâ, sonuç olarak hepsi izin vermeye ilişkin. Onu zorlayamazsınız. Gerçekten size herhangi bir araç ya da alıştırma veremem. Bugün bir şey deneyimleyeceğiz. Birebir olarak bir rüya yürüyüşü.- Evet sevgili John, sonrası için hep birlikte dinleyeceğimiz bir müzik hazırlar mısın?- Ama sonunda ona izin verirsiniz. Kendinizi, zihninizin içinden, zihninizden çıkmaya zorlayamazsınız. Ama ruhunuzun içinden, ona izin verebilirsiniz.

Şimdi bu izin veriş biraz güven isteyecek ve ben sabır diyeceğim. Ve hepsinden fazlası, eğer dengenizi kaybederseniz ne olur, bu gerçeklikteki yerinizi kaybederseniz ne olur? korkusu. Ve bu büyük bir korku. Eğer bu gerçeklikten kayıp gidiverirseniz ne olur? Bugün bunun hakkında konuşacağız.

 

3B’den Geçmek

Siz mutlak surette 3B’den çıkmıyorsunuz. 3B’den gitmiyorsunuz. Birçok sınıfta öğretildiğini biliyorum, ikinci boyut, üçüncü boyut, dördüncü, beşinci ve diğerlerini konuşuyorlar. Üçüncü boyutu terk edip, beşinci boyuta nasıl gidileceğini konuşuyorlar. Hayır. Hiç öyle değil.

Sanırım, bu bir şeyi ifade etmenin ya da belirtmenin bir yolu diyebilirsiniz ama birebir olan bu değil. Öyleyse ne oluyor. Ve bugün yapacağımız şeylerden birisi şu; 3B’den gitmeyeceğiniz, 3B’den geçeceğiniz. Ne söylediğimin tam etkisini alabilmek için deneyimini beklemek zorundasınız. Ama 3B’den, 4B’den ya da herhangi bir B’den çıkmayacaksınız, onların içinden geçeceksiniz

Böylece, bugün yapacağımız şeylerden biri de, geriye doğru 3B’den geçeceğiz.

Şimdi, insan benliği “Ohh, ben sadece buradan cehennem olup gitmek istedim. Sadece çıkmak istedim, biliyorsun, tıpkı Adamus gibi, senin gibi, kristal hapishanemden çıkmak istedim” der. Aslında ben kristal hapishanemden geçtim ve biz bugün 3B’den geçeceğiz.

Net sonuç şu ki, bu sadece onu gerinizde bırakmak değildir. Eğer, örneğin, hapishaneden çıksaydınız -bir çıkış bulacak ve kaçacaktınız- ve tüm sorunlarınızı hapishanede arkanızda bırakacaktınız ve hapishanenizdeki tüm sorunlar ilk yerinde duracaklardı. Ve oradan çıkarak, gerçekte özgürlüğe kavuşmazsınız. Gerçekten kavuşmazsınız. Hala firardasınız. Belki hapiste olmanıza göre, birkaç daha iyi yemek yersiniz ama hala onunla ilgilisiniz. Hala bir hapishane içindesinizdir.

Evet, siz 3B’den çıkmaya çabaladığınızda, temel olarak şimdide yorulduğunuz bir şeyden çıkmaya çabalıyorsunuz. Eğer onu yıkmaya çabalarsanız, onu yine kendinizle taşırsınız. Ve bu olan dinamiklerden biri. Özellikle, son birkaç aydır Şambra’da bunu fark ettim. Eğer rüyalarınız varsa, örneğin, yıllar önce hayatınızda olmuş olan olaylar hakkındaki rüyalarınız, ya da son zamanlarda aklınıza gelen düşünceleriniz varsa, siz onlardan kaçmaya, onları silmeye çalışıyorsunuz.  Bunun nedeni siz geriye doğru 3B’nin içinden geçmediniz. Geriye doğru deneyimden geçmediniz. Biz bu deneyimi yaşadıktan sonra, söylediğim şey sizin için daha fazla anlam ifade edebilir.

Ama gerçek şu ki, sınırlı bir gerçeklikte yaşıyorsunuz. O, bu kitap gibi olabilir. Bu kitap. Evet. Buradan anlatacağız.(Eline bir kitap alır) Evet, sanki bu kitabın kapağının üstünde yaşıyorsunuz ve bütün gördüğünüz bu kitabın kapağının üstü. Ama aslında, kitabın içinde bir sürü sayfa var. Yeri gelmişken, bu harika bir kitap – “Meleklerin Yolculuğu” Tobias’ın. Güzel. Ve bu, bu kitabın üstünde yaşamak ve hiçbir zaman var olan bütün bu sayfalardaki bilgeliği anlamamak olurdu.

Göreceli olarak siz, basık-yassı bir gerçeklikte yaşadınız ve deneyimlediniz. Aslında o, bir yanılsama değildi ama resmin sadece bir kısmıydı. Böylece, siz kendinize aydınlanma izni verdiğinizde, birdenbire onun içinde çok daha fazlasının olduğunu görmeye başlarsınız.(Kitabı açar)

Bu gerçekliğin üstünde yaşıyorsunuz ve bütün gördüğünüz yüzeyde olanlar ve temelde bu realitenin çok fazla olan devrilmelerinden sakınmaya çabalıyorsunuz. Çünkü orada ayakta duruyorsunuz ve realitedeki devrilmeleri ve keyifsizliği hissediyorsunuz, sonrada bütünüyle asabileşip, sizin denge olduğunu düşündüğünüz şeye geri gelmeye çabalıyorsunuz ama bu gerçekten sınırlı bir realite.( Burada kitabı göstererek, kitabın yüzeyinde durulduğunu gösterir. Ç.N)

Evet, gerçekte olan şu; siz aydınlanmanıza izin verdikçe, o alt üst alacak, içi dışına çıkacak. Açılacak ve hatta yıkılabilir. Burada bunu yapmayacağım. Ama yıkılabilir de ve fark etmez. Çünkü en azından gerçek realitede yaşamaya başlıyorsunuz, daha dolu ve genişlemiş bir realitede.

Sizi bu fiziksel bedene, bu fiziksel gerçekliğe sıkıştıran, sadece bu çok düz var oluş zeminine odaklayan ve sonra da, bu düz düzlemde hepinizin yaşadığına, başka bu düz düzlemde yaşayan diğerleriyle hem fikir kılan ve bundan başka bir şey olmadığına inandıran dinamikleri gözünüzün önüne getire biliyor musunuz ki ben buna baskı diyeceğim. Aslıda çok daha fazlası var.

 

Bakış Açısını –perspektif- Değiştirme

Siz aydınlanmanıza izin verirken ne olur?  Ve son zamanlarda ne oluyordu. Bakış açısı değişikliği. Perspektif değişikliği. Perspektif, Linda biliyor, son zamanlarda bazı workshoplarda, bazı toplantılarda kullandığımız bir sözcük. Ve bu hayatınızda hissedeceğiniz bir şey, perspektif değişikliği. Siz, dünyaya bu kitabın üstünden bakar gibi bakıyordunuz.

Duyularınız, fiziksel duyularınız buna adapte olmuş ve ayarlanmıştı. Böylece,  programlama yoluyla ve oto hipnozla, bunun bu olduğuna kendinizi inandırdınız. Ama hala ‘başka bir şey’ özünüzde gerçekleşiyordu ve alttan alta ve her yandan   “ Hayır, bu değil.” diyordu. Çok daha fazlası var.

Evet, tam şimdi olan, sizin perspektif duyumunuz değişiyor. Kitabın içinin olduğunu fark etmeye başlıyorsunuz ve kitabın altıda var ve kitabın …… ya gereksinimi yok. Realite her zaman düz ve sakin kalmak zorunda değil, dönebilir, baş aşağı ve yanlamasına doğru olabilir, etrafa atılabilir. ( Kitabı David’e yavaşça fırlatır) Herhangi gerçek bir zarar vermeden. Onu bana geri atar mısın?  (David kitabı geri verir.) Geri at! Güzel.

Evet, şimdi ne oluyor. Perspektif değişiyor.

Sırf insan düzeyinden bakılınca garip hissedilecektir. Tuhaf hissedilecektir çünkü evet, sizin de bildiğiniz gibi, şeyler göründükleri gibi değildir. Her şey, altüst olup fırlatılmış gibi görünür. Bir yandan, gerçekten gerçek olmayan bir dünyada, merkezde ve odaklanmış kalmaya çabalıyorsunuz. Bu sınırlı bir dünya ve artık işlemeyecek. Bugünden tek bir mesaj alacaksanız, o da şu -Artık işlemeyecek. Öyleyse, onunla mücadeleyi bırakın. Aydınlanmaya izin vermeye başlayın, çünkü evet  (a) Onu seçtiniz  (b) O, oluyor.

Perspektifiniz, daha önce kendinizi gördüğünüz biçimde görmeyeceğiniz bir noktanın olduğu yere kadar değişiyor. Her hangi bir realiteyi, artık daha önce gördüğünüz gibi görmeyeceksiniz - diğer insanlar, durumlar, her şey.

Son Şaud’umuzda, Keşif Dizisinin birinci Şaud’unda konuştuğumuz gibi, realitenin yüzeyinde, tam burada, realitenizin tam yüzeyinde yerleşmiş olan tüm inanç sistemi setiniz parçalanmaya başlayacak ve bu alışılmamış, tuhaf hissettirecek. Zihninizin, çalışma ve yanıt verme biçimi değişecek.

Sizden istediğim, sizden rica ettiğim şey, basitçe izin vermenizdir.

Eğer, bununla ilgili olarak tamamen zihinsel olursanız ve “ Bana ne oluyor. Ben kolaylaştırmak için ya da uyum sağlamak için ne yapıyorum; ben burada merkezimde kalma çabasındayım”  demeye başlarsınız, o acıtacaktır. O rahat olmayacaktır. Ve içinizde yeni bir dengesizlik yaratacaktır. Unutmayın, dengesizlik gerçekten rahatsız edicidir ve dengesizlik her şeyin sallanmasına neden olur. Başka düzeyde bir dengesizliğe neden olur. O, kendi kendine işleyecek. Niçin aydınlanmada neden geriye düşmeli ya da mücadele etmeli yâda direnilmeli ki? Neden zarif ve yumuşakça olmasın ki?

Böylece, evet, zihninizden çıkacaksınız. Evet. Yüzeyden çıkacaksınız. Evet, bu realiteden çıkacaksınız. Ama gireceğiniz, çok daha gerçek bir şey. Çok, çok daha fazla gerçek.

Bu bakış açısıyla derin bir nefes alalım.

Şimdilerde, perspektif genel olarak; insan duyuları, değerler ve inanç sistemleri ile sınırlı. Şeyleri gördüğünüz ya da değerlendirdiğiniz perspektif, çok fazlaca sahip olduğunuz inanç sistemlerine dayanıyor.

Ama perspektife, farkındalığın genişlemesine izin verdikçe, şeylerin ele alınması değişir.          -şeylerin, gözlemi, iç görüsü, bilgisi ve hayatı deneyimleme biçiminiz- Ve çok geçmeden, yalnızca yüzeyde deneyimlemediğinizi anlarsınız. Hiçbir zaman son sayfası olmayan bir kitapta,  kapağı deneyimliyorsunuz,  sayfaları deneyimliyorsunuz ve böylece sürüyor ve sürüyor. İşte bu güzellik. İşte bu neşe. İşte bu, sınırlı bir varlık duyumundan çıkmanın özgürlüğü. Güzel.

Buraya kadar güzeldi, Linda.

LINDA: Harika. Mükemmel.

ADAMUS: Harika. Teşekkür ederim.

 

3B Hakkında

Evet, biz daha önce 3B hakkında konuştuk. 3B’den çıkmak için toplu istek var ama gerçek olan şu ki; 3B’den çıkamazsınız; 3B’nin içinden geçersiniz. Onun içinden geçersiniz.

Birazdan, bununla ilgili bir alıştırma yapacağız. Ama deneyime girmeden önce, biraz daha konuşalım.

Tekrar, çok düzleştirilmiş bir realitede yaşıyorsunuz. Çok, çok üç boyutlu. Çok üç boyutlu. Ama bu realiteden çıkmaya çabalarsanız, zihnen çıkmaya çabalarsanız, bu işlemez. Ondan başka yollarla; ilaçlar, dram ya da bunlar gibi şeylerle çıkmaya çalışırsanız, gerçekten bu çok iyi işlemez. Çünkü geride hala çok şey vardır. Şöyle diyebilirsiniz, onları hala canlı tutan, hala dengesiz tutan dinamikler vardır.

Evet, kendi hayatınızı çocukluğunuzdan okula gidişinize, buluğ çağınıza ve yetişkinliğinize doğru ele alın. Hala bunlar gibi birçok şey var. Bunlara dengesizlikler diyebilirsiniz. Siz onları bırakmak istiyorsunuz ama onlar hala oradalar.

Kesinlikle onları işlemden geçirmeye çabalamamalısınız diye konuşmuştuk. Çünkü işlemden geçirdiğinizde olan şudur; gerçekte olanın sınırlı perspektifine doğru geriye gidersiniz. İçine dalmaya çabalarsınız. Bir nevi geriye, bir tünele dalmaya çabalarsınız, hayatınızda olmuş olan bir olaya sınırlı bir perspektiften geri gidersiniz. Ve tüm yaptığınız, olanın sınırlı perspektifini beslemektir. Gerçekte onu tamir etmeye çabalamayacaksınız çünkü kırılmış olan bir şey yoktu.

Bir şeyin dengeden çıktığına dair bir duyum ya da his vardır ama sonuçta gerçekte kırılmış bir şey yoktur. Eğer geriye dönüp bunu düzeltmek için çalışırsanız, tekrar, sadece daha fazla inanç yaratır ve orada yanlış bir şey olduğu gerçeğine daha fazla inanmış olursunuz. Ve aslında yanlış bir şey yoktu. Geride, orada, hayatınızda olmuş olan tüm o olaylarda gerçekleşen tek şey, gerçekte olan bitene dair bir perspektifinizin olmaması - ya da olmamasıydı- Evet, biz deneyimi yok saymaya da çabalamıyoruz. İçinizden bazıları, onu unutmaya, gömmeye, alta atmaya çabaladılar. Bu işe yaramaz çünkü sahip olduğunuz perspektiften ötürü, orada hala bir dengesizlik vardır.

Şimdi, bu sadece bu hayata uygulanmaz, bütün geçmiş hayatlara uygulanır. Siz gerçekten ….. Bunların büyük kısmıyla direk olarak uğraşmıyorsunuz çünkü hala orada olan veçheler var. Onlar da, sizin kendi yaşamınızın dengesiz parçalarını yeniden ziyaret etmeniz gibi, aynı anda kendi geçmiş yaşamlarının dengesiz parçalarını yeniden ziyaret ediyorlar. Evet, tüm olanlar böyle gerçekleşiyor.

Şimdi, eğer o bütünleşmemiş bir veçheyse, göreli olarak yumuşak oluyor. Eğer çok bağı kopmuş ya da çok karanlık enerjisi olan bir veçheyse, o zaman bu etkiyi üzerinizde hissedersiniz. O size, öfkesiyle, çözüm teşebbüsleriyle gelir çünkü gerçekte ne olduğuna dair sınırlı, düz perspektife, eski perspektife çok kilitli durumdadır.

Öyleyse ne yapalım? Ne yapalım? Ben, gitmiyoruz dediğimde -ve bunu tahtaya yazabilirsin Linda- 3B’den gitmiyorsunuz, geriye doğru içinden geçiyorsunuz.-ya da sadece 3B’nin içinden geçme diyelim. İşte bu, benim biraz sonra rüya yürüyüşünde yapmak istediğim şey.

Şimdi bu bir Merabh değil. Bir Merabh’da biz otururuz, birkaç dakika geçirip bilinç değişimine izin veririz. Bir rüya yürüyüşüyse, gerçek bir yolculuk ve deneyimdir. Bundan dolayı, aralarında enerji dinamikleri açısından biraz fark vardır. Rüya yürüyüşünde, aktif olarak katılırsınız. Merabh esnasında, sadece oturur ve bilinç değişimine izin verirsiniz. Ama burada rüya yürüyüşü, o deneyimin gerçek bir parçasıdır. Evet, sizden 3B’den çıkmamanızı, içinden geçmenizi isteyeceğim. İçinden geçin.

Ve sizden, birazdan yapacağımız bu rüya yürüyüşünde, farkında olmanızı isteyeceğim ama zihinsel olarak değil. Farkı ayırt etmek şu anda biraz zor ama çok farkında olun.

Biz bu rüya yürüyüşünü yaparken, bu uykuya sürüklenmek gibi bir şey değildir. Size gelen hayallerin, hislerin, gelen farklı şeylerin çok farkında olmaktır. Bu sizin “Aha” anlarınızdan biri olabilir ya da onu çok meydan okuyucu veya zor bulabilirsiniz. Ama ben sizden çok, çok farkında olmanızı istiyorum. Bu rüya yürüyüşüne katılın çünkü bu rüya yürüyüşü, size bir deneme olacak,  3B den nasıl geçeceğinize-gözden geçireceğinize ve  bunun 3 B den tam çıkma çabası olmadığına dair bir örnek olacak. Ve ümit ediyorum, biz bu rüya yürüyüşünü yaparken, biliyorum ki aniden nasıl yaptığımızı anlamaya başlayacaksınız.

Evet, ışıkları yarıya kadar kısalım, sadece yarım. Ve güzel bir rüya yürüyüşü müziği açalım. Bu, güzel bir 15-20 dakika olacak. Bu nedenle, bu süreye yeterli gelecek bir müzik istiyorum.

( müzik başlar; the title track from the album “Chrysalis” by 2002)

 

Rüya Yürüyüşüne Giriş

Derin, güzel bir nefes alalım. Teşekkür ederim.

Bu rüya yürüyüşü için derin güzel bir nefes alalım ve bu deneyimin enerjilerini hissedelim.

Rüya yürüyüşü, şimdi anında başlar, tam burada, tam olarak her neredeyseniz orada başlar. Rüya yürüyüşü, Şimdi anında başlar. Bu, bedeni terk etmekle ilgili değildir ya da bir şeyi bırakmakla ilgili değildir. Bu, genişlemeye ilişkindir.

Derin, güzel bir nefes alın ve beraber bir grup olarak gidiyoruz. Ama sonra, belli bir noktada, bu sizin için çok kişisel deneyim olmaya başlayacak.

Güzel, derin bir nefes alın.

Hissedebilirsiniz, bu realiteyi uzun zamandan beri biliyorsunuz.  Bazılarının yanılsama (illüzyon) dediği bu sınırlı realite, gerçekte olanın sadece küçük bir parçası. Olmakta olanın çok daha fazlası var.

Örneğin, çevrenizdeki havada enerji var ama bunu bilmiyorsunuz ve aletleriniz ölçemiyor. Sizin bazı parçalarınız, tam şimdi düş görüyor. Asıl önemli olan parça buradaki olmasına rağmen- şuanda farkında olan siz. Şuanda rüya gören parçalarınız var. Diğer bir değişle, başka bir yerde deneyim yaşıyorlar. Ama olmakta olan başka birçok şey var. Zihin, zaman zaman bunu bloke eder. Ama var sevgili arkadaşlarım.

Her şeyin, lineer zamanda gerçekleştiğine dair olan inancınızla düşünüyorsunuz. Öyle değil. Bu, her şey eşzamanlı olarak meydana geliyor demek de değil. Bu da doğru değil. Ama şeyler, deneyim ve bilgelikle açılıyor-yayılıyor. Bu kozmik zaman – deneyim, bilgelik, genişleme. Genişleme, aşağı, yukarı, içeri, dışarı aynı zamanda oluyor.

Bu gezegende, çok daha fazla hayat var - sahip olduğunuz ilişkilerinizin güzelliğinden, ağaçların ve ormanların ve nehirlerin ve hayvanların ve dolgu oyuncak hayvanların güzelliğinden bile - çok daha fazlası. Bu nedenle burada olmayı seçtiniz. Keşfetmek-keşfetmek - hep burada olmuş olan ama sizin 3D dediğiniz bu şeydeki o çok sıkıştırılmış-bastırılmış o deneyime sahip olma arzunuzla, sınırlamalarla, programlama ile kapatılmış olanı keşfetmek.

Esas ilham, burada bedende olmak ve aynı zamanda bir çok düzeyde, gerçekte olanları deneyimlemekti . Her seferinde sadece birini değil, ama deneyimlemek. Meleksi varlıkları da insanlar kadar gerçek olarak deneyimlemek. Kendinizi bir ormanda yürürken ama aynı zamanda da havada akarken deneyimlemek. Bunlar, boş hayaller değil. Bunlar sadece bazı ütopyaların ümitleri değil. Bunlar, burada olmak istemenizin nedeni.

Burada,  yıldan yıla yaşlanan ve bazı deneyimlerden geçen bir insan olmaktan çok daha fazla şeyler olmakta. Ruh düzeyinde, iç düzeyde, çok daha fazla şeyler oluyor. Sadece hayatın meydan okumalarından çok daha fazla şeyler oluyor, çok daha fazla. Bu, gerçekte zor olacak bir şekilde tasarlanmamıştı. Hedef ve planlardan çok daha fazlası ve……hayatın içerebileceğinden çok daha fazlası. Ve işte burada olmayı, bu nedenle seçtiniz.

Bu rüya yürüyüşü yolculuğumuzda, genişlemek için derin bir nefes alalım.

Burada,3B denen şeye sahibiz. Sınırlı, çok katı, bir biçimde çok gerçek ama aynı zamanda çok izole, çok ayrı. Yalnızca çevrenizdeki olup biten diğer boyutsal şeylerden ayrı değil ama ayrıca kendinizden de ayrı. Bir bakıma şöyle. İnsan realitesi bir senfoni orkestrası olsaydı ve diyelim ki, yaylı sazlar bölümü de keman çalıyor olsaydı. Ama insan sadece kemanı işitseydi. Yalnızca çevrenizdeki kemanları işitiyorsunuz. Başka bir şey duymuyorsunuz. Yalnızca onu işitiyorsunuz.

Şimdi, ilginç çünkü en azından kemanlara gerçekten odaklısınız ve keman çalışınıza ve kendinizle diğer keman çalanlar arasındaki etkileşime odaklısınız. Ama hala bir parçanız var ki, tüm senfoninin çaldığını biliyor. Çok daha fazlası var. Evet, genişliyorsunuz.  En azından diğer yaylı sazları da işitmeye kendinizi bırakabileceğiniz yere kadar izin vererek genişliyorsunuz. Diğer yaylılar. Güzel yaylı sazlar çalıyor. Sadece kemanlar değil.

Ama hala daha fazlası var. Bu senfonide daha fazlası var Üflemeli sazlar bölümü var. Güzel üflemeli sazlar.– Ah! – Notaları ve müziğiyle kemanınızdan farklı ama hala yaylılarla uyum içinde. Çalışı, çıkardığı sesler, verdiği titreşimler çok farklı ama yine de sizin küçük kemanınızla  rezonans yapıyor.

Ve sonra, daha da farkındalıkla kendinize izin verin, Sadece izin. Ve siz izin verdikçe, izin vermenin bu kolaylığında, birdenbire çift mızıka bölümü olduğunu görüyorsunuz. Ah! Trampetler, trombolinler ve kornalar Oh! Onlar sizin kemanınızdan çok farklılar; dinamik, cüretkâr, heyecanlı ama kemanınızla rezonansta ve uyum içindeler. Çok farklılar, çalma biçimleri çok farklı ve ortaya koydukları notalar ve titreşimleri çok farklı ama hala rezonans içindeler.

Bakın, uyumsuz değil. Ayrı değil. Hepsi, aynı senfoninin parçası. Tıpkı üçüncü boyut, dördüncü ve beşinci veya her neyse. Hepsi birlikte salınıyorlar. Farklı evlerde değiller. Onlar, yalnızca aynı evde, farklı odalar.

Ve sonra, en sonunda bunda gerçekten rahatladığınızda ve o büyük cüretkâr genişleme hareketinizi yaptıktan sonra vurmalı çalgı bölümünün de olduğunu anlıyorsunuz. Buumm! Ba-bummm! Kocaman sesler, keskin sesler, alttan daha derin sesler, ritim, vuruş, orkestranın kalp atışı gibi. Kemandan çok farklı. Oh, bazen kemana kıyasla kaba görünüyor gibi ama yine de başka bir kalite katıyor, hayat denen bu şeye başka bir katman, başka bir düzey katıyor. Bu orkestra, bu hayatın senfonisi. Derinlik katıyor ve kemanınızla uyum yapıyor, salınım yapıyor.

Derin bir nefes alıyorsunuz ve bütün bu realitelerde olmaya kendinize izin veriyorsunuz. Ve yalnızca vurmalı çalgılarla ya da yalnızca kornalarla ya da nefesli çalgılarla uyumlanabileceğinizi anlıyorsunuz. Ya da davullarla, nefesli çalgıları kombine edebilirsiniz. Hepsini bir araya getirebilirsiniz. Şimdi vokalleri de getirebilirsiniz, şarkıcıları, güzel insan tonlarını.  Ve hepsi bir kez daha uyumlanıyorlar. Ve siz, kendi kendinize “Ben dünyanın sadece keman olduğunu düşünmüştüm, hâlbuki çok daha fazlası varmış. Ve onlar uyumlu. Birlikte işliyorlar. Hepsi birlikte nabız gibiler, akıyor, salınıyor, hareket ediyorlar.” diye düşünüyorsunuz.

Bu, 3B insan yolculuğunun nasıl olduğuna dair bir benzetme - düz, görece lineer, fazlaca odaklı-. Siz, kendinize aydınlanma için izin verdiğinizde, çok daha fazlası olduğunu anlamaya başlarsınız. Ve her bölümde, nefesli çalgılar bölümünde çalan sizsiniz. Korna bölümünde çalan sizsiniz. Vurmalı çalgılarda davul çalıyorsunuz. Vokallerde siz söylüyorsunuz.  Görüyorsunuz, onlar her zaman oradalardı.

Onlar, her zaman oradaydılar ama 3B’nin sınırlı keman realitesinde, siz sadece bunu unutmuştunuz.

Şimdi, bunun değişmesine izin veriyorsunuz. Daha büyük perspektife, daha büyük farkındalığa izin veriyorsunuz. Ve tekrar ediyorum, size zorlayın, yapın, çalışın, çabalayın demiyorum. Yalnızca ona izin verin. İşte bunu yapıyorsunuz.

Bazen, içinizin derinliklerinde panik oluyor.  “ Ne yapıyorum? Ne olacak?” diyorsunuz. Bu, orkestra örneğini hatırlayın çünkü her bölüm, her parça beraber çalışıyor. Siz,  kelimenin tam anlamıyla enerjisel olarak bölümden bölüme hareket ettiğinizi - farkındalık hareketi- hissedebilirsiniz. Bir dakika için, kemanı bırakıp nefeslilere geçebilir, orada olabilirsiniz. Ve işte orada çalıyorsunuz. Diğer bir anlatımla, yalnızca kemancı olmak zorunda değilsiniz.

Bu durum,  kemanı fırlatıp atacak mı? Kemanı tahrip mi edecek? Hayır, ama kendinizi sadece kemancı olarak algılayışınızın doğası değişecek. Değişecek. Ve bu, kendi içinde ilk başlarda biraz rahatsızlık verecek çünkü keman olmakla özdeşleşmiştiniz. Ama uyumlanacaksınız. Yalnızca bu kimlikten çok daha fazlası olduğunu fark edecek ve idrak edeceksiniz.

Şimdi, bununla yolculuğumuza devam edelim. Sizin genişlemiş senfoninizle bu yolculuğa devam edelim.

 

3B boyunca Rüya Yürüyüşü

Bu gezegende birçok yıl geçirdiniz. Zamanların en iyisinde ama buna rağmen belki de en zorunda, buraya geri gelmeyi seçtiniz.

Kısmen uygunluklarına, kısmen de karmanıza göre aileler seçtiniz. Yaşamınızın erken dönemlerinde, sizi en sonunda uyanışınıza doğru çekecek olan deneyimleri seçtiniz. Böyle yaptınız.

Sizi, dikkat dağılmalarından alıkoyacak deneyimler seçtiniz.

Gerçekten sizi dikkatinizin dağılmasından uzak tutacak, bu bedenlenmiş aydınlanmaya getirecek; sevgi, kariyer ve birçok diğer şeyin deneyimini seçtiniz. Bazen, kendi aydınlanmanızın çekimi yönünde kalabilmek için oldukça sert yöntemler kullandınız ama yapmaya karar verdiğiniz şey buydu.

Ama şimdi, büyürken yaşadığımız;  ebeveynlerinizle, arkadaşlarınızla, şanssız durumlarla, belki para durumlarıyla ve ne yazık ki kendiniz hakkındaki inanç ve algılarla, bazen çok zor, bazen yüzleşmesi kendinizden tiksindirici olacak kadar güç olan, bir dizi deneyimimiz var. Şimdi sizi, bu deneyimlere doğru bir yolculuğa çıkarmak istiyorum.

Şimdi, gerçekten geri gitmiyoruz çünkü bu deneyimler hala oradalar. Diğer bir anlatımla zamanda geri gitmiyoruz. Biz bu deneyimlere gidiyoruz. Onları işlemden geçirmeye çabalamayarak. Onları gözlemlemeye gidiyoruz ve siz onları gözlemlerken ve onlara izin verirken, gerçekte ne olduğunun bilgeliğini alabilir, getirebilirsiniz.

Dramın içine yeniden girmeye gerek yok. Belki, biraz duygusal acı ya da dengesizlik hissedebilirsiniz ama ben sizin hayatınızdaki bu olayları şefkatli bir gözlemci olarak izlemenizi istiyorum. Bunun yaparken, böyle şefkatli bir gözlemci olarak kalırken, olan şey bilgeliktir ve bu deneyimlerin güzelliğinin ruhun saf bilgeliğine damıtılmasıdır. Ve birdenbire, - belki şimdi, belki de daha sonra -  o deneyimin gerçekte düşündüğünüz gibi olmadığına dair bir “Aha!” anı olur. Bu sadece bir bakış açısıydı. Bu sadece bir duygusal bakış açısıydı ama çok daha fazlası gerçekleşiyordu.

 

~ İlk Çocukluk dönemi

Evet, çocuk olduğunuz zaman geri gidelim. Siz burada insan bedeninde olduğunuzu ilk kez bilinçli olarak gerçekten anlamaya başladınız,  çok küçük bir çocuktunuz. Bir, belki de iki yaşında.

Derin, güzel bir nefes alın. Bu deneyimi yeniden hissedin.

Orada bir şeyler oldu, sizin gibi hassas bir ruh için zor şeylerdi. Etrafınızdaki acımasız bir dünyaydı. O zamanlar, içinizden birçoğunuza olan en büyük şeylerden biri; kendinize karşı olan bu sözünüzü tutup tutamayacağınız hakkında endişelenerek, çok fazla dikkat dağıtıcı sahip olan başka bir enkarnasyonda kendinize karşı sadık kalıp kalmayacağınızı merak ederek, bir fiziksel bedende kendinizi bulduğunuz bir çeşit travma ve göz yaşlarıydı.

Sizden önce enkarne olanlar olduğunu ve onların dikkatlerinin çok dağıldığını ve karmaya, dengesizliklere battıklarının farkındaydınız.  İşte bir yaşındasınız, bir buçuk yaşında, bu yerçekimiyle nasıl baş edebileceğinizin,  bu dünyada başka bir yaşamda, bu ruhsal yerçekiminin üstesinden nasıl gelebileceğinizin merakıyla buradasınız.

Bu çok fazla acı getirdi, çok fazla zayıflık hissi ve boğulma. Ama sevgili arkadaşlarım, aynı zamanda ümit de vardı. Kararlılık vardı. Aynı zamanda, bu yaşama sizinle birlikte getirdiğiniz ışık vardı ve her ne olursa olsun, onun söndürülemeyeceğini biliyordunuz.  Birileri onu söndürmeye çalışsa bile fark etmezdi ve eğer siz, kendinizden kaçmaya çabalasanız bile fark etmezdi. Getirdiğiniz bu ışık parlayacaktı, parlayacaktı ve parlayacaktı.

Kendinizi gözlemleyin, hassas bir çocuk ama yine de çok bilge bir varlık.

Yalnızca bir başka yaşama, bir başka taahhütte geri geldiğinizin şokundan ve anlayışından çok daha fazla şey oluyordu.

 

~Çocukluk Dönemi

Diyelim ki, beş ile sekiz yaşların arasında bir yerlerdeydiniz ve okul başlıyordu. Ebeveynlerden ve öğretmenlerden gelen, şunu yapmamalısın- bunu yapamazsın- sözleri var.. Ve kendinizi, kim olduğunuzu bildiğinizi kasten görmezden gelmeye başlayarak,  uyum sağlamaya, diğerlerini memnun etmeye çabalarken buldunuz. Böyle yapmak için çeşitli zihinsel bazen de fiziksel yollar buldunuz; görmezden geleme, uyum sağlamaya çabalama, başkaları gibi olmaya çabalama gibi. Bilerek kapandınız.

İçte derin bir kaygı vardı. Acaba, acaba uyanacak mıydınız? Eğer kapanırsanız, yeniden uyanabilecek miydiniz?

İçinizden bazılarınız, zamanın doğru olmadığını biliyordu. Bazılarınız bunu hissetti. Ebeveynlerinize karşı olan sevginizden ötürü, gerçekte kim olduğunuzu açıklayamazdınız. Böylece, kapanmak için yollar buldunuz. Bu incitti. Derinden incitti. Bu, başka deneyimlere neden olan yaralar yarattı; size sataşan çocuklarla deneyimler, kızan ebeveynlerle deneyimler, mücadeleli deneyimler gibi. Bunlar gerçekte önemli değildi. Önemli olan bu olay yani bu kapanma hissiydi.

Bu, muazzam bir kaygıya neden oldu.  Kendinizi; kızgın, tuzağa düşmüş ve acaba yeniden uyanabilir miyim diye merak ederken buldunuz? Dünya, sizin gerçekte kim olduğunuzu görmeye, hiç hazır olacak mıydı?

Hayatınızın bu döneminin gözlemcisi olun.

Gözlemci olarak, yaptığınızın içindeki bilgeliği hissedin. Sizin hatırladığınız kapanmak ve kapanmanın travması.  Ama gerçekte orada olan bu muydu? Sadece doğru zamana kadar beklemek için kendinize izin veriyordunuz. Olan şuydu; kendinize, gerçekten hayatta olmak için izin veriyordunuz. Bir kere daha insan ayakkabılarıyla yürümeye, sevgiyi ve acıyı hissetmeye ve insan yolculuğu için empati ve şefkat duymaya izin veriyordunuz.

 

~ Gençlik

13-19 yaşlarına geldiğinizde-bu yıllar ergenlikten tam önce ve tam sonradır ve enerji olarak çok yoğundur- kendinizi, birçok inanç sistemiyle çelişir bir halde buldunuz. Kendinizi adeta, toplumdan, ebeveynlerden, öğretmenlerden ve diğer çocuklardan gelen inanç sistemlerine uyum sağlamaya zorladınız. Ve siz gerçekte, onların tam olarak doğru olmadıklarını biliyordunuz. İçinizde, derinde bir şey; tüm bu inanç sistemleri gerçek değildi, sizin gerçeğiniz değildi, bunu biliyordu. Ama kendinize, onlara uyum sağlama izni verdiniz, onları kendinizinmiş gibi almaya ve birebir bu inanç sistemlerine kendinizi programlamaya izin verdiniz.

Bu inanç sistemleri en sonunda, hala bazılarına ilişkin olarak suçluluk ve utanç duyduğunuz bir kısmı travmatik ve zor olan bir dizi deneyime neden oldu. Ama bu rüya yürüyüşünü hissederken, gözlemlerken, ben sizden yaptığınız şeyin bilgeliğini hissetmenizi istiyorum. Bu yaşamdaki özgürlüğünüz için… Kendinize gerçekten izin vermeniz için…. İnanç sistemlerini, sonunda tümüyle salabilmek ya da en azından keyfiniz için kullanabilmek için, onların nasıl yaratıldığını bilmek önemlidir. Oh, daima keyfiniz için kullanabileceğiniz ve sonra salıvereceğiniz inanç sistemleri.

Sizden, çoğunuzun tam da 12,15,16 yaşlarınızda başına gelen şeylerin bilgeliğini hissetmenizi istiyorum. Aslında, gerçekte size ait olmayan inanç sistemlerini özümsemek.

Bu özümseme, diğer travmatik olayları yarattı. Ve birçok kez geri dönüp geçmişinizde size neler olduğuna baktığınızda, yaşadığınız bazı travmatik deneyimlere ilişkin hatırlatıcılar vardı ve gerçekte ne olduğunu görmüyordunuz. “ Ben hata yaptım. Ben iyi kızların yapmaması gereken bir şeyi yaptım. Başkasını inciten bir şey yaptım” diyerek, deneyimi suçluyordunuz. Ama bakın, bunun nereden geldiğine, neden orada olduğuna ilişkin olarak farkındalığınız ya da perspektifiniz yoktu. O, size ait olmayan inanç sistemlerini almış olduğunuz için oradaydı.

Bakış açısı. Diğer şeylerin de olmasına bu neden oldu.

 

~ Genç Yetişkinlik

Ve çoğunuz, hayatın çok lineer olan bölümüne geldiniz. Okuldan sonra, mezun olduktan sonra çalışmaya başladınız. Çok lineerdiniz. Birçoğunuzun kendini nasıl zorladığını, şaşırarak izliyordum. Özellikle birçoğunuz, çok özgürleştirici üniversite deneyimlerinden sonra, kendinizi lineerliğe zorladınız.  İşler, aileler, faturalar, taahhütler.

Bunların, en zor zamanlardan biri olduğunu söyleyebilirim çünkü bir bakıma sıkıcıydı. Lineerdi. Şimdi, bir rutindeydiniz, bir çeşit tuzağın içinde, daha iyisini biliyordunuz ama onu nasıl daha farklı yapacağınızı bilmiyordunuz. Diğer herkesin aileleri vardı. Diğer herkesin işleri vardı. Diğer herkesin faturaları vardı. Peki, siz ne yapacaktınız?

Evet, gidip bir toplulukta yada aşramda yaşamanın çok çılgınca olacağını biliyordunuz . Böylece, sadece devam ettiniz-lineer olarak. Bu zordu. Bu incitti. Sanki sonunu göremiyormuşsunuz gibiydi. Çocukluğunuzda ve ergenlik yaşlarınızda, içinizdeki döngü ve dönemleri, şeylerin sonunu görebiliyordunuz. Ama ya şimdi, olduğunuz yerde sadece yaşayıp, sonra da realitenin lineer, sınırlı olan bu setinde ölecek miydiniz? Bu, içinizdeki gerçek sizin taneciğine karşıt olarak sürdü. Usandırıcı oldu. Çok usandırıcı oldu.

Bir bölümünüz çığlıklar atıyordu. Ben, zevkli anlar olmadı demek istemiyorum ama içinizde bir şey çığlıklar içindeydi. “Bu, o değil. Buraya bunu için gelmedim! Seçtiğim bu değil,” diyordu. Ama onunla devam ettiniz. Şimdi, bu bazı deneyimlere neden oldu. Deneyimler travma yarattı ve bu travmalar sizin geri gittiğiniz şeyler. Boşanmadan bir gece önce yaptığınız o berbat kavgayı tekrar ziyaret etmeye dönersiniz. Geriye, yaptığınız şeylere - sanki başkalarını incittiğini bildiğiniz bir şey yapmışsınız gibi- ziyarete gidersiniz. Gerçekten ne olduğunu, neden olduğunu hissetmektense, geri gidip o travma ya da acıyı yeniden ziyaret edersiniz.

Evet, şimdi biz geri gidiyoruz. 3B’ye geri gidiyoruz ama bir gözlemci olarak. İzin veren olarak geriye gidiyoruz. Gerçekte ne olduğunu anlamak için kendinize izin vererek. Belirli olaylara odaklanmadan ama yaptığınızın güzelliğini, yolculuğunuzun güzelliğini hissetmek için.

Oh evet, bu hala, rüyalarınızda ve hatta uyanık hallerinizde bile geri dönüp size musallat oluyor gibi görünen- flaşbekler, hatıralar, suçluluk ve utanç sancıları- çok zor olan bir çok deneyime neden oldu. Ama biz, 3B’den yeniden geçerken, bir Üstat olarak gözden geçirirken, Ben-im’in perspektifiyle geri dönüyoruz ve bütün bu zamanlarda gerçekte ne olduğunu anlıyoruz. Geriye gitmek; şöyle diyebilirsiniz, bilgeliği toplamak, hasatını almak ve travmaları salıvermek. Geriye gitmek, bir bakıma yeniden deneyimlemek.

Ve bakın, tam bu anda, burada otururken, bu rüya yürüyüşünde gözden geçirirken, deneyimler aslında değişiyor. Evet. Ne olduysa gerçekten değişiyor.

Hayatınızda meydana gelmiş, duygusal benliğinizde sıkışmış, öz benliğiniz ve hafızanızda var olan travmatik bir anı yâda olay olabilir. Şimdi biz 3B’de geriye doğru geçerken, yaşadığınız o deneyimin gerçeği değişir. Bu inanılmaz bir şeydir.

Ne yaşandıysa yaşanmamış olur.

Bu, her şey silindi demek değildir. Bu, her şey çiçeklenir, her şey kendi tüm rengine ve gerçekliğine gelir demektir. Artık o, kitabın kapağında sıkışıp kalmış realitede değildir. Şimdi o, tüm kitabın kendisidir ve siz 3B aracılığı ile geri giderken, yaşadığınızı düşündüğünüz şey, aslında düşündüğünüzden daha büyük, daha bilgece bir hal almıştır.

Daha büyük farkındalık ve boyut algısına girdikçe, 3B’nin bilgeliğini ve geçmişiniz dediğiniz o şeyde meydana gelmiş olan her şeyin bilgeliğini, kendinizle birlikte taşırsınız. Diğer boyutlara doğru genişlerken, bilgeliğin tatlı nektarını, güzellik ve neşeyi de beraberinizde getirirsiniz. Bu gerçeklikte burada yaptıklarınızın tacını – güzel bir taç-  yanınızda getirirsiniz.

Ve güzel olan şeyse, bu realitede deneyimlemeye devam edebilirsiniz. Sizi, dördüncü, beşinci ve altıncı boyutlara gideceğinize ve artık üçüncü boyutta olmadığınıza inandıracak olan bazı insanlar vardır. Eğer boyutları böyle numaralayacak ve tespit edeceksek ki hiç de böyle değil. Burada deneyimlemeye devam edebilirsiniz ama artık sadece keman çalarak değil, artık sadece yaylı sazlar bölümünde değil, ama şimdi-şimdi- orkestranın her bölümünde. Burada var olmaya devam edersiniz ama öğrenciden ziyade bir Üstadın bakış açısıyla, çok daha farkında bir varlık halinde, insan sınırlamalarından ziyade Ben-im’in bilişiyle.

Derin, güzel bir nefes alın…..bu deneyimden, bu 3B rüya yürüyüşünden geçerken.

Kendinizi sevgili arkadaşlarım, kendinizi bunu yeniden deneyimlerken bulacaksınız. Bugün sizinle yapmak istediğim şey, geriye gitmenin neye benzediğinin sadece bir tadımlık denemesiydi. Ve siz geriye doğru gittiğinizde, onun düşündüğünüz gibi olmadığını keşfedeceksiniz; hiç öyle değildi. Çünkü siz aydınlanmanıza izin verirken, aynı zamanda geçmişinizin bile daha büyük realitesini algılamaya başlamanıza da izin veriyorsunuz.

Ve siz, geçmişin bu daha açık farkındalığına izin verirken, geleceğin ve onun bütün potansiyellerinin daha büyük algısına izin veriyorsunuz. Artık geçmişinize takılı kalmadığınızı,  artık inançlara takılı kalmadığınızı anlayacaksınız. Artık, gelecek de de hiçbir sınırlamaya takılı kalmayacaksınız. Artık, kitabın kapağında yaşamıyorsunuz. Onun sayfaları olursunuz. Kâğıt olursunuz. Kitabın kendisinin bile ötesinde, devam eden, devam eden, öykü olursunuz.

İşte, bedenlenmiş Üstat olmak böyledir.

Daha önce, çok az meleğin sizin şimdi olduğunuz yere gittiğini, çok azının 3B’den geriye doğru gittiklerini söylemiştim. Bir kaçı geçmişlerinden geriye doğru geçtiler. Birkaçı, ancak, hala buradayken, yaşarken, hayatlarının bilgeliğini toplamak için, hasat etmek için kendilerine izin verdiler. Oh, bunu yapmak isterlerdi. Ve bu nedenle, sevgili arkadaşlarım, siz gitmektense burada kalmayı seçtiniz; tam bir farkındalıkla burada olmayı, tüm Ben-im ile burada olmayı seçtiniz.

3 B den geçip gelirken, derin bir nefes alalım.

Güzel, derin bir nefes alın, Şimdi anında çok mevcut olarak.

Bakış açısı değiyor, sizin bakış açınız değişiyor. Bu kitap kapağından çıkabildiğinizde ve esasen tam olarak şimdi de, temeldeki dengesizlikleri dengelemek için kendinize izin verirsiniz. Dönüp, kitabın kapağını yeniden dengelemiyorsunuz. Daha bütünlüklü bir realiteyi, daha bütün bir farkındalık halini yeniden dengeye koyuyorsunuz. İşte bu nedenle burada olmayı seçtiniz.

Işıkları tekrar açarken derin, güzel bir nefes alalım. Derin, güzel bir nefes.

Birkaç melek ancak, ancak buraya kadar gelebildi. Bu yolda gidebildi. Kendilerine geriye gitme iznini verdiler. Gerçekten geriye gitme değil ama bırakmaya çalıştıklarını düşündükleri şeyin içinden geçmeye gerçekten izin verdiler. Çok az melek, bu kadar yoğun bir realitede, böylesine bir düzeyde kendi farkındalıklarına, aydınlanmalarına izin verebilecekleri noktaya gelebildiler. Çok azı. Ve siz bunu yapıyorsunuz. Hepiniz.

 

Uyanan Bir Dünya

Şimdi, dünyanın geri kalanı ne durumda?  Hm. Hm. Dünyanın geri kalanındaki durum ne?

Dünya … (Adamus içini çeker) evet, birçok insan uyanışı seçme noktasında. Evet, birçoğu uyanışın ilk safhalarında. Çoğu, çoğu, uyanışı seçme aşamasında.

Bu bir çeşit, üslü sayı eğrisi gibi. Eğer ki sadece birkaç insan kendi uyanışına izin verirse, bu birçok insanın kendi uyanışlarını seçmeye başlaması için yeterli bir dinamik oluşturmaz. Ama, yeterli sayıda insan, aydınlanmalarına izin verirse, bu bir çeşit….şey oluşturur, bu hala kitabın kapağında yaşayanlar, hala çok sınırlı realitede yaşayanlar için  bir güneş ışığı etkisi başlatır. Ama şunu diyebilirsiniz, sizin aydınlanmanıza izin vermeniz, onların kitap kapaklarında, bunun sadece lanet bir kapak olduğunu görmeye başlayacakları bir güneş ışığı olur. O, realitenin tümü değildir.

Evet, şimdilerde bu gezegende, uyanışlarını seçmek üzere olan ya da hala uyanışı seçmeyebilecekleri ilk safhalarda olan, birçok insan var. Onlar, sadece bir şey yapmamayı seçebilirler. Bu da etrafınızdaki dünyada, haberlerde gördüğünüz bazı ilginç dinamikler yaratabilir. Bu bir sürü garip ve tuhaf davranışlar yarattığını görüyorsunuz ama bu bir sürpriz olmamalı çünkü evet, bu sizin tam kendi- oh, evet, hatırlıyorsunuz-tam kendi uyanışınıza girdiğinizde yaptığınız şeydi. Şimdilerde birçok delice şey oluyor.

Şimdi biliyorsunuz, ama yine de hatırlatayım. Drama yakalanmayın. “Dünya dağılıyor”  dramına tutulmayın. Hayır. Kitabın kapağı değişiyor. Ters-yüz, alaşağı oluyor. İster seçmiş olsunlar, ister seçmemiş olsunlar, onların kendi uyanışlarından geçmelerine izin verin. Onların, seçmemelerine de izin verin.

Önümüzdeki birkaç nesilde uykuda kalmaya çabalamak daha da, daha da zor olacak çünkü güneş parlıyor. Heh, güneş sizsiniz! Çünkü güneş, eski sınırlamaların, eski inançların, eski sistem ve değerlerin üzerinde çok yoğun parlıyor. Böylece bu muazzam…. şöyle diyebilirsiniz; dünyanın üzerinde ve burada hiç bulunmamış yeni gelen meleksi varlıkların üzerinde bu günlerde bir çeşit muazzam bir baskı var. Uyanış için muazzam bir baskı.

Şimdi, bazılarınız bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Yatağınızda uyuyorsunuz. Sessiz sedasız uykudasınız ve biri ya da bir saat alarmı, sizi uyandırmaya çalışıyor. Ve siz,  bazılarınızın nasıl olduğunu bilirsiniz. Ayılar gibisiniz. Uyku sersemisiniz. Uyanmak istemiyorsunuz. Direniyorsunuz. Ama er ya da geç uyanacağınız biliyorsunuz çünkü sizi itelemeye devam edecekler. Saat alarmı çalmayı sürdürecek. Bu gezegende olan şey de budur. Herkesin uyandığı söylenemez ama muazzam baskıya neden olan yeterli sayıda kişi var. Başka bir değişle, şeyler çok çok hızlı bir şekilde değişmeye devam edecek.

Tıpkı, artık ihtiyaç olmayan şeyleri temizlemek için burada gerçekleşen fırtınada olduğu gibi  şeyler olur.. Evet, öyleyse daha fazla hava olayları göreceksiniz. Daha fazla insanın -sinirlendiklerinde, ajite olduklarında nasıl olduklarını bilirsiniz- daha fazla insanın diğerlerinden beslenmeye çabaladığını ve daha fazla dram olduğunu göreceksiniz çünkü o, dengesizlikleri çözüm için ortaya çıkarıyor.

Evet, bütün bu çılgınlığın tam ortasında olacaksınız. Tam onun ortasında. Ama  arkadaşlarım siz; (a) Onu çözmek zorunda değilsiniz; (b) Ona dahil olmak zorunda değilsiniz; ve  (c)  Hayatın büyük tiyatro sahnesinde, ne olduğunu yalnızca izleyerek ve gözlemleyerek ve her zaman Bayrak ve parlayan bir güneş olarak ama gerçekten kendinize zevk almak için izin vererek, harika yerler edinebilirsiniz.

Şimdi… diyeceğim ki… eldivenlerimi atarak size meydan okuyacağım. İlk olarak, kendinize hayatın zevkini gerçekten çıkarma izini verme şefkatine sahip misiniz ve ikinci olarak, en azından diğerlerinin içinden geçtiği durumu takdir edebilir misiniz? Şimdi biliyorum, siz diyeceksiniz ki; “Ama insanlar her gün acı çekiyorlar” Evet, çekiyorlar çünkü onu seçiyorlar ve sizde bunu yapmıştınız, siz de seçmiştiniz. Siz kendi ıstırabınızdan geçerken seçmiştiniz. Ve “ Ama dünya savaşla ve kaosla dolu ve geri kalan bir sürü şeyle….”  diyeceksiniz. Pekâlâ, evet öyle ve çözülecek. O, çözülecek.

Bu olanlardan hiç birini onaylamıyorum. Bu şekilde olmak zorunda değil. Ama eğer kendinize hayattan zevk alma iznini verirseniz, aydınlanmanıza izin verirseniz, bu çok daha fazla bir etki yapacak. Bu parlayan güneş ışığı etkisi, her şeyden çok daha fazla etkili olacak. Komik olan, onları değiştirmek için güneş ışığı olmaya çabalamıyorsunuz. Bunu kendiniz için yapıyorsunuz ama bunun onların üzerinde bir etkisi var.

Evet, bundan özellikle bahsediyorum çünkü bugün burada, odada enerji var. Bizim Şambra var. Meleksi varlıklar var. Dolgu oyuncak hayvanlarımız var. Her şeyden biraz var. Ama aynı zamanda, bu tesiste çok ilginç bir dinamik var. Ve afete yardım için gelen hükümet çalışanları var. Bölgede yaşayanlara yardım ederek, harika bir iş yapıyorlar. Ama bu, şuan da bu Şaud’a karışan, hepinizin hissedeceği ilginç bir enerji yaratıyor. Kim onlar? Hükümet için çalışmalarının yanı sıra, onlar enerji tutucularıdır. Onlar sizin eskiden olduğunuz enerji tutucuları olarak geldiğiniz yerdeler. Hala buna geri gitmek için birazcık arzu var. İlle de bir hükümet çalışanı olmak için değil ama orada enerji tutucuları olmak için. Ve onlar enerjiyi tutarak, diğerlerine yardım ederek, harika bir iş yapıyorlar.

Bu bir nevi ilginç bir hatırlatıcı çünkü biz rüya yürüyüşü yaparken bile, bu belli enerji, yaptığımız şeyde mevcuttu. Bazılarınız onu bilinçli olarak hissetmiş veya farkına varmış olabilir.  “ Oh, şu enerjiyi tutma günleri. Oh! Benim gezegene ve her şeye hizmet ettiğim zamanlar” diyorlar. Ama sizin, şimdilerde bunun kendinize hizmet etmek enerjilerin size hizmet etmesine izin vermekle alakalı olduğunu farkına varmanızı istiyorum. Bu kulağa bencilce geliyor. Ama değil. Ülkedeki tüm FEMA görevlilerini bir araya getirdiğinizdeki dünyaya olan etkiden, sizin etkiniz, sadece birinizin etkisi çok daha fazladır.

* Federal Acil Durum Yönetim Ajansı

3B’de geriye yürüdüğümüz bu çok özel Şaud’da, Keşif Dizisi’nin 2.şaudunda, derin güzel bir nefes alalım.

Fırlayıp çıkmak yâda bundan kurtulmaya çalışmayarak içinden geri gideriz. Hala 3B’de olsanız bile veya kendi seçtiğiniz her hangi bir boyutta olsanız bile; şefkat, taktir ve anlayışla geriye doğru içinden geçersiniz. Diğer bir anlatımla, hayattan keyif alın.

Ve unutmayın, tüm yaratımda her şey yolunda.

Namaste.