• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/kirmizicember/
                                       BAĞIŞBAĞIŞ
        
    

ŞAUD:10 "İlerlemek - Güçsüz Yaşam"

Adamus mesajı Geoffrey Hoppe kanallığı ile
4 Haziran 2016’da Kırmızı Çember’e sunulmuştur.




Ben Ben’im, ben, Adamus olarak bilinçli eylemde bulunan Sevilen St. Germain’im.

Hoş geldiniz sevgili Şambra. Hoş geldiniz. (izleyiciler alkışlar) Teşekkür ederim.

Hadi biz bu dönüm noktası olan Şaud’a başlarken birlikte güzel, derin bir nefes alalım. Dönüm noktası. Bu, destansı bir Şaud olacak. Alışılmadık. Bu sizin uzun zamandır gelmesini beklediğiniz ve bir işaretleyici olarak hatırlayacağınız bir şey olacak.

Ben Sizi Görüyorum
Ahhhh! Ben sizin ortanızda dolaşıyorum. Ben sizin ortanızda dolaşmayı ve sizin güzel gözlerinize bakmayı seviyorum. Evet. Ben sizin her birinize ve hepinize bakıyorum. Ben size baktığımda – of – bu benim bazen gülmeme bazen de ağlamama neden oluyor (kahkahalar) çünkü siz gerçekte kim olduğunuzu idrak etmiyorsunuz. Sizi bunu gerçekten idrak etmekten alıkoyan belki bu oyun, belki yerçekimi. Ama ben sizin gözlerinize bakabiliyorum ve ben sizin kim olduğunuzu görebiliyorum. Biz bugün birçok nedenden dolayı çok, çok özel konular konuşacağız.

Ben uzun zaman önce Gizem Okulları’nda benim ile beraber olan varlığı görüyorum, ben, “Sen hazırsın. Sen aydınlanman için o kadar hazırsın ki” dediğim varlığı görüyorum. Ben bunu uzun zaman önce size söyledim ve siz dediniz ki, “Henüz değil. Henüz değil.” Bu siz hazır olmadığınızdan böyle değildi ama siz çok özel, çok özel bir zamanda geri gelmek istediniz. Siz, “Ben beklemek istiyorum. Ben Gizem Okulu’nu terk ediyorum ama ben gezegende doğru zaman gelene kadar aydınlanmayı bekleyeceğim.” dediniz. Ve işte, siz şimdi buradasınız. (kameraya bakar) Ben insanlar internetten izlerken bunu yapmayı seviyorum. Ah!

Ama siz şimdi adeta seçilmişler veya seçkinler olarak buradasınız. Benim Gizem Okulları’ndan attığım bir sürü kişi oldu. Oh, o kadar çok insan gitti ki. Onlar gerçekten hazır değildiler. Onlar bir güç ya da ego yolculuğuna çıkmıştı. Onlar fiziksel olarak veya duygusal olarak henüz hazır değildiler. Ama hepiniz, burada olan hepiniz hazırsınız. Ve ben de o zaman size, “O halde hadi biz birlikte birkaç yüz yıl sonra gezegenin bu destansı zamanı geldiğinde geri dönelim” dedim. Ben ne demek istediğimi daha sonra açıklayacağım.

“Hadi o zaman biz bir araya gelelim ve hadi öncelikle Tobias diye bilinen benim sevgili arkadaşıma biraz vakit ayıralım. Ben bazı yaralarınızı iyileştirmeye yardımcı olsun diye, kendinizi yeniden sevebilesiniz diye, insan formuna girdiğinizden bu yana gördüğünüz zarar telafi edilebilsin diye onun ile vakit geçirmenizi sağlayacağım.”

Sizin kadar aydınlanmış ve sizin kadar parlak olanların özellikle de bu yaşam sürecinde Dünya’ya yeniden gelmesi çok meydan okuyucu oldu ve bazı sorunlara neden oldu. Bazılarınız çok çabuk bir şekilde eski ailelere, eski karmaya geldi; bazılarınız yeniden evliliklere veya ortaklıklara ve yaralara dönüştürdüğünüz eski ilişkilere geldi. Ben de bu neden ile size, “Benim sevgili arkadaşım Tobias ile biraz vakit geçirin.” dedim. Çoğunuz bunu yaptı, çoğunuz kim olduğunu Tobias ile hatırladı.

O, o kadar dahice bir iş çıkardı ki. Bazılarınız hala onun şefkatini, onun ile geçirilen sevecen anları hatırlıyor. Bazılarınız Tobias’tan sonra geldi ama siz Tobias ile vakit geçirdiniz ve daha sonra o Dünya’ya yeniden enkarne olmak için hazır olduğunda ben geldim.

Ben burada çok küçük, seçkin bir grup ile – sizin ile – ben her sosyal statüden, mümkün olan her farklı meslekten, dünyanın her yerinden kendilerine Şambra diyenler ile olmak için geldim. Sizin bu ömürde gerçekleştirecek olduğunuzun dışında aranızda başka gerçek ortak bir bağ yok.

İşte ben sizin her biriniz ve hepiniz ile çalışmak için geri döndüm ve ben sizin kim olduğunuzu, ben sizin gerçekte kim olduğunuzu görüyorum. Ben bunu artık sizin de görmenizi istiyorum. Ben sizden artık o aynı gerçek meleği, o aydınlanmış insanı, zihinde sıkışmamış olanı, duygusal sorunlarında sıkışmış olanı görmenizi istiyorum ve benim lanet kahvem nerede?! (kahkahalar) Ben kahve karşılığında çalışıyorum. Bir ödeme, hiçbir şey yapılmıyor, sadece kahve. Basit bir kahve için sadece. Sandra ona ihtiyacım varken nerede? (kahkahalar artar) Birine zor anlar yaşatmam gerektiğinde Edith nerede? (kıkırdamalar)

Ama siz tıpkı bir Üstat gibi derin bir nefes alır ve onun bana geleceğini fark edersiniz. O, burada olacaktır. Evet. Molada kahve bulmak zor olabilir sizin için ama o burada olacaktır. (kıkırdamalar artar)

Yani ben sizin kim olduğunuzu fark ediyorum, ben sizin neden burada olduğunuzu biliyorum. Ben sizin beklediğiniz o inanılmaz sıçramayı ne zaman gerçekleştireceğinizi biliyorum ve bunu genellikle dile getiriyorum da. Siz onun ne olduğunu biliyorsunuz ama siz oraya nasıl ulaşacağınızı bilmiyorsunuz. Siz onun yaşamınıza yakın olduğunu, yaşamınızın berrak tarafı olduğunu hissedebiliyorsunuz ama siz onun ne zaman gerçekleşeceğini bilmiyorsunuz.

Siz sabahları kalkıp merakla, “Bugün o gün mü? O, bugün mü gelecek” diye soruyorsunuz. Siz bütün gün, “Ben neyi yanlış yapıyorum? Benim bundan sonra ne yapmam gerekiyor? Bu farkındalık ne zaman gerçekleşecek?” diye çabalıyorsunuz. Ve bu sinir bozucu oluyor, çok, çok sinir bozucu.

Ama burada birkaç önemli nokta var. Her şeyden önce siz kutsal düzeyde hala bekliyorsunuz. Siz hiçbir şeyi yanlış yapmıyorsunuz. Sizin içinizde, “Henüz değil. Henüz değil.” diyen bir şey var.

Birçoğunuzun bu konuda bana itiraz edeceğini biliyorum. Sizler bana kızacaksınız. “Lanet olsun! Lanet olsun, Adamus! Ben onu şimdi istiyorum! Ben onu şimdi için istemiştim. Lanet olası nerede?” Siz beklediniz. Beklemek. Siz bu arada çok şey öğrendiniz. Siz eski sorunları henüz temizlediniz ki bu iyi bir şey ama siz sadece doğru zamanı bekliyorsunuz.

Ben sizin kim olduğunuzu biliyorum. Ben sizin ile daha önce çalıştım. Ben sizin kim olduğunuzu görüyorum. Siz hayatın anlamını çözmek için, ruhsal aydınlanma denilen ve ne olduğundan veya ne zaman gerçekleşeceğinden emin olmadığınız o şey için mücadele eden o insan değilsiniz. Siz basitçe bekliyorsunuz.
Ama ben daha sonra geri dönmek üzere bunu şimdilik kenara bırakacağım. Ama ben dikkatlice baktığımda bazen gülüyorum, bazen de ağlıyorum. Gülüyorum çünkü siz her şeyin aslında ne kadar basit olduğunu, sizin tuhaf bir şeklide nasıl da beklemeyi seçtiğinizi, bunun aslında büyük bir mücadele olmadığını fark edeceksiniz. Aslında çok kolaydı. Ve ben bazen sizin kendinizi soktuğunuz fiziksel ve duygusal durumlardan dolayı ağlıyorum ve bu böyle olmak zorunda değil. Değil.
Siz, “Ama Adamus ben bedenime olanları kontrol edemiyorum. Adamus zihnim delirecek. Ben onun üzerinde kontrol sağlayamıyorum.” Ama hadi o zaman sadece derin bir nefes alın ve onun ötesine geçin. Evet, lütfen. (bazıları ona kahvesi verilirken güler) O, bana gelir. Ben ona gelmem.

ŞAMBRA 1 (kadın): Çok sıcak.

ADAMUS: Çok sıcak.

Şambra 1: Dikkat et, çok sıcak.
ADAMUS: Sıcak! Sıcak beni etkilemez. Ben sıcağı biliyorum! Yani teşekkür ederim. (Adamus kahvesini yudumlar) Oldukça iyi…Sandra. (bazı kahkahalar) Ohh! Ohh! Oh! O internetteki kadın şimdi bana kötü kötü mü baktı? (kahkahalar artar)

Peki, nerede kalmıştık? Oh, ben nerede kaldığımızı biliyorum, ben sizin kim olduğunuzu görüyorum, ben gülmek istiyorum, ben bazen ağlamak istiyorum. Ve bir şey, ben sizden sadece aydınlanmanızda gevşemenizi istiyorum. Onun ile sadece gevşeyin. Onu bir mücadeleye çevirmeyin. Onun üzerinde o kadar çalışmayın. Sadece rahatlayın. Siz onu düşünmeyin ve siz onu hiçbir şekilde zorlamayın. Sadece rahatlayın. Biz bu nedenle buradayız.

Günün Sorusu

Sıradaki. Mikrofon Linda’da. Evet, evet. Sıra sende. Sıra sende.
Mikrofon Linda’da. Linda mikrofon ile izleyicilerin arasında dolaşacak ve onu bir gönüllüye uzatacak. O sizin elinizi siz kaldırmasanız bile görür. Onu bir gönüllüye ver ve işte bu Şaud’a başlayacağımız soru: Siz dört yıl öncesine kıyasla ne kadar değiştiniz? Sizin bugünkü haliniz ile dört yıl önceki haliniz arasında ne fark var? Evet, sevgilim.

ŞAMBRA 2 (kadın): Oh, Adamus! Ben buradayım.

ADAMUS: Oh, Adamus. Evet. (kıkırdarlar)

ŞAMBRA 2: Her şey tamamen değişti.

ADAMUS: Her şey tamamen değişti. Değişen üç şey say.

ŞAMBRA 2: Ben çok bilinçliyim.

ADAMUS: Sen çok bilinç…güzel.

ŞAMBRA 2: Ben buradayım.

ADAMUS: Mm hmm. Mm hmm.

Şambra 2: Ve seviyorum.

ADAMUS: Sen…

ŞAMRA 2: Ben seviyorum.

ADAMUS: Neyi seviyorsun?

ŞAMBRA 2: Her şeyi. (kıkırdar)

ADAMUS: Her şeyi mi?

ŞAMBRA 2: Her şeyi değil ama ben yaşamı seviyorum.

ADAMUS: Evet, evet.

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Yaşamı sevmek. Peki.

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Yaşamında şu an büyük meydan okumalar yok değil mi?

ŞMBRA 2: Evet büyük meydan okumalar var ama bu iyi. Sorun yok.

ADAMUS: Sen büyük meydan okumalardan hoşlanıyorsun.

ŞAMBRA 2: Hayır! Ama – evet. (Adamus kıkırdar) Hayır. Bir açıdan seviyorum çünkü ben onun ustası olmaktan hoşlanıyorum.

ADAMUS: Evet. Sen şimdi kendini dört yıl öncesine göre daha mı iyi hissediyorsun?

ŞAMRA 2: Evet.

ADAMUS: Sen şimdi dört yıl öncesine göre daha mı berraksın?

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Güzel. Şimdi daha mı mutlusun?

ŞAMBRA 2: (biraz duraklar) Evet.

ADAMUS: Senin bolluk… eh, “Evet, yani. Mutluluk nedir? Sen şimdi daha mı çok bolluk içindesin?

ŞAMBRA 2: Evet. Evet.

ADAMUS: Güzel. Güzel. Peki fiziksel olarak daha mı sağlıklısın?

ŞAMBRA 2: Ehh, aslında pek değil.

ADAMUS: Pek değil. Neden?

ŞAMBA 2: Çünkü bazı küçük bedensel sorunlar var.

ADAMUS: Evet, evet. Evet, peki. Ama yeri geldi diye söylüyorum, bizim gideceğimiz yerde sağlıklı olmak önemli.

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Bedenin sağlam olması önemli.

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Sen bedeninin yeniden enerjiye kavuşması için kendine o izni verebilir misin?

ŞAMBRA 2: Evet.

ADAMUS: Atalarından özgürleştirdin mi kendini?

ŞAMBRA 2: Hayır henüz değil. (bazı kıkırdamalar)

ADAMUS: Ver o mikrofonu bana! (kıkırdamalar artar) Ver onu…ben bu konudaki fikrimi söylemedim mi yoksa? (bazı kıkırdamalar) Sen bunu daha sonra anlayacaksın. Lütfen yap bunu. Linda sana bunu hediye edecek. O sana linki gönderecek, ücretsiz. Bu benden kaynaklanıyor. Evet. Evet. Ben bunu yeterince vurgulayamıyorum. Ben birazdan bu konuya değineceğim.

Sıradaki. Sıradaki. Şimdi dört yıl öncesine göre ne kadar değiştiniz?

LINDA: Mmmm.

ADAMUS: Oh, saklanamazsınız. (bazı kıkırdamalar) Merhaba tatlım. Seni yeniden görmek çok güzel.

ŞAMBRA 3 (kadın): Burada olmaktan gerçekten mutluyum. Bunu dört gözle bekliyordum ama burada duracağımı ve konuşmam gerekeceğini beklemiyordum.

ADAMUS: Neden?

ŞAMBRA 3: Sadece beklemiyordum. (kıkırdar)

ADAMUS: Eh, peki sen ne bekledin, Şaud’da sadece sessizce sandalyende oturmayı mı?

ŞAMBRA 3: Evet! (kıkırdarlar)

ADAMUS: Güzel.

ŞAMBRA 3: Öyle umdum. Öyle umdum.

ADAMUS: Sen sadece umut ederek küçük kaldığını ve kimsenin seni dikkate almadığını fark ettin mi? İşte mikrofon bunun için sana geldi. Burada çok ilginç bir dinamik var ben bunu Şaud’da daha sonra açıklayacağım. Senin yaşamın dört yıl öncesine göre ne kadar farklı?

ŞAMBRA 3. Yaratıcılığıma baktığımda çok farklı olduğunu görüyorum.

ADAMUS: Güzel.

ŞAMBRA 3: Çok farklı.

ADAMUS: Güzel.

ŞAMBRA 3: İşime baktığımda,hastalar ile ilişkimin gerçekten daha samimi ve daha derin olduğunu görüyorum. Seminerlerime bakıyorum enerji mükemmel.

ADAMUS: Güzel.

ŞAMBRA 3: Gerçekten mükemmel.

ADAMUS: Sağlığın nasıl?

ŞAMBRA 3: Sağlığım – ben atalardan özgürleştim. (kahkahalar)

ADAMUS: Eh, bundan sonra artık sana söz vermeyeceğim! Sağlığın nasıl?

ŞAMBRA 3: Pek iyi değil.

ADAMUS: Neden?

ŞAMBRA 3: Pek iyi değil. (içini çeker) Bilmiyorum. Yani daha önce daha iyiydim.

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 3: Daha önce, daha iyiydim.

ADAMUS: Daha enerjik.

ŞAMBRA 3: Evet.

ADAMUS: Evet. Daha az ağrı?

ŞAMBRA 3: Evet.

ADAMUS: Peki. Bu ne ile alakalı? (kadın omuzunu silker) Hım. “Bilmiyorum” deme. Bir şeyler uydur, bana yalan söyle ama “Bilmiyorum” deme. Evet.

ŞAMBRA 3: Ben neredeyse bilmiyorum demek üzereydim ama demiyorum.

ADAMUS: Evet. (kıkırdamalar artar)

ŞAMBRA 3: Yani bende şu his var – ben Treshold (Eşik) çalışmasına katıldım ve o günden bu yana hislerim – yani, evet, belki bu normal ama – her şey yüzeye çıkıyor. Bütün o eski şeyler bedenden çıkıyor, sadece bedende çünkü geri kalan şeyler mükemmel.

ADAMUS: Evet. Güzel. Yani sadece beden. İlginç.

ŞAMBRA 3: Evet.

ADAMUS: Peki. Güzel. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim ve bugün konuşmak istediğin için teşekkürler. (bazı kıkırdamalar)

Sıradaki. Dört yıl öncesine göre bugün nasılsın? Oh, Şambra.

Selamlar Üstat.

ŞAMBRA 4 (erkek): Selamlar.

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 3: Oh, bendeki değişikliğimi kast ediyorsun yoksa genel anlamda hayat mı?

ADAMUS: Bugün nasıl – sen bugün dört yıl öncesine göre ne kadar farklısın? Hayatında neler değişti?

ŞAMBRA 4: Oh, hemen her şey. Yaşadığım ülkeyi değiştirdim. Yaptığım işi değiştirdim – çok daha fazla bolluk içindeyim, daha yaratıcıyım.
ADAMUS: Güzel.

ŞAMBRA 4: Sevdiğim şeyleri yapıyorum.

ADAMUS: Güzel. Daha çok berraklık var mı?

ŞAMBRA 4: Evet, evet. Berraklık çok daha fazla.

ADAMUS: Peki. Dört yıl öncesine dönmek ister miydin?

ŞAMBRA 4: Hayır.

ADAMUS: Hayır. Hayır. Güzel. Teşekkür ederim.

ŞAMBRA 4: Bu kadar mı?

ADAMUS: Evet, bu kadar. Fazla acılı değil. Evet, bana yanlış cevabı vermiş olsan da öyle. (bazı kıkırdamalar) Güzel.

LINDA: Başka?

ADAMUS: Oh, tabii, tabii. Evet, dört yıl öncesine kıyasla bugün nasılsın?

GUDRUN (kadın): Bunu şimdi düşündüm. Hatırlamak zor ama şunu söyleyebilirim ki ben kendimi çok daha az, çok daha az, hatta hiç kurban hissetmiyorum.

ADAMUS: Oh, güzel, güzel. Daha az kurban.

GUDRUN: Evet, bu oldukça sıkı bir konuydu.

ADAMUS: Evet.

GUDRUN: Ve içsel olarak daha sakin hissediyorum.

ADAMUS: Evet.

GUDRUN: Ve çok daha, çok daha bolluk içindeyim. Bu artık bir sorun değil.

ADAMUS: Güzel.

GUDRUN: Ve bu realite birçok şeyin temelini oluşturuyor. Ve…

ADAMUS: Enerjin nasıl?
GUDRUN: Sağlığım beni biraz zora sokuyor kalbim ve birkaç küçük şey daha var ki ben bunlar belki değişimin bütünü ve genel anlamda değişmek ile alakalı diye düşünüyorum. Ben o nedenle yıllardır bir doktora görünmüyorum. Evet. Evet, bu – eğer bana sorarsan – benim aklıma şimdi en çok gelen şey bu ama belki de benim farkındalığına varmam gereken bir şey var.

ADAMUS: Gece uykuların nasıl?

GUDRUN: Oh, neredeyde hiç yok.

ADAMUS: Evet. Peki.

GUDRUN: Sahiden. Ben bunun için çabalamayı bıraktım çünkü sanırım, tamam, zamanım var. Ben bu konuda yalan söylemeyi göze alabilirim ya da bu konuda biraz daha rahat olabilirim. Benim her gün sabah saat altıda kalkmam gerekmiyor. Ama o kesinlikle orada, ben bazen bunun evde duyduğum veya yaşadığım siteden gelen bir sesten kaynaklandığını sanıyorum.

ADAMUS: Oh, gürültü var ama bu illa dışarıdan gelecek diye bir şey yok.

GUDRUN: Evet. Evet.

ADAMUS: Evet, evet.

GUDRUN: Eh, bazen keşke, bilirsin işte, onu suçlayabilseydim diyorum. Ama ben bunu bir saat uyuduktan sonra hissediyorum – bu benim fark ettiğim bir şey, sadece bir saat sürüyor – ama bazen bana sanki en az on saat gibi geliyor.

ADAMUS: Doğru.

GUDRUN: Sabah on iki ile bir veya üç arasında ve üçten önce ve gerçekten de o kadarcık bir uyku. Ve ben alarma baktığımda saatin iki ya da üç olduğuna inanamıyorum.

ADAMUS: Doğru.

GUDRUN: Ben bunları fark ettim.

ADAMUS: Peki. Güzel.

GUDRUN: Evet. Ve senin de daha önce söylediğin gibi bizim ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz uyku süresi artık geçerli değil.

ADAMUS: Alakası yok.

GUDRUN: Yani bu insanın içini çok rahatlatan bir şey.

ADAMUS: Güzel. Teşekkürler.

GUDRUN: Peki. Teşekkür ederim.

ADAMUS: Ve bu arada Linda mikrofonu yanındakine verdi diye kurtulduğunu sananlar Linda’nın oradan yürüyüp uzaklaşacağını zannetmesin, o gitmeyecek. (bazı kıkırdamalar) Siz, “Oh, Güzel! Güzel! Ben Gudrun mikrofonu aldı diye o kadar çok memnun oldum ve şimdi sıra bana gelmeyecek.” diyorsunuz. Oh, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Evet. (kıkırdamalar artar) Güzel. Teşekkürler.

Yaşamın dört yıl öncesine göre ne kadar değişti?

ŞAMBRA 5 (kadın): Eh, eski işimi bir yıl önce terk ettim ve eh ben şimdi hayatımdan daha memnunum.

ADAMUS: Mm hmm. Zihinsel aktivite nasıl, beyindeki konuşmalar?

ŞAMBRA 5: Çok daha az, daha az.

ADAMUS: Evet. Çok daha az mı?

ŞAMBRA 5: Evet, çok daha az.

ADAMUS: Peki.

ŞAMBRA 5: Evet.

ADAMUS: Güzel. Daha mutlu musun?

ŞAMBRA 5: Evet.

ADAMUS: En büyük şikayetin nedir?

ŞAMBRA 5: (içini çeker) Sanırım yeni bir otomobile ihtiyacım var. (kıkırdar)

ADAMUS: O halde buna izin ver.

ŞAMBRA 5: Evet.

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 5: Öyle yapacağım.

ADAMUS: Ve ben böyle deyince bazılarınız, “Ya üf, üf!” diyor. “Hayır, sadece dur ve sadece ona izin ver.” Evet, evet. Peki. Nasıl bir otomobil istiyorsun?

ŞAMBRA 5: Bir Audi.

ADAMUS: Audi. Hangi model? Bunu Cauldre bilmek istiyor. Ben merak etmiyorum.

ŞAMBRA 5: 380 sanırım.

ADAMUS: Peki. Evet.

ŞAMBRA 5: Evet?

ADAMUS: Güzel, güzel.

ŞAMBRA 5: Evet?

ADAMUS: İyi. Güzel otomobil. Cauldre diyor. Ben bilmiyorum. Benim hala atlarım ve at arabalarım var. (kahkahalar) Ben bunlardan hoşlanıyorum. Evet. Güzel. Teşekkür ederim. Birkaç tane daha Linda.

LINDA: Sorun değil.

ADAMUS: Yaşamın dört yıl öncesine göre ne kadar değişti?

LINDA: Gözlüklü hanım lütfen. Teşekkürler.

ADAMUS: Merhaba.

EDITH: Merhaba.

ADAMUS: Evet. Yaşamın nasıl değişti?

EDITH: Ben kendimi hiç olmadığı kadar çok seviyorum.

ADAMUS: Kendini sevmek, güzel.

EDITH: Ve bu…

ADAMUS: Daha önce kendini sevmek ile ilgili sorunun mu vardı?

EDITH: Evet. Evet. Evet.

ADAMUS: Neden?

EDITH: Ben hiçbir şey için yeterince iyi olmadığımı düşünüyordum.

ADAMUS: Evet. Ve şimdi iyisin.

EDITH: Evet.

ADAMUS: İyi. İyi. Dört yıl öncesine göre başka neler değişti?

EDITH: Mmm. Çok daha sakinim.

ADAMUS: Çok daha sakin.

EDITH: Evet.

ADAMUS: Güzel. Bolluk nasıl? (kadın mimik yapar) Hımmm. Bolluk Kliniği’mi - benim ücretsiz kursumu – okudun mu?

EDITH: Evet.

ADAMUS: Güzel. Tekrar dinle. (kahkahalar)

EDITH: Bunu birkaç gün önce yaptım.

ADAMUS: Evet, tamam. Birkaç gün önce.

EDITH: Mm hmm.

ADAMUS: Peki.

EDITH: Bundan önce.

ADAMUS: Oh, sen onu dinledin bile.

EDITH: Evet.

ADAMUS: Oh, iyi. Eh, bu biraz zaman alır, bir hafta filan, bilirsin işte, tüm zenginlikleri içeri getir. (kahkahalar) O yüzden sabırsız olma. Sonuçta nasılsa bedava bir şey.

EDITH: Mm hmm.

ADAMUS: Evet. Sağlığın nasıl?

EDITH: İyi.

ADAMUS: Çok iyi. Peki.

EDITH: Evet.

ADAMUS: Aşina olmadığın acılar, ağrılar var mı?

EDITH: Hayır.

ADAMUS: Enerji düzeyi?

EDITH: O da iyi.

ADAMUS: Peki. Güzel. Teşekkür ederim. Sen Edith’in yerini mi dolduruyorsun?

EDITH: Evet.

ADAMUS: Evet. Adı Edith. (kahkahalar) Edith sen olmasan ben ne yapardım? (izleyiciler alkışlar) Ama sen Edith gibi bana cehennemi yaşatmadın. Sen bana zor anlar geçirtmedin.

EDITH: Hayır.

ADAMUS: Ondan sonra sen, “Ohhh! Adamus!” dersin. Ondan sonra ben kötü bir söz söylerim ve sen yine “Ohhhh! Yemin et Adamus!” dersin. (kıkırdamalar artar) İki tane daha Linda.

LINDA: Tamam.

ADAMUS: Yaşamın dört yıl öncesine göre nasıl? Hoş geldin.

ŞAMBRA 6 (kadın): Teşekkür ederim. Çok ilginç.

ADAMUS: Çok ilginç.

ŞAMBRA 6: Evet.

ADAMUS: Bu ilginç bir yorum.

ŞAMBRA 6: Çünkü ben ne zaman bir karar almam gerektiğini bilmiyorum ve bu benim zihnim için oldukça karmaşık bir durum ve ben o zaman şöyle diyorum, “Unut gitsin. Kahrolsun, izin veriyorum.” Ve böylece gün boyunca her şey yoluna giriyor. Ben şunu bunu yapmayı planlamamışımdır ama aniden, “Oh! Oh! Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.” derim. İşte bana şimdi bunlar oluyor ve ben arada cesaretimi neden bilmiyorum ama kaybediyorum.

ADAMUS: Sıkılıyor musun?

ŞAMBRA 6: Pardon ben mi?

ADAMUS: Sıkıldın mı? Sıkkın mısın, yani…

ŞAMBRA 6: Evet, evet, evet. Çok aktif olduğum için bundan emin değilim. Oldukça aktifim.

ADAMUS: Oldukça aktif.

ŞAMBRA 6: Evet.

ADAMUS: Peki enerji seviyen nasıl?

ŞAMBRA 6: Şu an beş ya da altı.

ADAMUS: Beş ya da altı. Peki. Yani bu…

ŞAMBRA 6: On üzerinden, on üzerinden.

ADAMUS: Peki.

ŞAMBRA 6: Evet.

ADAMUS: Evet, on üzerinden. Peki.

ŞAMBRA 6: Şu anda. Evet.

ADAMUS: Peki sağlığın?

ŞAMBRA 6: Sağlığım, evet, bu sürpriz oldu çünkü ben daha önce hiç hastalanmamıştım kataraktlarım alınmıştı ve ben bir şekilde biraz yıprandım ve bu benim için hasta olduğunda şeylerin nasıl iş gördüğüne dair bir ilk deneyim oldu.

ADAMUS: Oh, evet, evet.

ŞAMBRA 6: Ve ben bunu daha önce hiç yaşamadım ve ben, “Vayyy” dedim.

ADAMUS: Evet, evet.

ŞAMBRA 6: Evetttt! (bazı kıkırdamalar)

ADAMUS: İyi değil! İyi değil!

ŞAMBRA 6: Ve ben sonra, ”Oh! Ben izin veriyorum!” dedim. Ama sonra…(kahkahalar artar ve bazı alkışlar) Ama o aptalca şeyler yeniden gelip bana, “Vuuu, huuu! Vay! Hey! Senin doktorun yeterince iyi değil. Senin bir çare bulman gerek.” dediler. Çılgınca bir şeydi ve işte benim enerjim bu nedenle beş ya da altı. Ama izin vermek…

ADAMUS: İzin vermek.

ŞAMBRA 6: …benim, bilmiyorum. Araba kullanırken diyorum ki…

ADAMUS: Kaç yaşındasın?

ŞAMBRA 6: Oh, Tanrım! Vay! (kahkahalar) Ne kadar güzel! Ben birkaç gün sonra yetmiş üç yaşında olacağım. Ve ben…

ADAMUS: Yetmiş üç. (izleyiciler alkışlar)

ŞAMBRA 6: Teşekkür ederim.

ADAMUS: … çünkü yetmiş üç yaşından çok daha genç gösteriyorsun.

ŞAMBRA 6: Eh, teşekkür ederim Adamus.

ADAMUS: Ve sende öyle bir gençlik enerjisi var ki.

ŞAMBRA 6: Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.

ADAMUS: Teşekkür ederim.

ŞAMBRA 6: Teşekkür ederim.

ADAMUS: Birkaç tane daha sevgili Linda.

LINDA: Bir tane daha mı?

ADAMUS: Bir tane daha.

LINDA: Bir tane daha.

ADAMUS: Bir tane daha.

LINDA: Mmm. Mmmm.

ADAMUS: Herkes gergin. (bazı kıkırdamalar) Linda rolünü seviyor. Linda mikrofon meleği olmayı seviyor. (kıkırdamalar artar)

Evet. Yaşamın nasıl?

ŞAMBRA 7 (erkek): Sorun yok aslında.

ADAMUS: Sorun yok. Bu kulağa bok gibi geliyor! Dört yıl öncesine kıyasla nasıl?

ŞAMBRA 7: Her şeyden önce tüm o yükseliş hikayesi çok uzakta gibi hissediyorum ama bu aynı anda, o zamana göre her şeyi çok berrak hissettiriyor. Gerçekten her şeyi.

ADAMUS: Enerjin nasıl?

ŞAMBRA 7: Değişiyor. Bazen gerçekten iyi oluyor, bazen de aniden düşüyor.

ADAMUS: Evet. Peki Genel anlamda nasıl, siz ona yaşama sevinci diyorsunuz değil mi?

ŞAMBRA 7: Biz şimdi bolca doğada yürüyüş yapıyoruz ve bu gerçekten, gerçekten keyif veriyor. Ben aslında dört yıl öncesine göre çok fazla endişelenmiyorum. O zamanlar bu had safhadaydı ama ben şimdi küçük şeylerden zevk alıyorum ve…

ADAMUS: Evet.

ŞAMBRA 7: Evet. Evet.

ADAMUS: Güzel. Yani dört yıl öncesine göre genel anlamda daha mı iyi, daha mı kötü? Ya da…

ŞAMBRA 7: Daha farklı.

ADAMUS: Farklı sorunlar sadece.

ŞAMBRA 7: Farklı. Evet, zihnim artık işlemiyor. Başka şeyler de var.

ADAMUS: Ah! Zihnin işlemiyor! (kıkırdarlar)

ŞAMBRA 7: Evet!

ADAMUS: Güzel. Güzel. Güzel.

ŞAMBRA 7: Bu da farklı bir şey.

ADAMUS: Evet. Evet. Güzel. Sana çok, çok teşekkür ederim.

ŞAMBRA 7: Ben de sana teşekkür ederim.

ADAMUS: Ve mikrofonu dolaştırdığı için Linda’ya da teşekkürler.

LINDA: Benim için bir zevkti.

Hadi bunun ile birlikte güzel, derin bir nefes alalım.

Yaşam, dört yıl önce – siz bunu diğerleri sorulara yanıt verirken düşündünüz – son dört yılda neler oldu? Son on beş ya da yirmi yılda neler oldu ya da geçen yıl mesela?

Bu kolay bir süreç değil. Bu uyanış ve aydınlanma denilen şey çok, çok meydan okuyucu olabiliyor. Bir süre öncesine kadar yaşamınızda olacak şeyler ile ilgili veya diğer şeyler ile ilgili beklentileriniz olmuş olabilir. Siz eski sorunlara dair birçok şeyi salıverdiniz ama siz yol boyunca başka şeylere rastladınız. Benim sizin çoğunuzda gördüğüm bunlardan bir tanesi ki bu muhtemelen de en büyüğü sizin enerji düzeyiniz.

Sizde daha önce var olan içsel çatışma neredeyse hiç yok. Siz artık o büyük savaşları yapmıyorsunuz. Siz artık zihninizde kendinize hemen hemen hiç eziyet etmiyorsunuz. Bunlar nadiren oluyor tabii. Ama benim dikkatimi çeken en önemli şey enerji düzeyinin bir gün çıkıp diğer gün düşmesi ama bu genel anlamda böyle ve bunun yaşlanmak ile bir alakası yok. Bu, sadece, eh, sizin yaşadığınız bir olgu ve biz bugün buna değineceğiz ve ben sizin kendinize olan sevginizin genel olarak arttığını görüyorum. Siz şimdi kendinizden dört yıl öncesine göre daha hoşnutsunuz, on yıl öncesine göre kesinlikle daha memnunsunuz – memnuniyeti zihinsel sorunlar açısından demiyorum – bu enerji ile ilgili bir şey. Bu, enerjiyi işleriniz için çekmek, yaratıcı projeleriniz için çekmek, yaşamınız için çekmek, ilişkiniz için çekmek anlamında ve fakat burada biraz sıkışmış enerji var. Biz bugün bunu inceleyeceğiz.


Geçen Yıl

Ama izin verin ben şimdi geçen yıl hakkında konuşayım, geçtiğimiz son yıl hakkında. Geçen yıl hem benim için hem de Şambra için muazzam derecede heyecanlı bir yıl oldu. Ve benim Gizem Okulları konusunda dediklerimde ciddi olduğumu söylemem gerekiyor; siz ta o zaman kendiniz aydınlanmayı seçebilirdiniz, basitçe Yükselmiş Üstatlar Kulübü’ne gidebilirdiniz ama gitmediniz. Siz, “Ben beklemek istiyorum. Ben şimdi için beklemek istiyorum.” dediniz.

Biz geçen yıl şeylere gerçekten hız kazandırdık. Ben bu olmadan önce insanları Kırmızı Çember’den ayrılmaları için davet ettim. Ben onlara burada bedenli aydınlanma için bulunmadıklarını söyledim, biz sizi buradan ayrılmaya davet ediyoruz dedim. Siz hazır olduğunuzda geri gelebilirsiniz fakat burası spiritüalizme dalmış insanların yeri değil. Burası enerjisel olarak beslenen insanların yeri değil. Ben buna basitçe izin vermedim.

Burası sizin her birinizin ve hepinizin bu ömürde gerçekleştiriş için gelmeyi seçtiğiniz bir yer. Bir dönem. Benim, bilirsiniz işte, camdan bakanlara, kontrol etmek için çıkıp gelenlere, belki enerjiyi hissetmek isteyenlere toleransım yok. Örneğin bugün burada salonda muazzam bir enerji var ve burası enerji vampirleri için harika bir yer. Siz onları tanıyacaksınızdır. Onlar dram içinde. Onlar yoğun makyo içinde. Ama biz genel olarak onları dışarıda tuttuk ki böylece sizin bu ömürde yapmak için geldiğiniz işleri gerçekleştirelim.

Ben sizin bunu başka bir ömürde yapmak istemediğinizi biliyorum. Siz beklemek istemiyorsunuz. Siz bunu bu yaşam sürecinde istiyorsunuz. İşte biz burada tam olarak birlikte bunu yapıyoruz. Ben ve siz…

Benim Yükselmiş Üstatlar Kulübü’ndeki güzel, saray gibi ofisimde planlamış olduğum bir müfredatım yok. Ben bunların hiçbirisini önceden hesaplamadım. Biz bunları siz aydınlanmanıza izin verdiğinizde, bilincinizi genişlettiğinizde birlikte göreceğiz. O çok zor bir yol – ben gerçekten Cauldre ve Linda’ya ve Kırmızı Çember’e asla bizi sırada neyin beklediğini söyleyemem. Biz bazen sözde tek tip workshop yapmak için işe koyuluyoruz ama bir anda her şeyi değiştirip başka bir şey yapabiliyoruz çünkü her şey sizin isteğinize ve sizin bedenli aydınlanmanıza uygun hale getiriliyor.

Ben size siz idrak etmeseniz de ben sizin kim olduğunuzu görüyorum derken, ömürler önce adandığı şeye şimdi de adanmış olanları görüyorum ama siz bunu bu ömürde gerçekleştireceksiniz. Bu grup diğer insan gruplarından, dini gruplardan. spiritüel gruplardan veya new age gruplardan o kadar farklı ki. Siz bu farkı ayırt edebiliyor musunuz bilmiyorum. Eğer etmiyorsanız sırf eğlence olsun diye genel bir new age grubun toplantısına veya hafta sonu metafizik bir rehabilitasyon şeyine katılın. Siz o zaman ne kadar yol aldığınızı, ne kadar yol aldığımızı fark edeceksiniz.

Biz geçen yıl kuantuma geldik – ben “hız” sözcüğünü kullanmak istemiyorum – ama biz kuantumsal hızlanmış enerji sürecine girdik. Biz buna bir yıl önce Kryon’ın Sedona’daki Konferansı’nda başladık. Ve ben zaman zaman Kryon ile çalıştım ve ben özellikle de aynı sahneyi paylaştığımızda onun ile yakın bir şekilde çalıştım ve ben o toplantıdan önce Kryon ile konuştum. Orada sekiz yüz, dokuz yüz kişi vardı. Büyük bir toplantıydı ve ben o izleyicilere ama özellikle de size önemli bir şeyin söylenme zamanının geldiğini biliyordum.

Yeni Çağ’ın Ötesi

Ben toplantının tamamının bilincine uysun diye Kryon ile birlikte önceden her şeyi gözden geçirip ona, “İşte benim söyleyeceklerim” dedim. Ve ben bir bildiride bulundum, çok güçlü bir bildiride ve dedim ki, “Yeni Çağ sona erdi. Sona erdi.” Aslında orası bu açıklamayı yapmak için en elverişli, en muhteşem yer değildi. (bazı kıkırdamalar) Sedona ABD’nin hatta dünyanın yeni çağ merkezi. Orası aynı zamanda makyonun merkezi. Orası benim gitmek için favori yerim değil. Ama ben o duyuruyu yaptım. Ben, “Yeni çağ geçti” dedim, bunun anlamı onun hakkında konuşmaya bir son vermekti. Artık çeşitli yöntemleri ve metodları keşfetmeyi bırakma zamanı. Artık bunu kestirip atma vakti. (Adamus’ın mesajının başlığı “Yeni Çağ’ın sonu idi)

Blavatsky ve Jung ve Steiner ve birkaç kişi daha 140 yıl önce başlattıkları yeni çağ akımı ile o kadar yardımcı oldular ki. O zamanlar dünyanın mistisizme ve spiritüalizme atlamak için yeni bir düşünme ve yaklaşım şekline ihtiyacı olduğu zamanlardı, bunu hiçbir kilise ve gerçekten diğer hiçbir din sağlayamıyordu.

Ama yeni çağın kapanma zamanı geldi ve kapanma, “Şimdi insan olarak normal hayata dönme vakti veya sizin aydınlanmanızı gerçekleştirme zamanı. Artık Dünya’da bedenli Üstat olma vakti.” demek.

Bu çok hızlı tempolu bir sürecin başlamasına yol açtı ve ben bu yıl tekrar davet edilmediğimi fark ettim…(kahkahalar) Ondan sonra biz geçen yıl Atalardan Özgürleşme’yi yaptık. Ben sizin çoğunuzun onu dinlediğini veya izlediğini biliyorum. Bu çok hoş bir program değil. Sanırım siz onu çok zevkli bir bulut sınıfı olarak adlandırmıyorsunuz. Zor. Çok uzun değildi ama zordu çünkü ben sizin eski atalara ait o dengesiz karmik bağlantıyı salıvermenizin zamanının gelmiş olduğunu biliyordum.

Bunu yaşayanlarınızın, deneyimleyenlerinizin çoğu bunun ardından haftalarca hatta aylarca meydan okumalar ile uğraştı, bedensel meydan okumalar; üzüntü çünkü siz artık sizin ile gerçekte dengede olmayan eski ilişkileri salıveriyordunuz. Onlar sizi geri tutuyordu. Bu, ailenizi terk edin veya eşinizi boşayın veya çocuklarınızı kapıya atın anlamını taşımıyordu.
Bu size şunun için söylendi, siz onu sevebilirsiniz veya nefret edebilirsiniz ama sizin aile ile çok, çok eski soylara dayanan biyolojik ve zihniyet bağınız oldu ama şimdi bunu salıverme vakti. Siz bunu aydınlanmaya taşıyamazsınız. Siz onları sevebilirsiniz. Siz onlara şefkat duyabilirsiniz ama ben sizin hepinizi geçmişinize bakmaya davet ettim. Ve bu bazılarınıza zor geldi ve ben bunun beraberinde bazı fiziksel sorunları getirdiğini biliyorum ama bu atmamız gereken sıradaki adımdı.

Biz daha sonra İlerlemek dizimize başladık. Şu an İlerlemek 10’u yapıyoruz ve nedense sanki biz onun üçüncüsünü yapıyoruz gibi geliyor, sanki yeni başladık gibi geliyor çünkü hızlı gidiyor ve biz bu yıl bir sürü materyali derinlemesine araştırdık, birçok materyalin derinine indik. Biz geçtiğimiz dokuz Şaud boyunca bir sürü sorunu ele aldık.

Daha sonra sıra Hawaii’de BON Macerası’na geldi. BON Macerası harika, çok güzel bir workshoptu ama orada olanlar gerçekten çok önemliydi. Sanırım ikinci gündü, ben gruba, Şambra olarak toplandığımızda, ilk kez, baskın enerjinin işler ve sorunlar olmadığını belirttim. Biz yıllar boyu yüzlerce ve yüzlerce kez toplandık ama Şambra genelde beraberinde sorunlarını getiriyordu ve bu da iyi bir şey. Şambra’nın sessiz sorunları. Onlar kapıdan ağlayarak girmiyorlardı. Onlar sorularına yanıt bulmak için gelmiyorlardı ama sorunlar oradaydı. Sanki toplantı yerimizin üzeri tamamen bir bulut ile kaplı oluyordu.

Benim, Tobias’ın bu şeklide çalışmamız gerekiyordu çünkü sizin enerjiniz öyleydi. İnsan sorunları – temel sorunlar – bolluk, sağlık, ilişkiler ve öz değer. Bazılarınız bunlar ile gerçekten mücadele etti, özellikle de ilişkilerle ve ben bu nedenle Atalardan Özgürleşme’nin bu kadar önemli olduğunu hissettim. Ama bunlar ilk kez o toplantıda baş sorunlar, en önemli meseleler değildi. Bu büyük bir hamleydi, bu, sadece o grup için geçerli değildi ve bütün Şambra’da kendini gösteriyordu. Bu sizin hepinizi temsil eden bir şeydi.

Ve bu yakın zaman önce İtalya’da hem Eşik hem de Ahmyo çalışmaları sırasında böyle oldu. İkisinde de baskın enerji yaşamınızdaki sorunlara ait değildi – bilirsiniz işte, insana dair mücadeleler, neredeyse çözümsüz sorunlar. Biz artık gerçekten ilerleyebilirdik. Biz artık gerçekten kendimizi geliştirebilirdik. Gelişim harfi harfine kuantum düzeyde hız kazandı. İşte sizin çoğunuzun bedensel olarak tükenmiş hissetmeniz bundan kaynaklanıyor.

Bilirsiniz işte, zihin geri ve ileri gider ama benim bugün bu Şaud’da gerçekten dikkatimi çeken şey bu enerji düzeyinin, fiziksel sorunların, bu ışık hızının bedene olan etkisi. İyi haber şu ki bu kalıcı değil ve bu giderek daha beter hale gelmeyecek. (bazı kıkırdamalar) ama ben size bunun etkisi olmuş olduğunu söyleyebilirim.

O nedenle bu yıl çok, çok hızlı bir yıl oldu. Bu yıl bir sürü şey oldu. Ve siz bizim bu yıl konuştuklarımıza, keşfettiklerimize bakın ve sadece bir anlığına durun ve bunun önemini hissedin.

Karanlığın Ötesi
Biz bu yıl karanlığı işledik ve karanlığın bir yanılsama olduğunu söyledik. Bunun için iki ömür çalışma yapmaya değer ve yeterlidir ve biz bunu henüz tamamladık. Karanlık kesinlikle bir yanılsamadır. Siz ona inanırsanız, o, orada olur ve yaşamınızı etkiler ve birçok şeyi dengeden çıkarır. Siz o zaman hep korkarsınız veya karanlık ile mücadele edersiniz.

Siz bir kez o yanılsamayı aştığınızda ve özellikle yaşamınızda gerçekte karanlık olmadığını fark ettiğinizde, siz tüm o mücadelelerin ötesine geçebilirsiniz. O, gerçekten bir yanılsama. Karanlık ile mücadele eden, ışık ve karanlıkta, melekler ve şeytanlarda ısrar eden insanlar olacaktır. Ve bırakın onları. Bırakın. Bu onların oynadığı bir oyun. Ama biz, biz bunun ötesine geçtik.

Ölümün Ötesinde
Biz ölümün bizzat kendisinin ötesine geçiyoruz. Biz bunu önceki gün Ahmyo çalışmasında ayrıntılı bir biçimde konuştuk. Herkes güzel yaşam istekleri ile ortaya çıktı ama ben ne yaptım? Ben ölüm hakkında konuştum. (bazı kıkırdamalar)
Ama ölüm, ölmeye olan inanç insanlar için öyle bir sorun ki ölüm yok ama insanlar hala bunda ısrar ediyorlar. Onlar bir tabut içindeki bir bedene bakıp, “Eh, bana da böyle olacak” diyor. Herkes, “Er ya da geç öleceğiz” diyor. Bu gerçekte doğru değil. Fiziksel bedenin bir geçişi söz konusu ve Üstat bir gün mutlaka bütünleşeceğini, fiziksel bedenini tamamen Bilinç Bedeni’ne getireceğini anlar ama ölüm yoktur. Ölüm yoktur. O, bir geçiştir.

Siz şimdi özellikle de “Ben Varım” anlayışı ile her zamankinden daha canlısınız. Siz ölüm diye adlandırılan şeyin gerçekte biyolojinin bir geçişi olduğunu ve bunun insanların deneyimlediği çirkin bir ölüm gibi olması gerekmediğini fark ediyor musunuz? Ama siz o geçişi yaptığınızda her zamankinden daha canlı olduğunuzu fark edeceksiniz.

Ben geçen gün Ahmyo grubuna bunları söyledim ve birçok Şambra, “Bu benim gezegendeki son ömrüm olacak” dedi ve ben bunu sizin bu şeklide geçiriyor olduğunuz şimdiki son yaşam süreci olarak anladım. Doğum süreci ile geldiğiniz son ömür olarak. Kim olduğunuzu unuttuğunuz son yaşam. Sizin bulutların içinde, karanlık gölgede, kitle bilincinde, bolluk yoksunluğu ile hastalık, savaşlar ve sıkıntı ve bunun gibi tatsız şeyler ile yaşadığınız son yaşam olarak algıladım.

Ben geçen gün gruba sizin doğum sürecinden geçmeden gelme seçeneğiniz olduğunu veya seçim yapmanız halinde ilk gelenlerden olabileceğinizi anlattım. Siz kendinizi üretilmiş (yazıcıdan çıkmış) bir nano beden ile bütünleştirmeyi seçebilirsiniz. Veya siz arada sırada birkaç günlüğüne ışık bedeninizi tezahür ettirebilirsiniz. Ama siz daha önce ben bir daha gelmeyeceğim derken eski yollar ile gelmeyi kastediyordunuz.

Eski sistemden geçmeden yeniden gelip bu gezegeni deneyimlemenin farklı yolları var. Eski yöntemlerden bağımsız olarak bu gezegenin doğal güzelliklerini ve güzel, sağlıklı ilişkileri deneyimlemenin başka yolları var. Bunu ilk yapan sizler olacaksınız.

Şimdi, Yükselmiş Üstatların gelişinde durum biraz daha farklıydı. Onlar kabuk beden kullanan Tobias gibi birkaç istisnanın dışında genellikle doğum sürecinden geçerek geliyorlardı ama Tobias da geri gelmek için yine insan kalıplarından geçti. Eğer seçerseniz ölümün anlamını aşanlar ilk kez sizler olacaksınız.

Ölüm bedenin ölmesi anlamına geliyor bu genellikle bir hastalık veya bir kaza neticesinde oluyor, siz daha sora başka bir yaşama geliyorsunuz ama kim olduğunuzu unutmuş oluyorsunuz. Gerçekten ölüme başkaldırma potansiyeli olan ilk varlıklar sizlersiniz çünkü siz doğum sürecinden geçmeden geri geleceksiniz. Siz geri geldiğinizde kim olduğunuzu kesinlikle bileceksiniz. Siz geri geleceksiniz ve kitle bilincinin kütle çekiminden etkilenmeyeceksiniz, siz başka insanların dramlarına, bolluk sorunlarına, bunun gibi geniş yelpazede birçok şeye çekilmeyeceksiniz.

O nedenle ben ve Tobias sizin, “Ben bir daha gelmeyeceğim” demenizin, “Eski yollar ile değil. Biz yeni yeni yolu yaratacağız. Biz bu gezegendeki ölüm bilincini değiştireceğiz” anlamına geldiğini biliyorduk. Ve siz bunu yapıyorsunuz. Siz kesinlikle bunu yapıyorsunuz. Ve sizin her birinizin ve hepinizin bu fırsatı olacak. Bedenli aydınlanma için, ölümü aşmak için, yaşamdan olması gerektiği gibi keyif almak için buraya istediğiniz her şekilde, istediğiniz her yere gelmek için ihtiyacınız olan her şey bu ömrünüzde mevcut.

O nedenle biz kuantum bilinç açılması yaparak bu yıl ölümün ötesine geçtik.

Biz Tanrı’nın ötesine geçtik. Bu zor bir taneydi çünkü Linda bana bu konuda daima zor zamanlar yaşattı. Ben Tanrı ve İsa konusunda ne söyleyebilirdim ki? Biz Tanrı hakkında konuştuk – biz daha önceki yıllarda da birçok kez bu konuda konuştuk – ama biz bu yıl gerçekten, “Bu eski Tanrı artık iş görmüyor “ dedik ve bunu söylerken korkmadık. Biz bu konuda endişelenmedik, bilirsiniz işte, şimşek filan düşer diye.

Tanrı bir şakadır, kötü bir insan şakası. O, insan bilincinin bir yansıması. Onun kutsallıkla veya ruhsallıkla hiçbir alakası yok. Bu adam-tanrıyı yaratanların ilahi bir deneyimi yok eğer olmuş olsaydı onun hakkında işe yaramaz kitaplar yazmazdınız. (bazı kıkırdamalar)

Biz kiliseleri karşımıza aldık. Biz dinleri karşımıza aldık. Hatta biz makyo dolu yeni çağı karşımıza aldık ve dedik ki, “Tanrı bu değil. Ruh bu değil. Ruh, Tanrı tam olarak burada. Ben de Tanrı’yım.”
Biz bu bazı korkutucu eski sistemlere, karmaya, günaha, günaha karşılık cezaya ve acı çekmeye “artık yeter” dedik. Bütün bunların böyle olması gerekmiyor ve bu gezegende artık bunların değişme vakti geldi. Ve değişim dersler ve kitaplar yoluyla olmayacak. Değişim sizin gibi öteye geçen, bu gezegen için tamamen yeni bir kalıp yaratan az sayıda insan aracılığıyla olacak.

Gücün Ötesinde
Biz geçen yıl güç konusunu masaya yatırdık. Çoğu insan güce inanıyor. Onlar gücü sorgulamıyorlar, onlara göre, “Yaşam bir güç oyunu. Siz ona sahip olsanız da olmasanız da bu böyle. Siz ona sahipseniz daima onu kaybetmekten korkarsınız. Siz ona sahip değilseniz daima onu elde etmeyi umarsınız ve siz güç sahibi insanlardan korkarsınız.”

Güç bir illüzyondur. O, kesinlikle bir illüzyon. O, insan bilincinin ve insan zihninin dışında hiçbir yerde varolmaz. Bunların dışında o varolmaz. Ve biz, “Hadi ilerleyelim. Hadi biz güçsüz hayata girelim” dedik çünkü güç dolu bir yaşamda daima zorlama vardır. Zorluk vardır. Daima korku vardır. Güç ile oluşan yaşamda içeri bakmaktan çok dışarı bakmak vardır. Güce ihtiyaç yok ama insanlar enerjiyi ve bilinci anlamıyorlar. Onlar bunu anlamak yerine gücün peşinde koşuyorlar.

Güç gezegende her yerde var. O, tabii iş hayatında var. O, dinlerde ve kiliselerde, kesinlikle hükümetlerde var. Terapilerde. İlaç sektöründe. O, her yerde. Bu dünya güç ile iş görüyor.

Ve bu aslında çok ilginç çünkü fosil yakıtlar, eski yakıtlar bu güç bilincinin bir yansıması. Siz bir şeyi ilerletmek için bir şeyi patlatmak zorundasınız. Sizin güç ve dinamiklere ihtiyacınız var ve gezegen güce inandığı sürece siz enerji ile ilgili gerçek çözümü bulamayacaksınız.

Biz bunlara karşı geliyoruz ve sözcükleri Cauldre aracılığı ile ben telaffuz ediyorum ama konuşan sizin bilinciniz. Ölüme, “Yeter” diyen sizsiniz, karanlığa dair inanca, “yeter” diyen sizsiniz, eski Tanrı’ya, “yeter” diyen sizsiniz. Kısa bir yılda biz değiştik, siz değiştiniz.


Uzay ve Zamanın Ötesinde

Biz uzay ve zamanı işledik. Bu, önemli bir konu. Biz uzay ve zamanın sizin içinizde hareket ettiğini söyledik. Lineer bir projeksiyon içinde, uzay ve zaman içinde hareket eden siz değilsiniz. Uzay ve zaman sizin içinizde hareket ediyor. Bu basit bir fizik. Bilim insanlarının ve fizikçilerin bunu anlamamış olduğunu düşünmek bana zor geliyor. Bu, o kadar basit bir şey ki. Bu, devrim niteliğinde bir şey. Ve onlar nihayet insan beyinlerinden çıktıkları zaman bilim, Tanrı, güç ve her konudaki anlayış tamamen değişecek. Ama onlar şu anda ona yakalanmış durumdalar.
Ama siz bunu değiştiriyorsunuz. Bazılarınız bunu kesinlikle hissetti. Diğerleri uzay ve zamanın içlerinde hareket ettiğini hissetti. Üstat sizsiniz. Siz uzay ve zamanın merhametine kalmadınız.

Zaman deyince özellikle tarihten bahsedilir. Tarih zamanın bir kesitidir. Biz bunu daha önce konuştuk ve biz aslında tarihe bile kafa tutuyoruz. Tarih basitçe lineer bir insan hikayesidir. “Şu tarihlerde, şunlar oldu” gibi ve insanlar buna hiç sorgulamadan inanıyorlar. Onlar, “Eh, sen bu kitaplarda yazanlara inanmıyorsan eğer deli olmalısın.” derler.

Biz tarihin zamanın bir veçhesi olduğu anlayışına sahip olmaya başlıyoruz ve biz zamanın esnek olduğu anlayışına sahip olmaya başlıyoruz – sizin bundan sonra artık lineer zamana yakalanmanız gerekmiyor - ve siz geçmişinize, tarihinize baktığınızda o illa sizin zihninizin hatırladığı gibidir diye bir şey yok. O, mutlaka tarih kitaplarında yazıldığı gibi değil. Ve insanlar buna meydan okuyacaklardır ve diyeceklerdir ki, “Eh, sen delisin. Bunlar oldu.” Ama Üstat onun bir hayli esnetilebilir olduğunu, geçmişte olanların, onun perspektifinin ve ona dair anlayışın ve içerdiği dinamiklerin değiştirilebilir olduğunu keşfeder. Siz zaman içerisine hapsedilmediniz. Siz artık tarihinizde sıkışmış değilsiniz.

Ek Bilgi

Biz başka bir gün Ahmyo çalışması sırasında sevgiyi işledik. Biz sevgiyi derinlemesine konuştuk. Şimdi, ben insanların barış, sevgi ve neşe konusunda konuştuklarını duyduğum zaman çoğunlukla kusmak istiyorum. (bazı kıkırdamalar) Onların hepsi makyo klişeleri. Ve ben bunu onlar bunların gerçekten ne olduğunu anlamadıkları için söylüyorum. Onlar bunu neredeyse hipnotik bir duruş noktasından söylüyorlar “Barış, sevgi ve neşe.” Biz çok derin bir şekilde sevgiyi ve hakikati ve gerçek derin sevgiyi ve onun gerçekte ne olduğunu konuştuk. Biz geçen yıl en zor konuları işledik ve siz bütün bunların tamamlayıcı bir parçası oldunuz.
Biz ışık hızıyla hareket ettik ve siz de biliyorsunuz ki ben son birkaç yılda kabak tadı verene kadar, siz sıkılana kadar sizin beş insan duyunuz ve zihniniz konusunda konuştum ve sizin realitenizin perspektifini yaratanın bunlar olduğunu söyledim ama her şey bu kadarı ile sınırlı değil.

Realitenin perspektifini sizin zihniniz, insan duyularınız sunuyor ama sadece bu kadar değil. Hadi ilerleyelim. Hadi buna genişleyelim. Hadi herhangi bir insan duyusundan, zihinden çok, çok farklı olan Üstat Duyusu’na girelim. Hadi biz zaten burada olanı keşfetmeye başlayalım.

Yani biz geçen yıl bol bol bu duyular ve zihnin ötesine geçmek ile ilgili konuşarak bunu gerçeğe dönüştürdük. Biz Üstat Duyusu’nu – siz Üstat Duyusu’nu – açmaya başladınız. O, hala gelmekte. Bazılarınız hala bunu sorguluyor veya bunu doğru yapıp yapmadığını soruyor. O, gelecek. Onun üzerinde çalışmayın. Gerçekten. Onu zorlamayın. Siz onu sadece hissedin ve ona izin verin.
Biz bu yıl inanılmaz yol katettik ve dahası da olacak. Muazzam derecede çok ve harika şeyler yolda geliyor. Sizi bekleyen çok şey var ama benim bugün konuşmak istediğim çok, çok özel bir şey var, bu benim aslında on gün kadar önce Şambra enerjisine baktığımda fark etmiş olduğum bir şey. Ve ben şimdiye kadar böyle bir şeyi ilk kez fark ettim – bu bir açığa çıkıştı - şimdiye kadar ilk kez muazzam bir şekilde enerjileriniz değişmişti.

Ve ben Linda’dan bunu sanal tahtamıza yazmasını isteyeceğim. (ortada bir tahta olmadığı için bazıları kıkırdar) (Adamus bir ekran çıkarır; bazı alkışlar) Sadece Linda için.

Sıçrama

Yakın zaman önce çok heyecan verici bir sıçrama gerçekleşti. Bilincinizde bir değişim oldu. Bazılarınız büyük olasılıkla bunun diğerlerinden daha fazla farkında oldu ama bu bilinçte gerçekleşen bir değişimdi ve bu “ve”ye ilk gerçek sıçrama oldu. Biz bu konuyu bir süredir konuşuyorduk, sizin hem insan hem de Üstat olduğunuz konusunu ama ben aniden bu sıçramayı gözlemledim.

Ben yine sizin enerji alanınıza, sizin bilincinize, sizin enerjinize bakıyordum; onun şekli tıpkı bir yumurtaya benziyordu ve siz o yumurta formunun içinde çok uzun bir süre kaldınız. Siz birçok şey hissettiniz, birçok şey deneyimlediniz – yani yaşamınız değişiyor; hayatınız bazı açılardan daha iyi oldu, bazı açılardan da biraz daha zor – ama yaklaşık on gün kadar önce o eski kalın kabuklu yumurta formundan aniden bir parlaklık (ışınım) çıkarak “ve”ye girdi. Bu sadece birkaçınıza olmadı. Bu çoğunuza oldu ve bu daha sonra gerisinin de gelecek olduğu gerçeğinin bir belirtisi.

Çoğunuz muhtemelen bunun farkındalığına varmadınız. Siz dokuz gün önce uyanıp, “Oh! Ben aniden “ve”ye girdim” demediniz ama bu algılanabilir bir değişimdi. Ancak ben bunu bu şekilde yazacağım çünkü bunu sözcüklere dökmek zor ama benim fark ettiğim şey sizin güç-süz ve enerjiden zengin hale gelmenizdi. Enerji bakımından zengin. İşte ben o nedenle başta yaşamınızda hangi değişiklikleri fark ettiğinizi, enerji düzeyinizi sordum.

Sizin enerji düzeyiniz…siz son dört yılda çok enerji tükettiniz. Siz özellikle geçen yıl çok enerji harcadınız. Bu sizin bedeninizi, sizin genel yaşam enerjinizi etkiliyor. Ama siz aniden bu değişimin tezahür etmesi ile güce dair eski bilinçten çıkarak “ve”ye o geçişi gerçekleştirdiniz ve aniden orada yeni bir enerji zenginliği belirdi.

Ben sizden bunu bir anlığına hissetmenizi istiyorum. Yeniden imgeleyin, siz burada zihniniz ile beş duyunuz ile insan olarak bulunuyorsunuz ve siz bunların ötesine geçmek için öyle derin bir arzu duyuyorsunuz ki ama bu bazı zamanlar çok zor geliyor. Siz sıçrama yapamıyorsunuz. Siz benim sözlerimi işittiniz, siz bana sinirlendiniz çünkü bu bir türlü bu yaşamınızda meydana gelmiyordu, siz “ve”yi duydunuz ve biz bolluk ya da Üstat Duyusu hakkında konuştuk ama siz hep, “Lanet olsun! Bu ne zaman olacak?” Ve daha sonra ben bunun olmaya başladığını fark ettim, yeniden söylüyorum bu on gün önce oldu.

Bunun taşıdığı anlam, bunun sonunda sizi sürükleyeceği şey bilinçli “ve” hali olacak. Bu, onu entelektüel veya felsefi anlamda düşünmek değil ama gerçekten bilinçli olarak “ve” halinde olmak demek.

Siz insansınız. Biz asla insanı mükemmelleştirmeyi tasarlamadık. İnsan özününün asla insan tarafından yükseltilmesi düşünülmedi. Bizim asla ideal, mükemmel insanı yaratmamız hedeflenmedi. Asla.

İnsan, insan işte. İnsanın bir biyolojisi var. İnsan şeyleri ilginç yollar ile yapar. Bunların hepsi “ve”ye açılmak ile alakalı, Üstat da öyle ve bu gerçekte sizin yapıyor olduğunuz şey.

Bu gerçekleştiğinde güç ihtiyacı muazzam bir şekilde salıverilir. Siz birçok yaşamınızda güç elde ettiniz. Siz hala yaşamınızda muazzam bir şekilde düzenli olarak güç kullanıyorsunuz ama siz aniden gitmek istediğiniz yönün o taraf olmadığını kavradınız. O sizi kalbinizin gerçek arzusuna götürmez. Siz aslında bu nedenle onu salıverdiniz. Ve eğer siz bunu yaptıysanız ya da henüz yapıyorsanız, bu, enerji yolunu açar ve – bol, zengin enerji – yaşamınıza girer.

O, bir yön bulma işaretidir, bir dönüm noktası çünkü siz geçmişte bu kadar çok enerjiye sahip olmuş olsaydınız onu güç yolunda kullanacaktınız. İşte siz bu nedenle sanki bilerek bundan uzak kaldınız, siz sanki, “Ben henüz hazır değilim, o nedenle de ondan uzak duracağım.” dediniz.

Ama siz şimdi rahatsınız ve kendinize güveniyorsunuz. Siz, “Bunların hepsi yakında bütünleşecek. Artık enerjiden zengin bir yaşama başlama vakti” dediğiniz bir noktasındasınız.

Bu dört yıl öncesinde olsaydı siz, “Ben o enerjiyi istismar edebilirim veya kötüye kullanabilirim” derdiniz ve onu güç olarak adlandırırdınız. Siz dört yıl önce, “Enerji bakımından zengin olmak beni dengeden çıkarır.” diyebilirdiniz. Ama ya şimdi? Bu şimdi değişti ve bu gözlemlemesi çok güzel bir şey. Benim kafamda bundan önce çok farklı bir Şaud yapmak vardı ama biz şimdi gerçekten, gerçekten ilerleyebiliriz.

Ben sizden bir anlığına tam olarak bu genişlemeyi hissetmenizi istiyorum. İşte insan, dediğim gibi bir yumurta formunda ve o, aydınlanma için, bilinç için o kadar çabalıyor ki ve aniden, aslında bu mücadele etmeyi ve çabayı bıraktığınızda oluyor, aniden açılma, genişleme gerçekleşiyor. Yumurta hala orada. Enerjisel yumurta formu hala orada ama orada başka bir katman daha var ve bu insan yumurtası değil. Bu sizin Üstat, tanrısal dediğiniz şey ve o zengin enerji getiriyor; kaba olmayan enerji.

Sizin birçoğunuzun enerjiden uzak durmasının nedeni yaşamınızda büyük bir sorunun varlığından kaynaklanıyordu, sizin istediğiniz son şey o soruna daha çok enerji vermekti. Sizin bolluk sorununuz olmuş olsaydı siz ona daha çok enerji çekecek ve daha büyük bir bolluk sorunu olacaktı veya daha büyük bir sağlık sorunu veya daha büyük bir ilişki sorunu. Siz o nedenle ilginç bir biçimde enerjiden kaçındınız çünkü o, güç enerjisi idi. O, Eski enerji idi. Ama siz sonunda, “Yeter. Ben artık değişim göstereceğim” dediniz ve olması için ona izin verdiniz.

“Ve.” Üstat demek. “Ben insanım ve ben Üstadım. Ben entelektüelim ve ben biraz da aptalım. Benim muazzam bir mizah anlayışım var ve ben öyle ciddiyim ki. Ben bir ışık bedenim ve ben bir fizik bedenim.”

Buraya ulaşmak neden bu kadar uzun sürdü diye merak edebilirsiniz. Bir sürü sorun vardı. Sizin hala tutunduğunuz bir sürü şey vardı ve siz, “Aslında tam olarak hazır değiliz. Henüz hazır değiliz. Gezegende başka şeyler oldu, henüz hazır değiliz. Biz çok güzel bir zamanlama yapmak istiyoruz.” dediniz. Ve işte şimdi bunlar açılıyor.

O zaman hadi biz onun hakkında konuşmaktan vazgeçip onu merabh diye adlandırdığımız şey ile deneyimleyelim. Işıkları azaltalım. Lütfen rahat duruma geçin.

Bir Merabh

Güç-süz ve enerjiden zengin.

Ben sizden merabh sırasında bu enerji zenginliğini gerçek anlamda deneyimlemenizi istiyorum. Onu hissedin. Onu kendi fiziksel bedeninizde hissedin. Fakat ben sizden onun çok, çok önemli bir niteliğini dikkate almanızı istiyorum.

O, sizin alışık olduğunuz, bazen azaltmak bazen de yumuşatmak istediğiniz benim güç enerjisi dediğim o eski enerjiler gibi değil, kaba değil.

Bunlar farklı enerjiler. Bunlar zarif enerjiler. Bunlar sizin bedeninize veya zihninize zor gelmeyecek.

O zaman güzel, derin bir nefes alın ve hadi merabha başlayalım. Şimdi bizim bilinç değiştirme zamanımız, bir halden bir hale geçme zamanımız.

(Yoham müzik yapmaya başlar)

Ben bir yıl önce başladığımız Keahak’ta “ve”yi çok konuştum ve bunu bu yıl da sürdüreceğim. Ben bu konuda Şambra ile konuştum. Siz onu entelektüel anlamda ele aldınız. Siz onu anladınız. O, gerçekten zor değil. O, iki harften oluşuyor, onu yanlış telaffuz etmek bile zor. Ve. V-e.

Siz onu hissedebilirdiniz ama bir direnç vardı. Ben bunun belki de isteksizlik olmuş olduğunu söyleyebilirim. İnsan özüne o kadar çok odaklanma var ki, size, sizin daha iyi hale gelmeniz için odaklanma var. Şimdi tabii “ve”ye, başka bir size girmek oldukça zor. (Adamus kıkırdar) Ama öyle değil.

Sizin entelektüel, felsefi, spiritüel bir kavramı nihayet bedeninizde ve realitenizde deneyimlemeye başladığınızı görmek o kadar güzel ki. On gün önce olanlar bunlardı.

Bir tarafta insan siz, diğer tarafta Üstat diye adlandırdığınız Özgür Öz. Tanrısal olan – ve siz şöyle demediniz, “Peki, eğer Üstat buradaysa benim zengin olmam lazım ve benim sağlıklı olmam lazım.” Siz bunu söylemediniz çünkü siz bunu söyleyenin insan olduğunu fark ettiniz.

Siz “ve” Öz’üne güç eklemeye çalışmadınız. Siz insanı düzeltsin diye onu getirmeye çalışmadınız. Siz onu sadece hissettiniz. “Ve bana daha o kadar çok şey olacak ki. Ve ben neden bunun ile insanı iyileştireyim? Ben şimdi tanrısal olanım ve insan olanım.

Güçten uzak muazzam bir değişim oldu ve bu olduğunda enerji kapısı açıldı, Yeni Enerji, biz onu yıllardır konuşuyoruz – zengin enerji, basit enerji.

O, düalizmin veya gücün o eski niteliklerini taşımıyor.

Onun bir zenginliği var ve o sadece gelip gitmez. Sizin onu kaybedersiniz diye endişelenmeniz gerekmez. Sizin onu bedeninizi iyileştirsin veya bolluk sorunlarınızı çözsün diye zorlamanıza gerek yok.

Güç-süz ve enerjiden zengin.

Güzel, derin bir nefes alın.

Aman Tanrım ne kadar hızlı bir yıl. Zaman zaman inişli çıkışlı. Sanki siz gezmek için bir arabaya bindiniz ve siz hayal edebileceğinizden daha hızlı gidiyorsunuz. Büyük bir heyecan, biraz da sinirlendirici ama biz bu yıl çok yol aldık, biz daha İlerlemek dizimizi bile tamamlamadan enerji zenginliği konusunda konuşuyoruz.

Biliyorum orada bazılarınız, “Kim, ben mi? Beni mi dedin?” diye soruyor. Evet, ben bunu her biriniz ve hepiniz için söylüyorum.

Bir anlığına müziği dinleyin ve hissedin, “ve”ye geçişi hissedin. Siz “ve”yi sadece düşünmeyin ama onu deneyimleyin.

Müzik çalarken güzel, derin bir nefes alın.

(uzun duraklama)

Yakın zamanda bir değişim oldu – ve bu sanırım gerçekleşecek olan başka değişimlerin başlangıcı – “ve” gerçek anlamda idrak edildi, Üstat ve insan idrak edildi; yaşamınızda güce olan gereksinimden uzaklaştınız ve bu da içeriye zengin enerjinin getirilmesine yol açtı.

Bu sizin insan hayatınızda kendini nasıl gösterecek? Siz bunu altı ay veya bir yıllık zaman dilimi içerisinde göreceksiniz ama o kesinlikle değişecek. Ben bugün soru sorduğumda – yaşamınız dört yılda ne kadar değişti? – diye sorduğumda siz geçmişinize hayretle baktınız. Gerçekten büyük bir değişim oldu.

Şimdi enerji orada ve o çok bol ve kaba değil. Sizin onun ile mücadele etmeniz gerekmiyor. Tekil insan, lineer insan şimdi “ve” halini aldı, çoğul oldu. Çok büyük bir değişim oldu.

Ve siz bunu izin vererek gerçekleştirdiniz.

Ben zamanım geldiğinde buradan ayrılacak olsam sizin beni iki şey ile hatırlamanızı isterdim, iki basit sözcük: izin vermek ve “ve.” ile.

İzin vermek. Sizin yaptığınız bu. Siz aydınlanmanıza izin veriyorsunuz. Siz Öz’ünüze izin veriyorsunuz. Size, Ben’ime izin veriyorsunuz.

Biz bunu düşünebiliriz. Siz zihninizden zihniniz ile çıkamazsınız. Numaralar yok. Gizli geçiş kapıları yok. Bu sadece izin vermek ile alakalı – öncelikle doğal olana izin vermek ile ilgili.

İnsanın aydınlanmasının asla planlanmamış olduğu gerçeği var; her şey Üstadın aydınlanması ve yine de insan kalabilmek ile ilgili ve bundan çok daha fazlası da var. Biz bunu daha konuşmaya bile başlamadık.

Ama hadi şimdi güzel, derin bir nefes alalım. Bunun üzerinde yapılacak bir çalışma yok.

Ben bazı zamanlar bundan sonra gideceğimiz yer hakkında konuşuyorum ama ben bugün henüz görmüş olduğum bir şey hakkında konuştum – güç-süz ve enerjiden zengin olan hakkında.

Siz bunu kendi özünüzde hissedebiliyor musunuz? Zihinsel stresli hissetme değil ama siz müzik çalarken basitçe kendinizi bir anlığına hissedebilirsiniz.

Uzun süredir bir enerji açlığı vardı. Şimdi enerji zenginliği var.

(uzun duraklama)

Bu tam da şimdi salonda oluyor. Bu şimdi bizi izleyenlere oluyor. Sizin yaşamınızda meydana gelen ve güçten çıkarak enerji zenginliğine girilen doğal bir değişim.

Bu oluyor çünkü siz ona izin verdiniz. Bu oluyor çünkü biz burada birlikte toplandık. Benim söylediğim sözcükler nedeni ile değil ama basitçe siz izin verdiğiniz için.

Ben sizden şu andan itibaren önümüzdeki Şaud’a kadar bu enerji zenginliğini hissetmenizi istiyorum. Onun sizin her insan parçanıza, her Üstat parçanıza nasıl dokunduğunu hissedin. O, orada. Bunu siz yaptınız. Siz o gerçek tarihi değişimi gerçekleştirdiniz.

O zaman hadi bu 10. Şaud’da birlikte güzel, derin bir nefes alalım

Ve her zaman olduğu gibi benim sevgili dostlarım, her zaman olduğu gibi tüm yaratımda her şeyin yolunda olduğunu hatırlayın. Teşekkür ederim.


İngilizceden çeviren: Meltem Taban