• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

Oturma (Benching) Sanatı Dizisi Şaud: 1

 

KIRMIZI ÇEMBER MATERYALLERİ

Oturma Sanatı (Benching) Dizisi

ŞAUD 1

Geoffrey Hoppe tarafından ADAMUS SAINT-GERMAIN kanallığı ile 2 Ekim 2021 tarihinde Kırmızı Çembere sunulmuştur.

Ben O Ben-im, Egemen Alandan Adamus.

 

“Oh, zırvalık! Oh, zırvalık!”  Biz müzikle gelip, bu yeni dizimizin, Bençing – Oturma Sanatı dizimizin enerjilerini hissederken, Sart böyle söyleniyordu. “Oh, zırvalık!”

Sart’layım. FM’ leyim. Biz park bençine (Benç=bank araştırmama göre Türkçede kullanılır durumda) geçmeden önce; geçiş yapan bir çok Şambrayla beraberim. Aklıma gelmişken, sevgili Easa’lı Linda, park bençinde çok güzel görünüyorsun. Çok hoş.

LINDA: Teşekkür ederim.

 

ADAMUS: Oh, Timothy, DocCE -ve Edith ve de ayrılan bir çok Şambra ile beraberim. Bazıları gerçekten Yükselmiş Üstat. Bazıları sizinle beraber, bu yaşamda yaptığınız şeye devam etmek için, basitçe başka bir yaşam için geri gelmeyi seçtiler. Onlar, tam Gerçekleştirim için hazır değillerdi. Aslında Gerçekleştirimi seçmemişlerdi, yeniden gelmeyi seçtiler, ama bugün yeni dizimizin Bençing – Oturma Sanatı- dizimizin açılışında burada, onlarla beraberim.

Hepsi heyecanlılar. Ben de öyle çünkü, gezegende doğru zamanda doğru insanlarla birlikte, olmamız gereken yerdeyiz. Buradayız. Yaptık. Vardık. Tren doğru zamanda – ne erken ne de geç-– tam da doğru yolcularla, -sizle- istasyona ulaştı.

Şimdiye kadar ki yıllar boyunca, bir çok tartışmalar yaptık, geçmiş yaşamları, sorunları konuştuk, dünyayı, fiziği, enerjiyi ve bilinci konuştuk, bir çok salıverme ve izin verme yaptık. Salvermeler zordu. Çünkü bildiğiniz gibi, bazen salıverdiğiniz şeyler size geri gelir. Ancak, salıvermeye devamlı olarak izin vererek, çok geçmeden gidiverir. Eski sorunlar ve eski konular, sıkışık enerjiler, gidiverir. Doğal enerji haline geri döner. Artık eski, zorlayıcı formlarında hapsedilmiş değillerdir. Emici değillerdir ve biz şimdi buradayız ve enerji size hizmet etmeye hazır.

 

Şimdi, gezegende bu destansı zamandayız, Şambra için bu güzel zamandayız, Bençing- Oturma- Sanatı zamanındayız. Buraya ulaşmak zaman aldı ama buradayız ve şimdi asıl işimiz- ben buna iş demek istemiyorum, gerçek tutkulu misyonumuz (misyon ile tutkuyu birleştirerek yaptığı sözcük= massion) başlıyor, Bençing- Oturma- Sanatı.  Bana, gerçekten güzel bir park bençi ve eşlik edecek güzel bir hostes buldular.

LINDA: Zarif sözler.

ADAMUS:  Her şey burada. Bu benç, burada Kona gibi güzel bir yerde, Villa Ahmyo’ dayız. Kahvemden başka herşey tamam.

 

LINDA: Oof!

ADAMUS: Beni şimdi bu sahnede bu Hawai kahvesini içerken görüyorsunuz ama Cauldre’nin içtiği bu kahve tuhaf bir karışım. Mantarlı gibi bir şey. Evet, sevgili Kerri …

LINDA: Kerri gitti bile.

ADAMUS: Sevgili Kerri …

KERRI: Evet, aşkım, kahveni getiriyim, (Adamus kıkırdar).

ADAMUS:  Sevgili Kerri kahveyi getirecek, ben de güzel bir fincan kahvenin tadını çıkaracağım. Yükselmiş Üstatlar Klübünde de kahvemiz var, tabii ki. Ancak, sertliği, hatta bazen acımtraklığı, hatta kafeininin çokluğu ve etkisiyle insan kahvesi gibisi yok. Evet, sevgili Kerri şimdi kahve getirmeye koşturdu.

LINDA:  Evet, öyle.

ADAMUS: Teşekkür ederim.

LINDA: Nasıl da koştu yani.

ADAMUS: Nasıl da koştu, öyle hemen şurada değil tabii ama olması önemli.

LINDA: Tabii.

ADAMUS: Evet, size bu çok özel bir zamanda bu çok özel yere vardık, diyorum. Buraya gelene kadar çok şey oldu. Yaşamlar boyu şeyler üzerinde çalıştık, ama artık çalışılması gereken bir şey olmadığını, söyleyebilirim. Bir şeyler üzerinde çalıştığınızda, onların size karşı ters tepmiş gibi gözüktüğünü hiç fark ettiniz mi? Çalışmak gerçekten işe yaramıyor. Bir şeyler üzerinde çalışmak ve onlarla mücadele etmek, onlar yüzünden ıstırap çekmek gerçekten işe yaramıyor. Bu, günün sonunda, sadece izin verme meselesidir. Sadece izin vermek.

Muhtemelen hâlâ kalıntılar var ve bazılarınız sorunlarınız üzerine çalışmaya neredeyse bağımlı hâle geldiniz. Ama ben sizi, kendi kibar ve çekici tarzımla, artık bunu yapmamanız için teşvik edeceğim. Eğer hayatınızda sorunlarınız varsa- onların ne olduğu ile ilgilenmiyorum, ilişki, sağlık ya da bolluk veya bunlar gibi bir şey, öz-değer vs- eğer sorun varsa, basitçe onun ötesine geçin. Soruna odaklanmayın. Onunla savaşmayın. O şimdi kendi çıkış yolunda. Ama siz ona dikkat verdiğinizde, onunla savaştığınızda, o size yapışıp kalıyor, çünkü gayet kibarca söylediğim gibi, eğer sorun hala oradaysa, onda sevdiğiniz bir şey vardır. Şimdi onu bırakma vakti. Sizler, hatta hastalıkların bile, bedeninize çok işlemiş olduğunuz düşündüğünüz rahatsızlıkların bile, evet bazı hastalıklar ve rahatsızlıklarla bile savaşmayın. Onların geçmesi için çabalamayın. Üzerlerine düşme çabasına girmeyin. Dikkat vermeyin. Onların sadece geçmişin izleri olduğunu idrak edin. Onlar kendi çıkış yollarındalar. Nasıl gidecekleri, nasıl ayrılacakları konusunda endişelenmeyin.

Onlar kendi çıkış, çözüm yollarındalar, çünkü siz, bu gezegene, -bu yaşamda- asıl gelme nedeniniz olan (massion) tutkulu işiniz için buradasınız. Asıl neden, sadece aydınlanmanız değildi. Aydınlanma, bunun sadece bir nevi bir yan etkisi diyebilirim. Asıl burada olma nedeniniz, yapacağımız şey, bu Bençing-Oturma Sanatı dizisi ile yapacağımızla ilgilidir.  Biz bençing yapacağız, ışığımızı yayacağız.

 

Aslında herşey burada başlamadı. Bizler bunu, bayağı bir süredir süptil yollarla yapıyorduk.  Metatron’un Yıldızgemileri  Yolculuğunda gördüğünüz gibi, -orada anlatıyorlar-bizler bunu bayağı bir zamandır yapıyorduk. Biz, Metatron ile bunu yaptık, diğer alemlere gittik. O alemlerde bedensiz, kaybolmuş kendi karanlıklarına takılı kalmış dolaşan varlıklarla bunu yaptık. Ama size sevecenlikle söylüyorum ve söylemeyi sürdüreceğim- biliyorum bazılarınız gözlerinizi devirip, deliye dönüyorsunuz- ama bedensiz bir varlık olsanız dahi, diğer alemlerde amaçsızca hayalet gibi dolaşan bir varlık olsanız dahi, yine de bunda hâlâ yapmaktan hoşlandığınız bir şey vardır, aksi halde yapmayı sürdürmezdiniz. Bu, hayatında hangi konuda olursa olsun, herhangi bir sorunu olan her biriniz için çok önemli bir nokta. Orada, garip bir biçimde- ıstırap bile bir zevk biçimi olabilir- hâlâ zevk veren bir şey vardır, hâlâ size bir şey veriyordur. Şimdi haydi, bütün bunların ötesine geçelim. Bu olmayı istediğimiz yer, park bençi, buraya gelmenizin asıl nedeni olan park bençine gidelim.

 

Yeni dizimize başlarken, bununla derin bir nefes alalım. Bençing-Oturma Sanatı.

 

Bu konuya derinden girmeden önce- biz her Şaudda bençing deneyimleri yapacağız. Bu, bizim öyle çok fazla konuşmamız ya da size öğretmem gereken bir şey değil. Ama ayda bir kez, Şambrayla toplanmak – siz bunu kendi kendinize yapacaksınız, tabii-  ama ayda bir kez Şambrayı toplamak ve en şefkatli şeyi sizin için ve gezegen için yapmak istiyorum. Tartışma ve konuşmalarımızda olacak, kuşkusuz. Ama, her Şaudumuzda biraz bençing yapacağız. Metatron’un Yıldız Gemilerinde olduğu gibi, ışığımızı dışarıya yaymaya izin vereceğiz. Diğer alemlere gidip, kaybolmuş varlıkları kurtarma gayretinde olmayacağız, ama basitçe orada bir ışık olacağız. Gerçekten, her zaman bu ışığı almaya açık, yeterli sayıda, -az sayıda ya da çok sayıda olsun- ama hep yeterli sayıda varlık ve yeterli sayıda insan olacaktır. 

O ışığın nereden geldiğini bilemeyecekler ve o ışık gündemle gelmeyecek. O ışık yönergelerle gelmeyecek, hiçbir şekilde bir şey ödemek zorunda olmaları biçiminde gelmeyecek ama bir şey fark ediyor olacaklar. Bizler, bu bençing yılında, dünyaya olacak değişimlere bakıyor, izliyor olacağız. Değişimler bazen kolay olmayacak, bazen çok zor olacaklar, ama biz bizler değişimleri sizin bençing yapmanızın ve ışığınızı yaymanızın doğrudan sonucu olarak gözlemliyor olacağız.

Ah! Teşekkür ederim, sevgili Kerri. Sonunda kahvem geldi.

KERRI: Teşekkür ederim, canım.

ADAMUS: Kahve getirerek, bu adada yardım etmek için bulunman ne kadar inanılmaz değil mi?

KERRI: Kesinlikle!

ADAMUS: Oh, varsa- çikolata yanına ne güzel giderdi- Cauldre içinde krema ile seviyor.

KERRI: Çikolata getirmekten mutluluk duyarım.

ADAMUS: Mersi. Teşekkür ederim. Benim çikolatalarım var. Konuya dönelim. Bençing-Oturma Sanatı. Lütfen, sevgili Linda- şey- otur demeyeceğim sana, çünkü tahtaya yazmanı isteyeceğim. Evet, yazmaya hazırlan. Ben hazırım.

LINDA: Tamam.

 

Sıfırın Doğası

 

ADAMUS: Şimdi, güncel bençing’e geçmeden önce, Adamamatics ile ilgili konuşmak istiyorum. Linda, tahtaya yazar mısın? Oldukça geniş bir konu. O sayfaya bir sürü başka şeyler yazmayacağız. Adamamatics. Adamamatics nedir? Evet, bir nevi Adamanomics gibi bir şey.  Bu benim ekonomiyi ele alış biçimim.( ProGnost). Bu da Adamus matematiği, altına yazabilir misin, – Adamus Matematiği.

Konuları kendime özgü bir ele alış biçimim vardır ve siz de muhtemelen bunu bilirsiniz. Şimdi biraz matematikten söz etmek istiyorum. Öyle karmaşık kavramlarla değil, gayet basit kavramlarla, ama– teşekkür ederim, işte Adamamatics. Adamamatics, Adamus Matematiği. Linda, lütfen o sayfada biraz kal, sonra diğer sayfaya geçeceğiz ve bugün sıfırın doğasını konuşacağız.

LINDA:  Kahramanın doğası mı?  (hero= Kahraman, Zero= sıfır,)

ADAMUS:  Sıfırın Doğası.

 

LINDA: Sıfırın Doğası.

ADAMUS:  Kahraman “hero,” değil, sıfır. “zero.” Sıfırın doğası.– ve işte başlıyoruz, kahvem ve içinde Cauldre’nin kreması ve başlıyoruz. Teşekkür ederim, sevgili Kerri. Teşekkür ederim.

LINDA: Sıfırın doğası.

ADAMUS: Sıfırın doğası.

Birçoğunuz sıfıra aşinasınız. Bildiğiniz gibi, sıfır matematiğin bir parçası değildi. Matematiğe gireli çok zaman olmadı, kabaca 500 yıldan fazla diyebilirim. Evet, insanlık böyle hayli uzun zaman sıfır olmadan devam etti ve sonunda birisi sıfırı keşfetti. Bu bayağı ilginç değil mi, bilinç gerekmesi ? Şeyler, tam önünüzde olsalar bile, bilinç hazır olana kadar keşfedilmiyor. Atlantislilerde de böyle olmuştu. Onlar da, gerçekten açıkça güneş ve ayı algılayana kadar, yıldızları görmemişlerdi. Orada olduklarını biliyorlardı ama yıldızlar bilinçlerinde değildi.

Sıfırda da aynı şey. Sıfırda da aynı şey. O da, diyebilirim ki 800 yıl öncesine kadar aslında bilinçde değildi. Büyük bir teori vardı ve o teoride tartışmalara götürüyordu. Bir çok insan, “Sıfır yok. Bir yerden başlamış olmalı.” derken, diğer bazıları da, “Sıfır aslında bir sayı değil “ dediler ve aslında sayı değil, sıfır noktası. Başlangıç noktası.

Bir an için sıfırı hissedin. Linda, “sıfır” yazdığın sözün altına büyük bir sıfır çizer misin? Bir an için sıfırı hissedin. Biz bu Bençing- Oturma Sanatı ile oraya gidiyoruz- sıfıra, sıfıra geri dönüyoruz. Büyüleyici- sayı olmayan sayı ama- matematikle ilişkili. Sıfır.

Biraz daha açıklayayım.  Linda, tahtaya, lütfen.

LINDA: Tamam.

ADAMUS:  Tam dinleneceğim diyor, Linda. Sayfanın tam ortasına yaklaşık altı inç uzunluğunda bir sıfır yapar mısın? Güzel, yuvarlak bir sıfır. İşte başlıyoruz. Güzel. Şimdi de, sağa doğru +1, +2, +3 diye devam eden sayılar yazar mısın, soldan sağa giden biçimde, sıfırın doğusuna doğru-+1, +2, +3, +4 gibi devam edecek biçimde. Sıfırın soluna, yani batısına da, -1, -2, -3, -4 ve devam eden biçimde yazabilir misin?  Sonra sıfırın üst kısmına, kuzeye, yukarı doğru küçük bir düzeltme imleci ile, “^1, ^2, ^3, ^4, ^5, ^6” devam eden biçimde yazar mısın?

LINDA: Tamam.

 

ADAMUS: Evet, işte öyle. Güzel. Güzel. Sonra alt tarafa, düzeltme imleci ile aşağı doğru, “v1, v2, v3, v4, v5, v6.”  olarak. Bu basit, gerçek Adamus matematiği – Adamamatamat … (Adamus kıkırdar). Söyleyemiyorum, bile.

Evet, şimdi, Linda, o sıfırın ortasına bir nokta koyar mısın? Bir nokta. O, sıfır noktası, esas olarak, siz’siniz ve her sayı bir deneyimi, bir gerçekliği, bir veçheyi temsil ediyor.

Şimdi, bir çok insan da gerçekleşen olgu, “soldan sağa giden” doğrusal (lineer) gerçeklik temelleri olması. Matematik genellikle buraya dayanır. (sıfırın sağ tarafındaki sayıları işaret ederek) Bu sayıları kombine edebilirsiniz- onları toplayabilir, çıkarabilir, bölebilirsiniz, ne isterseniz yapabilirsiniz, çarpabilirsiniz. – bir deneyim yaratmak için onları kombine edebilirsiniz. “1” ve “3”  ü alıp, yanyana koyarsınız ve “4” yaparsınız. “4 “ü ve “10” ‘u alıp birlikte “14” yapabilirsiniz ve bunu ”7” ye bölebilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Bu realitenin sembolik doğasıdır.

Bu geçmiş yaşamlarınızda olabilirdi, belki o zaman sıfırın sol tarafına yerleştirme yapardınız. Geçmiş yaşamlarınızın hepsi dizilidir, geçmiş deneyimler gerçekten olduğu gibidirler. Sonra da Linda’dan, (isteyeceğim şey),- yukarı, aşağı, aşağı, yukarı giden sayıları- çünkü realite ve matematik bile doğrusal formatta, ya sağdan sola, ya da soldan sağa gitmez- realite her tarafa doğru gider ve bu örneğin doğru olmasını istiyorsak, tahtanın her tarafında sayılar olmalıdır. Evet, Linda tahtada istediğin yere, istediğin yere rastgele sayılar yerleştir...

LINDA: Herhangi bir düzen gibi bir şey?

ADAMUS: … sıfır dışında, istediğin yere. Herhangi bir sayı, istediğin her hangi bir yere. Önünde hiçbir şey olması gerekmez, ama sıfırın içine sayı koyma.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: İstediğin yere.

LINDA: Tamam

ADAMUS:  Evet, temel olarak bu bize, her sayı ya da sayı kombinasyonunun bir realite deneyimi olduğunu söyler.  Bir realite biçimine kilitlenmeden bağımsız deneyimler yaşayabilirsiniz. Gidip bir deneyim yaşayabilirsiniz, sıklıkla geceleri rüyalarınızda yapıyorsunuz; bizim bu gayet doğrusal insan realitesinde şimdi yaptığımız gibi, gidip bir deneyim yaşayabilirsiniz ve tek bir realiteye kilitlenmezsiniz.

Nihayetinde, hepsi sıfıra geri döner, merkeze döner, oldukça tuhaf bir biçimde, bir öz noktasına benzeyen ya da bilincin sembolü olan yere döner. Siz dışarı çıkıp, bütün sayı kombinasyonlarını, bu deneyimleri yaşayabilirsiniz. Çoğu zaman, dediğim gibi, insanlar bu- soldan sağa- realitesinde kalırlar. Linda, bunun altını çizebilir misin ve soldan sağın sonuna doğru bir de ok yapar mısın? Çoğu insan hayata çok doğrusal (lineer) bakar ve aynı doğrusal çizgide yeniden enkarne olurlar. Sayıları çok çeşitli ve farklı biçimlerde kombine ederler ve tekrar ediyorum, sayılar basit olarak deneyimi temsil ediyorlar ya da bir veçheyi veya bir yaşamı olabilir ama insanlar sayıları kombine etmeye başlarlar ve sayılar milyonlarca, milyarlarca, triyonlarca kombinasyona gidebilir. Çok kompleks olabilirler ve sonra siz çeşitli bölme ya da hesaplama yollarını kullanabilirsiniz. Bu hayatınızda, enerji toplamakla ayni yolla olur. – şimdi tahtada ve sayılarla –enerjileri topluyorsunuz, kombine ediyorsunuz, birlikte eritiyor ve yeni deneyimler yaratıyorsunuz. Ama hepsinin temeli aslında bir sayı olmayan sıfırdır. O basit olarak başlangıç noktasıdır.

İnsanlar çoğunlukla ne yapıyorlar, özür dilerim, Belle’nin etrafından dolaşmak zorundayım çünkü Belle bulunduğu yerde, çok, çok rahat bir hâlde ve güvende hissediyor. (Linda kıkırdar) İnsanlar, bu diğer realiteleri deneyimlemiyorlar. Bu düzeyde kalıyorlar. Orası rahat. Orası güvenli. Fiziksel realitelere alışıklar. Ama aşağı ve yukarı gidebilirsiniz. Siz- evet, bu geçmiş yaşamlarınız olabilir ve siz şimdi onu deneyimliyor, olabilirsiniz, tabii seçerseniz, ama genellikle seçilmiyor. Siz buna odaklısınız. (Doğrusalı gösterir) Bunun dışında etrafta dağılmış bir hâldeki sayılarda, belirlenmiş bir realiteden bağımsız bir deneyim yaşayabilirsiniz.  Bütün bunların anlamı ise, nihayetinde daima sıfıra dönersiniz.

Sıfır aslında sıfır değildir. Sadece başlangıç noktasıdır. Sıfır diğer sayılarla kombine edeceğiniz bir sayı değildir.  Sıfır diğer sayılarla bölmek için kullanacağınız bir sayı değildir. O, bir bakıma bir yer tutucudur. Deneyimin başlangıç noktasıdır.

Ben neden bugün bu konuyu bu Şauda getirdim ve bunun önemi nedir. Çünkü yaptığımız şey bu, sıfıra dönüyoruz. Bu herşeye başından başlıyoruz, anlamına gelmiyor, çünkü tahtada gösterdiğimiz bütün bu diğer deneyimlerden geçtiniz. Bütün bu deneyimleri yaşadınız ve şimdi sıfıra dönüyoruz.

Sıfır sayılarla dolu değildir, ancak kendi başına şimdi muazzam miktarda bilgeliğe sahiptir. Şimdi sıfıra, bu başlangıç yerine geri gelerek, siz yeni bir deneyime ihtiyacınız olmadığını idrak ediyorsunuz. Doğrusal (lineer) insana geri dönmek zorunda değilsiniz, “+1, +2, +3, +4.” ‘e dönmek zorunda değilsiniz. Ne isterseniz seçersiniz ve onu nasıl deneyimlemek isterseniz öyle deneyimleyebilirsiniz. Eğer isterseniz, farklı alemlerin çeşitliliği içinde bunu yapabilirsiniz.

 

Sıfır Noktasına Geri Dönüş

Sıfırı hissetmek için yeniden kendinize izin verin. Bir sayı değil. Onu diğer sayılarla kombine etmiyorsunuz, ama insanların sıfır noktası dedikleri, o hep başlangıç noktası. Olduğumuz yer orası.

Siz, bütün bu deneyimleri bu yaşamda yaşadınız. Siz bu doğrusal deneyimi baştan sona birçok, birçok çok yaşamlarca deneyimlediniz ve şimdi sıfır noktasına geri dönüyoruz. Bu ne anlama geliyor?

Bu yaşamda, içinizde çok derinlere indiniz. Gerçekte kim olduğunuzun özünü keşfettiniz. Bu yaşamda çok, çok derine daldınız, bir de ilave olarak bir çok deneyim edindiniz, ama içinizde çok derine indiniz ve bu noktaya geri geldiniz. Sıfır noktasına.

Buraya geri dönerken, hâlâ eski sorunlarınız sizinle, ve hâlâ eski yaralarınızı taşıyorsunuz. Bunlar çözülecekler. Lütfen, daha önce de söylediğim gibi, onların üzerinde çalışmayın. Onları zorlamayın. Teknikler kullanmayın. Onları hayatınızdan çıkartmak için mantralar denemeyin. Şifacılar denemeyin. Bunlar basitçe çözülecekler, hatta en sıkışık konular bile.

 

Bazı Şambranın hâlâ bolluk sorunları var. Bunlar basitçe çözülecekler. Onları alıp da, anlama çabasına girmeye başladığınızda, onlarla bilek güreşi yapıyor ya da onları dövüyorsunuz, o zaman ısrar edecekler. Etrafınızda yapışıp kalacaklar. Oysa, derin bir nefes alırsınız ve bütün bunların şimdi eriyip kaybolduklarını idrak edersiniz. Siz sıfır noktasına geri dönüyorsunuz. Kendi bilincinize geri dönüyorsunuz. Siz, aslında sadece deneyimler olan, bu sayılar kozmozuna, bu evrene yolculuğa çıktınız ve sıfır noktasına geri dönüyorsunuz. Sıfır noktası park bençidir. Orası park bençidir. Bizim döndüğümüz sıfır noktasıdır.

 

Şimdi, buraya yapmak için geldiğiniz, gerçek iş için buradasınız. Önemli olan şu, tekrar ediyorum, sorunlara tutunmayın. Bazılarınızın boğazı sıkılıyormuş gibi oluyor, biliyorum. Çünkü, bilmem ki belki de sorunlara tutunmak istiyorsunuz. Istırap çekmek istiyorsunuz. Bu kadar kolay olabileceğine inanmıyorsunuz. Bir fiziksel soruna tutunduğunuz anda, diğer bir anlatımla, onu çözmeye çalışıyor yada onda takıntılı hâle geliyorsunuz ya da bazı alternatif tedavi biçimleri ile halletmeye veya herneyse başka bir şeyle çaba içine giriyorsunuz. O zaman doğrudan doğruya ona geri dönüyorsunuz, onlar böyle bitip, gitmez. Çünkü sorun, – şimdi sadece tahtada ki sayılardan bir tanesini ele alın-, “Oh, sen beni hâlâ çevrende istiyorsun, çünkü benimle meşgulsün. O halde seni bırakmayıp, yapışık kalacağım.”  diyor. Eğer sıfır noktasına geri döndüğünüzü idrak ederseniz- o siz’siniz, o bilinç, ve nihayetinde o bilinç enerjiye komut verir; eğer muazzam sayıda deneyimleriniz olduğunu ama şimdi yuvaya geri döndüğünüzü idrak ederseniz, sıfır noktasına geri dönmek, şimdi sadece park bençinde oturmak ve ışığınızı yaymaktır, anlarsınız. Sıfır noktasına geri dönmek.

Yolculuğumuz boyunca, birçok Şambra ayrıldı. Çok çeşitli nedenlerle, hayli sayıda Şambra ayrılıp, gitti. Belki de, onları ben gücendirmişimdir. Aslında böyle bir şeyi hayal bile edemiyorum ama belki de yapmışımdır. Belki, onlardan kurtulmaya bile çabalamışımdır. Çünkü, sorunlarıyla çok içiçeydiler. Sorunlara tutunmaya ve başkalarını suçlamaya pek ısrarcıydılar. Yeldeğirmenleri ile uğraşıyorlardı. Mevcut olmayan hayaletlerle savaşıyorlardı. Kendi zorluklarına takıntılıydılar. Ne oluyorsa, ailevi durumlar, ilişkiler veya özdeğerleri gibi sorunlara takılıp kalıyorlardı. Burada olmaya gerçekten hazır değillerdi. Burada olmamaları daha iyi oldu, çünkü diğer herkese etkileri olurdu.

Bir çoğunuz israr ettiniz ve buraya kadar geldiniz. Şimdi ise sıfır noktasına dönüyoruz.

Derin bir nefes alın ve eğer kalan herhangi bir sorununuz varsa ya da kalan bir şüpheniz- özdeğer konuları ya da herhangi kalmış bir şüphe- derin bir nefes alın ve tutunmayın. Bırakın gitsinler. Gitmeye hazırlar, gerçekten hazırlar. Cauldre soruyor, “Peki, bu büyük savaşlarla karşı karşıya kalındığında masum olmak mı?” “Bu aptal olmak mı,” sanırım, bunu soruyor. “Sorunları temelde görmezden gelip, naif olmak mı?” Hayır, böyle değil. Enerji dinamikleri çok basittir. Eğer siz bir konuya tutunursanız- bunun nasıl olduğunu, neye benzediğini, biliyorsunuz; diyelim ki, bolluk konusu ve bu konu onyıllarca, belki de yaşamlar boyu taşıdığınız bir konu- eğer ona tutunursanız, orada olmayı sürdürecektir. Eğer sıfır noktasına döndüğünüzü, kendi bilincinize döndüğünüzü, kendi yuvanıza, kendi enerjinize döndüğünüzü idrak ederseniz, sadece bitip, giderler, onlara odaklanmanız gerekmeden, onlara peri tozları serpmek gerekmeden, herhangi bir kristal şifası ya da terapi aramaksızın, bitip giderler. Sonra da bunu daha önce niye yapmadığınızı, niye benim daha önce bunu söylemediğimi, merak edersiniz, daha ilerde bir noktada bunu konuşacağız.

Şimdi, derin bir nefes alın ve kendinize sıfır noktasına geri dönme izni verin. Evet, sizin bütün deneyimlerinizi, yaptığınız her şeyi temsil eden bu sayılarınız var ama şimdi sıfır noktasına dönüyorsunuz. Sıfır noktası, bir sayı değil. Diğer bir deyişle bir deneyim değil. Sıfır noktası, kim olduğunuzdur.

Bir an için bunu hissedin.

Buraya geri dönmek, bir hayli zaman aldı. Tahtadaki sayılar silsilesinden geçtiniz, o deneyimlerden, bütün bu şeylerden geçtiniz. Oradaki her bir sayı, geçmişteki bir kimliğiniz, geçmiş yaşamınız yada bu yaşamdaki çeşitli kimlikleriniz olabilir. Siz, bütün bu karakterlerdiniz, bütün bu veçhelerdiniz ama bir biçimde yolunuzu sıfır noktasına döndürdünüz. Bu diğer bir deneyim değil. Bu diğer bir karakter değil. Bu başka bir veçhe ya da karakter değil. O, kim olduğunuzdur. Onun içine yeterince derinden daldınız, birçok dikkat dağıtıcıya ragmen yolunuzu buldunuz ve şimdi buradasınız.

Söylediğim gibi, yol boyunca bazı Şambralar ayrıldılar. Onlar nedenlerle ve savaşlarla çok ilgiliydiler, özellikle korona virus döneminde, bunları hep gördünüz. Kontrolcülüğe, savaşlara, komplolara, haklılıklara ve benzerlerine uygun ve hazır durumdaydılar. Bunların hiç biri sorun değil. Artık, hiçbiri sizin için sorun değil. Sizin savaşınız değil.

Birçokları bu savaşlarda ısrar ettiler ve gittiğimiz yerde basitçe yerleri yok. İlerde kalplerinde bir değişme olabilir ama şimdi bu grupta, sizlerle, bu gerçekten kendilerini adamış dünya çapında  Şambra grubunda değil. Evet, şimdi derin bir nefes alın ve ister park bençiniz olsun ya da olmasın, ister oturuyor ya da oturmuyor olun, nihayetinde bu bir metafor, park bençinizde rahat olun. Park bençi sıfır noktası için, kendinize, yuvaya dönüşünüz için bir metafor. Kesinlikle, birçok hikayelerin ve savaşın yorgunusunuz, havada sayılar uçuşuyor, (tahtada ki sembol sayılar) şimdi  burada olmamızın gerçek nedeni için, dönmek zamanı, kendinize dönmek zamanı.

Siz bir sıfırsınız. Hımm. Siz sıfırsınız. Ve bu iyi bir şey. Neyse, sizin özünüz, merkez noktanız sıfır. Bu güzel bir şey, çünkü geçmişin katmanlarını ve eski anıları ve eski hayaletleri ve de benzerlerini içermiyor. Kendize, yuvaya döndünüz. O, “Ben-im, Ben varım” ve şimdi park bençiniz.

Somut, birebir park bençine ihtiyacınız var mı? Hayır, ama bir tane edinmek hiç de kötü bir fikir değil, yapacağımız şeyi yapmak için, sadece bir anımsatıcı olarak. Bir sandalyeye park bençi diyebilirsiniz yada isterseniz tuvaletinize park bençi deyin. Gerçekten mesele değil, ama sadece şimdi sıfır olduğunuzu hatırlayın.

Sıfır sadece diğer bir sayı değil. Sıfır sizsiniz. O, bilinç.

(duraklama)

Bu dizilerde, aktif bençing yapacağız. Buna gireceğim, tekrar ediyorum, bu birçok öğretim ya da açıklama gerektirmiyor; sadece onu yapacağız. Bugün, başlamak istedim, evet, temelin de temelinden başlamak istedim. Bugün, Park Bençing 101 ile başlamak istedim. Haydi, biraz müzik koyalım ve burada Park Bençinge başlayalım.

 

Bençing- Oturma Sanatı

Şimdi, bir an için bir ev hayal edin. Birçok, birçok odaları olan büyük bir eviniz var.

(müzik başlar)

Özellikle bu yolculuğa başladığınızdan beri, bu odaları keşfediyordunuz ve yıllardır bu odaları değiştiriyor ve yeniden şekillendiriyordunuz. Bir an için konudan sapacağım.

Bu yaptığınız yolculuk ruhsal bir yolculuk değil. Bazen bu öylesine dikkat dağıtıcı olur ki, evet çünkü insanlar ruhsal bir yolculukta olduklarını düşünürler ve ruhsal biçimde davranmak zorunda olduklarını zannederler. Belli şeyleri yemeleri, veya yememeleri gerektiğini düşünürler. Belli biçimlerde davranmaları gerektiğini düşünürler. Her zaman ohm yada ahm çekmeleri gerekmektedir. Herkese nazik davranmak zorundadırlar. Sigara ya da içki içemezler ya da benzeri şeyler yapamazlar. Bu ruhsal değildir. Bu bir oyundur. Bu, tahtadaki bir diğer sayıdır. Hepsi bu. Tahtadaki bir diğer sayı ya da sayı kombinasyonudur. İlginç olan, her zaman olmasa da sıklıkla, “ruhani varlık,” oldukları zaman, içlerinde savaşmaya başlarlar. Yani, basit olarak söylersem, ruhani kültünüz sizin şeker yemenize izin vermez ve şekerin kötülüğü ile savaşmaya başlarsınız. Şekerin neden kötü olduğunu bilmiyorum ama savaşma başlar. Evet, bu gerçekten ruhsal değildir.

Bizim yaptığımız da ruhsal değil. Bizim yaptığımız basit olarak bilinç hakkında. Sizin ne yediğiniz, ne içtiğiniz, ne kadar ağzınızın bozuk olduğu veya bunun gibi şeyler mesele değildir. Bunlarla ilgili değildir. Kendinizi düzeltmeye çabalamak ya da kaba köşelerinizi inceltmek ile ilgili değildir.  Hepiniz, doğanız gereği korsanlarsınız. Heh!  Böylelikle, evet bu ruhsal bir deneyim değil. Metafizksel olabilir belki, ama gerçekte bilinçle ilgili. Böylece, sıfır noktasına geri dönerken, ruhsal olmakla ilgili kaygı duymayın. Biz ruhsal değiliz. Değiliz.

Evet, bu büyük eviniz var ve orada geziniyor, onu deneyimliyorsunuz. Bu ev, bir nevi bedeninizin sembolü. Zihninizin sembolü. Sanırım, zemin katı ve kilerin bilinçaltını ve süperbilinci sembolize ettiğini söyleyebilirsiniz. Burası size ait ve onu çözmeye çabalamak için uzun zaman harcadınız. Onu nasıl düzeltirsiniz? Onu kendiniz için nasıl işletirsiniz? Sıklıkla, ona sahip gibi hissetmediniz, sanki o bir başkasına aitti.

Ancak, özellikle bir çoğumuzun birlikte olduğu, geçen son yirmi yılda, ya da siz ne kadardır Kırmızı Çemberle birlikte iseniz o kadar zamandır, bir yandan birlikte oluşturulan başka bir oda vardı. Bu oda, insanın planladığı ve sonra içine girip inşa ettiği bir oda değildi. Bu oda, insanın dışarı çıkıp, ağaç ve malzeme temin edip, elinde çekiç ve çivilerle dizleri taşın üstünde yaptığı bir değildi.

Bu evinizdeki farklı bir odaydı.  Ben ona basit olarak sıfır odası diyeceğim. O kendi kendine inşa oldu.  Yaptığınız tüm çalışmalarla, tüm adanmışlığınızla, o kendi kendine inşa oldu ve evinize, size, bedeninize, zihninize, hayatınıza daimi bir ekstra oda oldu.

Bu oda diğer odalardan farklı. Onun katı duvarları yok. Pencereleri yok çünkü pencerelere ihtiyacı yok. İşin doğrusu, o oda evinizdeki hiçbir odaya gerçekten benzemiyor.

O, sadece ışık. O, sadece bilinç ve farkındalık. Uzun zamandır bu oda, bir nevi metafiziksel inşaat halindeydi.

Bazen, onu fark ettiniz, bazen etmediniz. Bazen bu odayı inşa etmek için, ne gerektiğini merak ettiniz. Ama çoğunlukla tavrınız, “çek ellerini üstünden,bırak o kendini inşa etsin.”oldu. O oda, tanrısallığınızın odası.

Onun inşa edilmesine izin verdiniz. Onu kim inşa ediyordu? Evet, Üstat, Ben-im, diyebilirsiniz, mesele değil, ama o sizin.

Işık odası, tanrısallığın odası ve işte parlayan şey de odur.

İşte o, tanrısallığın odası, ışığı yayar ve gündemi yoktur. Hiç bir zaman size ne yapacağınızı söylemeyecek. Basitçe, ışık olarak parlayacak. Hiç bir zaman size- nasıl kısa sürede zengin olunur- planı vermeyecek, hiçbir zaman bedeninizi şifalandırmaya çabalamayacak.

Bu odanın gündemi ya da ona benzer bir şeyi yoktur. O, sadece ışıktır. Ama onun içinde her şey vardır. İçinde tüm potansiyeller vardır.

Şimdi, bu diziye başlarken, sizin bu odanın kapısını bulmanızı istiyorum. O, orada. Sizin evinizde. Sizin evinizin bir metafor olduğunu tekraren söyleyeyim, bedeninizin sembolü, zihninizin sembolü, evet, bu hayattaki sizin sembolü.

Gidip, onu bulmanızı istiyorum. Biraz evin etrafında dolaşın.

Bir kapı var.

O kapının arkasında ışığınız var.

(Duraklama)

Tabii, bütün bunlar, gayet, gayet gerçek olan bir şeyin sadece metaforu, ama çoğunuz onu bulacak ve o kapının her zaman orada olduğunu idrak edecek. Siz, hiçbir zaman o kapıyı gerçekten açmak istemediniz. Bazen, onu sadece unutuverdiniz.

Onun hep orada olduğunu ve bir nevi görmezden geldiğinizi anlarsınız. Hafifçe bilincin dışındaydı. Ama şimdi, arkadaşlar, bu kapıyı açma vakti.

Elinizi o kapı tokmağına, yada kapı koluna koyun, kapı hangi yöne doğru açılmak üzere tasarlandıysa ona göre ve sonra derin bir nefes alın ve o kapıyı açın.

O odadaki ışığa izin verin, bırakın şimdi evin tüm kalanına aksın.

Bu odaya girmeniz bile gerekmez. Tabii isterseniz, hoş gelirsiniz. Ama şimdi siz o kapıyı açtınız ve ışığın içeri akmasına izin verdiniz. O, ışığın ışımasıdır. O sizin tanrısallığınızdır.

O, evin içine girip, evin içindeki her şeyi değiştirmeye çabalamayacak, ama bir ışık parlatacak ve siz herşeyi göreceksiniz. Daha önce hiçbir zaman farkında olmadığınız şeyleri fark edeceksiniz. Kendi evinizin aslında ne kadar sihirli olduğunu ve ne kadar uzun zaman önce nasıl da bunu unuttuğunuzu idrak edeceksiniz.

Bırakın ışığı, bırakın evinizde parlasın.

Bu, Bençing Sanatının ilk adımı.

Şimdi konumuz, bunu dünyanın geri kalanı yada diğer insanlar için yapmakla ilgili değil. Oraya geleceğiz, ama bu oturumumuzda, konu kendiniz için park bençingi yapmanız, kendi sıfır noktanıza, özünüze, bilincinize geri dönmeniz ve ışığın parlamasına izin vermeniz.

Onu önce kendiniz için yapın. Önce kendiniz için yapın.

O sadece akan bir ışıldama. O, bedeninize, düşüncelerinize, zihninize akar. Tekrar ediyorum, o hiçbir şeyi değiştirmeye çabalamaz, size farklı yapmaya çalışmaz ama sizin gerçekten kim olduğunuzu ve gerçekten neden yapılmış olduğunuzu göreceğiniz, parlayan bir ışıktır.  Siz, bütün bu konuştuğumuz sayılardan yapılmadınız. Siz bilinçten ve sizden yapıldınız.

Bırakın şimdi, o ışık sizin tanrısallığınızın odasından gelsin.

Sizin savaştığınız, ısrar ettiğiniz ve tutunduğunuz konulardaki son kalıntıları eritip, çözecek olan o’dur.

Her şeyin üzerine akan ışıktır, eğer bolluk sorununuz varsa, o oraya akar ve size bolluktan geri tutacak hiçbir şeyin olmadığını gösterir.

O, sizin yerinize işi yapmayacak, ama size gerçekte hiçbir zaman gerçek bir sorun olmadığını gösterecek. Sorun, sizin sadece oynadığınız bir şeydi, Mesele, tahtada ki bir diğer sayıydı ve şimdi ona ihtiyacınız yok.

Şimdi ona ihtiyacınız yok.

Şimdi, ışığın her bir parçanızda parlamasına izin verin.

Bırakın, bedeninizde parlasın. O, biyolojinizi değiştirmeye çabalamayacak ama size taşıyıp durduğunuz şu eski bedeninizin gerçekte sizin olmadığı konusunu netleştirecek. Size, sizin hakiki, benim Özgür Enerji Bedeni dediğim, gerçek bedeninizi göstermek için bir ışık parlatacak. Bırakın, o tüm biyolojinizin her bir parçasında ışıldasın.

Bazılarınızın hastalıkları, rahatsızlıkları veya ağrı ve acıları olabilir. Sadece bırakın, o onlara parlasın.

Izin verin içinizde ışıldasın, çünkü pek yakında Kuthumi sizin gerçek ışık bedeniniz için sizinle çalışacak. Bırakın ışık içerde parlasın şimdi, böylece Kuthumi sizinle çalışmaya başladığında, kolayca ve zerafetle tam ışık bedeninizi getirebilirsiniz.

Biliyorum, bazılarınızın zihninde, oh, bazı şeytanlar var. Zihninizdeki şeytanlar. Onlar çetin. Onlar karanlıkta gizlenmişler ve orada olmalarının anlamı, yeterli bilincin orada olmayışı. Karanlıktalar. Bir nevi farkındasızlıktalar ve çok sınırlılar. Ama siz o kapıyı açtığınız zaman, o tanrısallığınızın kapısını açtığınız zaman, o ışık ışır ve şeytanlar uzaklaşırlar. Onlar ışığa tahammül edemezler. Onların iş görmek için karanlığa gereksinimleri vardır. İş görmek için farkındasızlığa ihtiyaçları vardır.

Evet, o tahammül ettiğiniz şeytanları göreceksiniz- onlara isterseniz, veçheler, sizi dövmeye çalışmayı sürdüren eski sesler deyin - onlar ışığa dayanamazlar. Ve ışığın girmesine izin veren sizsiniz. Onlar size kapat şu kapıyı diye, sövüyor olabilirler ya da bu ışığın girmesine izin veriyorsun diye aptallık ettiğinizi söylüyor olabilirler, ama uzaklaşıp gitmek zorunda kalacaklar. Onlar ancak, farkındalık yoksunluğunda, karanlıkta var olabilirler.

Sizinle bençing yapmaya başlıyoruz.

Komik bir şey olur, siz ışığın girmesine izin verdiğinizde, evet, eğer evin dışındaysanız, birdenbire göreceğiniz şey evin tüm pencerelerinde bu aydınlanmanın olduğudur.

Bilirsiniz, akşam üzeri bir ev görürsünüz, güneş batmış ama gökyüzünde hâlâ güneşin az bir ışığı kalmıştır. Birdenbire evlerin içinde ışıklar yanmaya başlar. Öyle güzel bir görünümdür ki, o altın gibi parlama, evlerin pencerelerinden öylece ışır. Ah, ne kadar davetkâr, ne kadar ılıcık ve güvenli görünür.

İşte şimdi, bu oluyor. Eğer evinizin dışında olsaydınız ve evinizi gözlemleseydiniz, tanrısallığınızın kapısını açtığınız zaman, ışığın hemencecik akıverdiğini, evinizin her bir parçasını aydınlattığını ve de avluya doğru ışıldadığını görürdünüz.

Gerçekten bu kadar basit. Eğer siz isterseniz, daha karışık hâle getirebilirsiniz, ama o, söylediğim kadar basittir, şimdi bu ışığa, bu bilince, her bir parçanız için izin verme zamanı.

Sonra, evin dışında dururken, diğer evlerin etrafına bakarsınız ve birdenbire onların ışıklarının yandığını görürsünüz, birer birer, her bir evin ışıkları, tüm etrafınızda çepeçevre yanarlar.

Ne güzel bir görünüm. Herşey sessiz, huzur dolu ama tüm ışıklar yanmaya başlıyor.

Önce, “Oh, komşular. Diğer insanlarda ışıklarını açıyorlar, akşam çöküyor, karanlık oluyor.” diye düşünürsünüz. Ama, yeniden bakın.

Onlar, diğer insanlar değiller. Onlar, diğer” sen” ler. Onlar sizin geçmiş yaşamlarınız. Çünkü siz evinizde o kapıyı açtığınız zaman, onların evlerinde de bir kapı açıldı.

Onlar, sizin geçmiş yaşamlarınız, sizin, gelecek yaşamlarınız ve hatta siz, geçmiş ya da gelecek diye bir şey olmadığını idrak etmeye başlarsınız. Onlar sadece deneyimdirler. Ve siz sıfırsınız.

Siz sıfır noktasısınız. Siz özsünüz ve şimdi tüm çevrede bu ışıklar yanmaya başlıyor. Sokak lambaları, cadde ışıkları ve iç ışıklar.

Tüm çevre sizsiniz. Hepsi sizin enerjiniz. Bunlar sizin geçmiş yaşamlarınız, çünkü siz şimdi Gerçekleştiriminize izin verdiğinizde ve tanrısallığınıza kapınızı açtığınızda, o bütün diğer realiteleri de aydınlatır. O, bütün diğer yaşamlarınızı aydınlatır. Onlar, sonuç itibarıyla değişirler. Siz, şimdi kendi tanrısallığınıza kapıyı açarak, birebir olarak geçmişi değiştiriyorsunuz.

Cadde ışıkları yanıyor ve nerdeyse havadaki sihiri koklayabilirsiniz.

Siz bunu yaparken, ne oluyor? Diğer deneyimlerinizin her biri- veçheler, yaşamlar, hatta insan zihniyle hiçbir anlayışınızın olmadığı alternatif realiteler- ama onlar tahtadaki diğer sayılar, aşağı, yukarı giden, yanlara giden, rastgele ve orada olan sayılar-onların her biri şimdi ışığınıza tabi olurlar.

Bu, sadece bu yaşamda olduğunuz beden, zihin değil, tüm olduğunuzdur.

Bir an için bunu hissedin. Bu basit eylem, bu basit Bençing Sanatı sizinle başlar, şimdi sizinle başlar ve olduğunuz her şeyi etkiler.

Bu ışık enerjinize yağıyor. Bu ışık her bir yaşanmış ve hatta yaşanmamış deneyiminize yağıyor. Bu ışık, her şeyi değiştiriyor.

Bu yüzden, uzun zamandan beri size, yaptığınızın sizin yaptığınızı düşündüğünüzden çok daha fazla olduğunu söylüyorum. Siz, sadece bu yaşamdaki insanı düzeltmeye, tamir etmeye çabaladığınızı düşünüyordunuz.

Bir ışık, her bir parçanıza doğru gidiyor.

Derin bir nefes alın ve şimdi onun akmasına izin verin. Sadece izin verin.

Onun üzerinde çalışmak zorunda değilsiniz. Onu zorlamanız gerekmiyor. Sadece, bu yaşamdaki evinizde bu ışığın devam etmesine izin verin, o ışık şimdi çevre boyunca, aşağı apartmanlara doğru yayılıyor.

Işıklar her yere doğru ilerliyor. Her bir ev, bu alemde ya da bir diğer alemdeki bir yaşamınızı, bir deneyiminizi ya da bir parçanızı temsil ediyor ve çok geçmeden bütün evlerin ışıkları yanmış hâlde.

Hepsi burada başladı…

… olduğunuz bu sıfır noktasında. Sıfıra geri dönüş, size geri dönüş.

Hepsi park bençinde, sizin için başladı.

Işığımızı tüm dünya için ışıtmayı düşünmenin ne kadar harikulâde olduğunu biliyorum, ama burada yapılacak en önemli şey, önce kendiniz için ışıtmak.

Ah! Bırakın bu ışık sizden ışısın. Park bençi, şimdi sizin için. Gündem yok. “İşte, ihtiyacım olan bu. İşte bende şu yok, işte, buna kaygı duyuyorum.” demek yok. Bunların hiç biri yok.

Yalnızca, ışık, bilinç ve şefkat her bir parçanızdan akıyor, bedeninizin her bir parçasına dokunuyor.

(duraklama)

Anılarınızın her birine giriyor.

(duraklama)

İster bir yaşam olsun, ister bir veçhe olsun ya da sadece bir gün için yapmış olduğunuz bir şey olsun, kullanmış olduğunuz her bir karakter, her kişilik, her personaya….

O ışık, şimdi park bençinizde, sizin sıfır noktanızdan, her bir parçanıza gidiyor. Hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmadan, basitçe” Ben O Ben-im. Ben Varım” diyor.

Bu Bençing Sanatı.

(duraklama)

Bu sizin gezegende kalma nedeniniz, nihayetinde o ışığı, algılasınlar ya da algılamasınlar, kendi yuvanızdan, kendi mevcudiyetinizden diğer insanlara doğru ışıtmak. Mesele değil ama burada sizinle başlıyor.

Birçok insan- birçok insan geçmiş yaşamlara inanır- çoğu insan geçmiş yaşamların somut betona kazılmış, taşa yazılmış olduğunu düşünürler. Hiç de öyle değil.

Şimdi bu çok basit park bençing deneyimiyle ne oluyor?  O ışık, her birine gidiyor ve onların yaşamları değişiyor. Deneyimleri değişiyor. Sayıları artık, doğrusal (lineer) olarak soldan sağa doğru giderek, çok sınırlı sayılarla deneyim yaratmak yolunda değiller. Birdenbire, hepsi onlar için de değişiyor.

Birdenbire, belli bir yolda sıkışıp kalmak yerine, özgürler. Onlar da sizi özgürleştiriyorlar.

Buraya kadar geldiniz ve ben sizden sorunlarınız üzerinde çalışmamanızı istedim, neredeyse yalvardım. Gerçekten sorunlarınız yok. Düalite savaşları ile meşgul olmayın.

Oh, dünyanın geriye kalanı, onlar gerçekten bu konuda gayet iyiler ve çok şey olup, bitiyor, ama sizin bunu yapmanıza gerek yok. Savaşlar yok. Nedenler yok. Siz, gezegende basitçe, basitçe  bilinç ve ışıksınız.

Onların dramalarına yakalanmayın. Eski sorunlarınıza yakalanmayın. Düaliteye yeniden çekilmeyin.

Bu park bençine geri gelin, sizin park bençiniz. Sıfır noktasına geri dönün.

Biliyorum, zaman zaman eski mücadelelere, eski savaşlara geri dönmek sizin için nerdeyse çok baştan çıkarıcı oluyor, ama yapmayın. Sıfır noktasına geri dönün, buraya, park bençinize.

Derin bir nefes alın ve sorunlarla savaşmak ya da onlara takılmak, kaygılanmak ya da benzeri şeyler yerine, derin bir nefes alın ve o ışıkta olun. İşte o kadar.

Sorun ya da zorluk olarak düşündüğünüğz her şey çözülüp, uzaklaşır.

Artık savaşmak yok. Artık ıstırap çekmek yok.

Haydi, bu ilk grup park bençi deneyimimizle derin bir nefes alalım. Bu sizin için.

Işığın, tanrısallığınızın, bilincinizin kapısını açtınız şimdi bırakın o, bütün evinize, bütün çevrenize ve her bir parçanıza nüfuz etsin. İşte burası, sıfır noktasıdır.

Park bençi bunun içindir.

(duraklama)

Evet, oldukça basit ama buraya varmak için çok şey yaşamak zorunda kaldınız. Oldukça basit, gerçekten.

Böylelikle, işte bunun için buradayız. Sorunları çözmek, sorunlara takılıp kalmak, politika için kaygılanmak, para ya da sağlık sorunları için kaygı duymak için değil. Bunların hepsi şimdi gittiler. Bunlar arkanızda kaldılar.

Biz Bençing Sanatı için buradayız.

Bununla, sevgili Şambra, çok güzel derin bir nefes alalım. Çok güzel derin bir nefes alalım.

Biz bir ay sonra yine geleceğiz ve benching yapmaya, konuşmaya ve eğlenmeye devam edeceğiz ama bugün yaptığımız çok özeldi. Hepsi sizinle ilgiliydi.

Bununla birlikte, ben park bençimden, Egemen Alandan Adamus.

Çeviren: Nilgün Börükanlar