• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

ŞAUD:8 "İlerlemek - Güçsüz Yaşam"

ŞAUD:8 "İlerlemek - Güçsüz Yaşam"

Adamus mesaj
ı Geoffrey Hoppe kanallığı ile 2 Nisan 2016'da Kırmızı Çember'e sunulmuştur.

                                                                 

 

Ben Ben'im, Adamus Ben Saint Germain.

Hoş geldiniz sevgili Şambra. Bu çok özel yerde yaptığımız  toplantımıza hoş geldiniz.

Bugün yaşayacağımız deneyim üç bölümden oluşuyor. Üç bölüm ve ilk bölümde St. Germain yer alacak, Sevilen St. Germain. İkinci bölümde Adamus olacak ve siz üçüncü bölümde yeni bir Rüya Yürüyüşüne çıkacaksınız. 

O halde hadi bunun ile birlikte güzel, derin bir nefes alalım. Bugün bir deneyim olacak.

 

Genişletme

Birinci bölüme başlamadan, benim sizin genişletme olayınız  ile ilgili iç görümü sunmama izin verin. (Genişletme ile ilgili daha fazla bilgi burada) Stüdyonuzun, bu aslında oldukça sıradan olan bir yerin genişletilmesi ama burası öyle bilinç ve enerji dolu bir yer ki; yeni bir alana doğru bir genişleme her koşulda olacaktı. Burada böyle bir şey meydana gelecekti. Neden? Çünkü her biriniz ve hepiniz de genişliyorsunuz. 

Bu sizin yaşadığınız değişimlerin bir sembolü. Orası büyümeliydi ve büyümeye de devam edecek. Bu sadece yan kapıdaki alana doğru bir genişleme olmayacak; bu hep, hep devam edecek çünkü sizin her biriniz ve sizin hepiniz derin bir nefes aldığı zaman, siz kendi yolunuzdan çekilir ve izin verirsiniz, genişlersiniz. Siz fiziksel realitenin çok ötesine, insan şeklindeki tekilliğinizin çok ötesine, siz her yerde olabilen, Ben Buradayım'a doğru genişlersiniz. O eş zamanlı olarak birçok yerde olabilir. Aydınlanma budur.  

Aydınlanma sadece fiziksel, güçlü, süper-zeki mükemmel bir insan olmak demek değildir. Hiç değildir. İnsan tüm kusurlarıyla, kahkahalarıyla, gözyaşlarıyla, insan halleriyle varolmaya devam edecektir ve sonra siz kendinizi aynı anda her yerde olan Ben Buradayım'da bulursunuz.

O neden ile attığınız bu adım, fiziksel mekanınızın genişletilmesi için attığınız bu adım, sizin birçok alanda attığınız adımlardan sadece birisinin sembolü. 

O halde hadi bunun ile birlikte güzel, derin bir nefes alalım ve ben kahvemi aldıktan sonra Sevilen St. Germain ile Birinci bölüme başlayalım. 

LINDA: Ah, önce kahve.

ADAMUS: Kahveye ihtiyacım var. (bazı kıkırdamalar) 

LINDA: Sandra almaya gitti şimdi. O, bu isteğini tahmin etti. 

ADAMUS: Pardon. (kahvesinden bir yudum alır) İşte... (kendi yerinene gider ve iPad'i Linda'ya verir) 

LINDA:  Teşekkür ederim, sanırım. (kıkırdamalar artar) 

ADAMUS: Birinci Bölüm.

 

Bölüm 1

ST. GERMAIN: Ben Sevilen St. Germain'im ve ben sizin her birinizi ve hepinizi Tobias'ın bile henüz gelmediği o eski zamanlardan tanıyorum. Ben sizin her birinizi ve hepinizi Gizem Okullarından, birçok, birçok yaşamdan, rüya halinizden ve uyanışınızdan tanıyorum.  

Ben sizi gelip Tobias'tan almadan önce tanıyorum. Ben sizin uyanışa geçtiğinizi ve sizin tamamen, tamamen farklı bir düyaya adım attığınızı bilerek Mor Alev günlerinde, sizin her biriniz ve hepiniz ile Mor Alev kıyafetlerimim içindeyken karşılaştım . 

Ben Tobias geldiğinde bizim bir süreliğine birbirimizden ayrılacağımızı biliyordum. O zaman, Tobias'ın sizi yetiştirdiği zamandı ve onun derin sevgisinin ve anlayışının zamanı. O zamanlar, Tobias nezaketinin zamanlarıydı ama ben geri döneceğimi biliyordum. Ben sizin uyanışın erken dönemini, Tobias zamanını atlatmanız halinde, aydınlanma zamanlarında beraber olacağımızı biliyordum ve işte buradayız biz. Buradayız. 

Ben hala St. Germain olarak sizinleyim. Ben toplantılarımızın çoğunda size tabii ki Adamus olarak geliyorum. Ben kişisel konuşmalarınız, kişisel konuşmalarımız sırasında o güne bağlı olarak, sizin ruh halinize bağlı olarak, sizin ihtiyacınız olan bağlantıya bağlı olarak, size bazen St. Germain, bazen de Adamus eterlri olarak geliyorum. Ama ben buraya size, sizin neden burada olduğunuzu hatırlatmak için St. Germain olarak sık sık geliyorum. Kolay unutuluyor çünkü. Benim daha önce size birçok kez söylediğim gibi, Tobias'ın size birçok kez söylediği gibi sizin burada neden bulunduğunuzu unutmak o kadar kolay ki. Eski yollara yeniden çekilmek o kadar kolay ki. 

Bu gezegende bulunan birçok insan evrimsel bir döngüden geçiyor. Bazı insanların karmik aileleri nedeniyle burada işi var. Birçok insan yaşamını biraz daha iyileştimek için burada. Çoğu ün ve para ve güç için burada. Çok azı kendini keşfetmek için burada. Ama siz tamamen, tamamen farklı bir nedenden dolayı buradasınız. Siz aydınlanma, farkındalık, hayret verici sayıda ve hayret verici ömürlerden geçen çok, çok uzun bir yolculuğun tamamlanması için buradasınız. O sizi yaşamlardan geçirdiği gibi ölümlerden de geçirdi. O sizi bu gezegenin derin karanlığından olduğu gibi ışığından da geçirdi. 

Bazen çok zorlaştı. Siz yolda kayboldunuz ve sizde yolunuzu, kendinize giden yolu asla bulamayacağınıza dair bir korku oluştu. Sizde nasıl dönüleceğini hatırlamazsam diye korku var. Ama benim sizin her birinize ve hepinize şunu söylemem gerek, sizde hatırlamama olmaz. Siz kaybolma oynunu uzun bir zaman oynayabilirsiniz. Siz gerçek kendiniz olmayan bir kimliğe bürünme oyununu oynayabilirsiniz ama siz asla hatırlamama olmaz. O, dönüp geri gelir. O, Tobias'ın yıllarca önce bahsettiği Gül'ün Meyvesi. O, orada, sizi hep kendinize dönmeniz için çağırıyor. 

Siz neden bu yaşamı yaşadığınızı o kadar sık unutuyorsunuz ki ve sonra sizin insan özünüz, aydınlanmış varlık ile içsel çatışmaya giriyor. İnsan özü kendisininin diğerleri gibi olmasını ister. O kendisini diğer insanlar ile kıyaslar. O kendisini aslında gerçek ailesi olmayan biyolojik ailesi ile yeniden uyumlamaya çalışır. Sevgililer, evet, o aile. Evet, o ailede birçok heyecan verici deneyim yaşandı. Ama sonuçta gerçek siz bu değilsiniz.  

Siz şeylere uyum sağlamaya çalışıyorsunuz. Siz belli bir bakış açısına ve belli bir role uyum sağlamaya çalışıyorsunuz. Ama sizin de keşfettiğiniz gibi bu işe yaramıyor. Tekil durumda işe yaramıyor. O sadece basitçe bir veçhe iken veya sizin "ve" dışavurumlarınızdan biri iken işe yarıyor. 

Siz her ikisini de yapmaya muktedirsiniz. Siz aslında bir anlamda buna geçebilirsiniz. Bu size her zaman konforlu gelmeyebilir ama geçebilirsiniz. Ve siz şimdi gerçek siz olabileceğinizi fark ediyorsunuz. Siz Ben'im olabilirsiniz. Siz her ikisi de olabilirsiniz.  

 

Bulunduğunuz Yer

Bu kadar çok yol alan çok, çok, çok, çok az insan var ve daha önce burada bu zamana kadar hiç tüm dünyadan oluşan bir grup olmadı. Burası meydan okumaların ve zorlukların yeri çünkü siz değişim geçiriyorsunuz. Siz o kimliği değiştiriyorsunuz. Siz düşüncelerinizi değiştiriyorsunuz. Sizin biyolojiniz değişiyor ve insan bu olanlardan korkuyor. İnsan doğal olan bir süreci, her koşulda meydana gelecek bir süreci durdurmaya çalışıyor ve böyle yaparak çok daha fazla strese, çok daha fazla şüpheye neden oluyor ve o sizin her birinizin ve hepinizin bu bedenli aydınlanma denilen şeyden keyif almasına izin vermiyor. O sizin tekil insandan, çok boyutlu insan varlığından, tanrısal olandan keyif almanıza izin vermiyor.  

Siz doğru mu yapıyorum diye endişe ediyorsunuz, ben ve Adamus'ın size birçok kez söylediğimiz gibi siz yanlış yapamazsınız. Ama siz kesinlikle endişelerinizle ve o kendinizi yiyip bitirmelerinizle, insan özünün kontrol etmesi ve yönetmesi gerekmediği bir süreci, insan özünün kontrol etmeye ve yönetmeye çalışması ile onun verdiği keyfi, kolaylığı ve zarafeti fazlasıyla yok edebiliyorsunuz. Doğrusu yönetmemeli. Siz içinizdeki Tanrı'yı manipüle etmeye çalışıyorsunuz ve bu basitçe işe yaramıyor. 

Siz bu noktaya azminiz sayesinde geldiniz, inatçılığınız, kararlılığınız ve adanmışlığınız sayesinde geldiniz ama bu noktadan o nitelikler takdire değer değil. O nitelikler işe yaramıyor. O nitelikler aslında sizi o eski yollara, eski düşüncelere, eski şüphelere ve eski sorunlara çeken bir yerçekimine neden oluyorlar. 

Ben Şambra ile takdire değen nitelikler konusunda konuştuğumda listenin başında adanmışlık, bağlılık gibi şeyler oluyor. Listenin başında sizin azminiz, sizin katışıksız arzunuz ve çabanız yer alıyor ve evet sizi buraya onlar getirdi. Ama şimdi bunların geçmişte kalma vakti geldi.  

Ve ben sizin kendinizi bazı sıkıntılı zamanlarda bu kadar iyi destekleyebilmenizden dolayı gururlandığınızı biliyorum. Siz sabitlenme, kitlenme ve karar verme yeteneğiniz ile gururlanıyorsunuz ve bunlar sizi şimdiye kadar epey götürdü. Ama biz buradan öteye ilerlerken bu nitelikler işe yaramaz olacaklar. 

Öz-sevgi ve kabul, insandan insan, güven ve benim izin vermek dediğim şey buradan itibaren başlıyor. Ben'imin zarafetle kabul edilmesinden sonra oluşacak özellikler sizinle olacak. Zihin onu kavrayamaz. Zihin kişi basitçe tanrısallığa, zarafete ve kolaylığa izin verdiğinde önemsizleştirildiğini hisseder, kendisinin hak ettiğini hissettiği şeyden mahrum bırakıldığını hisseder. 

Zihin size, "Ama senin seni bu noktaya getiren tek bir şeye geri düşmen gerekirdi, seni bu noktaya getiren tek şey, seni farklı ve özel kılan tek şey o azim, o kararlılık, zihnin o istekliliği ama bunlar buradan sonra işe yaramayacaklar. Olay güven, izin verme ve zarafet olayı. Olay biliş için, o derin anlayış için o derin nefesi almak, bunların hepsi çok, çok doğal ve sadece salıverme yeteneği ile ilgili. 

Bu kocaman bir adım. Çok az, çok az kişi buraya ulaşacak, bundan daha da az kişi her şeyin izin verdikten sonra değiştiğini bilerek, izin verebilecekleri o noktaya gelecekler. Düşünme şekliniz, bedeniniz ile ilişkiniz, doğum, yaşam ve ölüm; sizin şimdiye kadar olan yaşamınız ile ilgili algınız; hatıralarınız ile ilgili algınız; dış dünya ve çevreniz ile ilgili algınızın tamamı değişiyor ve bu korkutucu, ürkütücü olabilir ama bu eşit derecede heyecan verici, sihirli, güzel de olabilir. Siz en çok, en çok bunun için buraya geldiniz.  

Bu benim sizin her birinize ve hepinize diğer realitelerde çokça anlattığım bir şey ve bazılarınız hatırladı, bazılarınız için çok bilinçli bir deneyim oldu. Ama bu benim size Mor alev olarak geldiğimde ve "Şimdi, şimdi zamanı. Siz hazırsınız. Ben yolun her adımında sizin ile olacağım. Ama bunu sizin yapmanız gerekiyor. Sizin izin vermeniz gerekiyor. Bu, Bunu sizin için ben yapamam." dediğim zamanlar, Tobias çıkmadan yıllar önce anlattığım bir şeydi.  

 

Biliş

Biraz önce çalan müzik, sizin intro dediğiniz video, o çok özel müzik - kompozisyonu çok özel,  konser şekli ve şarkı söyleme şekli çok özel ama biz onu aynı zamanda size rehberlik eden bilişin özü ile doldurduk. Size gerçekten rehberlik eden o özellikler; azim, kararlılık, adanma ile sizin kişisel içsel dayanıklılığınız değil - bunlar sizin sizi buraya getirdiğini düşündüğünüz şeyler - ama aslında bunu yapan bilişti. 

Yani biz - siz, ben ve sizinle çalışan diğerleri - siz o şarkıyı bilişin hatırlatıcısı olsun diye yazdınız ve şimdi ben, biz bu deneyimi yaşarken onu bir kez daha çalmak istiyorum. Videosu yok, sadece müzik. 

Gerçekte sizi bu noktaya getiren biliş için, daimi hatırlatıcı için tüm meydan okumalara rağmen, yaşamınızdaki tüm sıkıntılara rağmen, geri dönüp gitmeyi düşündüğünüz zamanlara rağmen derin bir nefes alın. O, biliş. O, sizi buraya getiren Ben'im. 

O halde hadi bilişi, bu müziğin içerdiği enerji transmisyonunu derin bir nefesle içimize çekelim.

(müzik çalar,  Hayley Westenra'dan “Quanta Qualia”)

Sizin kalbinizin şarkısı biraz önce dinlediğiniz şarkı gibi olabilir. Ve bu müziğin sözlerini ve enerjisini tercüme edersek özetle şöyle diyor: Sevgili ruh, burada benimle olabilir misin. Sevgili ruh biz yeniden birlikte olacabilecek miyiz. Sevgili ruh bizim zamanımız geldi. 

Bu, Ben Buradayım'a bir davettir. "Ben, insan, tanrısal, geçmiş ve gelecek olarak Buradayım. Ben Buradayım. Biz burada insan, tanrısal, geçmiş, şimdi olarak birlikteyiz ve bu şimdiye kadar idrak edilmedi, tekdüzeliğe kapılınıldı. Ben, biz buradayız."

Ruhun şarkısı böyle - "Ben Buradayım. Artık tekil değilim, yalnız değilim, artık herhangi bir yere giden bir yolda değilim. Ben gidecek bir yere ve bir yere varmaya ihtiyacım olmadan Buradayım. Ben Buradayım. Ve bundan sonra her şey bana gelir. Ben ona gitmeyeceğim." Sizin kahveden yaşama, enerjiye kadar ihtiyacınız olan her şey buraya gelir.

Hadi bunun ile birlikte derin bir nefes alalım.

O şarkıda biliş hatırlatılıyor.. 

Ve biz böylece Birinci Bölümü alkış ile bitiriyoruz. (izleyiciler alkışlar) 

 

Bölüm 2

ADAMUS: Ben Ben'im, Egemen Alan'dan Adamus.

Hoş geldiniz sevgililer. Bugün salonda güzel bir enerji var. Siz online izleyenlerin enerjisi de çok güzel. 

Biz bu bölümümüze bir soru ile başlayacağız tabii ki; bir soru ile. Ben sizi, siz Tobias ile yıllar önce soru cevap yaptığınızda izliyordum, hepiniz bir önceki ay ve ondan önceki ay yöneltilmiş olan aynı soruyu sormak için sırada duruyordunuz, siz daha önce sorulmuş olan soruyu buraya çıkıp sormak için umutlu bir beklenti içindeydiniz. O neden ile soruları şimdi ben soruyorum çünkü cevapları bildiğinizi biliyorum. O halde sevgili Linda lütfen mikrofonu alıp hazırlan. 

 

Ne Yeni?

Sizin yaşamınızda, geçen ayki toplantımızdan bu yana, geçtiğimiz 30, 31 günde yeni ne oldu? Hayatınızda yeni ne var? 

Başlayın, lütfen. Evet. Biz geçen toplantımızda yeniyi konuştuk. Ben size her şey yeni oluyor dedim. Artık yenilenme yok. Gezegen bir yenilenme durumundaydı, kendini devamlı tekrarlayan döngüler - evet, bir parça genişleme ile beraber, bu tıpkı biraz farklı bir şekilde giyinmeye benziyor - ama St. Germain'in Şambra'ya verdiği mesajdan kısa bir süre sonra Şubat ayında çok eğlenceli bir şey oldu. Bir şey oldu. Biz bu gezegende, sadece sizin değil ama bu gezegende her şeyin yeni olacağı bir eşiği geçtik. Bazı şeyler bir süre daha kendi yenilenme döngülerini sürdürecekler ama her şey er ya da geç yeni olacak. Bu bizim geçen ayki konuşmamızın en önemli noktasıydı. 

O zaman, sizin hayatınızda son 30 günde yeni ne var? Evet, lütfen. 

Ahh! Şimdi, Linda…

SCOTT: Sürpriz, sürpriz.

ADAMUS: Linda biz başlamadan önce senin bir açıklama yapman gerekiyor. Lucy senin açıklaman gereken bir şey var. Sevgili konuklarımız o şapka ne? Bunlar nereden? 

SCOTT: Sadece eğlenmek için bir şey.

ADAMUS:  Sadece eğlenmek için bir şey.

SCOTT: İşte yeni bir şey. Benim saçım. Ben saçımı uzatmaya karar verdim. (Adam uzun saçlı bir peruk, üzerine beyzbol şapkası takmıştır) 

ADAMUS: Evet, evet. Ama sen sanki bir grubun ya da bir organizasyonun parçası gibi olmuşsun. 

LINDA: Bekle, bekle. Sen, geçen aydan bu yana ne değişti dedin çünkü ben salona baktığım ve salonun şimdiye kadar bulunduğu en dramatik durumda olduğu açık ve belliydi. (kahkahalar) 

ADAMUS: Doğru. Neyin- devam et ve ayağa kalk lütfen - bu neyin göstergesi? İlginç bir şapka takmışsın. Şimdiye kadar olduğundan daha fazla saçın var ve birkaç şey daha, bir korsan tişörtü. Evet. Bu neyin göstergesi. Senin içindeki yeninin. 

SCOTT: Bu bütün dikkat dağıtıcılardan öte eğlenceli bir dikkat dağıtıcı. 

ADAMUS: Oh, güzel, güzel. Bu hoşuma gitti. Bu hoşuma gitti. (Scott kıkırdar) Ben seni son zamanlarda bazı siyasi mitinglerde görmemiş miydim? (kahkahalar) Evet. Sen oraya gitmeden önce senin kollarını kontrol etmediler mi? (Scott güler) Evet, güzel. Güzel. Sen bugün birini dövecek misin? Bilirsin işte suratlarına çakacak mısn? 

SCOTT: Hayır. Hayır.

ADAMUS: Hayır, hayır. 

SCOTT: Ben şapka ile verilmek istenen mesajı engelleyecektim. 

ADAMUS: Tamam, evet. "Amerika'yı Yeniden İyi yap." Güzel, güzel. Bu hoşuma gitti. Peki. hayatında yeni ne var? 

SCOTT: Oh, bir bakayım. Ağabeyim geldi. 

ADAMUS: Bu yeni değil. O daha önce de gelmişti. İşte, evet. Bu farklı. Bu bir değişiklik. 

SCOTT: Evet.

ADAMUS: Ama yeni değil. Ağabeyin harika bir adam yani. Evet, evet. Ama ne yeni? 

SCOTT: Sanırım yeni... geçen ay pek bir şeyin değişmemiş olduğu gerçeği yeni çünkü soru işareti daha da büyüdü. Daha çok belirsizlik gibi geliyor. 

ADAMUS: Evet, ben bunu söylemek konusunda emin değilim ama - öhöm - bu, makyo mu yoksa saçmalayan birini saçmalatmak mı emin değilim. (Scott güler) 

LINDA: Ohh!

ADAMUS: Hep aynı sanki ama sen demin ne dedin? Sen St. Germain'e dönüp...

SCOTT: Evet.

ADAMUS: Evet! Evet. (Adamus kıkırdar) Bu daha da hoş...

SCOTT: Eh, hayır, sanırım ben geçen ay daha fazla bir değişimin beklentisine girdim ve bu basitçe olmadı. 

ADAMUS: Daha az değişim ve bu yeni bir şey.

SCOTT: Evet. Daha fazla belirsizlik vardı, daha fazla eksiklik, daha fazla kaos. 

ADAMUS: Peki. Yani normale göre daha az değişim? Söylediğin bu mu? 

SCOTT: Hayır, eh - normale göre daha fazla değişim çünkü...   

ADAMUS: Daha fazla değişim.

SCOTT: … bu - daha önce ne demiştin? - kalıplar, yinelenen kalıplar. 

ADAMUS: Evet, evet.             

SCOTT: Sanki bir kehanet gibiydi.  

ADAMUS: Evet.

SCOTT: Ve işte şimdi kehanet yok.         

ADAMUS: Garip rüyalar gördün mü hiç?        

SCOTT: Evet. (Adamus kıkırdar) Gördüm. Şimdi hiçbirisini hatırlamıyorum.

ADAMUS: “Hatırlayamıyorum.” Evet, peki. Evet, tamam.

SCOTT: Evet.

ADAMUS: Yani yeni bir şey oldu ama sen sadece bunun hangi lanet şey olduğunu bilmiyorsun.

SCOTT: Eminim oldu, evet.       

ADAMUS: Ah, oldu. Peki.  

SCOTT: Peki. 

ADAMUS: Güzel.

SCOTT: Ne olduğunu söyleyecek misin sen?

ADAMUS: Hayır, hayır, hayır. (gülerler) Ben birazdan herkese söyleyeceğim. Elinizi sıkabilir miyim efendim? (Scott'ın ağabeyine) Evet. Seni görmek iyi oldu. Sen iyi bir aileden geliyorsun. 

LINDA: Sen onun ile daha önce karşılaştın.

ADAMUS: Spritüel ailesiyle, biyolojik ailesi ile değil. Evet. Güzel. Peki, teşekkür ederim. 

SCOTT: Peki. tabii.

ADAMUS: Teşekkür ederim. Sıradaki.

LINDA: Ahh, Jan.

JAN: Oh.

ADAMUS: Evet. Jan, geçtiğimiz 30 günde yeni ne oldu? Ayağa kalk ve söyle. 

JAN: Ben her ay daha iyi olacağım diye düşünmeye devam ediyorum ve olmuyorum. 

ADAMUS: Evet, evet. (Adamus kıkırdar) Evde çalışmayı denedin mi hiç? Bilirsin işte, mikrofonu alıp milyonlarca insanın önünde konuşuyormuş gibi taklit yapmak, sadece rol yapmak, bilirsin işte, bunun için hazır mısın?

JAN: Değilim.

ADAMUS: Değilsin.       

JAN: Bu asla benim yapacağım bir şey değil...

ADAMUS: Ben izleyicilerden biri olarak buraya gelmiş olsaydım kesinlikle yapardım.

JAN: Evet.

ADAMUS: Evet. Evet.

JAN: Öze mesaj.

ADAMUS: Evet, öze mesaj. Evet, pratik, pratik, pratik.        

JAN: Pratik, pratik. Hım, yeni bir şey.   

ADAMUS: Yeni bir şey. Otuz gün. (Adamus tik tak saat sesi çıkarır)          

JAN: Ben kendimi...      

ADAMUS: Bu iyi. Burada durabilirsin. (gülerler) burada dur sadece.             

JAN: Evet, peki. 

ADAMUS: … mikrofonu ver ve evet. Peki ama kendini buldun mu?       

JAN: Bunu nasıl yapacağım? Ben özellikle bilinçli nefes alan biri değilim.

ADAMUS: Doğru.

JAN: Ama ben bunun geçen ay giderek daha çok pratiğe dönüştüğünü keşfettim ve ben... (ağlamaya başlar) Ben, "Ben Bildiğimi Biliyorum."  ifadesini kullanıyorum. 

ADAMUS: Evet, güzel.

JAN: Geçmişte olduğundan çok daha fazla. 

ADAMUS: O güzel bir ifade. "Ben bildiğimi Biliyorum. Ben bildiğimi biliyordum." Evet. Evet. Sen aslında gerçekten bir çocuk kitabı yazabilirsin. Evet. Güzel. 

JAN: Olabilir.

ADAMUS: Evet, teşekkür ederim. Yani geçtiğimiz 30 günde bilinçli nefes değil mi? Peki. 

JAN: Bilinçli nefes ve kendime sadece Ben Bildiğimi Biliyorumu hatırlatmak. 

ADAMUS: Evet! Ve aslında bu kendine hatırlatmanın da ötesinde, düşünmen gereken bir şey - "Ben bildiğimi biliyordum" - çünkü siz bazen, "Oh, ben ne biliyorum ki?" diyorsunuz. Ama bu sadece, hayır - siz bunu bilinçli nefes ile yaparsınız, "Ben Biliyorum" basitçe orada olur. "Ben Biliyorum" ve siz daha sonra nasıl bildiğinizi düşünmezsiniz. Siz sadece bilirsiniz. Evet. Hadi bunu nefes ile beraber birlikte deneyelim. Ben biliyorummmm. (şarkı söyler)

JAN: Ben biliyorummm! 

ADAMUS: Öyle. Görüyorsun, biraz tiyatro gibi, biraz drama! Hadi ama! (kadın kıkırdar) Uyan, kendine gel! Hadi yeniden deneyelim. 

JAN: Ben biliyorummm. 

ADAMUS: İyiydi ama sen henüz operada sahne almayacaksın ama hadi bunu yeniden deneyelim. 

JAN: Tamam.

ADAMUS: Ben biliyorummmmm. Böyle. (kadın içini çeker)

LINDA: Kurbağa gibi. (bazı kıkırdamalar)

JAN: Ben biliyorummm.

ADAMUS: Peki, bir kere daha.

JAN: Bunu müzikle yapmak ister misin?

ADAMUS: Tabii. Kim çalacak?      

JAN: Ben biliyorummm.

ADAMUS: Güzel ve klima çalıştı. (kıkırdarlar) Zamanlama harika. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Ve sen şimdi onun ile rahatlarsın. Onun ile eğlenirsin çünkü "Ben Biliyorum. Ben Biliyorum" bir cümle haline geldiğinde benim birinci bölümde söylediklerimi hatırla. Artık yolu zorlamıyoruz. Hepiniz savaş yaralarınızla, dayanıklılığınızla ve kararlılığınızla gururlanıyorsunuz. (Tükürür!) Biz şimdi bunların ötesine geçiyoruz. 

LINDA: Ohh!

ADAMUS: Gerçekten tükürmedim... çok. (bazı kıkırdamalar) Siz derin bir nefes alın - "Ben biliyorum" - ve sadece ona izin verin...ta ki bedeniniz karıncalanana kadar, o aynı zamanda tüm bedeni kaplayan bir orgazma benzer. 

LINDA: Ooh!

ADAMUS: Sen sonra… daha yeni mi öyle bir şey yaşadın? (bazı kıkırdamalar)

LINDA: Sonra. Sonra.

ADAMUS: Ben, bir “Ooh! Ooh!” sesi duydum. (kahkahalar) 

LINDA: Sonra.

ADAMUS: Çok büyük bir şey değil. Bu bir "Ooh!" (kıkırdamalar artar) Siz sonunda bedeninizdeki değişimi hissersiniz çünkü siz ona izin veriyorsunuzdur. Siz düşünmüyor ve strese girmiyorsunuzdur. Siz sadece, "Ben Biliyorum. Ah! Ben Biliyorum!" dersiniz. Böyle. Peki. Devam et. 

JAN: Oh, benden bunu yapmamı mı istiyorsun? 

ADAMUS: Evet, senden bunu yapmanı istiyorum. Evet. Şaka yapıyorsun herhalde. Evet.

JAN: Evet.

ADAMUS: Evet.

JAN: Milyon kişi izliyor.            

ADAMUS: Biraz çikolata ister misin?

JAN: (kıkırdar) belki bir yardımı dokunur.

(duraklar)

ADAMUS: Merhaba Edith. Nasılsın? 

EDITH: İyi.

ADAMUS: (fısıldayarak) Onu bekliyorum.  

JAN: Biliyorum.

ADAMUS: Sen bağış sözü verdin mi?

EDITH: Evet.

ADAMUS: Güzel. O kadar çok param olsa ben de verirdim!Devam et. (bazı kıkırdamalar) 

JAN: Özür dilerim. Ben yapacağımı yaptım.

ADAMUS: O dikkat dağıtma idi.

JAN: Pardon.

ADAMUS: O, kasıtlı bir dikkat dağıtma idi çünkü sen kafana giriyorsun. 

JAN: Evet.

ADAMUS: Hadi birlikte yapalım. Ben biliyorummm. (şarkı söyler)

JAN: Herkes ile birlikte yapabilir miyim?

ADAMUS: Tabii.

JAN: Tamam.

ADAMUS: Tabii! İstediğin her şeyi yapabilirsin. Sen bir Üstatsın.

JAN: Tamam o zaman.

ADAMUS: Bunu neden daha önce istemedin? "Hey, herkes, hadi bunu birlikte yapalım!"

JAN: Hey, arkadaşlar hadi bunu birlikte yapalım. Peki bir, iki, üç. 

HERKES: Ben biliyorummmmmmm!

ADAMUS: Teşekkür ederim.

JAN: Mükemmel.

ADAMUS: Teşekkür ederim. Harika. Harika. 

LINDA: Bu arada onun Şambra oğlu Russell Anderson'ın olağanüstü yeni bir parçası çıktı - onun yaptığı müziğin türü neydi? Çok, çok eşsiz ve harika bir şey. 

JAN: Alternatif gibi...

LINDA: Alternatif.

ADAMUS: Bu nedir, benim gösterime ürün yerleştirme mi? 

LINDA: Evet, aslında öyle. Ne deniyordu? 

JAN: Alternatif rock. Evet. Onun “Liquid Lady.” diye bir klibi var. (Ç.n: Akışkan hanım)

ADAMUS: Liquid Lady.

JAN: Zaman yolculuğu konusunda ve...

ADAMUS: Oh, güzel.

JAN: … solucan delikleri ve farklı boyutlarda olmak ile ilgili. 

ADAMUS: Olağanüstü. Bir dahaki sefere getirin onu. 

LINDA: Evet, onun Şambra oğlu...

ADAMUS: Masaya koyun. Satın.        

LINDA: … Russell, onun Şambra oğlu. 

ADAMUS: Bir dahaki sefere getirin. Evet.

LINDA: Evet, evet.

ADAMUS: Evet, evet.

JAN: Teşekkürler.

ADAMUS: Teşekkür ederim. Peki. Ne yeni? Buraya kadar elimizde şehir dışından gelen bir ağabey ile nefes almayı öğrenme var. Peki. (Linda güler) 

Sıradaki. Ne yeni? Ah. Hoş geldin. Ne yeni? 

TANIA: Burada olmak.

ADAMUS: Burada olmak. 

TANIA: Kesinlikle. 

ADAMUS: Nereden geldiniz?

TANIA: Ben çok farklı yerlerden geliyorum. 

ADAMUS: Mm, bana bir ipucu ver. 

TANIA: İpucu Dallas.

ADAMUS: Dallas. Hayır, hayır. Değil, sen Dallas'ta yaşıyor olabilirsin. Ayağa kalkar mısın lütfen? Ben de kalkacağım. Ben aşağıda duracağım. (sahneden iner, bazıları kıkırdar) Dallas'tan önce. 

TANIA: Houston.

ADAMUS: Houston. Ehhh. Bir şey söyle. Ben Ben'im de. 

TANIA: Ben Ben'im. 

ADAMUS: Mikrofonla. 

TANIA: Ben Ben'im. 

ADAMUS: Sen Houstonlı değilsin. (kıkırdamalar artar) Hadi yeniden deneyelim. Nerelisin? 

TANIA: Ben Portekiz'de Lizbon'da doğdum, Basel'de büyüdüm. 

ADAMUS: Ben kendim de oraya yakın bir yerde doğdum. 

TANIA: Evet. Evet.

ADAMUS: Güzel, güzel.

TANIA: Evet.

ADAMUS: Sonra neresi?  

TANIA: Sonra Basel'e gittim...

ADAMUS: Basel.

TANIA: … Fransa. Almanya'ya yakın.

ADAMUS: Sana sarılmama izin ver. (izleyiciler "ovvv der) Fransa. Ovvv. Ohh, ohh! Fransa. Tamam. Houston'a hangi lanet sebepten dolayı gittin? (kahkahalar) Eh, buna hiç girmeyelim. Son 30 günde yeni olan ne var? 

TANIA: Otuz gün. 

ADAMUS: Otuz gün.

TANIA: Yeni?

ADAMUS: Yeni.

TANIA: Houston'dan Dallas'a taşınma, Amerikan havaalanları ve yeni bir şehir, yeni insanlar, yeni bir iş. 

ADAMUS: Bu oldukça yeni. 

TANIA: Çok yeni. 

ADAMUS: Bu oldukça yeni. Peki. Ama sen daha önce de belli ki taşındın...

TANIA: Evet ama bu şekilde değil. 

ADAMUS: … yani gerçekten yeni değil, değil mi? Bu sadece aynı eski şeylerin başka bir yere gitmesi.  Ama gerçekten yeni bir şey değil. Hımm. 

TANIA: Bu farklı. 

ADAMUS: Farklı ama yeni değil. Buraya kadar ne demek istediğimi anladın mı? 

Peki. Ben sizin yeniyi gerçekten hissetmenizi istiyorum, gerçekten yeni olanı ve fiziksel bir yerden bir yere taşınmak - gerçekten yeni bir şey değil - bu sadece taşınmak - bunun neden olduğuna gelince çünkü başka düzeyde başka bir şey değişiyor. Bu dış dünyanın değişmesine neden oluyor çünkü bu içinizdeki yeni bir şeyden kaynaklanıyor. 

TANIA: Sanırım, bu, aynı zamanda her şey ile bağlantıda olmak demek.

ADAMUS: Evet, evet.

TANIA: Evet. Senin farkındalık dediğin şey.    

ADAMUS: Evet ama spesifik bir şey. Bir şey var. Senin bunu hemen şimdi hatırlaman veya söylemen gerekmiyor ama sanki senin içinde aniden bir anlayış meydana geldi. Yeni bir şey. 

TANIA: Ben buraya sana, bana bu konuda yardım etmen için geldim. 

ADAMUS: Ahh! Benim söylememi istiyor. Peki. Sen geçmişinden pek çok şeyle derinden bağlantıdaydın - geçmiş yaşamları kastediyorum, hatta bu yaşamında da aynı alanda kaldın, aynı bölgede, aynı bağlantılarla ve içinde bir süre önce bir şey, "Benim bütün bunlarla işim yok." dedi. 

TANIA: Evet.

ADAMUS: “Ben arkadaşları, aileyi, her şeyi salıvereceğim." Bu yeni. 

TANIA: Bu sadece oldu. Ben bir şey yapmadım.  

ADAMUS: Ah! Ah! Ahhh! Ahh! Ah! Ve aslında söylenecek en mükemmel şey bu - "Benim bir şey yapmama gerek olmadı, sadece oldu." Kesinlikle ve yeni tam olarak bu yönde. Sadece olur. İnsan der ki, "Eh, benim ne yapmam gerekiyor? Planlama nasıl olacak? Benim oturup meditasyon yapmam ve şarkı söylemem ve bunun gibi şeyler mi yapmam gerekiyor?" Sadece olur. Ve ben sizin hepinizin bunun farkında olmasını istiyorum. Siz, "Eh, bilmiyorum. Sadece oldu." diyorsunuz. Hayır, siz - olmasına izin verdiniz. Bu, yeni. Bu, gerçekten yeni. Peki. (bazı kıkırdamalar) Güzel. Teşekkür ederim. Buraya geldiğin için memnun olmadın mı? (bazı alkışlar) 

Peki, birkaç yeni daha. Neler yeni? 

LINDA: Peki, bir bakayım. Oh, işte, ben bunu merak ediyorum.

ADAMUS: Ah, evet. Ah! Ne yeni? Bugün iyi bir yere oturmuşsun. 

ŞAMBRA 1 (kadın) : Öyle yaptım. 

ADAMUS: Buraya erken mi geldin? 

ŞAMBRA 1: Buraya erken gelen arkadaşlarım oldu. 

ADAMUS: Ohh! Ohh! Senin için sandalye ayıran insanlar mı var? 

ŞAMBRA 1: Evet. 

ADAMUS: Burada buna izin veriliyor mu? 

LINDA: Hayır!

EDITH: Evet.

ŞAMBRA 1: Ben buraya oldukça erken geldim. 

ADAMUS: Oldukça erken. Peki. Peki. O zaman bırakalım. 

ŞAMBRA 1: Peki. 

ADAMUS: Çünkü ben aslında senden şunu isteyecektim - arka tarafa oturabilirsin. 

ŞAMBRA 1: Tamam. 

ADAMUS: Evet, güzel. Ne yeni? 

ŞAMBRA 1: Ben bütün bu yaşamlardan sonra yeni bir şey konusunda bir potansiyelin olmasından dolayı heyecanlandım. 

ADAMUS: Peki. Bunu sevdim. Heyecanlanmış. 

ŞAMBRA 1: Evet. 

ADAMUS: Peki hangi konuda heyecanlandın? 

ŞAMBRA 1: Eh, sonra ben, benim yapamayacağım bir şeyin nasıl olacağını merak etmek ve imgelemek istiyordum.

ADAMUS: Oh.

ŞAMBRA 1: Ama en azından bir potansiyel var. 

ADAMUS: Oh. Eh, sen yeni bir şey için heyecanlanmıştın...

ŞAMBRA 1: Potansiyel...

ADAMUS: … ama sen bunun ne olduğunu bilmiyordun. 

ŞAMBRA 1: ...bu kadar yaşamdan sonra yeni şeyler.

ADAMUS: Yeni şeyler. Peki. Yani sen yeni için heyecanlanmıştın, yeni bir şey oldu mu peki? 

ŞAMBRA 1: Farkında olduğumdan değil. 

ADAMUS: Ooh, lanet olsun!

ŞAMBRA 1: Pardon. 

ADAMUS: Diyor ki, "Farkında olduğumdan değil." Farkında. 

ŞAMBRA: Tamam. 

ADAMUS: Farkında ve bu bizim bugün konuşacağımız konu ile de ilgili. İnsan sadece aynı eski usule göre yapmaya devam ediyor, aynı eski şeyler ve o nefesin bilincinde olmayı hoş bulsa da bu yeni değil veya değişim şimdiye kadar meydana gelen en fazla değişim olsa da, bu yeni değil, bu hep olur ve insan bunu, "Eh, ben farklı bir yere taşındım. Bu yeni." sanır. Bu aynı eski döngü sadece ayarı biraz daha farklı.O nedenden dolayı ben sizden gerçekten yeni olanın farkındalığına varmanızı istiyorum. 

Peki, yani sen yeni konusunda heyecanlanmıştın. Sen yeni bir şey meydana geldiğini düşünmedin çünkü sen oraya bakıp, "Nerede o? Nerede o?" diyorsun çünkü sen hayatında yeni bir şey istiyorsun çünkü hepiniz aynı eskiye sıkışmaktan yoruldunuz. Bilirsin işte, eğlenceli bir yer orası. Sen gerçekten de aynı eskiye sıkışmaktan yoruldun ve ben "Hanginiz bir başka yaşamda geri dönmek istiyor?" diye sorduğumda herkes, " “Oh, oh. Hayır.” diyor. (bazı kıkırdamalar) 

ŞAMBRA 1: Doğru. 

ADAMUS: Ama ben, "Eh, aydınlanma için şimdi hazır mısınız?" diye sorduğumda, "Eh, uh, hım." oluyor. Yani biz bir tür ikilem dönemindeyiz. 

ŞAMBRA 1: Doğru. 

ADAMUS: Peki. Yani yeni bir şey oldu. (kadın onu sorgularcarsına bakar, Adamus kıkırdar) Yeni bir şey ve yeninin illa dışsal olması gerekmiyor. Senin içinde bir değişim oldu.

ŞAMBRA 1: Evet. 

ADAMUS: Peki. Bunun ne olduğuna dair herhangi bir fikrin var mı?

ŞAMBRA 1: Sanırım...

ADAMUS: Daha net konuşur musun...

ŞAMBRA 1: Tamam.  

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 1: Ben, benim kendi realitemin yaratıcısı olmam konusunda biraz daha net oldum. 

ADAMUS: Evet, eh, tam olarak değil. Ama bilirsin işte ve ben bunu tamamen onur ve saygıdan söylüyorum ama biraz daha net hale geldiğini düşünen insan. Hayır. Gerçekte öyle değil. Gerçekte öyle değil. İnsan her zaman olduğu gibi yine net değil ve insan hala bütün bunları çözmeye çalışıyor ve bunu yapamayacak. Ve insan hala burada telafuz ettiğimiz sözcükleri alıp insanlaştırmaya çalışıyor ve bu olmayacak. Bunu size birazdan anlatacağım. Ben bunu şimdi açıklamak istemiyorum.

ŞAMBRA 1: Peki. Teşekkür ederim. 

ADAMUS: Tamam. Ben iki kişi daha istiyorum, biz bundan sonra büyük açıklamayı yapacağız. 

LINDA: Büyük açıklama mı? Peki, bir bakayım. 

ADAMUS: İki tane daha. Ama belki biri anlar...

LINDA: Peki.

ADAMUS: … ben vermek zorunda kalmadan. 

LINDA: Anlamak mı? 

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 2 (kadın): Ben öz-güven eksikliğim konusunda büyük bir değişim yaşadım ki o büyük oranda halloluyor. 

ADAMUS: Güzel.

ŞAMBRA 2: O yüksek bir duvar değil artık diz boyunda. 

ADAMUS: O hala bir duvar. 

ŞAMBRA 2: O hala bir duvar. 

ADAMUS: O hala bir duvar. 

ŞAMBRA 2: Ama o yüksek şey önceki kadar yakın da değil. 

ADAMUS: Peki sen - bir saniye araya girebilir miyim? Girdim. 

ŞAMBRA 2: Evet. Daima. 

ADAMUS: İşte, ah, "itirazları" kullanmayı bırakalım. İnsanlar "itirazlardır" ve tanrısal Üstatlar "ve"dir. (kadın kıkırdar) Öyleler! İnsanlar sadece büyük "itirazlardan" ibaretler. Daima bir "ama" vardır. "Ve." O zaman hadi...

ŞAMBRA 2: Sorun...

ADAMUS: Çoğunuz, "Oh, St. Germain'i daha çok beğeniyorum." diyor. Ve bu tıpkı...

LINDA: Evet, evet. Onu geri getir.

ŞAMBRA 2: Buna amin denir!

LINDA: Nerede o?    

ADAMUS: Amin. Bilirsin işte ama işte bunun sırrı. Sır "ve". 

ŞAMBRA 2: Ve.

ADAMUS: Her ikisi değil. Ben "ve"yim. Bu sadece, bilirsin işte, bir St. Germain şimdi bir de Adamus değil. Bu bir "ve".

ŞAMBRA 2: Kesinlikle. 

ADAMUS: Bu bir "ve" ve siz de öyle olabilirsiniz. 

ŞAMBRA 2: Bu bütünüyle de daha yakın.

ADAMUS: Kesinlikle. Yani sen gerçekten de "ama" yoluna çıktığın zaman hedefine yönelmiş olursun. 

ŞAMBRA 2: Evet. 

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 2: Ve ben hala amalara sahibim. 

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 2: Öz-güven eksikliği halloluyor. Ben kim olduğuma çok daha yakınım. Ben bunu görüyorum. Ben bunu hissediyorum. Şurada, burada birkaç "ama" var. 

ADAMUS: Birkaç duvar, birkaç ama. Evet.

ŞAMBRA 2: Ama onlar normalde olduklarından daha azlar. O kadar çoklar ki ve ben çok daha yakınım ve ben onu hissediyorum ve ben hiç olmadığı kadar kim olduğumla ve nerede olduğumla ilgili olarak çok daha mutluyum. 

ADAMUS: Tamam. (bazı alkışlar) Güzel. Güzel. Ben buna her şeyden daha çok inandım. (küçük bir miktarı işaret eder) 

LINDA: Aghhhh!

ADAMUS: Hayır, hayır, hayır! Ben sadece - hadi sadece - ben bunu size açıklayacağım. Ben bunun bir kısmına inanıyorum çünkü ben sizlerden bazılarınızın daha iyi hissettiğine inanıyorum ve duvarlar daha kısa ve "ama"lar daha az. Onlar hala oradalar. Ve ne biliyor musunuz? Onlar bir yere gitmeyecekler ve bu iyi. 

Biz duvarları yıkmaya ve "ama"ları havaya uçurmaya çalışmayacağız. Biz basit-...(ikisi de gülerler) Biz basitçe diyoruz ki, "Biz bu insan şeylerine sahibiz. Bizde şüphe eden, güvenmeyen, paranoid şizofren olan, deli ve bir inancı olan insan var." (kadın kıkırdar) ve...

ŞAMBRA 2: Ve bu benim yaşadığım çevrede bazı insanlara dokunuyor. 

ADAMUS: Evet, evet. Evet! Ve bu iyidir. Görüyor musun, sen bir kimlik oluşturduğun her seferinde, "Ben aslında hiç hoşlanmadığım  bu kişi olmayı deneyimliyorum ve ben o kişinin ötesine geçmek için çalışıyorum ve ben yolumu düşüneceğim, ben yolum için dua edeceğim, ben o kişi olmayacağım." demen eğlenceli bir oluyor. 

ŞAMBRA 2: İşe yaramaz. 

ADAMUS: İşe yaramaz. Sen o zaman giderek olmak istemediğin o insan haline gelirsin. O halde senin yapacağın şey derin bir nefes almak ve "Ah! Ben o kişiyim..." demek. 

ŞAMBRA 2: Ve. 

ADAMUS: Ve! Ve sonra aniden daha önce gördüğünüz videodaki görüntüdeki gibi aniden bir mumun yerine iki mum olur. "Oh! Oh! Ben de tanrısalım." Sonra başka bir mum, "Vay! Ben uzaylı bir yaratığım." Ve başka bir mum, "Oh! Ben müthiş bir aktörüm." Ve başka bir mum,"Ve ben bu sefil varlığım ama ben bu rolü oynarken eğleniyorum." Siz aniden özgür olursunuz. Siz tekil olmayı bırakırsınız - "Ben duvarlarım üzerine çalışlıyorum. Ben duvarlarımı alçaltıyorum. Ben "ama"larımı azaltıyorum..." Bilirsiniz işte...

ŞAMBRA 2: Ben duvarın üzerinde duruyorum. 

ADAMUS: Kesinlikle. Biz o nedenle "ve" ye gidiyoruz. Sihir bu. Özgürlük bu. Sen o zaman o duvarlı, amalı insandan hoşlanmış olduğunu anlayacaksın. "Eh, bu şüphe ve korku ve anksiyete ve dehşet ve bunun gibi her şey ile doldurulmuş ilginç bir yaratımdı. Bu heyecan verici ve ben de tanrısalım. Ben de büyük bir aktörüm. Ve, ve, ve." görüyorsun işte.

ŞAMBRA 2: Evet. 

ADAMUS: Bu yeni.   

ŞAMBRA 2: Evet!

ADAMUS: Bu yeni! Ben yeni diye zil çalmak istiyorum - ehh-ehh-ehh!

ŞAMBRA 2: "Ve"ler şimdi burada hiç olmadığı kadar fazla.

ADAMUS: Evet! Evet, kesinlikle. Ve cevap da bu. 

ŞAMBRA 2: Şirin. 

ADAMUS: Peki.

ŞAMBRA 2: Çok şirin. 

ADAMUS: Çok şirin. Sıradaki. Bir tane daha ondan sonra açıklamaya geçeceğiz. Linda mikrofon ile dolaşıyor. Oh, doğrudan David'e gidiyor. David, yeni ne var?

DAVID: Yaşamımda daha çok zarafet var.

ADAMUS: Evet. Bu nereden kaynaklanıyor? Yani bu nasıl çalışıyor demek istiyorum.

DAVID: Umm … (duraklar)

ADAMUS: Dikkat et, sen burada makyo alanına yaklaşıyorsun.

DAVID: Yaklaşmak. (bazı kıkırdamalar)

ADAMUS: Tam o ince çizginin üzerinde kayıyorsun.

DAVID: Evet, evet. Hatta belki onu geçmişimdir bile. Evet.

ADAMUS: Ama ben kimim ki makyoyu telafuz edeyim. 

DAVID: Evet.

ADAMUS: Ama ben aynı zamanda samimiyeti de hissediyorum. Peki, hayatına zarafet nasıl geldi?

DAVID: Şu diyebileceğim bir şey yok.           

ADAMUS: Ne de sen bunu istiyorsun. (Linda güler) Devam et.

DAVID: Ve bu bilişten fazla bir şey.

ADAMUS: Tamam. Ama bana bir örnek ver. Geçen ay zarafet geldi, bu kendisini senin günlük hayatında nasıl gösterdi?

DAVID: (duraklar) Ben birkaç hafta önce ayarlanabilen, elektrikli bir testere aldım ve ben böylece ağaçlarımın budamasını ve çevrenin düzenlemesini yaptım ve testere beni biraz korkuttu ama ben bundan keyif aldım ve o sadece akıştaydı. 

ADAMUS: Uçurumun kenarında yaşamak gibi bir şey bu. 

DAVID: Evet.

ADAMUS: Evet. Evet. Motorlu bir...

DAVID: Evet, elektrik, rrrrrrr…rrrrrr… (motor sesini taklit eder)

ADAMUS: Elektrik. Peki. Doğru, doğru. Evet. Vay. Bunun için bir belge alman gerekti mi?

DAVID: Hayır.

ADAMUS: Ama neredeyse.

DAVID: Evet.

ADAMUS: Neredeyse.

DAVID: Ama bu benim kaçındığım bir şey ama ben sadece devam ettim ve her nasılsa yaptım.

ADAMUS: Doğru lanet olası.

DAVID: Ve aslında daha sonra, bunu yapmak hoşuma da gitti ve bu bir değişimdi. 

ADAMUS: Evet. Güzel. Güzel yani. Bu çok güzel yeni. Evet. Zarif, bir zarafet şekli diye düşünüyorum. 

DAVID: Eh, geçmişteki direnç artık orada değildi.

ADAMUS: Senin yaptığın şey sadece takmamaktı değil mi? 

DAVID: Eh, ben zevk aldım. Evet.     

ADAMUS: Güzel. Bu hoşuma gitti. Bu hoşuma gitti. Keyif aldığın bir şey yapmak sana biraz heyecan verir. Peki. Güzel. Teşekkür ederim. Herkese teşekkür ederim. 

İşte elimizde geçen ayın yenileri ile ilgili bir kombinasyon var - şehir dışından gelen ağabey, nefes, testere ile ağaçları budamak ve bunun gibi birkaç şey daha. 

Ben yeni ne var diye sordum çünkü zihin eskiye gidiyor. Yeni ne var? "Eh, valla, ben yeni bir kıyafet aldım." Siz daha önce defalarca yeni bir kıyafet aldınız. Çoğunuz. Bazılarınız hala aynı şeyleri giyiniyor. Ama siz diyorsunuz ki, bilirsiniz işte, "Ben taşındım." Bu oldukça normal ama taşınmanın altında yatan sebep ne idi? Sen daha önce de çok taşındın. Bu kendi içinde yeni değil. Sen bir şeyi biraz daha farklı deneyimledin, bu durumda bu oraya gitmenin zarafeti sanki. Ama ben bunu Adamus'ın yeni listesine koymazdım. 

Sizin hayatınızda meydana gelen yeni şu anda tespit edilemez durumda, o konudaki farkındalık oldukça az çünkü o, o kadar güzel, basit, çabasız içsel bir düzeyde gerçekleşiyor ki. Ve sizin, bir dereceye kadar herkesin yenisi kendi yolundan biraz çekilmek oldu. Kolaylaştırmak. "Ama"dan çıkmak ve "ve"ye girmek. (bazı kıkırdamalar) 

SART: Evet! (bazı kıkırdamalar)

ADAMUS: Biraz rahatladınız. Kendi yolunuzdan çıktınız. Bu yeni.   

Siz defalarca - nasıl denir - biraz rahatlamayı ve her konuda bu kadar şizo, gergin, endişeli olmamayı denediniz. Bu çok uzun sürmedi. Ama geçen ay her biriniz kendi yolunuzdan çekilme konusunda kendinize sadece küçük bir parça izin verdiniz. 

Öncesinde üzerinde çok düşünüldü. Biz Ben'im, tanrısal olan konusunda konuştuk ve bu konu da çok düşünüldü, "Peki, hadi olmasına izin verelim." Ama bu düşünceydi. Bu aslında onu yapmak değildi. Ve geçtiğimiz 30 gün devamlı dürtmeyle, afallamayla, birçok uzun geceyle geçti, bizim hani 2:30'da, "İşe gitmen gerekse de gerekmese de uyanık olacağım" dediğimiz gecelerden, siz onun nasıl bir şey olduğunu hissedebilmek için, onun iyi olduğunu, tüm bunları insanın kontrol etmediğini bilebilmek için, yeterince salıverebilir misiniz, sadece o küçük ışık parçasının içeri girmesine izin verebilir misiniz. Bu büyük bir adım. Bu yeni. 

Biz bu konuda çok düşündük, çok tartıştık ama bunun ile ilgili bir deneyim yaşamadık. Bu önemli. Siz belki de insan haliniz ile, "ama" haliniz ile bunu idrak bile etmediniz. Siz farkında olmayabilirsiniz ama sonrasında şeyler değişmeye başlar sanki başka bir lokasyona hareket ediyormuş gibi, sanki biraz farklı bir şey deniyormuş gibi. Bu yeni değil; bu yeni olanın bir sonucu ya da tezahürü. Değişmeye, değişime istekli olmak tamam ama bu kendi içinde yeni değil. Yeni bir an için salıvermek. Salıvermek. Bu büyük bir şey. Bu önemli. 

Sizin deneyimlemeye başlayacağınız yeni genellikle tespit edilemez. Ben buna birazdan değineceğim ama o sonuçta zihinden kaynaklanmaz. Yeni sizin içinizdeki çok farklı bir yerden kaynaklanır, siz neler olduğunun, yeni olanın farkında bile olmayabilirsiniz.  

 

Bir deneyim

Şimdi, bu yeni, sizin aslında hiçbir zaman kendinize deneyimlemek için izin vermediğiniz bir şey demek. Ve ben bunu burada göstermek istiyorum. Ben bunu göstermek istiyorum - bugün bizim üç deneyim günümüz - o nedenle bunu göstermek istiyorum. Ve herkes lütfen ayağa kalksın ve ön tarafta oturanlar arkadaki sandalyelere geçsinler. Lütfen herkes önündeki sandalyeye tutunsun. Tutunun - sadece ellerinizi koyun. Ellerinizi geçirmeniz gerekmez sadece ellerinizi üzerine koyun. Arkaya gidenler sadece kendisine tutunacak bir sandalye bulsunlar. 

(uğultu sesi başlar) 

Şimdi güzel, derin bir nefes alın. Ve ben sizden - bu sadece deneyim gibi bir şey - ben sizden bir anlığına siz o sandalyeye tutunurken, o sandalyenin sadece arkasına tutunurken yaşamınızın çoğunu tutunarak geçirdiğinizi imgelemenizi istiyorum. Bir şeye tutunmak - geçmişinize, bir iş ya da aile gibi şeylere tutunmak. Ve bizi online izleyenler, lütfen, evet, kalkın ve sandalyenizin arkasına geçin.

Çoğunuz hayatınızda en değerli varlıklar olarak gördüğünüz ve kimliğiniz diye adlandırdığınız şeye tutunuyorsunuz - dayanıklılığınıza, adanmışlığınıza, kararlılığınıza, zekanıza, azminize. Siz bu şeylere tutunuyorsunuz çünkü sanki bir kuvvet, sanki sürekli olarak size doğru esen bir rüzgar  varmış gibi bir his var. Sizin tutunmanız gerekiyor. 

Siz bazen gerçekten sıkı tutunuyorsunuz. Bu çok fazla, ben bunu sizde, siz fiziksel bir travma geçirdiğinizde görüyorum, siz gerçekten sıkı tutunuyorsunuz. "Ben sağlığıma tutunmalıyım." Ben bedenime tutunmalıyım. Ben bu hastalığın beni ele geçirmesine izin veremem. Benim fiziksel dengeme tutunmam gerek çünkü insan doğamın en temel parçası olarak bende bu var. Benim tutunmam gerek."

Size doğru esen bu rüzgar, size gelen bu kuvvet - yaşamın kendisi, işler, faturalar, ödemeler, para biriktirmek, masana yeterince koymak - "Benim tutunmam lazım." 

Siz bazı günlerde gerginliğinizi atsanız da elleriniz hala sandalyede olmuş oluyor. Siz sakin olduğunuz günlerde, "Oh, iyi bir ay geçirdim çünkü duvar biraz daha kısaldı. Ben biraz daha gevşek tutuyorum." diye düşünüyorsunuz ama sizin eliniz hala tutunduğunuz şeyin üzerinde duruyor. Siz hala size tutunuyorsunuz, düşüncelerinize, bedeninize, kimliğinize çünkü size devamlı o enerji dalgası geliyor, rüzgar gibi geliyor o size ve hatta bazen o rüzgar bile diniyor ve siz rahatlıyorsunuz ama rüzgar aniden yine esmeye başlıyor ve sizin yeniden tutunmanız gerekiyor. O zaman ne oluyor? Siz sonunda hep tutunuyorsunuz. Siz inançlara ve spritüel bilgiye ve materyallere bile tutunuyorsunuz. 

Ben sizden hemen burada, hemen şimdi bir şey idrak etmenizi istiyorum. O rüzgar, o enerjinin uğultusu aslında ön taraftan gelmiyor. O aslında arka taraftan geliyor, sizin arkanızdan. Yerçekimi o. Enerji. O, kitle bilincinin vakumu ve siz bunca zamandır onun yüzünüze esen rüzgar olduğu düşüncesine tutunuyordunuz.

Aslında bunu yapan çekim. Bu bir itme değil. Ve siz ne kadar direnç gösterirseniz, ne kadar tutunursanız o çekim, o emiş, bedene geri çekiliş, tekilliğe geri çekiliş, zihne geri çekiliş, eskiye çekiliş o kadar yoğun olur. Olan budur. 

(duraklama) 

Eski... ve o sizin arkanızda, önünüzde değil. O sizi içine çekiyor, o sizi öne itmiyor.

(duraklama) 

Ve ben şimdi sizden bugün söyleyeceğim en önemli şeyi idrak etmenizi istiyorum. Bu sizin için drak etmesi veya gerçekten hissetmesi ve anlaşılması biraz zaman alacak yeni bir şey; ancak ben size o enerjinin kuvvet dolu olması gerekmediğini de belirtiyorum. Enerjinin önde veya arkada, yukarıda veya aşağıda herhangi bir kuvvete sahip olması gerekmez.  . Elinizi sandalyeden çekebilirsiniz, parçalara ayrılmayacaksınız. 

 

Kuvvetsiz Enerji

Enerjinin herhangi bir kuvvete sahip olması gerekmiyor. Bunu bir anlığına hissedin. 

Siz enerjinin o kesintisiz korkunç cehennem sesine, o uğultuya, o gürültüye bu şekilde uyumlandınız çünkü siz ona ayarlandınız. Siz ondan geldiniz. Siz aslında sizi o kadar zamandır arkanızdan iten şeyi tıpkı bir rüzgar gibi önden geliyor diye kabul ettiniz ama şimdi bir anlığına durun. 

Yeni olan şu, enerjinin kuvvete sahip olması gerekmiyor. O bunu diğer insanlar için de yapabilir. Onlar o uğultuda o kesintisiz, neredeyse dayanılmaz gürültüde yaşayabilirler. Ben sizden şimdi zerafet içindeki enerjiyi hissetmenizi istiyorum. (klima fanı çalışır) Klimayı kapatın lütfen. Zarafet içindeki enerjiyi hissedin...

Kolay. Sessiz. Sakin. Sizi itmez, sizi çekmez. Sizin için direnç gösterecek bir şey olmaz. 

Herkes enerjinin kuvvete sahip olduğuna inanıyor ve sizi onlardan ayıracak olan şey bunun böyle olmadığına dair olan farkındalığınız olacak. Bu enerjinin orada olmadığı anlamını taşımaz. Gidip oturabilirsiniz. 

Bu, enerji mevcut değil anlamına gelmez ve birçok insan böyle düşünecektir. "Ben bir şey hissetmiyorum. Ben önümde veya arkamda sürekli bir baskı hissetmiyorum. Ben bir şey hissetmiyorum o neden ile benim dramıma, enerji olduğuna inanmam için o gürültüye geri dönmem gerekiyor ve bu doğru değil. Bu o kadar basit ve temel bir şey ki ama bunu henüz birkaç kişi idrak edecek. Onlar o gürültünün içindeler. 

John, o gürültüyü bir daha çal. Ben sizden sadece o sesi duymanızı istiyorum. Bu ses - ve ben bu insan bilinci uğultusunu temsil eden sesi bulmak için Cauldre ile arka arkaya, arka arkaya parçalar dinledim. (uğultu yeniden başlar) Biraz açın.  

(uğultu yüksek sesle verilirken duraklama)

İşte böyle bir şey. İnsanlar her gün bunun ile yaşıyor. Ben bu tam olarak o ses demiyorum ama enerjinin kesintisiz sesi ona benziyor. Ve sonra onlar asıl meselenin bu olduğuna inanırlar ve onlar daha çok gürültü yaratarak daha çok enerji çekmeye çalışırlar. Ve bu yeterli geldiğinde onlar daha çok gürültü yaratmaya çalışırlar. Onlar bu uğultulu, gürültülü, neredeyse cehennem gibi olan bu durumda yaşamaya o kadar alışırlar ki bunun gerçek olduğunu sanırlar. Onlar o kadar alışırlar ki ses biraz yükselip alçaldığında onlar, "Eh, bu yeni. Bu ay yeni bir şey oldu, gürültü biraz azaldı." O yine de gürültü. O hala gürültüde yaşıyor. 

Enerji - bunu hatırlayın, bunu yazın lütfen - enerjinin gerçek olması  için kuvvete ihtiyacı yoktur. 

LINDA: Enerji…

 

ADAMUS: Enerjinin gerçek olması için kuvvete ihtiyacı yok. Enerjinin o kadar gürültülü olması gerekmiyor. Enerjinin gerçek olması için kuvvete ihtiyacı yok, ekrana lütfen. O sessiz olabilir ve hala buradadır ve hala aynı miktardadır. O nazik ve zarif olabilir ve hala buradadır, hala vardır ama şimdi daha zengindir, sizin yaşadığınız seslerin hepsinden daha çok boyutludur. Ve o ses sizin kafanıza girer ve o ses düşüncelerinizdedir ve sonra sizin düşünceleriniz geçmişe çekilir. Ve siz bunca zamandır onun bu şekilde gelen bir baskı olduğunu düşündünüz ama öyle değil. O düşünen herkesi, onlara doğru esen bir rüzgar olup kandırıyor ve komik olan şu ki siz onun ile önde mücadele ederken o sizi arkadan çekiyor. 

Enerjinin gerçek olması için kuvvete ihtiyacı yoktur. (Linda yazmaya çalışır) Sorun mu var? (bazı kıkırdamalar) 

LINDA: Ben oradan biraz çıktım.

ADAMUS: Biraz çıktın.    

Bu mantıklı mı? (bazıları "Evet" der) Evet ve hayır. Bu bir "ve". Bu, "ve". Siz bugüne dair, bu aya dair hiçbir şey hatırlamasanız da bunu hatırlayın. Sizin bundan sonra devam edeceğiniz hayatınızda enerjiyi zorlamanız gerekmiyor. Ama herkes bu şekilde eğitilmiş, herkes böyle hipnotize edilmiş ve o herkesi kendine çekiyor. Onlar yaşamlarında bir şey yapmak istediklerinde büyük bir projeleri olur, "Peki, o sesi duymalıyım ve gürültüye gürültü katmalıyım." ve  gürültü zihninize girer ve gürültü yaşamınıza girer ve sonra siz bir şey yaptığınızı sanırsınız ve siz yeni bir şey yaptığınızı sanırsınız çünkü gürültü her zamankinden fazladır. Öyle değil. Öyle değil. 

Siz zarif olan enerji, size zarifçe hizmet eden sessiz enerji ile olarak enerji gürültüsünü kullanan birinden yüz kat daha başarılı olabilirsiniz. Ve o sizi bitkin düşürmez. O sizin bedeninizi yıpratmaz. O sizi düşündürmez. O sizin şüpheye düşmenize neden olmaz. 

Ses sizin şüpheye düşmenize neden oluyor ve işin eğlenceli yanı ses birçok insanın düşündüğü yerden gelmiyor. Enerjinin gerçek olması için kuvvete ihtiyacı yoktur. 

Bunun ile olun. 

Enerji nazik olsa da yine de genişleyebilir. Enerji herhangi bir şekilde bir sese sahip olamaz ve o eski  bilincin sesinden çok daha dinamiktir ve bu yeni. Siz bu tarafa doğru gidiyorsunuz. O, orada. Siz onun düşünemezsiniz. Yani bu konuda düşüncelerinizi şekillendiremezsiniz çünkü siz o zaman gürültüye geri dönersiniz. Bu da ilginç bir çelişki değil mi? Siz o zaman doğrudan gürültüye dönersiniz.

Hemen şimdi bu anın içinde derin bir nefes alın. 

Kuvvet yok. Ben'im böyle. 

Direnç gösterecek, mücadele edecek, tutunacak bir şey yok. 

Ve zihin, "Ama ben bir şey hissetmiyorum." der. "Kapa çeneni zihin. Sen o eski gürültüyü hissetmiyorsun. Kapa çeneni zihin çünkü ben ona girdiğim anda hemen yeniden gürültü tarafından çekiliyorum." 

Enerjinin kuvvete ihtiyacı yok, telaşa ihtiyacı yok, gürültüye ihtiyacı yok ve siz tam anlamıyla yaratıcı olabilirsiniz, siz kesinlikle istediğiniz şeyi inşa edebilirsiniz, istediğinizi başarabilirsiniz, gürültü olmadan olmak istediğiniz kişi olabilirsiniz. O tam olarak burada, enerji her yerde, size hizmet etmek için hazır vaziyette. 

Gürültü olmadan yaşamak

Sizin yenide ilk fark edeceğiniz şey gürültünün azalması olacak. Siz kendi yolunuzdan çekildiğinizde fark edeceğiniz ilk şey - eğer kendinizi biraz açarsanız, "ve"ye izin verirseniz, endişe etmeye bir son verirseniz, o koltuğa tutunmaktan vazgeçerseniz - siz ilk önce bunun gürültülü bir şey olmadığını fark edeceksiniz. "Eh, burada hiç bir şey çalışmıyor. Ben doğru yapmadım çünkü gürültü olmadı. Benim yapmam gereken..." Hayır. Eğer durup ona izin verirseniz,o, orada olur. 

Eskisi gibi olmayacak. Hiçbir şey çınlamayacak ve gürültü çıkarmayacak ve o sizin kafanızı çok iyi yapmayacak. Bilirsiniz işte, siz buna bağımlısınız, "Hadi bugün zihinsel olarak kafayı bulalım." Ben sizin kullandığınız maddeler hakkında konuşmuyorum; Ben, "Hadi kafayı iyi yapalım. Hadi hepimiz coşalım, hareket edelim, canlanalım, heyecanlanalım." demeniz hakkında konuşuyorum. Bu bir tür bağımlılık. Bu gürültü. Bu sadece daha fazla gürültü ve siz sonra hemen depresif sese kayarsınız. Bunların hiçbirisi değil. Şimdi kuvvet olmadan, gürültü olmadan oluyor. 

Bunun tezahür ettiği ilk yer aslında sizin zihniniz, düşünceleriniz olacaktır. Dışarıdaki hayatınız değil ama siz izin verdiğinizde, kendi yolunuzdan çekildiğinizde, insanın yolundan çıktığınızda, "ama"larınızı bıraktığınızda ve "ve"ye girdiğinizde ilk olarak düşüncelerinizin farklı olduğunu fark edeceksiniz. Düşünceler daha az gürültü çıkarıyordur. Ben dramlardan bahsetmiyorum. Ben heyecana karşı depresyondan bahsetmiyorum. Bunların hepsi gürültünün seviyeleri. Depresyon bir ses düzeyidir, depresyon geçirenleriniz bunu mutlaka anlayacaktır. Ben düşüncelerden bahsediyorum. 

Zihninizi imgeleyin. Orada hep bu düşünceler vardır ve o her zaman, her şeyi çözmeye çalışır ve o daima tutunmaya çalışır ama sizden ışık dalgaları yayılacak ve siz, "Eh, bu biraz farklı oldu. Burada neler olduğuna şaşırıyorum." dersiniz. Ve zihin der ki, "Oh, buna bir son versen daha iyi olacak. Bu tehlikeli. Bu tehlikeli bir aktivite ve siz de, "Hayır. Onlar ışık huzmeleriydi. Ve bilirsin işte, onlar, onlar gürültülü olmayan düşüncelerdi. Onlar düşünceydi ama kendilerini sorgulamıyorlardı." dersiniz. 

Kendisini sorgulamayan bir düşünce. Görüyorsunuz işte, sizin şu an sahip olduğunuz her düşünce kendisini sorguluyor. Bir girdabın açılması gibi sizde aniden bir düşünce oluşacak, "Oh! Bu düşünce kendisini sorgulamadı. Bu farklı. O düşünce hayvanat bahçesinden firar etmiş! Vay! ve sonra siz kendinizi sorgulamaya başlarsınız. 

Ama biz bugün konuştuklarımızdan yola çıkacak olursak o zaman siz, "St. Germain bu konuda konuştu” – hayır Adamus'tı – Adamus gürültü olması gerekmediğini söyledi." dersiniz. Belki olay budur. Vay! Ben belki biraz daha kendimi açarım. Ben belki de burada olan şeyin, bu insan şeyinin tek şey olmadığını fark etmeye başlayacağım. Ben belki de bunun, altından kutsal bir meleğin iniş yapıp, benim bedenime nüfuz ederek, beni aniden dönüştürüp benim ruh eşim ve benim partnerim haline geldiği bir şey olmadığını fark etmeye başlayacağım..." Hayır, bu sadece orada oluşan, aynı zamanda gürültüsüz olan "ve" farkındalığıdır. Harika. 

Ve çok hızlıca; yani en önemli nokta şu, enerjinin kuvvete, gürültüye, drama, telaşa ihtiyacı yoktur. O sessiz olabilir. O, öyle zarafet dolu ama aynı zamanda bir o kadar dinamik de olabilir.

O halde hadi şimdi yaşamı baskılamayı, onu bu kadar zor hale getirmeyi artık bırakalım. Bu o kadar zor ki. Eğlenceli değil. 

Siz eski yaşamın nasıl olduğunu hatırlamak istediğiniz herhangi bir zamanda ne yapıp edip bu uğultu parçasını dinleyin. Hayır, gerçekten. Sizin arada geri dönmeye ihtiyacınız var. İstersen yeniden çal John. Sadece uğultu. Ben sizden bunun nasıl bir şey olduğunu hatırlamanızı istiyorum. Ben doğrusunu seçmek için çok dikkatlice çalıştım.

(uğultu sesi yeniden çalmaya başladığında duraklama) 

7/24 olan bu ve sonra insanlar daha gürültülü olmaya çalışıyorlar. Bu sanki, "Oh, evet. Yaratıcı olmak böyle bir şey. Sadece daha çok gürültü çıkarırsınız." Siz hala gürültünün içindesiniz. Ve bir vaiz size, Gürültü cehennemdir. Bu senin cezan. Bu, senin günahlarına kızgın olan Tanrı." diyecektir. Ve bundan sonra gürültü daha da artar. "Oh! Ben bir günahkarım ve ve şimdi Tanrı da bana kızdı ve daha da çok gürültü var." 

Ve New Age (yeni çağ) kolaylaştırıcısı şöyle der, "Hayır, hadi gürültüyü eğitelim. Hadi gürültün içindeki anlamı ve sevgiyi bulalım ve hadi hepimiz gürültüyü kabul edelim çünkü hepimiz biriz." (Tükürür!)

LINDA: Aman Tanrım. (bazı kıkırdamalar)

ADAMUS: Ben size olanı anlatıyorum. Ve psikologlar da şöyle diyecektir, "O gürültü nereden geliyor? Sen bu gürültü konusunda ne hissediyorsun? Sen bu gürültü ile daha rahat olabilir misin? Ve sen neden gürültüye direnç göstermeye çalışıyorsun? Herkesin gürültüsü var. Sen bu gürültü tedavisi haplarından kullanmak ister misin? Onlar gürültüyü senin için çok daha keyifli bir hale getirecekler." Ama o hala gürültüdür. Ve ateistler endişelenmeyip sadece kendilerini vuracaklardır çünkü o zaman...

LINDA: Ohh!

ADAMUS: Gürültü durur!

LINDA: Ohhh!

ADAMUS: Kısa bir süre için. (Adamus Linda'ya bir öpücük atar) Ben de seni seviyorum. 

Yani nerede kalmıştık? Evet, enerjinin gerçek olması için kuvvete ihtiyacı yoktur. O sessizdir. O güzeldir. O zariftir. Biz gürültünün ötesine geçeceğiz.

Hadi güzel, derin bir nefes alalım. 

Herkesin fotoğrafını çeker misin? Bugün o kadar şaşkınlar ki. (Fotoğrafçı Dave'e yönelik) Onlar sadece değişiyorlar... orada Linda ile birlikte durabilirsin. Kameranı dengelemek için Linda'nın omuzunu kullanabilirsin. (Adamus kıkırdar) Güzel. 

Ben hemen hızlıca birkaç şey sıralamak istiyorum. Bunun için daha çok vaktim olsun isterdim ama bu gece bir randevum var o nedenle acele edeceğim. (izleyiciler "Oooh!" der) Ben bir kişi ile veya bir varlık ile demedim, ben sadece tarihten, günden, zamandan bahsettim. Başka bir şey yapacağım. (bazı kıkırdamalar) Peki. İzleyiciler, "St. Germain nerede? St. Germain nerede?” diyorlar.

LINDA: Sanki zihin okuyorsun. (kıkırdamalar artar) 

 

Bir İnsan Deneyiminin Katmanları

ADAMUS: Ben sizden bu sürecin neresinde olduğunuzu fark etmenizi istiyorum. Ben bunu aşırı derecede basitleştiriyorum ama neden olmasın? Peki. 

İşte katmanların türüne bakarsak eğer, insanların geçtiği düzeylere, ilk katmanın, bunu yazabilirsen. Yeni bir sayfa lütfen. 

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Çok dikkatli ol. Hızlı yaz. İşte başlıyoruz. 

İlk katman - alta yaz. Bunu piramit şeklinde yapacağız. Peki, alta yaz. İlk düzey şu, "3B'ye girmek. Gürültüye girmek."

LINDA: Ne demek istiyorsun?

ADAMUS: 3B. 3B'ye girmek. "3B/fizikseli haline gelmek. İlk şey bu. Herkes yaptı. İnsan olan herkes meleksi halden şimdi insan haline geçti. Bu bir şok. Bu gürültülü. Bu bir cehennem deneyimi ama varlık için gerçekten bir şok. İşte bu, bu gezegendeki döngünün ilk katmanı, sadece gelmek, fiziksel olmak, bu sizin asla unutmayacağınız bir şey. Siz onun şokunu da güzelliğini de  gittiğiniz her yere beraberinizde götüreceksiniz.  

Bundan sonra evrim döngüsü benim Aile/Topluluk dediğim şeyden devam eder. Yani siz geldiniz, sizin bazı enkarnasyonlarınız oldu. Bazılarınız kendi başına gibidir ama siz neticede ailede gelişirsiniz. Sadece yaz - hayır, basit olsun, "Aile/Topluluk." gereksiz şeyleri sil. Sadece... (bazı kıkırdamalar) 

LINDA: Ne?!

ADAMUS: Sen salondan kaçacaksın. Bak. Oh! Oh! Oh! Oh! Zaten salonun dışında! Oh! Buum! “Aile/Topluluğa geçiş."

Siz birçok yaşamdan sonra bir ailede olmak nasıl bir şey onu öğrendiniz. Siz ilk geldiğinizde aile doğal bir şey değildi. Yani siz doğuyordunuz ama sonra ebeveynleriniz sizi yiyordu ya da siz kaçıp başka birşey yapıyordunuz. Siz birçok yaşam geçirdikten sonra aile enerjisine girdiniz, aile enerjisine ve topluma. Sizin bir toplumunuzun olması gerektiği bir nokta geldi. Sizin aileden birileri ile diğer aileler ile kendinizi korumanız için bir bir tür grup olmanız gerekti. Bunlar sizin çok, çok, çok erken enkarnasyonlarınızda oldu. Ama orada kabile mentalitesine benzer bir şey vardı. Kabile üyeleri birbirlerini çok da sevmiyorlardı ama onlar bunun uygun olduğunu düşünüyorlardı. Bu iyi bir korumaydı.

Siz bunlardan sonra benim toplum dediğim şeye evrildiniz - buraya sadece iki sözcük yazıyoruz - Toplum/Üretim. 

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Birçok yaşamdan sonra topluma girildi. Şimdi sadece topluluk değil bütün bir toplum, bir kültür var.Siz o zaman verimli olmayı öğrendiniz. Sizin çıkıp bir şeyler yapmanız gerekti.

LINDA: Toplum - öteki neydi? Küçük bir teknik sorun yaşadım.

ADAMUS: Üretim.

Ve siz böyle birçok yaşam geçirdiniz, çok, çok yaşam. Siz toplumda iyiydiniz, bir kültür dahilinde çalışarak, çiftçilik yaparak,  bir işte çalışarak, bir hücrede oturarak üretmek ama siz bunları gerçekten iyi yapmayı öğrendiniz.Ve siz biz ilerlerken her katmanın, her düzeyin giderek daha da sıkıştığını ve daha da, daha da çok gürültülü hale geldiğini göreceksiniz. Bilirsiniz işte, Aile/Topluluk düzeyinde çok fazla gürültü yoktu ama siz Toplum/Üretime geçmeye başladınız ve bizim burada daha çok alanımız olmuş olsaydı gerçekten Eğitim yapabilirdik. 

LINDA: Oh.

ADAMUS: Eğitim. Bunu yazman gerekmez. Ama siz eğitim görmeye başladınız çünkü topluma ve üretime böyle giriliyordu. Siz eğitim aldınız yani siz lanet iyi bir şekilde topluma girmeyi öğrendiniz ve siz onun üretici bir üyesi haline geldiniz. O, gerçekten çok gürültülü. Gerçekten çok gürültülü. 

Şimdi, çoğu insan hala burada. Çoğu insan hala bu düzeyde. Onlar toplumda ve üretimdeler. Günümüzde artık çok fazla kabile üyesi kalmadı. Ondan sonra büyük bir sıçrama gerçekleşir, büyük bir sıçrama ve o sıçrama ile benim Tanrı/Evren diye adlandırdığım şeye geçilir. 

Bu adımları geçenler bazı noktalarda, "Bilirsiniz işte, bundan daha fazlası olmalı." demeye başlar. Ve Tanrı'nın, evrenin niyeti, siz geceleri yıldızlara baktığınızda ve "Oh, dışarıda ne çok şey var. Biz sadece bir zerre olmalıyız." veya "Her şeyde Tanrı'nın eli var." Bu bir niyet. Dışa vurulmuş bir niyet. Ve kaç insanın yaşamlarında bunun bilincinde oldukları tartışılabilir. Çoğuna toplumun üretici bir ferdi olarak Tanrı'ya inanmaları ve kiliseye gitmeleri söylendi. Kiliseye gidenlerin çoğu gerçekte Tanrı'ya inanmıyorlardı. Onlar inanmıyorlardı; onlar inanmamaktan korkuyorlardı ama onlar onu hiçbir zaman gerçek anlamda hissetmediler. Bilirsiniz işte, bu komik bir şey. Onlar onu asla hissetmediler. Onlar onun üzerine  düşünüyorlar ama onlar Tanrı deneyimi yaşamadılar. 

Bazıları var ki Tanrı/Evren'e geçtiler. Onlar çok heyecan verici hisler veya deneyimler yaşamış olmalılar ama onlar aniden daha fazlasını düşündüler. Ama bu dışsal bir şey. Onlar dışarıda bir yerlerde. Onlar kesinlikle burada, bu aşamada değiller. Bu aşamada fazla insan yok. Yani ben bilge-yüzdesi, bilge-sayısı bakımından demek istiyorum ama yeterli. 

O aşama aslında en yapışkan aşama. En gürültülü olan. Ve bu daha önce yaptığımız bir şeye benziyor, yüzünüze doğru esen rüzgar ama sizi arkadan çeken gerçekten yerçekimi ve onlar burada sıkışıp kalıyorlar. Burada çok korku var ve bu gürültüyü daha da artırıyor ve onlar barış gibi bir şey için Tanrı'ya dua ediyorlar ve onu konuşan bir hayli sayıda insan var ama ona çok azı ulaşacak - bu sadece gürültünün daha da artmasına yol açıyor. 

Ondan sonra birçoklarının ulaşamadığı adım gelir - ben ona dikkatlilik diyeceğim. 

LINDA: Farkındalık.

 

ADAMUS: Dikkatlilik ve ben bu sözcüğü özellikle kullanıyorum. Siz bir anda içinize yönelirsiniz. Bu sadece dışarıdaki Tanrı'yı düşünmek değildir. Ve bu sizin ile ilgilidir, bu Öz ile ilgilidir. Bu dikkati kendine vermek ile ilgili bir şey. Siz Öz'ün daha çok farkında olursunuz ve çoğunuz bu durumdaydı veya bu durumdasınız. Siz bundan geçtiniz ya da mevcut durumda bunun bir kısmını yaşıyorsunuz. Dikkatlilik. Siz dışsal olandan içsel olana geçtiniz. Ama ben bunu bir nedenden dolayı dikkatlilik diye adlandırıyorum çünkü siz onun üzerine düşünüyorsunuz veya onlar onun üzerine düşünüyorlar. O, zihinde. O, çözmeye çalışıyor. O, "Ben kimim? Ben kendime nasıl bakacağım? Ben bağımlı bir varlığım ama ben Tanrı'ya nasıl bağlıyım?" Ama bu çok zihinsel. Bu çok zihinsel ve  dikkatlilikte sıkışmak demek. O, başka bir pratik, başka bir alışkanlık haline gelir. O, oldukça çabuk eskir. 

Ve şimdi finalimizde, piramitin tepesi  bunun için hazır mısınız? 

LINDA: Hayır. (bazı kıkırdamalar) 

ADAMUS: Ama senden doğru yazmanı istiyorum. 

LINDA: Iyk! (kıkırdamalar artar) Çok mu önemli bir kelime?

ADAMUS: Evet. Yeni! (kahkahalar) Y-e-n-i. Onun için doğru yaz dedim. Y-e-n-i. Yeni. Yeni ve bizim gittiğimiz yer orası. Biz şimdi sadece yeniye o adımı atıyoruz. 

Bu, katmanlardan çıkmak. (diğer katmanlar) Onları onurlandırmak, kabul etmek ama "Biz buradan yeniye gidiyoruz." demek ve bu muazzam bir şey. Bu her şeyi değiştirir. Ve bu ürkütücü ve bu korkunç ve siz lanet olası neler olduğunu bilmiyorsunuz ve sizin yeniye girmenizin tek yolu kendi yolunuzdan çekilmektir. Siz dikkatlilikle veya onu düşünmekle yeniye giremezsiniz. İşte bu nedenle tüm zamanlarda çok azları ona ulaşacak çünkü onlar yollarını düşünerek bulmaya çalışacaklar. Yeni izin vermek demek. Siz bu sözcükleri değiş tokuş edebilirsiniz. Aynı şey. Yeni. Ve bizim gittiğimiz yer orası. Yeni. 

Ve yeni "ve" demek. Bu kendinize kısa duvarlar için, uzun duvarlar için vermek demek. O sizin beceriksiz olmanıza, kötü kokmanıza ve bunun gibi şeylere izin verir ve sorun olmadığını söyler ve - ve artık "ama"lar yok, "ve" var. Peki. 

O halde benim sevgili dostlarım hadi bunun ile birlikte güzel, derin bir nefes alalım. Benim sizden hatırlamanızı istediğim tek şey neydi? Ve o levhaya ya da her neyse o şeye (iPad) bakma. Ona dönüp bakma. Benim size bugün söylediğim en önemli şey neydi? (izleyiciler "Enerjinin kuvveti yoktur.") Enerjinin gerçek olmak için kuvvete ihtiyacı yoktur. Ve siz bunu kısaltabilirsiniz: Enerji sen istemediğin sürece kuvvet içermez. Enerji gürültüsüz ve çok zariftir. Bırakın o size hizmet etsin. 

Ve benim için İkinci Bölümün bir parçası olan sizler ile burada olmak bir zevkti. Biz Üçüncü bölüme geçmeden evvel 10 dakikalık bir ara vereceğiz.

Ben Ben'im, Adamus, sizin hizmetinizdeyim. Teşekkür ederim.

Ve kalabalık bir izleyici kitlesi alkışlayarak mola yapar. (izleyiciler alkışlar ve tezahürat yapar)

Bölüm 3

Üçüncü bölüme başlarken güzel, derin bir nefes. Perde açılıyor ve herkes bir kez daha alkışlıyor. (izleyiciler alkışlar) Işıklar azalsın. Işıklar azalsın. Bütün ışıklar kapansın çünkü biz şimdi bir Rüya Yürüyüşü yapacağız. merabh değil. Merabh bizim bilinçte değişim yaptığımız zaman yaptığımız bir şey. Ama biz şimdi bugün üç bölümlü deneyim yaşıyoruz o nedenle de bir Rüya Yürüyüşü yapacağı.

(müzik başlar) 

Müziği açalım. (müziğin sesi artar) 

 

Yeniye Bir Rüya Yürüyüşü

Rüya Yürüyüşü bir deneyimdir. Ve biz bu seferki Rüya Yürüyüşünü şimdiye kadar yaptığımızdakinden biraz daha farklı yapacağız. Müzik biraz azalsın. Evet. (müziğin sesi kısılır) 

Sizin hepiniz benimle daha önce Rüya Yürüyüşü yaparak başka realitelere geldi - Halloween astral realiteleri; benimle birlikte geldiğiniz kristal mağaralar. Siz benimle bu Rüya Yürüyüşlerinde Dünya'ya Yakın Realitelere, ölüler ülkesine geldiniz. Ve biz bir daha asla öyle Rüya Yürüyüşü yapmayacağız çünkü şu anda yapacağımız her Rüya Yürüyüşü onun size gelmesi ile ilgili olacak.

Her Rüya Yürüyüşü şimdi onun size gelmesine izin verecektir.

Hareket eden zaman ve uzay. 

Size gelmek için hareket eden enerji.

Biz bugün yeniye Rüya Yürüyüşü yapacağız. yeni. Sizin tek bir parmağınızı bile kaldırmanız gerekmiyor. Sizin sandalyenin arkasını tutmanız gerekmiyor.

Sizin herhangi bir şey yapmanız gerekmiyor. Bırakın sadece o size gelsin. Sizin yeni için çalışmanız gerekmiyor. 

Sizin yeni için çalışmanız gerekmiyor; o size gelir. 

O gürültü, o kargaşa yok. Sizin yeninin ne olduğunu dahi bilmeniz gerekmiyor. Sizin onun için yalvarmanız veya onun için çabalamanız, belli bir şekilde oturmanız veya belli bir şekilde nefes almanız gerekmiyor. 

Yeni size gelir. Sizin onun ile ne yapacağınızı, onun ne kadar büyük olduğunu bilmeniz gerekmiyor. 

O size gelir.

Bu kendi içinde yeni bir şey. Bu yapmanın başka bir yolu.

(duraklama) 

O, yeni. O size gelir. 

Ben Cauldre'den bu bölüm için çok özel bir müzik seçmesini istemiştim, içinde flüt olan müzik çünkü flüt o kadar güzel bir enstrüman ki. Dinleyin.

(ara) 

Flütte bir özlem var.

(duraklama) 

Siz bazen eskiye - anılara, eski yerlere, eski zamanlara özlem duyduğunuz için şaşırıyorsunuz? 

Yoksa o asında doğal hale, "ve" haline dönmek için bir özlem mi? Bu, tanrısal çok boyutlu bir kişi, bir varlık olarak geri dönme özlemi.  

Ben St. Germain olarak yaşadığım ömrümde flütü çok sevdim – piyanoyu ve flütü – çünkü onda öyle bir özlem var ki ama bu acaba geçmişten mi kaynaklanıyor? Yoksa yeniden mi geliyor?

(duraklama) 

Öyle bir yalnızlık ve huzur.

(duraklama) 

O flütün içinde o kadar derinlik var ki.

(duraklama) 

Üzüntünüz yaşamınızda o kadar şeyi arkanızda bırakmanızdan mı kaynaklanıyor? 

Yoksa bu tanrısal olan ile insan arasındaki yeni ilişki için duyulan bir özlem mi? 

Rüya için? 

Yoksa her ikisi de mi?

(duraklama) 

Üzüntü ve özlem mi? 

Tekilliğe, gürültüye, çabaya veda mı? 

Arkanızda bıraktığınız o eski ev mi -  çok çalışmak mı, bir sürü gürültü mü?

(duraklama) 

Size çağrı yapan o flüt mü? O aslında daima oradaydı ama siz tüm o gürültü yüzünden onu duyamıyordunuz. 

Flüt, ruh (soul), Ben'im... bekliyor, sadece bekliyor, sizden gelecek izini bekliyor. Flüt her zaman, "Bana gel" diye çağırdı.

(duraklama) 

O içli flüt - "İşte sen ne zaman hazırsan ben buradayım." - tıpkı tek başına, bir ağacın bir dalında ağlayarak bekleyen bir kuş gibi. O yapayalnız güvercin.

Ruh (soul) sadece insanın hazır olmasını bekliyor. 

(duraklama)

Ben flüt çalmayı seviyordum çünkü o benim için her ikisini ifade ediyordu. Ayrılığın melankolisini, eski alışkanlıkları, eski evi terk etmeyi, eski enerjileri, hatıralardan bahsetmeyi, antik zamanları, eski zamanları.

(duraklama) 

Flüt elveda deme teklifiydi.

(duraklama) 

Gitme vaktinin geldiğini bilmek. Gitmek istemek ama yine de üzgün hissetmek.

(duraklama) 

Ben flüt çalmayı seviyordum çünkü o bir bakıma öyle yalnız, öyle sessizdi ki. Öyle bir özlem vardı ki.

(duraklama) 

Flüt aynı zamanda gelmekte olan yeni.

(duraklama) 

"Ben Buradayım. Artık mücadele etmiyorum, artık çabalamıyorum, artık çözmeye çalışmıyorum. Ben izin veriyorum. Ben salıveriyorum ve izin veriyorum.

(duraklama) 

Ve böyle yapınca o flütü duyuyorsunuz. O, ruhtan geliyor. O, sizi, o anı bekliyor.

(duraklama)

Ve işte biz burada Rüya Yürüyüşümüzdeyiz. Bu diğerleri gibi değil ama buradayız işte. Geçmişi, ruhun o bekleyişini temsil eden flüt müziği var ve işte biz sadece yeninin bize gelmesine izin vermek için buradayız. Bu kadar kolay. 

Enerjinin kuvvete ihtiyacı yok. Enerjinin sert olması gerekmiyor. Enerjinin sizin gündelik hayatınızda veya aydınlanmanızda sizin yüzünüze doğru esen bir rüzgar olması gerekmiyor.

Ve şimdi yeni geliyor.

(duraklama) 

Biz geçmişteki Rüya Yürüyüşlerimizde oraya gidiyorduk. Biz yolculuk yapıyorduk. Ama biz bir daha asla öyle bir Rüya Yürüyüşü yapmayacağız. Şimdiden itibaren o bize geliyor. 

Enerji barış içinde, kuvvet olmadan, gerginlik olmadan, sivri uçlar, kutupluluk olmadan akar. Çoğu insan bunu asla kabul etmeyecektir çünkü onlar onun kuvvet dolu, büyük, dinamik, deli olması gerektiğini sanıyorlar. Hayır.

Enerji şu anda içeri akıyor. O flütten akıyor. 

Ne kadar kolay olduğunu görüyor musunuz? Sizin onun için çalışmanız gerekmiyor. O basitçe orada. O size akıyor. Ve bugün akan şey ise yeninin enerjisi.

Yeninin enerjisi. 

O çok zarif bir enerji. O, o uğultu gibi gürültü barındırmıyor.O tatlı. Onun size hizmet etmekten başka bir gündemi yok.

Onun kaba olması gerekmiyor. Onun kuvvet içermesi gerekmiyor. Onun direnç göstermesi gerekmiyor. Onun incitmesi gerekmiyor. 

Bundan sonra sizin onun peşine düşmeniz gerekmiyor. Bundan sonra onu düşünmeniz gerekmiyor. Onun için çalışmanız gerekmiyor. 

Sizi buraya getiren her şeyi biliyorum. Siz hala onu kullanmanız gerekeceğini sanıyorsunuz ama ben size şimdi onun yeni olmadığını söylüyorum. O, tam burada.

(duraklama) 

Oh, ne kadar çok çalıştınız veya düşündünüz?

"Düşünmek" ve "dövüşmek" kelimelerinin uyaklı olmasına şaşırmamak lazım. (Thought-fought). Birbirlerine o kadar benziyorlar ki. Ne kadar çok kavga ettiniz ve ne kadar çok düşündünüz. Neden? Neden? 

Burada bizim Rüya Yürüyüşümüzde yeni size geliyor. Onu hissedin.

Sizin onu nefesle içinize çekmeniz bile gerekmiyor; o basitçe orada.

Hadi herkes güzel, derin bir nefes alsın. Güzel, derin bir nefes alın.

(duraklama) 

Güzel, derin bir nefes alın ve biz şimdi ışıkları kısacağız. Müzik çalacak.

Bu güzel günde güzel, derin bir nefes alın.

Enerjinin gerçek olması için kuvvete ihtiyacı yok. O, o kadar sessiz, o kadar huzurlu olabilir ki.

Hadi derin bir nefes alalım ve biz burada böylece bu bölümün sonuna gelmiş olduk. Ama ben biz bugünün sonuna yaklaşırken, ben buradan ayrılırken sizden bu müzik videosunu bir daha çalmanızı isteyeceğim. O kadar uyuyor ki. Sözler, şarkı, müzik, görüntüler ve biz bunu günün sonunda da dinleyeceğiz. 

Müzik videosuna geçmeden önce Linda'nın söyelecek birkaç sözü olacak ama biz sessizliği koruyacağız ve bu bölümün bu parçasını herkese tüm yaratımda her şeyin yolunda olduğunu hatırlatarak bitireceğiz. 

Ve öyledir. 

 

“Quanta Qualia – Faces of Shaumbra” videosunu izlemek için tıklayınız.

 

 İngilizceden çeviren: Meltem Taban