• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

Tutku 2020 Dizisi Şaud 7


Adamus Mesajı Geoffrey Hoppe Kanallığı ile 7 Mart 2020’de Kırmızı Çember’e sunulmuştur.



Ben Ben’im, St. Germain’in Adamus’ı.

Haydi Mart 2020 Şaud’una başlarken güzel, derin bir nefes alalım. Mm. Havayı koklayın. Ben bunu müzik çalarken meydana getirdim. Ah! Bu çok güzel bir koku. Mm. (Şaud Hawaii’de Villa Ahmyo’da yapılmaktadır) .

Siz muhtemelen benim burada Mark Twain, Samuel Clemens enkarnasyonu olarak bulunduğumu duymuşsunuzdur ve ben bu adanın güzelliğini severdim. Ve ben ta o zamanlar bu adayı dolaşırke, kendi kendime, “Ben bir gün buraya geri dönmeliyim. Geri dönmeliyim.” derdim ve işte buradayız. Ben fiziksel bir bedenin içinde değilim ama buna oldukça yakınım. Cauldre’nin bedenini kullanarak, sizin hepinizin bedenlerini kullanarak buna oldukça yakınım, umarım buna bir itirazınız yoktur.

Biz bugüne birkaç not ile başlıyoruz. Bir sürü yeni dinleyen kişi var ve olmaya da devam edecek. O nedenle ben arada bir durup, deneyimli Şambra’ya uygun olarak kullandığımız terimleri açıklayacağım. Ben “deneyimli Şambra “sözünü seviyorum. Lütfen sıkılmayın, bunlar yeni gelenler için, çaylaklar için. Çaylaklar için. Ben siz arayı kapatın diye elimden geldiği kadar en iyi şekilde açıklayacağım. Kafanız çok fazla karışmasın.

Bir diğer not da şu, biz bunu konuşacağız ve biz bunu aslında her zaman konuşuyoruz ama bugün özellikle konuşacağız, bu biraz uzak, biraz inanılması zor görünebilir sanki bilim kurgu veya biraz fantezi gibi ama gerçekten de öyle değil. Biliyorsunuz, dünya çok çok hızlı bir şekilde değişiyor. Gezegende, gezegenin tarihinde olanlardan, çok daha hızlı bir şekilde birçok şey meydana geliyor. Ama eğer bunlar size kendinizi iyi hissettirmiyorsa, salıverin, salıverin. Eğer iyi hissettirmiyorsa sadece salıverin. Sizin bunları desteklemeniz, bunlara inanmanız gerekmez. Siz kendiniz için iyi olanı hissedin, en önemlisi her zaman budur. Benim bunları söylemem, benim Yükselmiş bir Üstat olmam, benim Gerçekleştirimimi yapmış olmam, sizin her şeyi kabul etmeniz gerekiyor anlamına gelmez. Ama dikkatinizi çekerim, siz er ya da geç geri dönüp “lanet olsun, o haklıydı, o haklıydı” diyeceksiniz.



Korona Virüsü

Bizim konuya şu anda gezegendeki en sıcak mesele ile başlamamız gerek. Bu nedir? Korona virüsü. Korona virüsü. Korona virüsü göründüğünden çok daha fazlasıdır ve siz bugün bu oturumun sonunda, belki bunların hepsinin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu göreceksiniz.

Korona virüsü, şu anda gezegende haberlere çıkıyor. Bunun nedeni nedir? Bunun nedeni...

LİNDA: Dram.

Dram, evet, çünkü haberler şimdiye kadar hiç bu kadar hızlı verilmemişti. Siz haberlere çok çok hızlı bir şekilde ulaşıyorsunuz ve sosyal medyadaki insanlar, blog yazan insanlar ve diğer şeyler çok çok hızlı. Bu, gezegende herhangi bir şeyin bilince ne kadar hızlı bir şekilde getirilebildiğini gösteriyor. Herkes buna uyumlu. Her şey çok hızlı oluyor, haberler çok hızlı yayılıyor, bunun nedeni ise kısmen dram. Çok dram var. Birçok insan dramdan besleniyor. İnsanlar, gerçekten doğru olmayan bir konuda yapmacık bir tavır takınmaktan hoşlanıyorlar. Ve bu konuda doğru olmayan şeyler var. Ama çok dram var. Ve bilirsiniz işte, benim deneyimlerime göre, insanlar her ne kadar dram sevmediklerini söyleseler de dramı seviyorlar. Seviyorlar, aksi halde hayatlarında dram olmazdı, aksi halde dramı terk ederlerdi, dramdan uzaklaşırlardı. Ama onlar dramı seviyorlar, onlar dramdan besleniyorlar. Bu, sanki onlara hayatta olduklarını hatırlatan tuhaf bir yol gibi. Yani, gezegende bu Korona virüsü ile ilgili devam eden bir sürü dram var.

Başlamadan önce sormalıyım. Burada Korona virüslü biri var mı? Burada virüslü var mı? Hayır mı? İnternetten izleyenlerden, Şambralardan Korona virüslü herhangi birisi var mı? Hı? Eğer varsa itiraf edin? Eğer burada oturuyorsanız itiraf edin.

Herkeste var. Herkeste var. Sizin içinizde böyle bir potansiyel var. Sizde esasında virüsü içeren genler ve kromozomlar var. Onlar sadece tezahür etmemiştir, sadece yüzeye çıkmamıştır, tıpkı hepinizin genlerinde ve kromozomlarında kanserin olması, yakalanabileceğiniz bütün o kötü şeylerin olması gibi. Siz onu mutlaka dışarıdan kapmazsınız ve o, birisi gelip size sıkı sıkı sarıldığında, bilirsiniz işte, karşılıklı sarıldığınızda aniden ortaya çıkmaz (Adamus Wim’e sarılır). Ah, çok özür dilerim, çok özür dilerim (Adamus kıkırdar). Sizin içinizde böyle bir potansiyel var, o hep vardır ama bazı şeyler tarafından tetiklenir, dikkat tarafından tetiklenir, haberlerde virüse çok dikkat çekiliyor ve o aslında tetikleniyor. Yani, virüs herkeste var. O halde, derin bir nefes alın, virüs sizde zaten var, kaygılanmayın, bu, onun tezahür edeceği anlamına gelmez.

Ben son çalıştayımızda, Korona virüsü hakkında konuştum ve var olan her virüsün enerjisel kalıpları, bir yerde kökenleri olduğunu ve bunların mutlaka göründüğü gibi olmadıklarını söyledim. Korona virüsü, örneğin, gezegendeki ekonominin enerjisidir. O, ekonomik dengesizliktir, o nedenle virüs geliyor. Siz seksüel enerji virüsünü biliyorsunuz, o bir bilinç virüsüdür, o kendini bedende ve zihinde farklı şekillerde gösterir. Ancak Korona virüsü bir ekonomi virüsüdür, ekonomi virüsü. Olanlara bakın, çok fazla virüslü insan yok. Siz kaç kişinin enfekte olduğunu düşünüyorsunuz? Herhangi bir tahmini olan var mı? Herhangi iyi bir tahmini olan var mı? Kaç?

ŞAMBRA 1 (kadın): Elli bin.

ADAMUS: Ne kadar?

ŞAMBRA 1: 50.000 kadar.

ADAMUS: Elli bin. Başka tahmini olan var mı? İki milyon, belki 2 milyar gibi. Hayır mı? Şu anda virüslü 80.000 kişi var. Herkese teşhis konmadı.

Onun yüzünden kaç kişi öldü? (birisi, “üç bin” der) Dört bin kişi. Güzel. Evet. Sen ya haberleri izledin ya da çok sezgiselsin. (Adamus kıkırdar) 4.000 kişi kadar. Çok insan, ama bu durumda bunun gerçekleşme şekli, bu virüs açısından bakıldığında çok fazla değil. ABD’de normal gripten bu yıl grip mevsiminin başladığı – ne zamandı- ekim ayından bu yana - 39 milyon kişi gribe yakalandı. Bu çok. Bu, Korona virüsünden daha fazla ama haberlerde yer almıyor ve bunlardan 30 bini sadece yaygın, normal grip yüzünden öldü.

Yani, Korona virüsünden dolayı meydana gelen o tuhaf dinamiği, dramı, dengesizliği görüyorsunuz. O, haberlerde. O, her yerde. Herkes onu konuşuyor. İnsanlar panikliyor. İnsanlar mağazaya gidiyorlar ve - alınmak yok - ama piyasadaki tuvalet kağıtlarını ve el dezenfektanlarını ve diğer şeyleri silip süpürüyorlar. Her yerde panik var. Cauldre ve Linda geçenlerde alışveriş yaparlarken içeri girdim - ve bu arada yeni gelenler için, ben Geoffrey’e Cauldre diyorum - Cauldre ve Linda geçenlerde alışveriş yaparlarken, çılgıncaydı. Ben daha önce böyle bir şey görmedim. İnsanlar koşuşturuyorlardı ve birbirlerini itiyorlardı ve tuvalet kağıtlarını bitiriyorlardı, birisi başkasının arabasından tuvalet kağıdını alıyor ve kendi arabasına atıyordu (bazı kıkırdamalar).Ve bu Cauldre idi! İnanamadım, o, benim kanalımdı! (kahkahalar artar)

Yani Korona virüsü ile ilgili büyük bir panik söz konusu. Bu, bir bakıma iyi çünkü küresel bir bilinç getiriyor. Şuanda Dünya’da hiçbir şey bu şekilde dikkat çekmiyor, hiçbirşeye dikkat bu şekilde odaklanmıyor. Ama kökeninde o, gerçekten ekonomi ile ilgili.

Bilirsiniz işte, yineliyorum, her virüsün bir enerji kalıbı vardır, onun başka bir şeyden gelen bir anlamı vardır. Bu, bir ekonomi virüsüdür. Ve onun neler yaptığına bir bakın, onun gezegeni nasıl etkilediğine bir bakın. O, her şeyi etkiliyor. Yolculukları - insanlar yolculuk planı yapmayı bırakıyorlar. Onlar korku içindeler ve onların virüsü kapma oranları yüzde 0,002. Yüzde 0,002. Fazla değil. Ama insanlar bir histeri hali yaşıyorlar. Onlar “havaalanı” sözcüğünü düşündüklerinde bile, virüsü kapacaklarını sanıyorlar. Sadece “havaalanı” sözcüğünü düşününce. Virüs bir çok aksamaya neden oluyor ve yolculukla bağlantılı her şeyi, havaalanlarını, otelleri, iş toplantılarını, iş yerine gitmeyi aksatmaya da devam edecek. Gezegende bir grupla işlem yapılmasını gerektiren her şey etkilenecek.

O, aynı zamanda gıda dağıtımını da etkileyecek çünkü örneğin çiftçi pazara gitmek istemeyebilecek, kamyon şoförü tüm malları çekmek istemeyecek. Kimse bakkala gitmek istemeyecek çünkü virüsü orada kapmaktan korkuyorlar. O nedenle onun dağıtım ve mallar üzerinde çok etkisi olacak. Bunlar olurken, bunlar meydana gelirken küresel ekonomiyi yaklaşık yüzde 3,5, yüzde 4,5 oranında vuracak. Ve sen diyorsun ki, sen diyorsun ki – şey, cüzdanında ne kadar para var? (Lydia’ya) Şu anda senin cüzdanında ne kadar para var? (kısa duraklama) Bunu alabilirsin – al onun cüz... Onun (kadının) cüzdanında ne kadar para var – senin cüzdanında ne kadar para var?

WİM: Şimdi mi?

ADAMUS: Şimdi.

WİM: İki yüz dolar.

ADAMUS: İki yüz dolar. Yani, bu, 4 dolarını kaybetmek gibi bir şey. Sen idare ederdin. Sen muhtemelen kaybetmezdin. Cebinde sadece o kadar mı var?

ŞAMBRA: Evet, öyle.

ADAMUS: Ve sen Polonya’dan mı geldin?

WİM: Evet.

ADAMUS: Ve sen buralarda mı geziyorsun?

ŞAMBRA: Çünkü benim bir kartım var.

ADAMUS: Senin bir kartın var. Ahh, senin bir kartın var. Ben de tüm paran o kadar diye sana bazı şeylerde yardımı dokunsun diye biraz para verecektim.

WİM: Teşekkür ederim.

ADAMUS: Ama sorun değil. Senin bir kartın var. Ben sana parayı her halükarda vereceğim. Sadece (Wim kıkırdar), sadece, sadece... (Adamus ona para verir) Peki, senin adayı gezmene yardımcı olsun diye. Evet (İzleyenler “Ooh!” derler ve bazıları alkışlar).

Ben aynı zamanda bir şey göstermeye de çalışıyorum - bırakın bolluk size gelsin. Eğer bu konuda kaygılanıyorsanız, izin verin bolluk size gelsin. O, bunu istemedi bile ama aldı. Bu arada bunları beklemeye başlayın. O size gelir. Sen buraya gelirken burada oturduğun için sana para ödeneceğini düşünmedin. Evet. O, “Ben bunu asla harcamayacağım.” diyor (bazı kıkırdamalar) .

Yani virüsün küresel ekonomi üzerinde yaklaşık yüzde 3,5 belki yüzde 4,5’lik bir etkisi olacak. Çok para. Çok para ama pek de değil, çünkü bütün bu korkutucu şeyler sona erdikten sonra her şey yeniden normale dönecek. İnsanlar gidip yeniden erzak stoklama ihtiyacı duyacaklar ve şöyle düşünecekler: “Ah kahretsin, yeterince tuvalet kağıdım yoktu. Acil durumlar için yeterli yiyeceğim yoktu. Şimdi iyisi mi biraz stok yapayım.” Ve bu nedenle biraz daha fazla satın alacaklar.

Ama sonunda bu, bir odaklanma, dünya çapında bir odaklanma getirecek. Nihayetinde en çok ekonomiyi etkileyecek ama sonunda her şey eskiye dönecek. Eğer borsadaysanız, eğer siz bir yatırımcıysanız, şimdi fiyatlar düşükken yatırım yapın çünkü yeniden yükselecek. Demek istediğim, bazı hava yolu şirketleri çekilecekler ama onlar er ya da geç sizin paranızı almanın bir yolunu bulacaklar. Onlar kısa bir süre sonra kara borsaya yeniden geri dönecekler.

Ama ben sizden gezegende gerçekten neler olduğunu hissetmenizi istiyorum, bununla ilgili oluşan korkuyu ve çok fazla insanın virüslü olmadığı gerçeğini. En kötü senaryoya göre - ben bazı hesaplamalar yaptım - en kötü senaryoya göre belki 100, 140 milyon insan virüs kapacak. Bu, bir çok insan demek. Çok fazla insan hasta olacak. Çok sayıda insan yatağa düşecek ama sonuç olarak ölüm oranı aslında o kadar yüksek olmayacak. Normal grip ile aynı veya ondan biraz daha yüksek olacak.

Yani evet, bir çok insan ölecek, ben bunu örtbas etmiyorum ama bu, bu gezegendeki kanser gibi veya herhangi bir şey gibi. Bu olacak, ben bunu hafife almıyorum ama ben diyorum ki, hadi ona aşırı tepki vermeyelim. Haydi onun gerçekten ne olduğuna bakalım.



Ekonomik Denge

Ve ben Şambra ile ilgili olarak her şeyden çok, onların durup kendi ekonomik dengelerine bakmalarını umuyorum. Kendi ekonomik dengelerine. Benim uğraştığım, tüm harika Şambra ile uğraşmak zorunda kaldığım ve en çok hayal kırıklığı yaratan şeylerden birisi de para sorunu. Para sorunu, ve biz bu konuda, bıktıracak derecede tekrar, tekrar ve tekrar konuştuk. Ve halen bolluklarından yoksun olmakta ısrar edenler var ve onlar bunu zihinsel bir bakış açısıyla yapıyorlar. Onlar, “Benim hiç olmadı ve nasıl olacağını da bilmiyorum, durum bozuk ve nedeni büyük firmalar.” O zaman, o şekilde devam edeceksiniz. Ben sizden sadece durmanızı ve “Ben bolluk içindeyim. Ben o bolluğa izin veriyorum.” demenizi istiyorum. Sizin para kazanmakla ilgili hiçbir şey bilmenize gerek yok. Sizin yüksek maaşlı bir işe ihtiyacınız yok. Sizin şu anda çalıştığınız işten bile ayrılmanıza gerek yok ve ben zihni tanıyorum, o diyor ki; “Bu, güzel bir konuşma ama gerçeklik öyle...” diyor. Gerçeklik olmasını istediğiniz şeydir, ille de olmasını düşündüğünüz şey değildir. Yani, siz bolluk ile ilgili ve ekonomi ile ilgili tüm bakışaçınızı değiştiriyorsunuz.

Ben insanların, onlara ve dünyaya kötü şeyler, zarar veren şeyler yaptıkları ile ilgili tüm o büyük şirketler hakkında şikayet ettiklerini çok fazla duyuyorum ve biliyorsunuz, bu, kurban olmak demektir. Gerçekten öyle. Ben büyük şirketleri savunmuyorum ama benim gördüğüm, onların çok büyüdüklerinde batmaları. Bilirsiniz işte, dünyanın gerçekten hareket etmesini sağlayan küçük şirketlerdir, bu çiftçilerle başlar, küçük dükkan sahiplerine ve küçük girişimcilere ve küçük yatırımcılara kadar uzanır. Gerçek hareket bunlardadır.

Bir şey çok büyük bir şirket düzeyine geldiğinde yavaşlıyor. Verimsizleşiyor. Onlar çok çok az risk alıyorlar ve sonunda batıyorlar ve yerlerine yenisi geliyor. Tıpkı doğal bir ritim gibi. Onlar o kadar büyüyorlar ki artık gerçekten başka bir şey yapamıyorlar. Sonra içten çürüme başlıyor ve sonunda parçalanıyorlar. Bazı büyük şirketlere bakın, onlar artık yoklar. Sizin yaşam sürecinizdeki büyük şirketlerden bahsediyorum, Cauldre bana bu konuda biraz bilgi veriyor – Kodak. Kodak çok büyüktü. Kodak’a her yerde rastlayabiliyordunuz. Peki, şimdi neredeler? Hiçbir yerde. Hiçbir yerde.

O nedenle ben sizden yaklaşık altı ay sürecek olan bu Korona virüs zamanlarında bir durmanızı istiyorum, siz onu gezegende göreceksiniz, haberlerde yer alacak, onun yüzünden çok fazla korku, çok fazla endişe olacak - ben sizden durup kendi ekonominizi gerçekten bir değerlendirmenizi istiyorum. Sizin bir virüse ihtiyacınız var mı, sizin zaten bedeninizde olan bu virüse, onun sizin sağlığınızı etkileyerek bu savaşı yapması için ön plana çıkmasına ihtiyacınız var mı? Yoksa siz bolluğa izin vermeye istekli misiniz? Ve onun nereden geleceği konusunda kaygılanmayın. Sizin bir iş ya da ona benzer bir şey açmanıza gerek yok. Sizin ona izin vermekten başka gerçekte hiçbir şey yapmanıza gerek yok, sonra o, olur. Wim’e bakın. Yükselmiş Üstatlar ona para veriyorlar ve o, bunu talep bile etmedi.

Yani dışarıda oluşan çok büyük bir korku var, gerçekten çok büyük bir korku ve insanlar bundan besleniyorlar. Ama siz Tobias’ın dediği gibi sadece kısa duvarın arkasında kalın. Başka bir deyişle, siz onun farkındasınız ama ona dahil olmuyorsunuz. Kısa duvarın arkasında kalın ve gerçekte neler olduğuna, onun gezegeni nasıl etkilediğine bir bakın. Onun ne olduğunun gerçekte bir önemi yok. Siz Korona virüsü olduğunu biliyorsunuz ama onun ne olduğu önemli değil; onun insanları nasıl etkilediğine bakın ve onun ekonomiyi nasıl etkilediğine, özellikle gezegeni nasıl etkilediğine bakın.

Gezegen bunu ekonomik bir ayarlama için yapıyordu ve ben ekonomik bir bunalımdan bahsetmiyorum. Ben bir ayarlamadan bahsediyorum. Gezegende hemen hemen tüm şirketlerin şu anda durup bir bakmaları ve “Ne yapacağız? Bizim tüm personeli evlerinden mi çalıştırmamız gerekir? Peki ya biz Çin’den veya Hindistan’dan mal alamazsak ne yaparız? Dağıtım sistemimizde bir salgın başlarsa ve ihtiyacımız olan elemanlar olmazsa biz ne yaparız? Bizim bundan dolayı bir personelimiz hastalanırsa ne yaparız?” diye sormaları gerekiyor. En azından batıda hemen hemen her şirketin durması ve bir bakıp, “Eğer...?” diye sorması gerek.

Bu, bir bakıma inanılmaz bir şey çünkü bu bilinçli odaklanmaya yol açıyor. Birçok insan bunun parayla veya ekonomiyle ilgili olduğunu bilmiyor ama onlar, durmaları gerektiğini ve bir şey yapmaları gerektiğini biliyorlar. O, her şeyden çok iş dünyasını etkileyecektir.

İşte, sizin yapabileceğiniz birkaç şey. Siz ne yapabilirsiniz? Her şeyden önce, kendi bolluk düzeyinizi bir değerlendirin. Onun, bir virüsün girmesine ve her şeyi sarsmasına ihtiyacı var mı? Siz bolluğa gerçekten izin veriyor musunuz yoksa hala kurbanı mı oynuyorsunuz? Siz bolluğa karşı kendinizi gerçekten açıyor ve ona izin veriyor musunuz?

Ve sonra başka neler oluyor? Bu gerçekten ilginç, gerçekten büyüleyici bir şey. O insanların evde kalmalarına yol açacak. O bunu şimdiden yapıyor. İnsanlar evlerinde kalıyorlar, seyahat planlarını iptal ediyorlar, toplantılara gitmiyorlar, hatta dükkanlara bile gitmek istemiyorlar, kalabalıkların olduğu yerlere, bu ne olursa olsun spor veya herhangi bir kalabalık yere gitmek istemiyorlar. Yani siz çok daha fazla insanın evlerinde oturup televizyon izlediklerini göreceksiniz - Cauldre bana Netflix diye bir şeyden bahsediyor - Netflix izleyecekler veya sadece oturup bilgisayarda Korona virüsü ile ilgili daha çok dram yaratacaklar. Yani o, insanları eve girmek zorunda bırakacak, sanki kozaya girme zamanı gibi. Bu ilginç bir şey.

Ayrıca evde kalan insanların birçoğunda bir çeşit yan etki göreceksiniz. Onlar, biraz ofis işi yapacaklar ama normalden daha az. Şimdi onların fazladan bir zamanları var ve birçoğu sıkılacak. Onlar o fazladan zamanı diyelim ki sağlıkları için veya esenlikleri için veya spiritüel olmak için kullanmak yerine, evde oturup sıkılacaklar ve daha da çok dram yaratacaklar. Sizin şu an ile muhtemelen yaz sonuna veya biraz daha sonrasına kadar aradaki zaman diliminde bakmanız gereken şeyler bunlar.

Size gelince, siz evde çok daha fazla kaldınız. Ben ev derken sadece sizin fiziksel evinizden bahsetmiyorum, siz yıllarca ve yıllarca içe girdiniz. Siz Gerçekleştiriminize doğru giderken yıllarca ve yıllarca kendi içinizde kaldınız. Siz şimdiye kadar zaten kalabalıklardan kaçındınız. Demek istediğim, çoğu Şambra spor karşılaşmalarına gidip otuz bin, kırk bin insanla bir arada olmak için gerçekten büyük bir arzu duymuyor. Onlar bunu düşünmekten bile iğreniyorlar. Çok iyi biri gelmediyse bir rock konserine bile gitmiyorlar. Siz evde kaldınız. Siz uzun zamandır kozanın içinde kaldınız.

Ne yapmalı? O konuda kaygılanmamalı ve Cauldre bana demin bir soru sordu. O, bunu kanallığın ortasında yapıyor – ben konuşuyorum, o kanallık yapıyor ama biz aynı zamanda karşılıklı olarak konuşuyoruz ve sonra ben Linda ile konuşuyorum ve biz, o kanallık yapmaya çalışırken, Cauldre hakkında konuşuyoruz ve o bunları duyuyor. Ama bu çok kafa karıştırmıyor. Yani, onun kafası karışıyor ama benim değil.

O bana şunu sordu, “Daha çok C vitamini almaya ne diyorsun? (Linda güler). Evet, bunu sordu. “Daha çok C vitamini almaya ne diyorsun? Yardımı olur mu? Ve ben iki nedenden dolayı evet diyeceğim. C vitamini her şekilde iyi ve Linda’nın dediğine göre çok fazla C vitamini almak diye bir şey yoktur çünkü bedeniniz fazlasını dışarı atar, temizler. Yani, sizin aşırı doz portakal suyu veya başka bir şey veya C vitamini almanız söz konusu değildir. C vitamini gerçekten iyi ve çok yakında haberlerde C vitamininin Korona virüsüne karşı iyi bir koruyucu olduğu giderek ve giderek daha çok verilecektir.

Ben bunun gerçi ilginç olduğunu düşünüyorum, Ben C vitaminine, “bilincin” “C vitamini” olarak bakıyorum. (ç.n: İng.’de bilinç c harfi ile başlıyor; consciousness)

LİNDA: Ooov!

ADAMUS: Ooov! Ooov! Yani, bilinç için daha çok C vitamini ve daha çok C alın. Daha çok farkında olmak için, olanlar konusunda daha bilinçli olmanız için kendinize izin verin.

İşte, bu, benim Korona virüsü ile ilgili kısa konuşmam. İlerlemeden önce veya sıradaki düzeye geçmeden önce varsa soruları alacağım. Korona virüsüyle, onun saklı anlamlarıyla ilgili herhangi bir sorusu olan var mı? Onun tüm saklı anlamlarıyla ilgili? Yok mu?

LİNDA: Aah! Sanırım iyi anlattın.

ADAMUS: Evet, evet ya da onlar uyuyorlar ama sorun değil (Linda kıkırdar). Peki.



Ekonomik İşleyişin Durması ve Dikkatin Dağılması

Korona virüsü ile ilgili kesinlikle olacak şeylerden biri de şu - aslında iki şey var. Birisi, ekonomik işleyişin durması. Siz bunu şimdiden seyahatten, marketlerdeki arza kadar görüyorsunuz. Neredeyse her şeye doğru genişleyen bir durgunluk olacak. Ben toptan bir kapanıştan değil, bir durgunluktan bahsediyorum ve sizin şu anda alışkın olduğunuz şeyler, anında ulaşılır olmayabilir. Burada, adada yaşayanlar buna alışkınlar ama anakaradakiler için bu böyle değil. Onlar şimdi birşeyi istiyorlarsa, anında onu alıyorlar.

Yani virüs her şeyde çok fazla aksamaya yol açacak. Demek istediğim ben tarama gibi bir şey yapıyorum - mahkeme duruşmalarında aksamalara yol açacak. Bu çok önemli bir şey diye değil ama bunu da kesintiye uğratacak. Her tür konferansı, büyük toplantıları kesintiye uğratacak. Tüm dünyada çok durgunluk yaratan bir etkisi olacak. Ama siz buna alışkınsınız. Siz uyanışa geçtiğinizde, siz Üstatlığınıza geçtiğinizde her şey kesintiye uğradı. Sizin için bu düzeyde bir durgunluğun üstesinden gelmek büyük bir marifet değil.

Benim virüsle ilgili çok çok ilginç bulduğum diğer bir şey ise, onun muazzam bir dikkat dağıtıcı olmasıdır. Demek istediğim, muaaazzam bir dikkat dağıtıcı ve politikacılar gibi bazı insanlar aslında dikkatin dağılmasından hoşlanıyorlar çünkü onlar o zaman yeni hastaneler inşa etmek veya yolları tamir etmek veya aptalca olmayan yasa tasarılarını, önemli olan yasa tasarılarını onaylamak gibi şeyler yapmak zorunda kalmıyorlar ve birbirleriyle kavga etmek gibi şeyler de yapmıyorlar. Yani, bu çok büyük bir dikkat dağıtma ve onlar bundan çıkar sağlayacaklar.

O çok büyük bir oyalama çünkü gezegendeki asıl sorun o değil. Gerçek sorun o değil. O çok geçici ve dikkati çok dağıtan, tam şu anda gezegendeki dramı bol bir sorun. Ama asıl mesele o değil.



Asıl Sorun

Hadi bir an için duralım ve o asıl sorunun ne olduğunu hissedelim. Biz hissederken ve bunun içine dalarken ben biraz müzik istiyorum.

Yani koronavirüs ile ilgili tüm bu şeyler var ve bu konuda daha fazla şey okuyacaksınız ve bu konuda birçok sahte haber olacak. Bazı iyi gerçek şeyler de olacak, ama çok büyük bir dikkat dağıtma meydana geliyor.

Bunu gerçekten hissetmek için bir an durun. Gerçekte neler oluyor?

(müzik başlar)

Ve ben internetten izleyen herkese, burada olan herkese, evet, basitçe bunun yanıtını verebilirdim ama önce sizin hissetmenizi istiyorum.

(duraklama)

Haberlerde Korona virüsü var. Tanrım, biz onu burada Şaud’da bile konuşuyoruz. Bunu daha önce yaptığımızı sanmıyorum. Bu büyük bir dikkat dağıtıcı. Gerçekte neler oluyor?

(duraklama)

Tamam, müziği biraz durduralım. Müziği biraz keselim. Durun.

Peki, siz çok fazla düşünüyorsunuz. Tam bir karmaşaydı. Yani hepiniz, evinizde izleyenler, hatta uyuyanlar bile. Tam bir karmaşaydı.

Peki, hadi yeniden deneyelim, müzik yeniden başlayacak. Derin bir nefes alın ve şu anda gerçekte neler olduğunu hissedin, beyninizden çıkın. İnsan tarafınızdan çıkın. Neler oluyor? Hadi güzel, derin bir nefes alın ve müzik.

(müzik başlar, uzun duraklama)

Peki, müziğe ara verelim lütfen.

(müzik durur)

Bu biraz daha iyiydi ama siz hala - karışık hissediyor musunuz veya ber-…hayır berrak değil. Bunu biliyorum.

Peki. Hadi gerçekten güzel, derin bir nefes alalım ve onun üzerinde düşünmeyin. Sadece hissedin. Neler oluyor? Gezegende Korona virüsüyle birlikte o aksama ve dikkat dağılması var. O, meydana gelen başka bir şeyi maskeliyor. Başka bir şeyi maskeliyor.

Peki, tekrar müzik.

(müzik başlar)

Öteye geçmenize izin verin.

(uzun duraklama)

Peki, ara verelim.

(müzik durur)

Peki, biraz daha düzeldik. Hala biraz sıkışık gibiyiz. İnternetten izleyenler bazıları buna çok yaklaşmaya başladı ama çok fazla kişi değil. Peki, ben Linda’dan mikrofon ile koşmasını ve neler hissettiğiniz konusunda kısa bir araştırma yapmasını isteyeceğim. Peki, Linda. Bu virüsle ilgili gerçekte neler oluyor? Muazzam bir dikkat dağılması var ama bunun altında neler yatıyor?

ŞAMBRA 2 (kadın): Sanırım bunun egemenlikle ilgisi var.

ADAMUS: Egemenlik.

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Evet, nihayetinde her şeyin egemenlikle ilgisi var. Evet.

ŞAMBRA 2: Öz değer.

ADAMUS: Öz değer.

ŞAMBRA 2: Şu his var – İnsanlar öyle olduklarını hissetmiyorlar – özellikle bunun başladığı Çin’de. İnsanlar özgür olmak istediklerini hissetmiyorlar.

ADAMUS: Ah, ah. Güzel.

ŞAMBRA 2: Ve ben bunun, onlar için, özgürlüğün başlangıcı olduğunu düşünüyorum.

ADAMUS: Peki.

ŞAMBRA 2: En azından bir umut var.

ADAMUS: Evet. Güzel. Bu aslında doğru. Tam olarak benim demek istediğim şey değil ama doğru. Ama benim demek istediğim şey - eh – ben bunu birinin çözüp çözemeyeceğini bilmiyorum.

SİGLİNDE: Ben, ProGnost’u duymamazlıktan gelemedim. Ben bir yandan bunun o tarafa doğru genişleyen, teknolojik bir devrim olduğunu düşünüyorum ve spiritüel yönden, biz yaşayan enerjiyi bedenleyebiliriz ve sonra sizin dışınızda böyle bir tehlike oluşur. Yani, gezegensel uyanış potansiyeline bir tepki olarak.

ADAMUS: Evet, öyle. Bu, bizim ProGnost’ta tüm teknolojik değişimlerle ilgili konuştuklarımızla benzer. Güzel. Evet, sen ne olursa olsun doğru top sahasındasın. Güzel. Birkaç kişi daha. Ne hissediyordun? Bu konuda çılgınca davran.

LULU: Şey, ben bunun bir değişim yapmak ve derinleşmek için bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum.

ADAMUS: Evet. Kim için bir dönüm noktası, kendin için mi?

LULU: Şunun için – bunun teknolojide de olabileceğini düşünüyorum. Bu nedenle teknoloji onun ne olduğunu bulmaya çalışacaktır.

ADAMUS: Doğru.

LULU: Ve bununla birlikte bilgi daha da ilerleyecek ve diğer insanların bilincini açacaktır.

ADAMUS: Güzel. Evet. Çok yakınlaştın. Bir kaç kişi daha. Sen gerçekte bunlarla ilgili neler olduğunu düşünüyorsun?

ŞAMBRA 3 (kadın): Ben insanların dürüstçe, “Diğerlerinden hoşlanmıyorum.” diyecek hale geldiklerini hissediyorum.

ADAMUS: (kıkırdar) Doğru. Bu – evet.

ŞAMBRA 3: Diğerleri, evet. Sanırım, evet, biz maske takıyoruz, yani.

ADAMUS: Evet, onun bir etkisi bu. Nedeni değil, ama insanlarla birlikte olmak istemediğiniz için veya sevmediğiniz birine şöyle söylemek için aniden iyi bir sebebiniz olur, “Ben sadece seninle olmak istiyorum,” bilirsiniz. Sizin onlara onlardan hoşlanmadığınızı söylemenize gerek kalmaz ve iyi bir bahaneniz vardır. Bu, “Eh – Öhö! Öhö! Öhö! – sanırım biraz hastayım. Belki de bir araya gelmemeliyiz.” Peki, birkaç kişi daha.

RON: Şey, ben politik çevreye ve ayırımcılığa ve herkesin ayırılmasına ve ayırmasına paralel şeyler görmeye devam ediyorum. Ben bunun bir ya da iki yıl önce yıldızlarda olup olmadığını merak ediyorum ama bu da aynı lanet şey ve ben gerçekten bir kendini keşfetme meydana geldiğini düşünüyorum.

ADAMUS: Evet. Evet. Güzel. Bunların hepsi güzel. Henüz tam bilemedik ama bunların hepsi güzel.

ŞAMBRA 4 (kadın): Şey, bana gelen şey, belki de insanlar kendi kafa karışıklıklarını, kendi anksiyete düzeylerini projekte ediyorlardır.

ADAMUS: Evet, öyle yapıyorlar. Yani, bunu yapmak için iyi bir fırsat. Onların korkuları – şu anda çok fazla korku var. Eğer insanlara korku için para ödeyebilseydiniz şu anda milyoner olurdunuz çünkü onlar korku içindeler. Ama evet. Güzel. Bir kişi daha. Bir kişi daha. Şu anda gerçekte neler oluyor?

ŞAMBRA 4 (kadın): Ben bunun belki bir başka 11 Eylül çağrısı olabileceğini düşünüyorum.

ADAMUS: Ah, ilginç. Teröristler mi?

ŞAMBRA 5: Hayır.

ADAMUS: Hayır.

ŞAMBRA 5: Bir uyandırma çağrısı.

ADAMUS: Bir uyandırma çağrısı. Evet.

ŞAMBRA 5: Şunun için – insanları uyarmak için.

ADAMUS: Evet. Böylece onlar, bu meydana gelenlere uyumlanırlar ama bu, onların hayatını sonuçta nasıl etkiler?

ŞAMBRA 5: Uyanış konusunda.

ADAMUS: Uyanış konusunda.

ŞAMBRA 5: Uyanış konusunda.

ADAMUS: Peki.

ŞAMBRA 5: Tıpkı hepimize olduğu gibi.

ADAMUS: Peki.

ŞAMBRA 5: Bilirsin işte, uykudan uyandırmak için.

ADAMUS: Peki. Bu güzel. Peki.

O halde benim yanıtım – ve bazılarınız buna gerçekten yaklaşmıştı – ama benim yanıtım şöyle, o, benim gezegendeki en büyük virüs olarak gördüğüm virüs konusunda dikkati dağıtıyor ki, o zaman bugün konuşacağımız başka olası etkileri de var. En büyük virüs teknolojidir. Teknoloji. Ve o, birçok insanın teknoloji nereye gidiyor ve ne kadar hızlı gelişiyor ve insanlığa ne yapacak şeklindeki konuşmaları ile ilgili bir şey değildir. Dışarıda başka bir oyun oynanıyor ve herkes teknolojide oluşan asıl virüse bakmayı gerçekten unutuyor. Bu ilginç çünkü bilgisayar programlarına virüs bulaşabiliyor. Herkes bilgisayar programlarını virüslerinden korkuyor. Donanımlara da aslında virüs bulaşır ama teknolojinin kendisi şu anda gezegende bir virüs gibi. Başka bir deyişle, o burada. Onun, o tarafa ya da bu tarafa gitme potansiyeli var. O, gezegende her şeyi gerçekten hastalandırabilir veya aynı zamanda gezegende her şeyi gerçekten harika bir hale getirebilir. Ama bu, önemli bir mesele ve sen ProGnost ile ilgili öyle dedin, evet, o türden bir şey ile bağlantılı. O, gezegende meydana gelen en önemli şey ama henüz çok az insan bunu konuşuyor.

O, sadece insanları ve insanlığı değiştirmiyor, o sonunda tüm yaratımı değiştirecektir. Şu anda gezegende teknoloji ile yapılanlar, sonunda dışarıdaki her şeyi değiştirecektir.

O halde, istersen müzikle birlikte bunu tekrar, tekrar hisset Peter. Hadi şu teknolojiyi hissedelim. Ve ben teknoloji hakkında çok konuştuğumu biliyorum çünkü çok önemli.

(müzik başlar)

Sizin bu Makineler Zamanı’nda, teknoloji zamanında burada olmanızın nedeni budur. Siz şu anda burada olabilmek için kendi Gerçekleştiriminizi birkaç yaşamdır ertelediniz. Teknoloji gezegendeki en önemli şeydir.

Ama biraz, şey, o gizlenmiş değil ama sessiz. İnsanlar daha çok Korona virüsü hakkında konuşacakladır ki o, aylar içinde veya yıl sonuna kadar gidecektir. Ama onlar gerçek virüs hakkında, sonunda insan bedenini etkileyecek virüs hakkında konuşmuyorlar çünkü teknoloji, şey, yarı insan yarı robot olmayı olanaklı hale getirecektir.

Onlar teknolojinin gezegende bilinci nasıl değiştirdiğini konuşmuyorlar. Onlar teknolojiyi bilgisayar başından kalkmayan yazılımcılar tarafından yazılan ve sonra kullanıcıların her şeyi biraz daha kolaylaştırmak için kullandıkları bir şey gibi düşünüyorlar.

Sizin akıllı telefonunuzda kaç tane uygulama var, ya da benim, sizin baktığınız camlar olarak adlandırdığım şeyde? Kaç tane uygulama var belki 30, 40, 50 mi? Hepsi her şeyi biraz daha kolaylaştırmak için tasarlanmıştır. Ama biliyorsunuz bu, virüs için üreme alanı hazırlıyor.

Başka bir deyişle, insanlar durup, teknolojinin gidişatını hissetmiyorlar. Ve ben hiç de bunun kötü olduğunu söylemiyorum. Ben teknolojilerin çoğunu seviyorum ama her şey nereye doğru gidiyor? Gerçek virüs odur ve henüz yüzeye çıkmamıştır.

Siz, “Şey, bir virüs, bir teknoloji virüsü nasıl yüzeye çıkar?” diye soruyorsunuz. Pekala, iki şekilde. Yazılım sorunları tabii. Gezegendeki tüm yazılımları enfekte etme potansiyeli, sizin şimdi gündelik yaşam için gerekli gördüğünüz şeyleri. Siz 20 yıl önce böyle düşünmüyorsunuz ama şimdi bir zorunluluk.

Ama nihayetinde bu aynı virüsün tıpkı Korona virüsü gibi insan bedenini etkileme potansiyeli vardır. O, bir grip türü şeklinde ortaya çıkacaktır, zaten bedende olan bir şey olarak, bedende zaten var olan ama henüz tezahür etmemiş bir potansiyel dengesizlikle. Bir grip olabilir. Başka bir şey olabilir. Yani, o potansiyel orada oturuyor ve karşılaştırıldığında Korona virüsü onun yanında oldukça küçük gözükecektir.

Hadi, bununla birlikte derin bir nefes alalım. Asıl virüsün tamamen teknoloji ile ilgisi vardır.

Ve bunların hepsi korkmanız için değildir. Siz onu anlıyorsanız, siz bilinç ve anlayış sahibi iseniz korkacak hiçbir şey yoktur. Ve korkmazsanız, onu kendinize çekmezsiniz ve sizin hayatınızın asla bir parçası olmaz.

O nedenle ben, şu anda tam bir dikkat dağıtmanın var olduğunu söylüyorum – bu Korona virüsü tamamıyla politika, iş dünyası ve her konuda dikkat dağıtıyor.

(müzik sona erer)

Uyuşturucu satıcıları bile şu anda ondan dolayı zorluk yaşıyor, bilirsiniz işte, onların yasadışı uyuşturucularını pazarlamaları gerekiyor. Bu, insanların başkalarına temas etmesi, mala temas etmesi anlamına geliyor. Yani o, normal işleri değil, tüm işleri etkiliyor. Ve bazılarınızın bu nedenle cesareti kırıldığı için özür dilerim (Adamus kıkırdar) ama hadi güzel, derin bir nefes alalım.

 
 
Önümüzdeki Altı Ay

Şu anda meydana gelen başka bir şey var, ben bunun gezegendeki teknolojiden daha önemli bir şey olduğunu söyleyeceğim. Bu, teknolojiyle ilgili her şeyin bir sonucu gibi ama bu şu anda oluyor.

Biz ilerlemeden önce hadi yeniden müzik çalalım. Ben bugün Peter’i delirteceğim.

(müzik başlar)

Ben sizden öncelikle kişisel olarak, kişisel düzeyde bu önümüzdeki altı ayı hissetmenizi istiyorum. Hayatınızda, önünüzdeki altı ayını hissedin. Bu, bizi eylül ayına kadar götürür. Hayatınızda, önünüzdeki altı ayı. Siz o kadar ileriyi hissedebilir misiniz? Ben küçük ayrıntılardan bahsetmiyorum ama hayatınızda önünüzdeki altı ayı genel anlamda hissedin.

(duraklama)

Çoğu insanda – hadi diyelim – iki hafta sonrasına bakma, hissetme kapasitesi var. Ben sizden yaklaşık 6 ayı hissetmenizi istiyorum. Tekrar, ayrıntıları değil, psişik kehanette bulunmak gibi değil ama bu önümüzdeki altı ayda genel hissediş nasıl olacak?

(duraklama)

Ve ben genel anlamda derken, nasıl hissediyorsunuz, anksiyete var mı? Kafa karışıklığı? Belki hiçbir şey? Belki büyük özgürlük ve sevinç? Ama bu altı ayda nasıl hisler olacak? Birinden henüz duyduğum bir yanıt gerçekten basitti, gerçekten açık, “Kahretsin.”

(duraklama)

Altı ay. Orada ne var?

Şimdi, sadece kendi kişisel hislerinizi hissetmeyin, şimdi önümüzdeki altı ayı daha küresel düzeyde hissedin. Ve sadece Korona virüsle ilgili değil.

(duraklama)

Spesifik olmaya çalışmayın ama sadece hissi, onun özü... Nasıl hissettiriyor?

(daha uzun duraklama)

Peki. Güzel. Ve Linda tekrar mikrofonu almaya ne dersin ve biz buradaki izleyenlerle ilgili gerçek hızlı bir anket yapacağız.

Siz önümüzdeki altı ay için kendinizle ve sonra gezegenle ilgili ne tür hisler algılıyorsunuz?

(müzik sona erer)

WİM: Kendim için, mutlu saatler, mutlu günler.

ADAMUS: Mutlu saatler

WİM: Evet, kesinlikle.

ADAMUS: Her gün, mutlu saatler mutlu saatler...

WİM: Bilirsin işte, şeyde...

ADAMUS: … Wim’in yerinde. Evet.

WİM: Evet, kesinlikle. Ama bende genelde bunun büyük bir uyanış olacağına dair bir his vardı.

ADAMUS: Büyük bir uyanış.

WİM: Büyük bir uyanış.

ADAMUS: Peki.

WİM: Büyük bir uyanış...

ADAMUS: Sen büyük derken...

WİM: Büyük, tamamen küresel.

ADAMUS: Herkes.

WİM: Herkes değil ama birçok insan.

ADAMUS: Nüfusun yüzde kaçı?

WİM: “Bu kadarı yeter. Benim yeni bir başlangıç yapmam gerek.” diyenlerin yüzde 30 olacağını söyleme riskine girebiliyorum.

ADAMUS: Doğru.

WİM: Ben böyle hissediyorum.

ADAMUS: Ah, tamam.

WİM: Tamam mı?

ADAMUS: Harika. Eğer bu doğruysa biz senin için Yükselmiş Üstatlar Kulübü’nde büyük bir parti yapacağız. Evet. Eh, biz bunu her şekilde yaparız ama...

WİM: Kesinlikle.

ADAMUS: (kıkırdar) Güzel. Ve, peki. Güzel. Teşekkür ederim.

WİM: Teşekkür ederim.

LİNDA: Peki. Başka?

ADAMUS: Evet. Sen önümüzdeki bu altı ay için nasıl bir şey hissettin?

KATHLEEN: Kendim için mi?

ADAMUS: Mm hmm.

KATHLEEN: Gerçekleştirimimi topraklamak.

ADAMUS: Mm hmm. Bu nasıl hissettiriyor?

KATHLEEN: Bu realitede olabilmek, Eski ve Yeni enerjide.

ADAMUS: Tamam.

KATHLEEN: Çünkü ben şimdi bunu nefesle içime almaya çalışıyorum.

ADAMUS: Evet.

KATHLEEN: Topraklanmış kalmak.

ADAMUS: Evet. Son zamanlarda topraklandın mı?

KATHLEEN: Bu sık sık değişiyor. Ben orada, burada her ikisini de yaptığımı anlıyorum ve daha rahat oluyorum.

ADAMUS: İyi günler, kötü günler oluyor mu?

KATHLEEN: Evet.

ADAMUS: Evet. Hangisi..

KATHLEEN: Ama daha rahat hale geliyorum.

ADAMUS: Evet. İyi günlerde mi, kötü günlerde mi daha rahat hale geliyorsun?

KATHLEEN: Sanırım her ikisi de.

ADAMUS: Her ikisi de. Peki.

KATHLEEN: Her iki şekilde de çalışıyor.

ADAMUS: Ve sen gezegen düzeyinde altı ayı hissettiğinde ne algılıyorsun?

KATHLEEN: Ben küresel ölçekte, paylaşılacak daha çok fırsatın ve takdirin olacağını hissediyorum.

ADAMUS: Peki. Güzel. İnsanların açgözlülüğünün devreye gireceğini ve paylaşmak yerine çalacaklarını düşünmüyor musun?

KATHLEEN: Umarım, bu hep o alanlarda, özelde ve hükümette oluyor.

ADAMUS: Peki. Güzel. Evde bazı iyimserlerimiz var.

Evet. Kişisel. Peki, sen kişisel düzeyde altı ayı hissettiğinde ne algılıyorsun?

NANCY: Kişisel, iyi hissediyorum. Mutluluk hissediyorum. Ben mutluluk hissediyorum. Korku hissetmiyorum.

ADAMUS: Peki. Küresel olarak?

NANCY: Korkudan başka bir şey beni geri tutmuyor. Ama küresel anlamda o kadar iyimser değilim.

ADAMUS: Evet. Ne hissediyorsun?

NANCY: Sanki anlaşmazlık gibi hissediyorum – nedenini bilmiyorum.

ADAMUS: Evet.

NANCY: Ama istemezsek bizim böyle tiplerle uğraşmamız gerekmez.

ADAMUS: Evet. İsyanlar konusuna ne diyorsun, büyük isyanlar?

NANCY: Bilmiyorum, bu konuda düşünmem gerek. Sana dönerim.

ADAMUS: Peki, yine de çok fazla düşünme.

NANCY: Tamam.

ADAMUS: Çünkü eğer çok fazla düşünürsen gerçek sezgilerine...

NANCY: Bana göre akıllı biri...

ADAMUS: … geçmezsin. Ama teşekkür ederim. Peki. Birkaç kişi daha. Birkaç kişi daha. Lütfen.

NOMİ: Şey, ben kişisel olarak kendi yemeğimi tasarlamak ve yetiştirmek gibi kafa işi yerine biraz daha fazla el işi yapacağımı düşünüyorum.

ADAMUS: Ben ayrıntıları anlıyorum, ne yaptığını ama bu nasıl bir his? Pürüzsüz, zarif mi? Sert mi? Kaygı mı? Mutluluk mu? Hayatında altı ayı hissettiğinde nasıl hissediyorsun?

NOMİ: Kişisel olarak, gevşemiş.

ADAMUS: Gevşemiş, peki.

NOMİ: Çünkü ben her şeyi kendi içimde yapmayı seviyorum.

ADAMUS: Doğru.

NOMİ: Ve başka insanlardan çok, tek başıma çalışacağımı hissediyorum.

ADAMUS: Doğru, Doğru.

NOMİ: Ama sonra toplum için, altı ay için daha çok öğrenme hissediyorum...

ADAMUS: Pardon ama ben araya gireceğim...

NOMİ: Evet, efendim.

ADAMUS: … Ben senin söylediklerini dinliyorum. Ve bana efendim demene gerek yok. Sadece Yükselmiş Üstat yeterli (bazı kıkırdamalar). Bunun senin söylediklerinle bir ilgisi yok ama o kadar yoğun aramayı bırak. Tamam mı? Sadece dur. Sen gerçekten kendini arıyorsun. Bunu kes. Devamlı olarak kendini bulmaya çalışmayı kes. Sen kendini bulmaya çalıştığında hep kendini bulmaya çalışırsın ve o hemen burada. Ama sizde bunları yapmaya çalışmak, kendini bulmaya çalışmak gibi alışkanlıklar var. Bunu kes! Sadece derin bir nefes al ve kendine izin ver. Sen asla kendini bulamayacaksın, sadece kendine izin ver. Tamam mı? Güzel.

Şimdi, gezegen için ne diyorsun?

NOMİ: Bunu söylemek benim için zor ama ben dünyanın farklı bir hale geleceğini düşünüyorum, senin söylediğin gibi büyük şirketler batacak.

ADAMUS: Hepsi değil. Yani, çok fazla büyüyenler. Peki.

NOMİ: Mm hmm.

ADAMUS: Sen gezegenin altı ayını düşündüğünde iyi şeyler hissediyor musun? Bu, yıkıcı bir his gibi mi? Nasıl hissediyorsun?

NOMİ: Şöyle, sen Kali enerjisinin ne kadar yıkıcı ve aynı zamanda hayat verici olduğunu bilirsin.

ADAMUS: Evet.

NOMİ: Bu böyledir ve bazıları için mutluluk verici, bazıları için çok fazla iştir.

ADAMUS: Peki. Güzel.

NOMİ: Evet.

ADAMUS: Teşekkürler. Bir kişi daha.

ŞAMBRA 6 (kadın): Teşekkür ederim.

ADAMUS: Evet. Altı ay.

ŞAMBRA 6: Kişisel mi?

ADAMUS: Evet, nasıl hissediyorsun?

ŞAMBRA 6: Ben her yerdeyim ve bu çok güzel.

ADAMUS: Peki.

ŞAMBRA 6: Bu mükemmel. Ben aslında çıkış yapıyorum, bu yüzden çok güzel. Fakat kolektif düzeyde, belirgin bir ayrılık olacakmış gibi hissediyorum. İki farklı ayrılık bloğu olacak.

ADAMUS: Güzel. Ne tarafından – onları ayıran nedir?

ŞAMBRA 6: Her şey. Bilinç tarafından. Tüm gezegenin bilinci tarafından.

ADAMUS: Yani, yaklaşmakta olan seçimler mi?

ŞAMBRA 6: Hayır, hayır, hayır. Ben bunun kolektif bilinç ile ilgili olduğu hissine kapılıyorum.

ADAMUS: İzlemek eğlenceli olmayacak mı?

ŞAMBRA 6: Tabii.

ADAMUS: Evet, kısa duvarın arkasından.

ŞAMBRA 6: Evet. Bu, kolektifte bir ayılma.

ADAMUS: Peki. Güzel.

ŞAMBRA 6: Evet.

ADAMUS: Tamam, güzel yanıtlar. Benim gerçekten size yaptırmaya çalıştığım şey, sizin bunu hissetmeniz ve onun üzerinde düşünmeye çalışmak yönünde bir eğilim var ve ayrıntıları düşünmeye çalışıyorsunuz. Ama onu hissedin. Ben tekrar müzik isteyeceğim, Peter. O, bugün her müzik istediğimde benden bir dolar alacak. Zengin bir adam olacak.

(müzik başlar)

O halde, hadi önümüzdeki altı ayı önce kendiniz için tekrar hissedelim.

(duraklama)

Altı ay oldukça kısa bir süre, her şey düşünüldü. Bu, bizi yaz sonuna, sonbahara götürüyor. Bu nasıl bir his? Ben burada ayrıntılara bakmıyorum, spesifik olarak değil ama siz genel olarak ne duyumsuyorsunuz? Biliyorsunuz, bunlar bağırsak duyularıyla ilgili şeylerden biri. Onlar sizin bağırsaklarınızda, kafanızda değil.

(duraklama)

Peki, şimdi, şimdi gezegen için. Önümüzdeki altı ay.

(duraklama)

Peki.

(müzik sona erer)

Ben ilk önce gezegenin önümüzdeki altı ayı hakkında konuşacağım. “Huzursuz”, ama bunu anlamak için Yükselmiş Üstat olmanıza gerek yok. Demek istediğim, bu her zaman oluyor ama normalden daha fazla huzursuzluk olacak. Ve ben, “kötü” demiyorum ve mutlaka isyanlar ya da bunun gibi şeyler olacak demiyorum, sadece çok huzursuzluk olacak. Siz beyninizde bile bir şeyleri kontrol etmeye çalışırken ya da hayatınızı kontrol etmeye çalışırken oluşan o huzursuzluk hissini bilirsiniz ve bu sadece her şeyin düzensiz, hatta topraklanmamış olmasından olur. Sizin her şeyin bir an için durmasını ve yerli yerine oturmasını istediğinizde var olan huzursuzluk. Ancak gezegen önümüzdeki altı ay, özellikle huzursuz olacak.

Ben sizin için, önümüzdeki altı ay için- buna birazdan geri döneceğim ve- bir şey hakkında konuşacağım. Bu arada, başka bir şey oluyor ve bu çok ileriye, bunun ötesine geçen bir şey.

 
Başmelekler Düzeni’nde Değişiklikler

Biz çok konuştuk, biz yıllarca Başmelekler Düzeni hakkında konuştuk. Ben yeni dinleyenler için bunun oldukça basit bir şey olduğunu söyleyeceğim. Tobias bu konuda Journey of the Angels (Meleklerin Yolculuğu’nda) konuştu ama o temelde 144.000 melek ailesinin oluşturduğu bir topluluktur. Sizin geldiğiniz yer bu 144.000 melek ailesinden biri. Ve onların, Dünya’dan çok önce, fiziksel evrenden çok önce enerjiyi anlamakla ilgili, onun tüm yaratımda nasıl çalıştığıyla ilgili küçük bir sorunu vardı.

Yani, enerjinin tamamı durmuş gibi görünüyordu, o, sanki genişlemiyor, hareket etmiyor gibiydi. O, gerçekten sanki katran gibi oluyor ve yapışkanlaşıyordu ve onun sonunda duracağına dair bir endişe vardı ve eğer durursa her şey çökecekti. Ki çökmezdi ama o zamanlar çökeceğine dair bir endişe vardı.

O yüzden Başmelekler Düzeni yaratıldı, bazılarınız biliyor – bazı dinler ondan bahsediyor – ama onlar etrafta oturan bir grup kanatlı melek değil. Onlar daha çok kainatın Birleşmiş Milletler’i gibiler.

Böylece, Başmelekler Düzeni yaratıldı ve onların düşündükleri birçok farklı plan vardı, “Biz bu enerji çıkmazını nasıl çözmeye çalışacağız?” Ve birisi fiziksel evreni ve Dünya gezegenini yaratmak gibi parlak bir fikir buldu. Heh! Bizim onlara katran sürmemiz ve onları tüylü yapmamız gerekir. Ve onlar bu parlak fikri ortaya çıkardılar: “Hadi fiziksel bir Dünya yaratalım ve oraya her melek ailesinden bazı temsilciler gönderelim.” dediler ve orası, bizim Başmelekler Düzeni diye adlandırdığımız yer, Dünya'ya gelen herkesin geçtiği bir portal olacaktı. Meleksi varlıklar o zamandan beri gezegene bu yolla gelmeye ve sonra fiziksel bedene girmeye başladılar.

Hepsi enerji ve bilinç arasındaki ilişkiyi anlamakla ilgilidir. Her şey, “Bu önemli neden nedir? Biz neden buradayız?" diye sormaktan ibarettir. Bunun nedeni günahlarınız için acı çekmek, Adem veya Havva elmayı yedi diye pişmanlık duymak değildir, bunlardan hiçbirisi değildir. Her şey, “Enerji ve bilinç arasındaki ilişkiyi keşfedelim” ile ilgiliydi çünkü ikisi birbiriyle çok bağlantılıdır ancak yine de birbirlerinin bileşenini taşımazlar. Sizin bilinciniz ve enerjiniz birbirine bağlıdır ancak tam anlamıyla değil. İki ayrı bileşendirler ama onlar her zaman birbirleriyle çalışırlar.

Böylece, sonunda, uzun bir zaman boyunca birçok meleki varlık, enerji ve bilinci anlamak için gezegene geldi ve bir yaşamdan diğerine birçok enkarnasyon yaşadı.

İşte, biz şu anda 2020 yılındayız ve gezegende enerji ve bilinç arasındaki ilişki konusunda bir anlayış geliştiren, enerjinin kendilerine ait olduğu gerçeğini anlayan yeterince insan var. Bilincin herhangi bir enerjisi yoktur ama sizin hayatı deneyimlemenize olanak sağlayan enerji size aittir. Ve bununla ilgili başka gruplarda farklı anlatımlar var ama bu, Şambra için böyle basit bir şekilde ifade edilebilir.

Yani, Başmelekler Düzeni'nin, bu portalın şimdi dağıldığını, kapatıldığını, artık ona ihtiyaç duyulmadığını anlayan yeterli sayıda insan var. Yeni melekler yine Dünya'ya gelecekler ancak onlar farklı yollarla gelecekler. Başmelekler Düzeni'nin işi bitti ve yeterli bir ivme var, enerji ve bilinçle ilgili onların işini sona erdiren yeterli derecede bir anlayış var.

Bu, gerçekten çok çok yakın bir zamanda gerçekleşti ve sizin hepinizin üzerinde büyük bir etkisi var çünkü temelde sizin yaptığınız işin başarılı olduğunu kanıtlıyor. Sizin kendi bilincinizle yaptığınız işin büyük bir etkisi var.

 

Müdahaleciler

Sonra bunun başka önemli bir yönü var. Gezegenin tarihinde çok uzun bir zamandır buraya gelip fiziksel beden içine giren sizin gibiler ve başkaları oldu. Siz topluluğa katıldınız. Siz insanlığın bir parçası oldunuz. Ama gezegene sürekli müdahale eden, sürekli müdahale eden başka birçok kuvvet de oldu. Benim bu kuvvetlerin herhangi birine karşı hiçbir sevgim yok, hatta hiç hoşlanmam. Onlar, sizin uzaylı varlıklar diye adlandırdığınız varlıklar. Onların insan görünümünde olmaları şart değil. Onların mutlaka fiziksel bir bedene sahip olmaları bile gerekmez ancak onlar gezegene çeşitli düzeylerde müdahale ediyorlar.

Birkaç nedenden dolayı onların bunu yapmalarına izin verildi ve aslında bugün burada Polonya'dan iki misafirimiz olması ilginç çünkü modern zamanlarda en çok müdahale ettikleri yerlerden birisi Polonya. Burada olduğunuz için teşekkürler (Wim ve Lydia'ya), bu çok uygun.

Başmelekler Düzeni’nin kapanmasıyla gezegende, gezegenle, insanlıkla oyunlar oynayan tüm bu dışsal kuvvetler kendi meleksi ailelerine geri çağırıldılar. Onlar çağrılıyorlar, onların geri dönüşleri adeta talep ediliyor.

O halde, siz bir an için hayal edin. Bu gezegen var, meleki varlıklar buraya iniyor, insan şartlarını üstleniyor, onunla çok mücadele ediyor, içinde kayboluyorlar ve sonunda yüceliyorlar (Çn: kozadan çıkıyorlar). Ama size aynı zamanda diğer alemlerden, evrenin diğer kısımlarından ama sadece dünya alemlerinden değil başka alemlerden de çeşitli düzeylerde ve katmanlarda müdahale ediliyor. Onlar size kendi açgözlülükleri yüzünden müdahale ediyorlar. Onlar gezegene yardım etmek için burada değiller. Gerçekten değiller.

Ben çok net bir açıklamada bulunacağım: Gezegene yardım etmek için burada bulunan hiçbir dışsal kuvvet yoktur. Belki sizin kendi meleki aileleriniz hariç ki onlar müdahale etmezler. Öyle uzaylı varlıklar yoktur. Öyle galaktik komutalar yoktur. Şimdi beni Pleidesliler hakkında konuşturmayın ama hepsine eve geri dönmeleri için çağrıda bulunuldu.

Şu anda gerçekleşmekte olan eski bir deyiş var ve o eski deyiş şöyle, “Ejderha Dünya'ya geldiğinde, eve dönüş trompeti çalar.”

Biz bunun temel olarak anlamının – kısa bir süre önce ProGnost 2019’da - “Ejderha...” olduğunu söyledik – sizin tüm sorunlarınızın ortaya çıkarılıp salıverilmesini kesinleştirmek için burada olan ejderha. Ejderhanın amacı budur. Ejderha kelimenin tam anlamıyla berraklık demektir. Bazıları onu ateş püskürten canavar olarak görüyorl ama o, sizin veya başkalarının hatta gezegenin bir sürü eski karmayı ve sorunu taşımamasını sağlamak için vardır. Ama “Ejderha geldiğinde” deyişi – ki bu şimdidir, biz bunu bir buçuk yıl önce ProGnost’ta konuştuk – “Ejderha ortaya çıktığında, o ses duyulacak, insan formunda olmayan, gezegende bulunmayan herkes için eve geri dönme çağrısı yapılacak.”

Bu çok muazzam bir şey ve Korona virüs ile ilgili her şeyi gölgede bırakıyor. Bu, şu anda her şeyi, en azından bir süreliğine teknolojiyi bile gölgede bırakıyor ve bunlar önümüzdeki altı ay içinde meydana gelecektir.

Bir an için hayal edin: Dünya’ya gelme vakti geldiğinde, tüm meleki aileler Başmelekler Düzeni’nde toplanarak, “Bizim oraya gidecek bazı gönüllülere ihtiyacımız var.” dediler ve ilk gelenler gerçekten meleki ailelerin liderleri – siz - diye adlandırdıklarınız idi – ve o zaman Cebrail’in trompet çaldığı ya da boruya üflediği veya o zamanlar her ne çalınıyorsa onu çaldığı söylenir ve işte o, Dünya’ya geliş için çıkarılan sesti. Şey, şimdi meleki ailelerden Dünya’ya müdahale edenlerin geri dönmeleri için başka bir ses çıkıyor.

Bu, gezegende çok ilginç bir değişime yol açacaktır. Çok ilginç. Diğer alemlerden çok müdahale oldu ve onların temelde yapmaya çalıştıkları şey sadece enerji emmektir. Gerçekten basitleştirmek gerekirse, onlar sadece enerji emme uğruna müdahale ediyorlar. Onlar insanlardan daha ileri değiller. Bu müdahale kaynaklarının çoğunun, Dünya üzerinde sevgi olarak adlandırılan bu harika küçük şeyle ilgili herhangi bir anlayışı veya deneyimi yoktur. Onlar sevginin bir enerji kaynağı olduğunu sanıyorlar ve ondan beslenmeye çalışıyorlar ancak bununla ilgili bir anlayışları veya deneyimleri yok. Sevgi bir enerji kaynağı değildir. O bir deneyimdir.

Sırf bu yüzden, diğer alemlerde sadece gezegene müdahale etmeyi seven birçok varlık var. Ve yine, dediğim gibi, tüm yaratımda insan varlığından daha büyük bir varlık yoktur. İnsanlar kendilerini bazen totem direğinin en alt ucunda, bir tür zayıf ve yanlış yolda olan bir varlık olarak görüyorlar ve dışarıda bir yerlerde bazı harika varlıklar olduğunu sanıyorlar. Yok. Yok. Göreceli olarak bazı zeki yaşam formları var ancak onların bir kalbi yok. Kalbi yok.

Onlar şimdi eve geri çağrılıyorlar. Onların hepsi gidecek mi? Hepsi değil, çoğu. Onlar meleki aileleri tarafından, kaynakları (kökenleri) tarafından geri çağrılıyorlar, “Geri dönme zamanı. Şu anda gezegene daha fazla müdahale etmek yok.”

Bu, sadece benim görünmez kuvvetler olarak adlandırdığım müdahaleci kuvvetleri etkilemez. Biliyorsunuz, gezegende bizim Tanrı Savaşları diye adlandırdığımız savaşlar oldu. Onlar tanrıya benzeyen varlıklar ama gerçekte öyle değiller. Onlar kendilerine tanrı diyorlar ve gezegeni kendi aralarında yaptıkları savaşlar için kullanıyorlar. Onlar fiziksel varlıklar değiller ama gezegeni kullanıyorlar. Onlar, gezegeni manipüle ediyorlar. Onlar bunu çok uzun bir zamandır yapıyorlar. Onlar da geri çağrılıyorlar.

O halde, önümüzdeki bu altı ayda bu kuvvetler, bu uzaylı kuvvetler – insan olmayan, daha önce asla insan formunda olmamış olanlar – geri çağırılırken bunun etkisini burada bir an için hissedin.


Gezegensel Etkiler

Bir an için bunu hissedin. Bunun gezegen üzerinde nasıl bir etkisi olur?

(duraklama)

Şey, birkaç şekilde olur. İnsanlar belli bir süre sonra bu dışsal müdahaleye alıştılar ve bunun olmaması biraz tuhaf hissettirecektir. Sanki ağrıyan bir kolunuz olması ve yıllardır ağrıması, sizin buna alışmanız ama birden bire ağrımaması gibi bir şey; sadece tuhaf, biraz garip hissettirir. Bu da öyle hissedilecektir.

O zaman insanlar bir bakıma yaptıkları şey için daha fazla sorumluluk, daha fazla sorumluluk almak zorundalar çünkü sorumlu onlar olacak. Onlar başka kuvvetleri suçlayamazlar veya bu gezegen için iyi şeyler yapmaya çalışmayı bu kuvvetlere yükleyemezler. Bu artık sadece insanlara kalır.

Onlar geri çağırılıyorlar çünkü şimdi Makineler Zamanı. Gezegende teknolojinin zamanı. Onları şunu söylemek için eve geri çağırıyorlar, “Oradaki iş bitti. Başmelekler Düzeni kapanıyor. Sizin artık müdahale etme hakkınız yok. Eğer bunu istiyorsanız sizin inip, fiziksel bir bedende bedenlenmeniz ve bir yaşamın ardından diğerini yaşamanız, bir karmanız ve enkarnasyonlarınız ve diğer şeylerinizin olması gerekir.”

Yani onlar ayrılıyorlar ve bu güç konusunda bazı değişimlere yol açacaktır. Bu kuvvetlerle bağlantı kuranların birdenbire sizin güç kaynağı diye adlandırdığınız kaynağı yitirmelerine neden olacak ve bunların bazılarının da gezegenden ayrılmalarına neden olacak. Bu, burada gözlemci olarak bulunanların bile evlerine dönmesine sebep olacak.

Bu gezegen, dışarıdan müdahalenin olmadığı insanlar için varolan bir gezegen haline geliyor. Şimdi, bu çok önemli olan teknoloji zamanında ne yapacaklarına karar vermek, insanlara kalmıştır. İnsanlar teknolojiyi gezegenin iyileştirilmesi için kullanacak mı? Yoksa şimdiki Korona virüsüyle karşılaştırıldığında onun küçük görünmesini sağlayacak bir virüsü mü başlatacak?

Yani siz bunu hissedeceksiniz. Siz önümüzdeki altı ay boyunca gezegensel düzeyde bazı değişimler ve değişiklikler hissedeceksiniz ve ben her birinizden, siz bu güçlerin bazılarının geri çekilişini hissederken, haberlerde neler olduğunu gözlemlemenizi isteyeceğim. Ve bu harika bir duygu olabilir. Sanki o hayalet artık evde değilmiş gibi. Sizde o dışarıdan gelen, karışıklığın içine itilme ve “müdahale eden başka bir kuvvet var” olayı olmayacak çünkü bu ağır hissettirir. Ve tekrar ediyorum, Wim, sen Polonya’da olduğun için biliyorsun ve Lydia da orada olduğu için biliyor ve Polonya harika bir yer ama orası, oraya gittiğimizde konuştuğumuz gibi (Angels & Aliens melekler & uzaylılara işaret eder) tanrıların savaş alanı. Orası uzun bir zamandır bu dışsal kuvvetler tarafından kendi savaş alanları olarak kullanılıyor ve oradaki insanları uzun bir zamandır derin ve ağır bir şekilde etkiliyor.

Yani gezegende şu anda bunlar oluyor. Bu, gerçekten de ilginç bir zaman aralığı olacak. Ama hadi şimdi sizin hakkınızda konuşalım. Hadi, sizin önünüzdeki altı ayı konuşalım. Ben size burada birkaç çelişkiyi göstereceğim.



Kişisel Etkiler

Her şeyden önce, ben size tekrar ve tekrar, Gerçekleştirim ile ilgili taahhütünüzü (bağlılığınızı) sordum. Bu küçük bir şey değil, çünkü hayatınızda, her şeyden önce - aileden önce, işlerden önce, her şeyden önce gelir. Bu, çoğu insan için zor bir şeydir. Onlar kendilerini ilk sıraya koymaya alışkın değiller ve kendilerini suçlu hissediyorlar. Ama size tekrar ve tekrar, "Gerçekleştirimini ilk sıraya koyacak mısın?" diye soruldu.

Eğer siz başkalarını ilk sıraya koyuyorsanız aydınlanmaya, Gerçekleştirime ulaşamazsınız. Bu, olmaz. Bu, açıkça işe yaramaz. Ve sonra o suçluluk duygusu - “Ama ailem ve arkadaşlarım” - ortaya çıkıyor. Bu yüzden, ben size yıllardır, “Kendi Gerçekleştiriminize olan bağlılığınız nasıl? O orada mı?? Siz hazır mısınız?" diye sordum.

Bu, gerçekleşmekte olan büyük bir adanmışlıkla ilgili, ama şu anda ki çelişki, sizin şimdiye kadar ki en büyük şüpheyi hissedecek olmanızdır. Şüphe, her zamankinden daha fazla. Gerçekleştirimden hemen önce böyle olur. Sizin içinizde taşıdığınız her şüphe ortaya çıkacak. O yüzden, ben sizden önümüzdeki altı ay boyunca bu şüphe ortaya çıktığında onunla savaşmamanızı istiyorum. Onu zihinsel olarak haklı çıkarmayın veya onu yenmeye çalışmayın. Bunun eski bir şüphe olduğunu fark edin. O, sizi geri çekmeye çalışan kitle bilincidir. “Ben gerçekten, gerçekten hazır mıyım?” diyen sizin gezegende binlerce yaşama alışmış olan kendi parçanızdır.

Yani siz çok şüphe duyacaksınız. Ve aslında onu hissedin. Ondan kaçmayın. Yani, onun içine dalın. Onu hissedin çünkü şüphe veya sevinç olsun, mutluluk veya korku olsun sonunda bilgeliğe dönüşüyor. Sonunda size hizmet ediyor. Ondan korkmayın.



Kararlar

İşte çelişki gibi görünen bir diğer şey. Ben size soruyorum, ben geçmişte sizinle seçimler hakkında çok konuştum - “Lanet bir seçim yapın. Bir şey yapın. Bir seçim yapın." dedim. Birlikte çalışmaya ilk başladığımızda, “Sadece herhangi bir şey seçin, sadece herhangi bir şey.” dedim çünkü ben sizin seçim yapabileceğinizi hatırlamanızı istedim, hayatınızda büyük seçimler yapmanızdan bahsediyorum. Hangi çorabı giymek ya da ne tür şarap içmek gibi küçük seçimler değil, yapabileceğiniz büyük seçimler.

Ama ben sizden şimdi, önümüzdeki altı ay boyunca, hayatınızda hiç önemli bir karar almamanızı isteyeceğim. Önemli bir karar vermek yok. Ben buna, "kayma ve süzülme zamanı" diyorum (Adamus kıkırdar). Sadece kaymanıza izin verin, altı ay boyunca sadece kaymanıza izin verin. Önemli kararlar vermek yok. Ve bazılarınızın şu anda çok önemli kararlarla karşı karşıya olduğunu ya da karşı karşıya olduğunu düşündüğünü biliyorum. Hiç karar almayın. Ben bilirsiniz işte, hangi restorana gideceğinizden ya da buna benzer küçük şeylerden bahsetmiyorum. Büyük şeyler. Büyük şeyler nedir? Meslekler? İlişkiler? Gezegende kalmak? Taşınmak? Bir yere gitmek? Ve ben size bunları yapmayın demiyorum; ben sadece o konuda bir karar vermeyin diyorum.

Şimdi mutlak güven duyma zamanı. Ben Şambra ile hazırladığımız “Yeni Enerjide Üstatlar” (Masters in the New Energy) kitabında güvenden çok bahsettim. Ben şimdi ona geri dönüyorum ve kendinize kesin olarak güvenmenin, her şeyi yönetmeye, manipüle etmeye çalışmayı kesip, sadece güvenmenin zamanının geldiğini söylüyorum. Sadece tanrısallığınıza izin verin. Sadece kendinizin o parçasına, o kutsal ilahi parçanıza burada olması için izin verin. Bir sürü karar vermeyin, sadece izin verin. Siz birçok şeyin meydana geldiğini göreceksiniz. Altı ay boyunca oturup sıkılmayacaksınız. Hayatınızda birçok şey olacak.

Önemli kararlar vermek mi? Bekleyin.

Şimdi, internetten yeni bir soru geldi. Birisi az önce, “Peki ya hamile kalırsam?” diye sordu. Şey, sen hamile kalmaya karar vermiyordun. Sadece oldu, bu yüzden güvendesin. Büyük bir karar vermedin (bazı kıkırdamalar).

Eğer siz - sevmediğiniz için – işinizi değiştirmeyi düşünüyorsanız bunu yapmayın. Bu değişebilir. Siz pazartesi günü işe gidersiniz ve işten çıkarılabilirsiniz. Güzel bir kıdem tazminatı isteyin ama kararı siz vermediniz, bu oldu.

Siz gelecek hafta veya sonraki hafta eve dönersiniz ve içeri girersiniz ve eviniz boşaltılmıştır, artık mobilyanız yoktur ve banka hesabınızda hiçbir şey kalmamıştır. Siz yokken partneriniz her şeyi götürmüştür. Şey, buna siz karar vermediniz, onlar verdi. Yani, ilişkiyi sona erdireceğinize siz karar vermiyorsun, bırakın olsun. Önümüzdeki altı ay büyük kararlar almak yok. Sadece ne olursa olsun olmasına izin verin.

Ben bununla birlikte bir merabh yapmak istiyorum. Bir merabh, yeni gelenlere söylüyorum, bir merabh bizim beynimizden çıkıp bilinç değişimi yaptığımız zamandır. Bu çok hoş bir şey – müzik dinliyorsun ve bilinç değişimine izin veriyorsun. Beyinde onun üzerinde çalışmıyorsunuz. Merabh, bu demek.

 

Soru & Yanıtlar

Ama biz merabh yapmadan önce, ben birkaç soru alacağım çünkü şunu biliyorum – eğer internette bir elektrik tablosu olsaydı aniden ışıklanırdı. Ben burada Kona’da bulunan sizlerin soruları olup olmadığını bilmiyorum ama birkaç soru alacağım. Ben, “Altı ay, büyük kararlar almak yok.” sözlerimi berraklaştırmak istiyorum.

Ve ilk soru şu olmalı, “Senin bahsettiğin altı ayın, eve geri dönme çağrısı ile bir ilgisi var mı?” Ve yanıt açıkça, evet.

Ve sıradaki soru.

ŞAMBRA 2: Ben sadece küçük bir ev almayı düşünüyordum, bu büyük bir karar mıdır?

ADAMUS: Evet (kadın kıkırdar). Evet.

ŞAMBRA 2: Peki.

ADAMUS: Evet. Şey, ne kadar küçük bir ev?

ŞAMBRA 2: Eh, bir yatak odalı.

ADAMUS: Bir yatak odalı.

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Şey, bu sana göre büyük bir karar mı? Demek istediğim...

ŞAMBRA 2: Pek değil.

ADAMUS: Pek değil.

ŞAMBRA 2: Hayır.

ADAMUS: O zaman iyi, ama eğer sende, “Bu iyi mi? Kötü mü? Bunu yapmalı mıyım? Bunu yapmamalı mıyım? Benim param var mı?” benzeri düşünceler varsa alma. Büyük bir karar değilse, eğer bu senin her gün yaptığın bir şeyse...

ŞAMBRA 2: Evet, sadece mantıklı bir şey.

ADAMUS: Evet, evet. Tamam. Evet, ama eğer bu sana büyük bir karar gibi geliyorsa, eğer gerçekten üzerinde stres yaratıyorsa ve üzerinde düşünmek zorundaysan, o zaman bunu yapma. Sadece bekle.

ŞAMBRA 2: Tamam. Teşekkürler.

ADAMUS: Başka ne var? Senin düşündüğün başka önemli bir karar daha var.

ŞAMBRA 2: Aah. Belki sen biliyorsundur (Adamus kıkırdar). Söyle bana (kadın kıkırdar).

ADAMUS: Ben senden bunu hissetmeni istiyorum. Başka ne var?

 ŞAMBRA 2: Belki, ilişki olabilir mi?

ADAMUS: Evet. Evet, evet.

ŞAMBRA 2: O halde karar verme. Sadece tuhaf olanlarla devam et…

ADAMUS: Evet, evet. (kahkahalar)

ŞAMBRA 2: … şey.

ADAMUS: Bize bundan bahsetmek ister misin?

ŞAMBRA 2: Benim için sorun değil.

ADAMUS: İlişkin nasıl?

ŞAMBRA 2: Ah, sadece yıllardır sürüyor ama tam bir bütünlük yok.

ADAMUS: Doğru, doğru. Evet.

ŞAMBRA 2: Ki bunun – aslında benim işime yaradığını keşfettim.

ADAMUS: Kaç yıl oldu?

ŞAMBRA 2: Yedi.

ADAMUS: Ah. Evet, şu anda bu konuda herhangi bir karar alma.

ŞAMBRA 2: Peki.

ADAMUS: Bu tür şeyler için uygun bir zaman değil – bu büyük bir karar.

ŞAMBRA 2: Peki.

ADAMUS: Evet, evet.

ŞAMBRA 2: Peki. Teşekkür ederim.

ADAMUS: Güzel. Evet.

LULU: Peki, ben hayatımın bu noktasında evsiz gibiyim.

ADAMUS: Mm hmm.

LULU: Benim bir evim yok.

ADAMUS: Tamam.

LULU: O nedenle düşündüğüm şey...

ADAMUS: Geceleri nerede uyuyorsun?

LULU: Otellerde.

ADAMUS: Otellerde. Bu hoş olabilir.

LULU: Evet ve çok pahalı (kadın kıkırdar) .

ADAMUS: Evet, evet! İyi oteller mi bunlar?

LULU: Güzel oteller.

ADAMUS: Ah, iyi, iyi. Evet.

LULU: Ve ben aslında kendime benzin doldurmadığım bir Tesla aldım ve ben tek bir kuruş harcamadan geziyorum.

ADAMUS: Tesla’ya bir kamp arabası takabilirsin ve hem bir ev, hem de bir araban olur.

LULU: Kamp arabam var.

ADAMUS: Evet. Gördün mü bak? Evsiz değilsin.

LULU: Şey, o, dükkanda.

ADAMUS: O zaman sorun nedir? Bir ev mi alacaktın?

LULU: Ben yaptıracağım bir ev alma sürecindeydim.

ADAMUS: Evet. Eve baktın mı?

LULU: Evet.

ADAMUS: Ev konusunda bir karar verdin mi?

LULU: Başlattım ama...

ADAMUS: Ah, o zaman iyi. Sen zaten karar vermişsin. Evet. Bu iyi. Evet. O yüzden kaygılanacak bir şey değil.

LULU: Ama finans kuruluşu henüz benim için bir karar vermedi.

ADAMUS: Tamam. Şey, ben işte böyle durumlarda her şeyin olmasına izin verin diyorum. Ama sen bu konuyla ilgili kararı zaten vermişsin, onun için bu, bitmiş bir iş. Şimdi sadece bırak ve neler olacağını gör.

LULU: Tamam.

ADAMUS: Tamam mı?

LULU: Tamam.

ADAMUS: Güzel. Büyük bir kamp arabası mı? (bazı kıkırdamalar)

LULU: Bir Mercedes Wind 5, wind – nasıl deniliyor? Evet.

ADAMUS: Evet. Oldukça büyük.

LULU: Gerçekten güzel bir şey.

ADAMUS: Evet, güzel.

LULU: Evet.

ADAMUS: Peki. Birkaç soru daha.

JEAN: Gelecekte bunu okuyan, bugün burada olmayan insanlar için ne olacağını bilmek istiyorum.

ADAMUS: Evet ve buna nasıl yanıt verirdin?

JEAN: Anda ol.

ADAMUS: Onlar için okudukları zaman, izledikleri zaman geçerli olacak.

JEAN: Peki. Teşekkür ederim.

ADAMUS: O zaman geçerli olacak.

JEAN: Teşekkür ederim.

ADAMUS: Şimdi ya da yakın zamanda izleyen bu grup için, bu, şimdi geçerlidir. Eğer siz bunu daha sonra izliyorsanız, izlediğiniz zaman aralığı için geçerlidir. Evet, çünkü aksi halde, evet…

Kimseyi korkutmuyorsun değil mi? (bazı kıkırdamalar)

JESSİCA: Ben gerçekten kaygılı hissediyorum ama...

ADAMUS: Bu sorun değil.

JESSİCA: … ayağa kalkmam gerekir mi?

ADAMUS: Ben hep iyi davranırım. Hayır, hayır. Oturabilirsin, lütfen.

JESSİCA: Ben ağustosta evleneceğim ve ben bunun büyük bir karar olduğunu hissediyorum.

ADAMUS: Bu büyük bir karar, evet.

JESSİCA: Büyük bir karar. Yani, fikrimi hiç değiştiremeyecekmişim gibi hissediyorum.

ADAMUS: O kişiyi tanıyor musun? Yani, onunla tanıştın mı? (kahkahalar)

JESSİCA: Biz on yıldır beraberiz.

ADAMUS: Ah, on yıldır.

JESSİCA: Evet.

ADAMUS: Büyük bir karar değil. Ve sen evlenme kararını önceden vermişsin.

JESSCA: Yani bu...

ADAMUS: Doğru, doğru.

JESSİCA: Tamam.

ADAMUS: Evet. Hayır, sen iyisin.

JESSİCA: Tamam! (kıkırdar).

ADAMUS: Sen iyisin. Evet. Oley! Oley! Evet.

JESSİCA: Kalbim çok hızlı çarpıyor!

ADAMUS: Hayır, zaten bir karar verdiyseniz - evlenme, hamile kalma, bir ev alma veya iş kurma – siz zaten bir karar verdiyseniz, devam edin. Ben şu andaki yeni büyük kararlardan bahsediyorum.

JESSİCA: Tamam.

ADAMUS: Güzel. Ah ve biz burada konuşurken, Şambra sosyal medyasının tüm bu konuşmalardan dolayı hareketlendiğini hissediyorum. Evet. Güzel.

MİCHELE: Neden?

ADAMUS: Neden? Neden? Ah, ben bunun bir filozofun sorusu olduğunu sanmıştım.

MİCHELE: (kıkırdar) Hayır!

ADAMUS: Neden? Çünkü. Neden? Biz bir merabh yapacağız ve ben daha fazla açıklama yapacağım ama sen ne düşünüyorsun?

MİCHELE: Şey, meydana gelen tüm bu şeyler ve değişimler ile birlikte biz de değişiyoruz ve bizim bugün alabileceğimiz kararlar, altı ay sonra değişeceğimiz için farklı olacaktır.

ADAMUS: Mükemmel. Evet.

MİCHELE: Tamam.

ADAMUS: Evet. Şu anda karar vermek için iyi bir zaman değil çünkü sizin içinizde çok farklı seviyelerde değişiklikler oluyor ve bugün verdiğiniz bir karar bundan altı ay sonra gerçekten geçerli olmayacak.

Ayrıca, ben sizin şimdi izin vermeye ve kendinize güvenmeye alışmanızı istiyorum. Dış kuvvetlere izin vermek yada güvenmek değil, sadece sizin için çalışacağına dair izin vermek ve güvenmek. Ayrıca çok daha az karar vermek zorunda kalacağız. Her şey öylece sizin için orada olur ve bu Merlin’dir. Bu, sizin içinizdeki Üstattır. Her şey siz ihtiyaç duymadan önce orada olur. Eski insan karar alma süreçlerinde mücadele etmeniz gerekmez, en azından sık sık gerekmez. Siz ne yiyeceğinizle ya da içeceğinizle ya da yürüyüş için nereye gideceğinize karar vererek gün boyu kendinizi meşgul edebilirsiniz ancak büyük şeyler kendi kendine olmaya başlar. Bu inanılmaz bir yaşam şeklidir. Ve bunların eve dönme çağrısının yapıldığı zamanda olması garip. Eve geri dönen siz değilsiniz ama burada gezegene müdahale eden kişilerin geri gelmeleri emrediliyor. Evet. Güzel.

KATARİNA: Sen benim sorumu zaten cevapladın çünkü sorum şöyle, şu anda hayatımda çok şey değişiyor ve çok fazla karar vermem gerektiğini hissediyorum.

ADAMUS: Bu bir yük değil mi? "Ne yapmam gerekiyor?" Bunu hayal edebiliyor musunuz? Bunu yapmana gerek yok. Her şey kendiliğinden olur.

KATARİNA: Evet, öyle söyledin, kalbim şöyle oldu (açıldı) çünkü bu kararları bile veremediğimi ve her şeyin öylece olduğunu hissediyorum. Yapmaya çalıştığım şey kalbimi takip etmek ve akışla gitmek ve beni nereye götürdüğünü görmek.

ADAMUS: Evet.

KATARİNA: Ama bir noktada birinin – insan realitesinde olduğu gibi – kararlar almaya ihtiyacı oluyor.

ADAMUS: Doğru.

KATARİNA: Yani her şey izin vermekle ilgili ve şeyler oluyor ve tek korku şu, “Sen bunu yapmazsan” – ben bunu duydum - eğer bir karar vermezsen, ben senin yerine karar veririm.”

ADAMUS: Evet, bu çoğu insan için uygun ama biz şu anda o yöne doğru gitmiyoruz.

Çoğu insan için kararları vermeleri, deneyim yaşamaları, sorumluluk almaları önemlidir. Ama biz şimdi gerçekten vites değiştirdik ve siz çok fazla karar almanıza gerek olmadığını fark edeceksiniz. Olaylar sadece olacak, siz busunuz, adına ne derseniz deyin, bu, sizin tanrısallığınız, siz Üstatsınız, Merlinsiniz ve her şey öylece olur. Ev mevcuttur, iş mevcuttur, ilişki mevcuttur. İnsan karar verme sürecindeyken bazen zihinselleşir - hayır, neredeyse her zaman zihinselleşir - ve olan şey şudur, siz gerçeklere dayalı kararlar verdiğinizi sanırsınız ancak sınırlamalara dayalı karar verirsiniz.

Siz hayatınızda büyük kararlar vermeye çalışmayı bıraktığınızda bu sizi açar ve sınırlamaları serbest bırakır ve siz aniden bir şeylerin gerçekleştiğini ve bunların çok uygun olduklarını ve korkutucu olmadıklarını ve sizin için mükemmel olduğunu fark edersiniz. Ve siz artık o küçük kararlar ve hatta orta düzeyde kararlar almanıza gerek olmadığını anlarsınız. Sadece olur ve sizin kalbinizi tatmin eder. Ve siz bir bakıma şöyle diyebilirsiniz: “Ben zaten karar verdim. Ben, ben olan her şey olmak için bir karar verdim ” ve bu şimdi oluyor.

KATARİNA: Evet, bu çok mantıklı.

ADAMUS: Yani sen kaçtın – sen konuşmana şunu söyleyerek başladın, ah, senin karar vermen gereken şeyler vardı – vın!

KATARİNA: Evet, bir sürü şey oldu. Karar bile vermedim. Sadece oldu ve benim hayal edebileceğimden bile daha iyi bir şekilde oldu.

ADAMUS: Evet.

KATARİNA: Yani, bu, şu anda biraz tuhaf bir şey ama harika...

ADAMUS: Hayal edebileceğinden daha iyi. Anahtar bu. Anahtar bu.

KATARİNA: Evet! (kıkırdar) Evet.

ADAMUS: Ve çoğu zaman, bir insan hayatındaki karar verme sürecine karıştığında, bu gerçekten sınırlamalara dayanır. Hayatınızda verdiğiniz kararların çoğunu hissedin. Onlar büyük, çılgın-sınırların ötesindeki potansiyellere dayanmıyordu. Onlar sınırlamalara dayanıyordu. Ben her zaman, her insan kararının, her seçimin idrak kabiliyetine değil, aslında duyguya dayalı olduğunu söylerim. O, gerçeklerle doğrulanır ama her karar, hatta sizin bu öğleden sonra ne yiyeceğiniz konusunda aldığınız karar bile, duygusal bir karardır. Ve siz sonra bunu, “Ama bu benim için daha sağlıklı” diyerek ya da her neyse o şekilde haklı çıkarırsınız. Fakat her seçim, her karar duyguya dayanır.

Gerçek şu ki, gerçekten sınırlı yaşam kararları vermek zorunda olmanın tamamen ötesine geçiyoruz. Bununla ilgili şey şu ki, bu, sizin Üstat ile gerçekten yürüdüğünüz, sizin zaten içinizde olan Merlin ile yürüdüğünüz zamandır. Güzel.

İki soru daha ve biz sonra bir merabh yapacağız. Arka taraf.

HORACE: Teşekkür ederim. Ben bu yıl bir ev, bir daire veya hatta bir bina satın almayı planlıyordum ve bana sanki kira döngüsüne bir son veremeyecekmişim gibi geliyor. Ben tekrar kiraya döndüm.

ADAMUS: Tamam.

HORACE: Yani...

ADAMUS: Ama sen zaten karar vermişsin.

HORACE: Verdim, evet.

ADAMUS: Tamam. Şimdi, bunun için endişelenmene bile gerek yok, işler oluyor. Karar zaten verildi, bu yüzden karar vermeye çalışmıyorsun. Sen şu anda burada durup, “Yapmalı mıyım yoksa yapmamalı mıyım? demiyorsun. Senin zaten bir taahhütün var. Enerji zaten hareket halinde. Bunu senin için tezahür ettirmek amacıyla senin için ihtiyaç duyulan şeyleri zaten topluyor.

Sen oyunu oynayabilir ve bir apartman dairesi mi, ev mi, şu fiyata mı bu fiyata mı diye karar veriyormuşsun gibi yapabilirsin. Sen o oyunu oynayabilirsin ama ben olsam, şu anda tüm o kararların ve kaygıların ve diğer şeylerin yerine bunların hepsini salıverirdim, enerjinin nasıl içeri girdiğini ve nasıl hizmet ettiğini izlerdim. Ve bu bazen korkutucu olacak çünkü sen, “Ah, bunun üzerinde düşünmeliyim. Kararlar almalıyım. Buna odaklanmalıyım.” diyorsun. Hayır, hayır.

HORACE: Şey, bu pek şüphe değil. Bu, daha çok öfke ve kızgınlık. Ben sadece bıktım.

ADAMUS: Evet.

HORACE: Ben sadece bir şeylerin ilerlemesini istiyorum.

ADAMUS: Doğru. Ama kararı zaten verdin.

HORACE: Evet.

ADAMUS: Yani sen iyisin. Ben sadece bu noktadan itibaren altı ay boyunca büyük kararlar almamanı söylüyorum. Sen ne istediğine zaten karar verdin, onun için bunlar işliyor.

HORACE: Tamam.

ADAMUS: O senin yoluna geliyor.

HORACE: Teşekkür ederim.

ADAMUS: Ben bunu ciddi söylüyorum. Senin bugünkü beklentine göre değil.

HORACE: Güzel. Ben kendimi sınırladığımı biliyorum ve bunu duyduğum için mutluyum. Yani, iyi. Teşekkür ederim.

ADAMUS: İyi. Bir soru daha. Burada bir yerde bir soru daha olduğunu biliyorum. Belki de yoktur.

ŞAMBRA 7 (erkek): Benim sorum yok. Ben sadece – Gerçekleştirime ulaşacağım çünkü ben altı ay sonra Gerçekleştirime ulaşacağımı düşünüyorum (kıkırdar).

ADAMUS: Evet. Peki. Belki de altı aydan daha önce.

ŞAMBRA 7: Ah. Hım?

ADAMUS: Sen belki de altı aydan önce Gerçekleştirime ulaşırsın.

ŞAMBRA 7: Altı aydan önce mi?

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 7: Ah. Altı ay, altı aydan önce, ben sadece Gerçekleştirim alırım (kıkırdar).

ADAMUS: Evet. İyi. Bu iyi. Evet ama sen bunun için zaten bir seçim yaptın, bu yüzden endişelenmene bile gerek yok. Evet.

ŞAMBRA 7: Teşekkür ederim.

ADAMUS: Teşekkür ederim. Peki, hadi biraz müzik çalalım.

 

Merabh

Peki. Şimdi merabh zamanı, bir bilinç değişimine izin verme zamanı.

(müzik başlar)

Ben biraz konuşacağım. Benim bir merabh sırasında yaptığım şey bu, ama çok da değil. Şimdi derin bir nefes alma zamanı - vay be! - olan herşeyi hissedin.

Sizin bu Korona virüsünüz var. O büyük bir dikkat dağıtıcı. O birçok şeyi durgunlaştırıyor ama gezegendeki diğer şeyler konusunda gerçekten büyük bir dikkat dağıtıcı. Yani, o gerçek. O ekonomi ile ilgili. Herkes endişeli ve gergin.

Sonra, çoğu insanın asla farkına varamayacağı başka bir şey daha var. Aynı zamanda şu anda Başmelekler Düzeni kapanıyor. Ona artık gerek yok. Gezegende enerjiyle, kendi enerjisiyle egemen ilişkilerini gerçekten anlamaya başlayan yeterince insan var.

Başmelekler Düzeni’ne gerek yok. Gezegene yeni gelenler olacak ama şimdi yeni Dünyalar var. Onlar oraya da gidecekler.

Ve Başmelekler Düzeni görevini tamamlarken, tüm müdahalecilere geri dönmeleri çağrısında bulunuldu.

Meleksi aileler kendilerininkini çağırıyorlar, “Şimdi eve dönme zamanı.”

Bu sadece gezegenin görünmez alemlerinin etrafında dolaşanları etkilemeyecek. Bu, onların birlikte çalıştıkları insanları da etkileyecek. Ve onların hepsi de uğursuz değil. Onların hepsi gezegene zarar vermeye çalışmıyorlar. Onlardan bazıları meleki aileleri için bir şeyler öğrenmek üzere buradalar.

Onlar geri çağrılıyorlar ve ben - (Adamus kıkırdar) Cauldre bunu söylememi istemiyor ama ben burada çılgın bir ifadede bulunacağım. Ben Pleiadeslileri müdahalecilerle aynı kategoriye koyuyorum. Benim Pleiadesliler hakkında söyleyecek iyi bir şeyim yok ve “Eh, hadi hepimiz barış yapalım, sevgi ve neşe duyalım” diyenler. Hayır. Ben onları sevmiyorum. Onlar yalan söylüyorlar. Onlar hile yapıyorlar. Onlar bu gezegene çok uzun bir süre boyunca müdahale ettiler. Onlar başka açılardan gerçekten iyi olan insanları kendilerine suç ortağı yaptılar. Onlar manipülatif. Onlar enerji hırsızları ve bu sözde Pleiades kanallarının birçoğu kanallığı durduracaklar, onlar aniden orada hiçbir şey olmadığını hissedecekler. Ve onlardan bazıları devam edecekler. Bu tamamen sahte olacak çünkü Pleiadesliler geri çağrılıyorlar. Ve siz onlara benim bunu söylediğimi söyleyebilirsiniz.

Evet, ben Sedona’dan menedildim. Menedildim ve bundan gurur duyuyorum. Siz benim Sedona’ya tekrar gidemeyen tek Yükselmiş Üstat olduğumun farkında mısınız? (Adamus kıkırdar) iyi bir nedenden dolayı.

Yani bütün bunlar oluyor. Onlar eve geri çağrılıyorlar, böylece gezegen artık kendi başına, kendi yolunda kendi halkıyla devam edebilir. O, müdahale olmadan bu yeni insan türlerini araştırabilir. O, bu uzaylıların müdahale bulutu olmadan tamamen yeni bir enerji ve bilinç anlayışına girebilir.

Önümüzdeki altı ay çok ilginç olacak. Ve yine, sadece haber başlıklarını izlemekle kalmayın aynı zamanda haber başlıklarının altında neler var, aralarında neler var, hala gazeteleriniz varsa haberlerin diğer sayfalarında neler var bakın. Onlar artık varlar mı?

Ama önümüzdeki altı ay boyunca gezegende neler olup bittiğini hissedin ve daha da önemlisi kendinizi, kişisel olarak hissedin.

Büyük kararlar yok. Bunun bir nedeni var. Siz gerek ilişkiler, gerek bir ev ya da iş ya da çocuklar ya da hayatınıza yön vermekle ile ilgili tüm kararları kendi başınıza almak zorunda olduğunuz bir zamandan çıktınız ve şimdi bunu yapmanız gerekmiyor. Siz gerçekten kalbinizde olanın, gerçekten kalbinizde olanın – zihninizdeki kararların değil, gerçekten kalbinizin içinde olan kararların - hayatınızda tezahür etmeye başladığını göreceksiniz.

Siz geçmişte, zihninize girerek aslında hayatınızdaki birçok kararı veya fırsatı berbat ettiniz.

Şimdi gerçekten güvenme zamanı.

Siz her şey hakkında karar vermeniz gerektiğini düşünmeye çalışıyorsunuz. Şey, bu güven duymamaktır. Şimdi bunları sizin – Merlin’in, Üstadın, sizin – her şeyi gerçekleştirdiğine güvenme zamanı.

Bu bir dışsal kuvvet değil. Bu aslında şudur; şimdi hayatınızda bunlar gerçekleşirken, kalbinizin gerçek arzuları gerçekleşmeye başladığında, siz bunun gerçekten siz olduğunuzu fark edeceksiniz. O, sadece sizin uzun bir süredir kilitlediğiniz bir parçanızdı.

Ve altı ay süren, büyük kararlar alınmayan bir dönemden sonra siz sanırım artık vermeniz gereken çok fazla büyük karar olmayacağını anlamaya başlayacaksınız.

Siz tamamen farklı bir akıştasınız. Siz farklı bir zarafet halindesiniz ve her şey sadece olur.

Olan şey, enerjinin size karşılık vermesidir, sizin enerjinizin sizin kalbinize karşılık vermesidir. Zihin her şeyi bir sınırlama durumunda çözmeye çalışmaz ama siz aniden enerjinin işleyişinin bu olduğunu fark edersiniz. O, kendini kalpte hissettirir. O, kendini gerçek arzularda hissettirir ve sonra da olur.

Enerji size hizmet eder. O size doğru insanları, doğru zamanda getirir, doğru fırsatları getirir. Sizin onun üzerinde çalışmanız, stres yapmanız gerekmez.

Yani, önümüzdeki altı ay boyunca, büyük kararlar almak yok. Sadece güvenin ve izin verin ve işlerin nasıl değiştiğini izleyin.

Bunların hepsi ilginç bir kavuşma zamanı. Uzaylı müdahaleciler şimdi eve geri çağrılırken, gezegende olanlar, Korona virüsü, teknolojideki tüm değişiklikler olurken her şeyin nasıl bir araya geldiğine bakın.

Derin bir nefes alın ve şu anda nerede olduğunuza bakın, gürültünün, karışıklığın ve kaosun üzerine yükselin.

Güzel, derin bir nefes.

Bunun yanı sıra, sizin büyük kararlar konusunda kaygılanmanız gerekmez ve sonra enerjinin nasıl farklı bir şekilde size hizmet etmek için çalıştığını izleyin.

(müzik durur)

Bununla birlikte, ben her zaman olduğu gibi sizinle olmaktan zevk duydum. Ben Kona’ya Şaud veya başka özel bir etkinlik için geri geleceğim.

Hadi biz bu oturumu sonlandırırken derin bir nefes alalım ve tüm yaratımda her şeyin yolunda olduğunu hatırlayalım. Teşekkür ederim (izleyiciler alkışlar).



İngilizceden çeviren: Meltem Taban